|
- This is a necessary first step before we can go any further.
- Daha ileri gitmeden önce bu gerekli bir ilk adımdır.
- Joint EU-Russian border control could be a first step.
- Ortak AB-Rusya sınır kontrolü ilk adım olabilir.
- The opening of common consulates will be a first step and I hope that we will go further.
- Ortak konsoloslukların açılması bir ilk adım olacaktır ve umarım daha da ileriye gideriz.
- It is also a first step towards translating the fine words spoken at the Lisbon Summit into action.
- Bu aynı zamanda Lizbon Zirvesinde söylenen güzel sözlerin eyleme dönüştürülmesi yönünde atılmış bir ilk adımdır.
- In the meantime, let us support this first step.
- Bu arada, bu ilk adımı destekleyelim.
- You have said correctly that this is a first step for us.
- Doğru bir şekilde bunun bizim için bir ilk adım olduğunu söylediniz.
- The first step has now been taken and brought to its conclusion.
- Şimdi ilk adım atıldı ve sonuca ulaştırıldı.
- What has been put before us is a first step, and a good one.
- Önümüze konulan şey bir ilk adımdır ve iyi bir adımdır.
- I am sure of this, ladies and gentlemen, but this is the first step.
- Bundan eminim, bayanlar ve baylar, ancak bu ilk adımdır.
- The first step in prevention, however, is guaranteeing acceptable living conditions for pensioners.
- Bununla birlikte, önlemenin ilk adımı, emekliler için kabul edilebilir yaşam koşullarının garanti altına alınmasıdır.
- I support placing the budgetary line as a first step in the reserve to be released according to diplomatic progress.
- Diplomatik ilerlemeye göre kullanıma açılacak rezervin ilk adımı olarak bütçe kaleminin konulmasını destekliyorum.
- The first step has now been taken and brought to its conclusion.
- İlk adım şimdi atılmış ve sonuca ulaştırılmıştır.
- We are taking only a first step.
- Biz sadece ilk adımı atıyoruz.
- A first step will be verified, confirmed studies, which will show we are quite right and provide us with arguments.
- İlk adım, haklı olduğumuzu gösterecek ve bize argümanlar sağlayacak doğrulanmış, teyit edilmiş çalışmalar olacaktır.
- At the Tampere summit, we took the first step towards that process.
- Tampere zirvesinde bu sürece yönelik ilk adımı attık.
- The first step in that process is in the hands of the Presidency this week as the Council meets in Barcelona.
- Bu süreçte ilk adım, Konsey'in bu hafta Barselona'da toplanmasıyla birlikte Dönem Başkanlığı'nın elindedir.
- The first step is to draw up a detailed inventory of the existing legislation in this sector.
- Burada ilk adım, bu sektördeki var olan mevzuatın ayrıntılı bir envanterini çıkarmaktır.
- That strikes me as an excellent first step.
- Bu bana mükemmel bir ilk adım olarak görünüyor.
- A Stabilisation and Association Agreement is the first step towards EU membership.
- İstikrar ve Ortaklık Anlaşması, AB üyeliği yolunda atılacak ilk adımdır.
- The integration of women is also a first step towards democracy.
- Kadınların entegrasyonu aynı zamanda demokrasiye doğru atılan ilk adımdır.
- It is therefore an extremely important first step of a strategic nature.
- Bu nedenle stratejik nitelikte son derece önemli bir ilk adımdır.
- This represents a first step towards the European Union's lawmaking becoming more modern.
- Bu, Avrupa Birliği'nin kanun yapma sürecinin daha modern hale gelmesine yönelik ilk adımı temsil etmektedir.
- This innovation is doubtless important, but can be only the first step.
- Bu yenilik şüphesiz önemlidir, ancak sadece ilk adım olabilir.
- The collectivisation of rights can be the first step towards the reduction of their importance.
