|
- I dreamed I saw a great wave climbing over green lands and above the hills.
- Rüyamda yemyeşil alanların ve tepelerin üzerinden yükselen büyük bir dalga gördüm.
- Ireland offers everything from lavish green hills to vibrant, metropolitan cities.
- İrlanda, yemyeşil tepelerden canlı metropollere kadar her şeyi sunuyor.
- I dreamed I saw a great wave climbing over green lands and above the hills.
- Rüyamda büyük bir dalganın yemyeşil topraklara ve tepelerin üzerinden aştığını gördüm.
- Ireland offers everything from lavish green hills to vibrant, metropolitan cities.
- İrlanda, yemyeşil tepelerden hareketli metropol şehirlere kadar her şeyi sunuyor.
- Mountains and hills make up two-thirds of the total area.
- Dağlar ve tepeler toplam alanın üçte ikisini oluşturur.
- Mountains and hills make up two-thirds of the total area.
- Dağ ve tepeler toplam alanın üçte ikisini oluşturur.
- The new road will benefit the people living in the hills.
- Yeni yolun tepede yaşayan insanlara faydası olacaktır.
- It's good exercise to climb hills.
- Tepelere tırmanmak iyi bir egzersizdir.
- The valley of the Colosseum is enclosed by a number of hills.
- Kolezyum vadisi birkaç tepeyle çevrilidir.
- We'll be safe when we get into the hills.
- Tepeye vardığımızda güvende olacağız.
- It's good exercise to climb hills.
- Tepelere tırmanmak iyi egzersizdir.
- There are hills, a little museum, a public garden and a big church.
- Tepeler, küçük bir müze, halka açık bir bahçe ve büyük bir kilise var.
- Small hills look flat from an airplane.
- Küçük tepeler uçaktan düz görünüyor.
- Flat land has no mountains or hills.
- Düz arazide dağ ya da tepe yoktur.
- The new road will benefit the people living in the hills.
- Yeni yol tepelerde yaşayan insanlara fayda sağlayacak.
- Your mother is so fat, when she’s in town, Rome has eight hills.
- Annen o kadar şişman ki, o şehirdeyken Roma'nın sekiz tane tepesi oluyor.
- The surrounding hills protected the town.
- Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.
- You can go for walks on the hills.
- Tepelerde yürüyüşe çıkabilirsin.
- The valley of the Colosseum is enclosed by a number of hills.
- Kolezyum vadisi birkaç tepe ile çevrilidir.
- The town is supplied with water from a reservoir in the hills.
- Kasabaya tepelerdeki bir rezervuardan su sağlanmaktadır.
- The surrounding hills protected the town.
- Etraftaki tepeler kasabayı koruyordu.
- We reached the top of the hills at dawn.
- Biz şafakta tepelerin zirvesine ulaştık.
- We'll be safe when we get into the hills.
- Tepelere çıktığımızda güvende olacağız.
- Small hills look flat from an airplane.
- Küçük tepeler uçaktan düz görünüyorlar.
- San Francisco is known for its fog and its hills among other things.
- San Francisco diğer şeylerin yanı sıra sisi ve tepeleriyle de bilinir.
- Flat land has no mountains or hills.
- Düz arazi hiçbir dağ veya tepeye sahip değildir.
- We reached the top of the hills at dawn.
- Şafakta tepelerin zirvesine ulaştık.
- Your mother is so fat, when she’s in town, Rome has eight hills.
- Annen o kadar şişman ki o şehirde olduğunda, Roma'nın sekiz tepesi oluyor.
Show More (25)
|
