1 |
finances |
mali durum |
n. |
|
- This is the only way of boosting the funds and helping them to stabilise their finances.
- Bu, fonları güçlendirmenin ve mali durumlarını istikrara kavuşturmalarına yardımcı olmanın tek yoludur.
- With regard to the finances, the economic viability of the sector is a significant concern in Europe.
- Mali durumla ilgili olarak, sektörün ekonomik açıdan yaşayabilirliği Avrupa'da önemli bir endişe kaynağıdır.
- Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
- Sami spotted a problem with his finances.
- Sami mali durumuyla ilgili bir sorun fark etti.
- Keep track of your finances.
- Mali durumunuzu takip edin.
- Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumunu zorluyor.
Show More (3)
|
2 |
finances |
para |
n. |
|
- A household is a group that shares the same living space and finances.
- Ev halkı, aynı yaşam alanını ve parayı paylaşan bir gruptur.
Show More (-2)
|
3 |
finances |
mali kaynaklar |
n. |
|
- A household is a group that shares the same living space and finances.
- Ev halkı, aynı yaşam alanını ve mali kaynakları paylaşan bir gruptur.
Show More (-2)
|