- Hakların kolektifleştirilmesi, önemlerinin azaltılmasına yönelik ilk adım olabilir.
- However, that can only be a first step in this debate.
- Ancak bu, bu tartışmada sadece bir ilk adım olabilir.
- East Timor has taken the first step towards independence and the founding of a separate state.
- Doğu Timor bağımsızlık ve ayrı bir devlet kurma yolunda ilk adımı attı.
- Mr Casaca's report is a first step in this direction.
- Bay Casaca'nın raporu bu yönde atılmış bir ilk adımdır.
- Let us take the first step in that direction during this mandate.
- Bu görev süresince bu yönde ilk adımı atalım.
- The creation of such a forum can only be the first step.
- Böyle bir forumun oluşturulması sadece ilk adım olabilir.
- Every journey begins with a first step.
- Her yolculuk bir ilk adımla başlar.
- Normalised relations with the OSCE could be a first step.
- AGİT ile ilişkilerin normalleştirilmesi bir ilk adım olabilir.
- But it is an important first step.
- Ancak bu önemli bir ilk adımdır.
- It is the first step.
- Bu ilk adımdır.
- This is the first step, which must facilitate future initiatives and monitoring in this field.
- Bu, bu alanda gelecekteki girişimleri ve izlemeyi kolaylaştırması gereken ilk adımdır.
- The first step must be to lift the death sentence.
- İlk adım idam cezasının kaldırılması olmalıdır.
- You told us that a first step had been taken by withdrawing some of these troops.
- Bu birliklerin bir kısmının geri çekilmesiyle ilk adımın atıldığını söylediniz.
- This is a fundamentally important message and a first step towards social recognition.
- Bu son derece önemli bir mesaj ve toplumsal tanınma yolunda atılmış bir ilk adımdır.
- That was the first step in a process which culminated in the fall of the Berlin Wall.
- Bu, Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla sonuçlanan bir sürecin ilk adımıydı.
- It would be a fantastic first step on the way to taking action.
- Harekete geçme yolunda harika bir ilk adım olacaktır.
- Our proposal is a first step aimed at ending such a pattern.
- Teklifimiz, böyle bir gidişata son vermeyi amaçlayan ilk adımdır.
- It is important for us to take the first step now.
- İlk adımı şimdi atmamız bizim için önemlidir.
- Mr Casaca's report is a first step in this direction.
- Sayın Casaca'nın raporu bu yönde atılmış bir ilk adımdır.
- As you know, the first steps were taken some months ago.
- Bildiğiniz üzere, ilk adımlar birkaç ay önce atıldı.
- Mr Vitorino's proposals are a first step on this road, and the right one.
- Sayın Vitorino'nun önerileri bu yolda atılmış bir ilk adımdır ve doğru bir adımdır.
- What is now being proposed in the Garrett Report, which in my opinion can only be supported, is only the first step.
- Şu anda Garrett Raporu'nda önerilen ve benim görüşüme göre sadece desteklenebilecek olan şey sadece ilk adımdır.
- The draft we are considering today is only a first step.
- Bugün görüşmekte olduğumuz taslak sadece bir ilk adımdır.
- The first step towards better origin safeguards requires the creation of a reliable marking and registration system.
- Daha iyi menşe güvencelerine yönelik ilk adım, güvenilir bir işaretleme ve kayıt sisteminin oluşturulmasını gerektirir.
- That is the first step - actually drawing up these noise maps.
- Bu ilk adımdır; yani bu gürültü haritalarının çizilmesi.
- This conference must be the first step towards stopping arms exports.
- Bu konferans silah ihracatının durdurulmasına yönelik ilk adım olmalıdır.
- This first step is so important because of this model function.
- Bu ilk adım, bu model işlevi nedeniyle çok önemlidir.
- The collectivisation of rights can be the first step towards the reduction of their importance.
- Hakların kolektifleştirilmesi, bunların öneminin azaltılmasına yönelik ilk adım olabilir.
