|
- Make use of a quiet space for them to study and do their homework.
- Çalışmaları ve ödevlerini yapmaları için sessiz bir ortamdan faydalanın.
- Take them to school, check their homework, nothing.
- Onları okula götürdüm, ödevlerini kontrol ettim, hiçbir şey işte.
- You guys finish your homework first, then come down.
- Siz önce ödevlerinizi bitirin, sonra aşağı gelin.
- Make use of a quiet space for them to study and do their homework.
- Ders çalışmaları ve ödevlerini yapmaları için sessiz bir alan kullanın.
- Take them to school, check their homework, nothing.
- Onları okula götürün, ödevlerini kontrol edin, başka şey yok.
- Make use of a quiet space for them to study and do their homework.
- Çalışmaları ve ödevlerini yapmaları için sessiz bir ortamdan yararlanın.
- I mean, like, two gummy worms for homework.
- Yani, ödev için iki tane solucan jelibon gibi.
- Take them to school, check their homework, nothing.
- Onları okula götür, ödevlerini kontrol et, hiç işte öyle.
- Tom didn't expect Mary to finish her homework so quickly.
- Tom Mary'nin ödevini o kadar hızlı bir şekilde bitirmesini beklemiyordu.
- Although Tom is sick, he plans to get his homework done on time.
- Tom hasta olmasına rağmen ödevlerini zamanında yapmayı planlıyor.
- After I had done my homework, I went to bed.
- Ödevimi yaptıktan sonra yattım.
- Tom helps Mary with her homework.
- Tom, Mary'nin ödevini yapmasına yardımcı olur.
- I was swamped with homework.
- Ödevlerle boğulmuştum.
- Tom had his homework all done by the time his mother got home.
- Tom, annesi eve gelene kadar ödevini bitirmişti.
- Make sure Tom gets his homework done.
- Tom'un ödevini yaptığından emin ol.
- Can you help me with my homework?
- Ödevime yardım eder misin?
- He has already finished his homework.
- Ödevini çoktan bitirdi.
- You ought to finish your homework at once.
- Ödevini bir an önce bitirmelisin.
- I'm done with my homework.
- Ödevlerimi bitirdim.
- I had just finished my homework when he visited me.
- Beni ziyaret ettiğinde ödevimi yeni bitirmiştim.
- We must finish our homework first.
- Önce, ödevimizi bitirmeliyiz.
- Kate wants to finish her homework by ten.
- Kate ödevini saat ona kadar bitirmek istiyor.
- He had done his homework when I called on him.
- Onu çağırdığımda ödevini yapmıştı.
- I have some homework to finish.
- Bitirmem gereken ödevlerim var.
- Having done my homework, I had a chat with Mom.
- Ödevimi bitirdikten sonra, annemle sohbet ettim.
- Please give me a hand with my homework.
- Lütfen ödevime yardım edin.
- He was busy with his homework.
- O, ödevi ile meşguldü.
- Are you through with your homework?
- Ödevini bitirdin mi?
- How can I finish my homework when I have to help you clean the house?
- Evi temizlemene yardım etmem gerekirken ödevimi nasıl bitirebilirim?
- Tom got Mary to help him with his homework.
- Tom, Mary'ye ödevinde ona yardım ettirdi.
- Tom asked me to help him with his homework.
- Tom benden ödevine yardım etmemi istedi.
- Tom didn't expect Mary to finish her homework so quickly.
- Tom, Mary'nin ödevini bu kadar çabuk bitirmesini beklemiyordu.
- I can't help you with your homework.
- Ödevinde sana yardım edemem.
- When I returned home, my brother had done his homework.
- Eve döndüğümde, erkek kardeşim ödevini yapmıştı.
- I'm sorry, I forgot to do my homework.
- Özür dilerim, ödevimi yapmayı unuttum.
- I don't have time to help you with your homework.
- Ödevine yardım edecek zamanım yok.
- If you need my homework, I'll stop by your house and give it to you when I'm done.
- Ödevime ihtiyacın varsa, evine uğrar ve işim bittiğinde sana veririm.
- I watched baseball on TV after I finished my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- Did everyone do their homework?
- Herkes ödevini yaptı mı?
- I have too much homework.
- Bir yığın ödevim var.
- How long did it take you to finish your homework?
- Ödevini bitirmen ne kadar sürdü?
- Tom has just finished doing his homework.
- Tom ödevini yeni bitirdi.
- Does Tom have to do his homework now?
