glimpse - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
glimpse göz atmak v.
  • Tom caught a glimpse of the driver as the train raced past.
  • Tren hızla geçerken Tom makiniste bir göz attı.
  • He caught a glimpse of the driver as the train raced past.
  • Tren hızla geçerken makiniste bir göz attı.
  • As the train went by, he caught a glimpse of the driver.
  • Tren geçerken, makiniste bir göz attı.
Show More (0)
glimpse (bir anlık) görüntü n.
  • In looking through the mist, I caught a glimpse of my future.
  • Sisin içinden bakarken, geleceğime dair bir anlık görüntü yakaladım.
  • Some dreams are a glimpse of the future.
  • Bazı rüyalar geleceğin bir anlık görüntüsüdür.
Show More (-1)
glimpse gözüne ilişme n.
  • She caught a glimpse of the movie star before he left the hotel.
  • Otelden ayrılmadan önce film yıldızı gözüne ilişti.
Show More (-2)
glimpse kısa bakış n.
  • The video showed us a glimpse of what life would be like on Mars.
  • Video bizlere Mars'ta yaşamın nasıl olabileceğine dair kısa bir bakış sağladı.
Show More (-2)
glimpse görür gibi olmak (birini) v.
  • Tony glimpsed her among the crowd.
  • Tony onu kalabalığın arasında görür gibi oldu.
Show More (-2)
glimpse bir an için görmek v.
  • Suddenly he glimpsed the truth about the case: He was framed!
  • Aniden davayla ilgili gerçeği bir an için gördü: Ona komplo kurulmuştu!
Show More (-2)