- That is a first step for integrating the fight against terrorism into the Security and Defence Policy.
- Bu, terörle mücadelenin Güvenlik ve Savunma Politikasına entegre edilmesi için bir ilk adımdır.
- It is a first step.
- Bu bir ilk adımdır.
- I would add that the first step is to start promoting them at all.
- İlk adımın bunları teşvik etmeye başlamak olduğunu da eklemek isterim.
- To my mind, privatisation is often the first step towards liberalisation.
- Bana göre özelleştirme genellikle liberalleşmeye doğru atılan ilk adımdır.
- We must finally take the first step, however.
- Ancak nihayet ilk adımı atmalıyız.
- That is how easy it is to take the first steps.
- İşte ilk adımları atmak bu kadar kolay.
- Our proposal is a first step aimed at ending such a pattern.
- Teklifimiz, böyle bir gidişata son vermeyi amaçlayan bir ilk adımdır.
- What, finally, do we want to see as the first steps?
- Son olarak, ilk adımlar olarak ne görmek istiyoruz?
- This is the first step in the process.
- Bu, sürecin ilk adımıdır.
- This is a first step which is essential for the respect of the rule of law in Tunisia.
- Bu, Tunus'ta hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesi için elzem olan bir ilk adımdır.
- It is a first step.
- Bu bir ilk adım.
- As a first step we are proposing a directive on mandatory social and environmental performance.
- İlk adım olarak, zorunlu sosyal ve çevresel performansa ilişkin bir yönerge öneriyoruz.
- The publication of this annual report was, however, only the first step.
- Ancak bu yıllık raporun yayınlanması sadece ilk adımdı.
- The trans-European railway systems, in particular, constitute an obvious first step.
- Özellikle trans-Avrupa demiryolu sistemleri bariz bir ilk adım teşkil etmektedir.
- This could be the first step on the long road towards a truly European flag.
- Bu, gerçek bir Avrupa bayrağına giden uzun yolda ilk adım olabilir.
- The new rules adopted earlier this year in accordance with Article 255 are a first step on the way.
- 255. Madde uyarınca bu yılın başlarında kabul edilen yeni kurallar bu yolda atılmış ilk adımdır.
- Of course, these are only the first steps in what will, of necessity, be a long, major process.
- Elbette bunlar uzun ve büyük bir sürecin sadece ilk adımları.
- Of course, I understand Israel's nervousness about taking the first steps.
- Elbette İsrail'in ilk adımları atma konusundaki tedirginliğini anlıyorum.
- It is important for us to take the first step now.
- Şimdi ilk adımı atmamız bizim için önemli.
- However, that can only be a first step in this debate.
- Ancak bu, bu tartışmada yalnızca bir ilk adım olabilir.
- We could perhaps thereby take the first step towards a peaceful solution and a forward-looking outlook for Afghanistan.
- Böylece belki de Afganistan için barışçıl bir çözüme ve ileriye dönük bir bakış açısına doğru ilk adımı atabiliriz.
- Establishing minimum standards is an important first step on the road towards a common asylum policy in the EU.
- Asgari standartların oluşturulması, AB'de ortak bir sığınma politikasına giden yolda önemli bir ilk adımdır.
- The integration of women is also a first step towards democracy.
- Kadınların entegrasyonu da demokrasiye doğru atılan ilk adımdır.
- A first step in the task of reforming agriculture would be to transfer resources to rural development.
- Tarımda reform görevinin ilk adımı kırsal kalkınmaya kaynak aktarmak olacaktır.
- We are now starting on current lawmaking processes, which is of course the first step.
- Şu anda elbette ilk adım olan mevcut kanun yapma süreçlerine başlıyoruz.
- In my opinion, these should be assessed in the fullness of time, but this is a first step.
- Kanımca bunlar zaman içerisinde değerlendirilmelidir ancak bu bir ilk adımdır.