- Tom ödevini şimdi yapmak zorunda mı?
- Hand in your homework.
- Ödevini teslim et.
- I don't feel like doing my math homework now.
- Şu anda canım matematik ödevini yapmak istemiyor.
- I've just finished doing my French homework.
- Fransızca ödevimi yeni bitirdim.
- I'll give you all a little more time to finish your homework.
- Ödevlerinizi bitirmeniz için hepinize biraz daha zaman vereceğim.
- I have a week to do my homework.
- Ödevimi yapmak için bir haftam var.
- Please help me with my homework.
- Lütfen ödevime yardım edin.
- I'll make sure Tom does his homework.
- Tom'un ödevini yaptığından emin olacağım.
- I've already done my homework.
- Ben zaten ödevimi yaptım.
- Mary said she would do her homework.
- Mary, ödevini yapacağını söyledi.
- Does Tom ever help you with your homework?
- Tom hiç ödevlerinizde size yardım ediyor mu?
- Tom forgot to bring his homework to school.
- Tom ödevini okula getirmeyi unuttu.
- Tom didn't like homework.
- Tom ödevi sevmedi.
- Tom said he has a lot of homework to do tonight.
- Tom bu gece yapacak çok ödevi olduğunu söyledi.
- Tom didn't forget to do his homework this time.
- Tom bu sefer ödevini yapmayı unutmadı.
- First of all, we have to finish the homework.
- Her şeyden önce, ödevimizi bitirmeliyiz.
- Why are they not doing their homework?
- Neden ödevlerini yapmıyorlar?
- I forgot my homework.
- Ödevimi unuttum.
- Our teacher reminded us not to forget our homework.
- Öğretmenimiz ödevlerimizi unutmamamız gerektiğini hatırlattı.
- I'm doing my French homework right now.
- Şu anda Fransızca ödevimi yapıyorum.
- As a rule, our English teacher gives a lot of homework.
- İngilizce öğretmenimiz genellikle çok ödev verir.
- Tom just wants Mary to help him with his homework.
- Tom sadece Mary'nin ödevine yardım etmesini istiyor.
- It's going to take me at least three hours to do my homework tonight.
- Bu gece ödevimi yapmam en az üç saatimi alacak.
- Have you finished your homework yet?
- Ödevini bitirdin mi artık?
- We did our homework.
- Ödevimizi yaptık.
- Tom has only done half of his homework.
- Tom ödevinin sadece yarısını yaptı.
- Tom is still trying to convince Mary to help him with his homework.
- Tom hâlâ Mary'yi ödevine yardım etmesi için ikna etmeye çalışıyor.
- First of all, we have to finish the homework.
- Her şeyden önce, ödevi bitirmek zorundayız.
- Tom was the first one to turn in his homework.
- Ödevini ilk teslim eden Tom'du.
- I forgot to do my homework.
- Ödevimi yapmayı unuttum.
- We don't allow Tom to watch TV until he finishes his homework.
- Ödevini bitirene kadar Tom'un televizyon izlemesine izin vermiyoruz.
- We finished the homework in no time at all.
- Hiç vakit kaybetmeden ödevi bitirdik.
- Why haven't you done your homework yet?
- Ödevini neden hala yapmadın?
- Tom managed to finish his homework quickly.
- Tom ödevini çabucak bitirmeyi başardı.
- Tom wanted to copy my homework.
- Tom ödevimi kopyalamak istedi.
- I finished my math homework.
- Matematik ödevimi bitirdim.
- Tom tried to persuade Mary to help him with his homework.
- Tom, Mary'yi ödevine yardım etmesi için ikna etmeye çalıştı.
- Help me with my homework.
- Ödevime yardım et.
- Tom says his teacher gives him too much homework.
- Tom öğretmeninin ona çok fazla ödev verdiğini söylüyor.
- We put a lot of effort into our homework.
- Ödevlerimiz için çok çaba sarf ediyoruz.
- Tom wants me to help him with his homework.
- Tom ödevinde ona yardım etmemi istiyor.
- Tom didn't have enough time to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmek için yeterli zamanı yoktu.
- Please complete your homework.
- Lütfen ödevinizi tamamlayın.
- When I've finished my homework, I'll go for a swim.
- Ödevimi bitirdiğimde yüzmeye gideceğim.
- Tom tried to get Mary to do his homework for him.
- Tom Mary'ye ödevini yaptırmaya çalıştı.
