|
- Secondly, we need to explode this myth that the partnership primarily concerns the free market.
- İkinci olarak, ortaklığın öncelikle serbest piyasa ile ilgili olduğu efsanesini yıkmamız gerekiyor.
- It is illusory to believe that processes of transformation in society can be managed by free market forces alone.
- Toplumdaki dönüşüm süreçlerinin yalnızca serbest piyasa güçleri tarafından yönetilebileceğine inanmak yanıltıcıdır.
- Where mad cow disease is concerned, it feels as though the European Union has gone into the free market back to front.
- Deli dana hastalığı söz konusu olduğunda, Avrupa Birliği'nin serbest piyasaya sırtını döndüğü hissine kapılıyoruz.
- If the free market strikes, cheese, wine, mustard, vinegar and cake will soon no longer come from the region of origin.
- Eğer serbest piyasa başlarsa, peynir, şarap, hardal, sirke ve kek artık menşe bölgesinden gelmeyecek.
- In the free market, their global reach gives them unprecedented options.
- Serbest piyasada, küresel erişimleri onlara eşi benzeri görülmemiş seçenekler sunuyor.
- We cannot leave this to the free market.
- Bunu serbest piyasaya bırakamayız.
- It is a matter for the free market.
- Bu serbest piyasa için bir meseledir.
- In the free market their global reach gives them unprecedented options.
- Serbest piyasada küresel erişimleri onlara eşi benzeri görülmemiş seçenekler sunmaktadır.
- 'Civilized' Europe is prepared to teach democracy and the free market to its 'uncivilised' neighbours.
- 'Medeni' Avrupa, 'medeni olmayan' komşularına demokrasi ve serbest piyasa öğretmeye hazırdır.
- Not only people and their environment but also animal welfare is sacrificed to the free market.
- Sadece insanlar ve çevreleri değil, hayvan refahı da serbest piyasaya kurban edilmektedir.
- Health care is not simply a commercial product or service that is traded within the free market.
- Sağlık hizmetleri sadece serbest piyasada alınıp satılan ticari bir ürün ya da hizmet değildir.
- The free market should decide.
- Serbest piyasanın karar vermesi gerekir.
- The free market should decide.
- Kararı serbest piyasa vermeli.
- He basically supported the free market system.
- Temelde serbest piyasa sistemini destekliyordu.
- He basically supported the free market system.
- O aslında serbest piyasa sistemini destekledi.
Show More (12)
|