- In the environmental sector, strategies for transposing the acquis as a first step are recommended.
- Çevre sektöründe, bir ilk adım olarak, müktesebatın aktarılması için stratejiler tavsiye edilir.
- This first step must be taken now with the revision of the treaties and eastwards enlargement.
- Bu ilk adım, antlaşmaların gözden geçirilmesi ve doğuya doğru genişlemeyle birlikte atılmalıdır.
- This has been an important first step, but we still have lots of new challenges.
- Bu önemli bir ilk adım oldu, ancak hala önümüzde pek çok yeni zorluk var.
- Nevertheless, despite this positive outcome, the referendum is only a first step in the political transition underway.
- Ancak bu olumlu sonuca rağmen referandum, devam etmekte olan siyasi geçiş sürecinin yalnızca ilk adımıdır.
- A seminar on the subject is intended as the first step on the way.
- Konuyla ilgili bir seminerin bu yolda atılacak ilk adım olması amaçlanmaktadır.
- This marks a first step in tackling the issue.
- Bu, sorunun üstesinden gelinmesinde ilk adımı teşkil etmektedir.
- This innovation is doubtless important, but can be only the first step.
- Bu yenilik şüphesiz önemlidir ancak sadece ilk adım olabilir.
- The present proposal forms a first step in the implementation of the principle of mutual recognition.
- Mevcut teklif, karşılıklı tanıma ilkesinin uygulanmasında bir ilk adım teşkil etmektedir.
- It is also a first step towards translating the fine words spoken at the Lisbon Summit into action.
- Bu aynı zamanda Lizbon Zirvesi'nde söylenen güzel sözlerin eyleme dönüştürülmesine yönelik bir ilk adımdır.
- Getting a penetration test done is a great first step.
- Bir penetrasyon testi yaptırmak harika bir ilk adımdır.
- Researching those fields could be the first step.
- Bu alanlarda araştırma yapmak ilk adım olabilir.
- But having a promising product or service is just the first step.
- Ancak gelecek vaat eden bir ürün ya da hizmete sahip olmak sadece ilk adımdır.
- This is the first step in an excellent larger project we have planned.
- Bu, planladığımız mükemmel ve daha büyük bir projenin ilk adımıdır.
- Take the first step towards a healthy future today.
- Sağlıklı bir geleceğe doğru ilk adımı bugün atın.
- And having a great product or service is only the first step.
- Ve harika bir ürün ya da hizmete sahip olmak sadece ilk adımdır.
- The name change would be the first step.
- İsim değişikliği ilk adım olacaktır.
- We are taking some first steps with this meeting.
- Bu toplantı ile bazı ilk adımları atıyoruz.
- Being aware is, at least, a good first step.
- Farkında olmak en azından iyi bir ilk adımdır.
- This is the first step, and it perhaps the simplest.
- Bu ilk adımdır ve belki de en basitidir.
- Thus, the first step is to connect with your customers.
- Dolayısıyla ilk adım müşterilerinizle bağlantı kurmaktır.
- Talking with your family doctor can be a good first step.
- Aile doktorunuzla konuşmak iyi bir ilk adım olabilir.
- Talking about the death with the child is a good first step.
- Çocukla ölüm hakkında konuşmak iyi bir ilk adımdır.
- But having a promising product or service is just the first step.
- Ancak gelecek vaat eden bir ürün veya hizmete sahip olmak yalnızca ilk adımdır.
- This chapter will introduce you to the first step of learning C language.
- Bu bölüm size C dilini öğrenmenin ilk adımını tanıtacaktır.
- Researching those fields could be the first step.
- Bu alanları araştırmak ilk adım olabilir.
- This is the first step, and it perhaps the simplest.
- Bu, ilk adımdır ve belki de en kolay olanıdır.
- The name change would be the first step.
- İsim değişikliği ilk adım olacak.
- Thus, the first step is to connect with your customers.