- My big brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çabucak bitirdi.
- Tom asked me to help Mary with her French homework.
- Tom, Mary'ye Fransızca ödevinde yardım etmemi istedi.
- The boy left his homework half-finished.
- Çocuk ödevini yarıda bıraktı.
- Tom forgot to do his homework.
- Tom ödevini yapmayı unuttu.
- Tom asked me to do his homework for him.
- Tom benden ödevini yapmamı istedi.
- She usually helps her sister to do her homework.
- Genellikle kız kardeşinin ödevlerine yardım eder.
- Tom helped me do my homework.
- Tom ödevimi yapmama yardım etti.
- I'm having a hard time getting Tom to do his homework.
- Tom'a ödevini yaptırmakta zorlanıyorum.
- Do your homework right now.
- Ödevini şimdi yap.
- Even though Tom is sick, he plans to get his homework finished on time.
- Tom hasta olmasına rağmen ödevini zamanında bitirmeyi planlıyor.
- Tom is upstairs doing his homework.
- Tom yukarıda ödevini yapıyor.
- I'll catch up on my homework tonight.
- Bu gece ödevlerimi yetiştireceğim.
- I don't think that Tom did his homework by himself.
- Tom'un ödevini kendi başına yaptığını sanmıyorum.
- I'll do my homework later.
- Ödevimi sonra yapacağım.
- It took me almost three hours to finish my math homework.
- Matematik ödevimi bitirmem neredeyse üç saatimi aldı.
- At this school, there are no grades and students have no homework.
- Bu okulda not yok ve öğrencilerin ödevi yok.
- My older brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çok çabuk bitirdi.
- Tom has all but finished his homework.
- Tom ödevini bitirmek üzere.
- Tom sometimes help me with my math homework.
- Tom bazen matematik ödevlerimde bana yardım eder.
- I'm working on my homework.
- Ben ödevim üzerinde çalışıyorum.
- Tom is helping Mary do her homework.
- Tom, Mary'nin ödevini yapmasına yardım ediyor.
- I have math homework today.
- Bugün matematik ödevim var.
- Does Tom ever help you with your homework?
- Tom sana ödevlerinde hiç yardım ediyor mu?
- We have a lot of homework to do.
- Yapacak çok ödevimiz var.
- I must finish my homework before dinner.
- Akşam yemeğinden önce ödevimi bitirmeliyim.
- Don't forget we have to do our homework.
- Ödevimizi yapmak zorunda olduğumuzu unutma.
- To tell the truth, I didn't do my homework.
- Doğruyu söylemek gerekirse, ödevimi yapmadım.
- It took Tom a long time to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmesi uzun zaman aldı.
- I have done my homework.
- Ödevimi bitirdim.
- You need to finish your homework.
- Ödevini bitirmelisin.
- Tom's mother helps him with his homework.
- Tom'un annesi ödevinde ona yardımcı olur.
- Tom finished his homework, so he went to bed.
- Tom ödevini bitirdi, bu nedenle yatmaya gitti.
- I almost forgot to do my homework.
- Neredeyse ödevimi yapmayı unutuyordum.
- Tom often helps Mary do her homework.
- Tom genellikle Mary'ye ödevini yapmada yardım eder.
- Chris got a very good grade on that difficult homework assignment.
- Chris o zor ödevden çok iyi bir not aldı.
- I can't go out because I have a lot of homework.
- Çok ödevim olduğu için dışarı çıkamıyorum.
- My brother helps me with my homework sometimes.
- Erkek kardeşim bazen ödevimde bana yardımcı oluyor.
- You can watch TV after you finish your homework.
- Ödevini bitirdikten sonra televizyon izleyebilirsin.
- I'm finishing my homework.
- Ödevimi bitiriyorum.
- I'll do my homework.
- Ödevimi yapacağım.
- Tom finished doing his homework an hour ago.
- Tom ödevini bir saat önce bitirdi.
- Do your homework by yourself.
- Ödevini kendin yap.
- I still don't have my homework done.
- Ben hala ödevimi yapmadım.
- Tom usually helps me do my homework.
- Tom genellikle ödevimi yapmama yardım eder.
- I always put off doing my homework and get into trouble.
- Ödevlerimi yapmayı hep erteliyorum ve başıma iş açılıyor.
- Tom has a lot of homework to do this evening.
- Tom'un bu akşam yapması gereken çok ödevi var.
- I have got much homework.
- Çok ödevim var.
