|
- Furthermore, with this restrictive proposal, family life is in danger of becoming an ordeal, especially for women.
- Ayrıca, bu kısıtlayıcı teklifle aile hayatı özellikle kadınlar için bir çileye dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
- These measures make it possible to reconcile family life with a professional career.
- Bu tedbirler, aile hayatı ile mesleki kariyerin bağdaştırılmasını mümkün kılmaktadır.
- The right to respect for family life is a universal human right.
- Aile hayatına saygı hakkı evrensel bir insan hakkıdır.
- You had better combine your work with your family life.
- İşini aile hayatınla birleştirsen iyi olur.
- Sami wanted to talk about his family life.
- Sami aile hayatı hakkında konuşmak istiyordu.
- He is very secretive in regard to his family life.
- Aile hayatı konusunda çok ketumdur.
- In the last fifteen or twenty years, there have been great changes in family life in Britain.
- Son on beş ya da yirmi yıl içinde, İngiltere'deki aile hayatında büyük değişiklikler olmuştur.
- Working shifts can be extremely disruptive to family life.
- Vardiyalı çalışmak aile hayatı için son derece yıkıcı olabiliyor.
- Television is ruining family life.
- Televizyon aile hayatını mahvediyor.
- Working shifts can be extremely disruptive to family life.
- Çalışma vardiyaları aile hayatı için son derece yıkıcı olabilir.
- You had better combine your work with your family life.
- İşinizi aile hayatınızla birleştirseniz iyi olur.
Show More (8)
|