- Bu nedenle ilk adım müşterilerinizle bağlantı kurmaktır.
- I've taken the first step.
- İlk adımı attım.
- Admitting you have a problem is the first step.
- Senin bir problemin olduğunu kabul etmek ilk adımdır.
- Socrates said that recognising your own ignorance is the first step towards wisdom.
- Sokrates, kendi cehaletinizin farkına varmanın bilgeliğe giden ilk adım olduğunu söylemiştir.
- The first step is very difficult.
- İlk adım çok zor.
- We gave the first step, now we just have to keep going.
- İlk adımı attık, şimdi aynen devam etmeliyiz.
- Let us do the first step!
- İlk adımı biz atalım!
- I wasn't at home when the baby took its first steps.
- Bebek ilk adımlarını attığında evde değildim.
- The first step toward recovery is admitting that you have a problem.
- İyileşme yönündeki ilk adım, bir sorunun olduğunu kabul etmektir.
- You have to take the first step.
- İlk adımı sen atmalısın.
- The first step is the hardest.
- İlk adım en zor olanıdır.
- The first step toward recovery is admitting that you have a problem.
- İyileşmenin ilk adımı, bir sorununuz olduğunu kabul etmektir.
- All journeys begin with a first step.
- Tüm yolculuklar ilk adımla başlar.
- It's the first step.
- Bu ilk adım.
- It's the first step.
- Bu ilk adımdır.
- Admitting you have a problem is the first step.
- Bir sorununuz olduğunu kabul etmek ilk adımdır.
- I took the first step.
- İlk adımı ben attım.
- Making amends is the first step toward rehabilitation.
- Özür dilemek rehabilitasyona doğru atılan ilk adımdır.
- The first steps are always the hardest.
- İlk adımlar daima en zor olanlarıdır.
- You have to take the first step.
- İlk adımı atmak zorundasın.
- That is the first step.
- O ilk adımdır.
- Making amends is the first step toward rehabilitation.
- Kendini affettirmek, rehabilitasyona doğru giden ilk adımdır.
- Starting to save is the first step towards a secure retirement.
- Birikim yapmaya başlamak güvenli emekliliğe doğru ilk adımdır.
- We have to be willing to take the first step.
- İlk adımı atmaya istekli olmalıyız.
- The first step is the most difficult.
- İlk adım en zorudur.
- Let's do this as a first step.
- Bunu ilk adım olarak yapalım.
- The first step is the most difficult.
- İlk adım en zor olanıdır.
- All journeys begin with a first step.
- Bütün yolculuklar bir ilk adımla başlar.
- The first step is always the hardest.
- İlk adım her zaman en zorudur.
- The first steps are always the hardest.
- İlk adımlar her zaman en zorudur.
- The first step to correcting a mistake is patience.
- Bir hatayı düzeltmenin ilk adımı sabırdır.
- I wasn't at home when the baby took its first steps.
- Bebek ilk adımlarını attığında ben evde değildim.
- We have to be willing to take the first step.
- İlk adımı atmak için istekli olmalıyız.
- The first step is the hardest.
- İlk adım en zorudur.
- I took the first step.
- İlk adımı attım.
- The first step is very difficult.
- İlk adım çok zordur.
- That is the first step.
- Bu ilk adım.
- The first step towards dealing with a problem is accepting that it exists.
- Bir sorunla ilgilenmeye doğru ilk adım onun var olduğunu kabul etmektir.
- Let's do this as a first step.
- İlk adım olarak bunu yapalım.
- Socrates said that recognising your own ignorance is the first step towards wisdom.
- Sokrat, kendi cahilliğimizin farkına varmanın bilgelik yolunda atılmış ilk adım olduğunu söylemiştir.
- The first step towards dealing with a problem is accepting that it exists.
- Bir sorunla başa çıkmanın ilk adımı, onun var olduğunu kabul etmektir.
Show More (142)
|
