| 1 |
grade |
not |
n. |
|
- His mother complained about his exam grades.
- Annesi sınavda aldığı notlarından şikayetçiydi.
- The Justice and Home Affairs Council deserves to be graded an emphatic 'unsatisfactory'.
- Adalet ve İçişleri Konseyi kesin bir 'yetersiz' notunu hak ediyor.
- With these grades you can continue on to college.
- Bu notlarla üniversiteye devam edebilirsiniz.
- Chris got a very nice grade on that difficult homework assignment.
- Chris o zor ev ödevinden çok iyi bir not aldı.
- Tom is worried about his grades.
- Tom notları hakkında endişeli.
- Aren't you worried about your grades?
- Notlarınız hakkında endişeli değil misiniz?
- Tom did the best he could, but he wasn't able to get a higher grade than Mary.
- Tom elinden geleni yaptı, ama Mary'den daha yüksek not alamadı.
- Tom did not have the grades to get into the program.
- Tom'un programa girecek notları yoktu.
- Tom is proud of his good grades.
- Tom iyi notları ile gurur duymaktadır.
- Do you think you'll get a good grade?
- İyi bir not alacağını düşünüyor musun?
- He got the highest grade on the exam.
- Sınavda en yüksek notu aldı.
- My grades have improved since first semester.
- Notlarım ilk dönemden beri yükseldi.
- Tom gets the best grades in our class.
- Tom sınıfımızdaki en iyi notları alıyor.
- Your attendance will affect your final grade.
- Devamlılığınız final notunuzu etkiler.
- Tom got a good grade in science.
- Tom fen dersinden iyi bir not aldı.
- Your grades are better than mine.
- Notların benimkilerden daha iyi.
- Chris got a very good grade on that difficult homework assignment.
- Chris o zor ödevden çok iyi bir not aldı.
- I got a bad grade.
- Kötü bir not aldım.
- Are you worried about your grades?
- Notların için endişeleniyor musun?
- He got a good grade in mathematics.
- Matematikten iyi bir not aldı.
- Aren't you worried about your grades?
- Notlarından endişe etmiyor musun?
- The students whose test grades were low had to come back after school for an extra lesson.
- Sınav notları düşük olan öğrenciler okuldan sonra ekstra ders almak için tekrar gelmek zorunda kaldılar.
- Why do school grades matter?
- Okul notları neden önemli?
- Your attendance will affect your final grade.
- Katılımınız final notunuzu etkileyecek.
- Lack of sleep can have an enormous negative impact on a student's grades.
- Uyku eksikliğinin öğrencinin notlarının üzerinde çok büyük olumsuz etkisi olabilir.
- He's proud of his good grades.
- İyi notlarıyla gurur duyuyor.
- I got an excellent grade on the test, and that makes me very happy.
- Testte mükemmel bir not aldım, ve bu beni çok mutlu ediyor.
- What's your grade point average?
- Senin not ortalaman kaç?
- My school grades were average.
- Benim okul notları ortalamaydı.
- Tom is having some problems with his grades.
- Tom'un notlarıyla ilgili bazı sorunları var.
- Mary needs to improve her grades.
- Mary'nin notlarını yükseltmesi gerekiyor.
- My grades didn't come up to my father's expectations.
- Notlarım babamın beklentilerini karşılamadı.
- What were your grades like in high school?
- Lisedeyken notların nasıldı?
- If you just work hard, your grades will improve a lot.
- Eğer çok çalışırsanız, notlarınız çok yükselecektir.
- Tom doesn't care about his grades.
- Tom notlarını önemsemiyor.
- Her grades have improved significantly.
- Notları önemli ölçüde iyileşti.
- Tom's grades are much better than Mary's.
- Tom'un notları Mary'ninkilerden çok daha iyi.
- My grades haven't improved.
- Notlarımda bir gelişme yok.
- Tom got a good grade in science.
- Tom fen dersinde iyi bir not aldı.
- Do you have any idea how important your test grades are?
- Sınav notlarınızın ne kadar önemli olduğu hakkında bir fikriniz var mı?
- The student felt that her low grade was not just.
- Öğrenci düşük notunun adil olmadığını düşündü.
- Fadil's grades dropped.
- Fadıl'ın notları düştü.
- I wanted to talk to you about your grades.
- Seninle notların hakkında konuşmak istedim.
- I need to talk to you about your grades.
- Seninle notların hakkında konuşmam gerekiyor.
- Tom's grades are excellent.
- Tom'un notları mükemmel.
- He was ashamed of the grades he got.
- Aldığı notlardan utandı.
- My grade is above the average.
- Notum ortalamanın üzerinde.
- Your grades are better than mine.
- Senin notların benimkilerden daha iyi.
- My grades have improved significantly.
- Notlarım önemli ölçüde iyileşti.
- The reason why I got a bad grade is that I did not study.
- Kötü not almamın nedeni ders çalışmamam.
- My grades are above average.
- Benim notlarım ortalamanın üzerindedir.
- Aren't you worried about your grades?
- Notların için kaygılanmıyor musun?
- Tom's grades have been slipping, so he really needs to hit the books.
- Tom'un notları düşüyordu, bu yüzden gerçekten kitaplara sarılması gerekiyordu.
- Sami's grades dropped.
- Sami'nin notları düştü.
- Why did your grades drop?
- Notların neden düştü?
- My school grades were average.
- Okul notlarım ortalamaydı.
- He got a good grade in mathematics.
- Matematikte iyi bir not aldı.
- As to your final grade, that depends on your final examination.
- Final notunuza gelince, bu final sınavınıza bağlı.
- My grades have improved since first semester.
- İlk dönemden beri notlarım yükseldi.
- Tom got a perfect grade in chemistry.
- Tom kimya dersinden tam not aldı.
- Chris got a very good grade on that difficult homework assignment.
- Chris o zor ev ödevinden çok iyi bir not aldı.
- What were your grades like in high school?
- Lisede notların nasıldı?
- I wanted to talk to you about your grades.
- Notların hakkında seninle konuşmak istedim.
- Your mental health is more important than your grades.
- Akıl sağlığın notlarından daha önemli.
- His grades have improved significantly.
- Notları önemli ölçüde iyileşti.
- He was ashamed of the grades he got.
- Aldığı notlardan utanıyordu.
Show More (63)
|
| 2 |
grade |
sınıf |
n. |
|
- My son just started first grade.
- Oğlum birinci sınıfa yeni başladı.
- I have been in theater since 1st grade.
- Birinci sınıftan beri tiyatro işindeyim.
- Tom is in danger of repeating his grade.
- Tom sınıfını tekrarlama tehlikesi içinde.
- Tom has been in love with Mary since the seventh grade.
- Tom yedinci sınıftan beri Mary'ye aşık.
- She was in the eighth grade.
- Sekizinci sınıftaydı.
- Yamada isn't popular with girls in his own grade, but he's popular with the younger girls at school.
- Yamada kendi sınıfındaki kızlar arasında popüler değil ama okuldaki genç kızlar arasında popüler.
- He dropped out when he was in the 7th grade.
- 7. sınıftayken okulu bıraktı.
- I'm in the same grade as Tom.
- Tom'la aynı sınıftayız.
- The clan ended in seventh grade.
- Zümre yedinci sınıfta sona erdi.
- I skipped a grade.
- Sınıf atladım.
- His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.
- Yazdığı kompozisyon problemin sadece yüzeysel bir analizini içeriyordu, bu yüzden sınıftaki en yüksek notu alması onun için gerçek bir sürpriz oldu.
- I think none of these students will go on to the next grade.
- Bence bu öğrencilerin hiçbiri bir üst sınıfa geçemeyecek.
- He skipped a grade.
- O bir sınıf atladı.
- He skipped a grade.
- Sınıf atladı.
- I'm in the same grade as Tom.
- Ben Tom'la aynı sınıftayım.
- Tom is in danger of repeating his grade.
- Tom sınıf tekrarı tehlikesiyle karşı karşıya.
- Sami is in grade twelve and is going to graduate this year.
- Sami on ikinci sınıfta ve bu yıl mezun olacak.
- Mary has been in love with Tom since the 8th grade.
- Mary 8. sınıftan beri Tom'a aşık.
- The clan ended in seventh grade.
- Klan yedinci sınıfta sona erdi.
Show More (16)
|
| 3 |
grade |
not vermek (sınav kağıdını veya ödevi okuyup) |
v. |
|
- You can't change the grades after you've given them in, so make sure they are correct.
- Notları verdikten sonra değiştiremezsiniz, bu yüzden doğru olduklarından emin olun.
- Did you grade the tests?
- Testlere not verdin mi?
- The teacher grades easily.
- Öğretmen kolayca not verir.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
- Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher grades easily.
- Öğretmen kolayca not veriyor.
Show More (2)
|
| 4 |
grade |
notlandırmak |
v. |
|
- I can't go out; I need to grade exam papers tonight.
- Dışarı çıkamam, bu gece sınav kağıtlarını notlandırmam lazım.
- I'm grading papers.
- Kağıtları notlandırıyorum.
Show More (-1)
|
| 5 |
grade |
derecelendirmek |
v. |
|
- His job was graded entry-level.
- İşi giriş seviyesinde derecelendirildi.
- Sheets are graded according to thread count.
- Çarşaflar iplik sayısına göre derecelendirilir.
Show More (-1)
|
| 6 |
grade |
kalite |
n. |
|
- We only offer high-grade coffee.
- Bizler yalnızca yüksek kalite kahve sunuyoruz.
Show More (-2)
|
| 7 |
grade |
kademe |
n. |
|
- They offer better compensation packages for senior grades.
- Üst kademeler için daha iyi tazminat paketleri sunuyorlar.
Show More (-2)
|
| 8 |
grade |
eğim |
n. |
|
- The track has a fairly steep grade.
- Pistin oldukça dik bir eğimi var.
Show More (-2)
|
| 9 |
grade |
seviye |
n. |
|
- She has a high grade of intelligence.
- Yüksek bir zeka seviyesine sahip.
Show More (-2)
|
| 10 |
grade |
derece |
n. |
|
- Chris got a very nice grade on that difficult homework assignment.
- Chris o zor ev ödevinden çok güzel bir derece aldı.
Show More (-2)
|
| 11 |
grade |
puan |
n. |
|
- These are graded on a hundred-point scale.
- Bunlar yüz puanlık bir ölçekte derecelendirilir.
Show More (-2)
|