- Tom said that he told Mary to do her homework.
- Tom, Mary'ye ödevini yapmasını söylediğini söyledi.
- I should help Tom with his homework.
- Tom'a ödevinde yardım etmeliyim.
- You have finished your homework, haven't you?
- Ödevini bitirdin, değil mi?
- They helped each other with homework.
- Ödevde birbirlerine yardım ettiler.
- She asked her students not to forget her homework.
- Öğrencilerinden ödevlerini unutmamalarını istedi.
- It was careless of you to forget your homework.
- Ödevini unutman çok dikkatsizceydi.
- I help Tom with his homework.
- Tom'a ödevinde yardım ediyorum.
- After he had done his homework, he watched TV.
- Ödevini yaptıktan sonra televizyon izledi.
- The homework is due next Monday.
- Ödevin son günü önümüzdeki Pazartesi.
- When will you finish your homework?
- Sen ödevini ne zaman bitireceksin?
- I will be doing my homework.
- Ödevimi yapacağım.
- Tom said he would do his homework.
- Tom ödevini yapacağını söyledi.
- She scolded him for not doing his homework.
- Ödevini yapmadığı için onu azarladı.
- I have homework that has to been done tonight.
- Bu gece yapmam gereken bir ödevim var.
- You'd be amazed how often he doesn't do his homework.
- Ödevini ne kadar sık yapmadığına şaşırırsınız.
- Tom thought the teacher had given him way too much homework to finish in one day.
- Tom öğretmeninin ona bir günde bitiremeyeceği kadar çok ödev verdiğini düşündü.
- Tom asked Mary if she could help him with his science homework.
- Tom, Mary'ye fen ödevinde ona yardım edip edemeyeceğini sordu.
- I let Tom watch a little TV after he finished his homework.
- Tom'un ödevini bitirdikten sonra biraz televizyon izlemesine izin verdim.
- I'm pretty sure that Tom hasn't finished his homework yet.
- Tom'un ödevini henüz bitirmediğinden eminim.
- The students often copy each other's homework.
- Öğrenciler genellikle birbirlerinin ödevlerini kopyalarlar.
- I knew I shouldn't have put off doing my homework until the last minute.
- Ödevimi yapmayı son dakikaya kadar ertelememem gerektiğini biliyordum.
- I suspect that Tom doesn't do his homework by himself.
- Tom'un ödevlerini kendi başına yapmadığından şüpheleniyorum.
- Perhaps Tom can help you with your homework.
- Belki Tom sana ödevinde yardım edebilir.
- Tom has a lot of homework to do this evening.
- Tom'un bu akşam yapacak bir sürü ödevi var.
- Tom told Mary that he'd help her with her homework.
- Tom, Mary'ye ödevine yardım edeceğini söyledi.
- He finishes his homework before going to bed.
- O, yatmadan önce ödevini bitirir.
- She told him off for not doing his homework.
- O, ödevini yapmadığı için onu azarladı.
- Tom finished his homework quickly.
- Tom ödevini çabucak bitirdi.
- Tom helped me with my homework.
- Tom ödevimde bana yardım etti.
- Kate did her homework in the kitchen.
- Kate ödevini mutfakta yaptı.
- I'm not copying your homework.
- Ödevini kopyalamıyorum.
- Tom said that he did his homework by himself.
- Tom ödevini kendi başına yaptığını söyledi.
- Tom finished his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ödevini bitirdi.
- Tom must finish his homework today.
- Tom bugün ödevini bitirmeli.
- You didn't turn in your homework.
- Ödevini teslim etmedin.
- Tom was the one who helped me with my homework.
- Ödevime yardım eden Tom'du.
- Isn't Tom supposed to be doing his homework now?
- Tom'un şu anda ödevini yapıyor olması gerekmiyor mu?
- Tom still hasn't done his homework.
- Tom hala ödevini yapmadı.
- I will do the homework.
- Ödevi yapacağım.
- Yesterday afternoon I did my homework, then I saw my friends.
- Dün öğleden sonra ödevimi yaptım, sonra arkadaşlarımı gördüm.
- If Tom doesn't want to do his homework now, he doesn't have to.
- Tom ödevini şimdi yapmak istemiyorsa, yapmak zorunda değil.
- By the way, have you done your homework?
- Söz açılmışken, ödevini tamamladın mı?
- I offered to help her with her homework.
- Ödevine yardım etmeyi teklif ettim.
- Tom does all his homework at school.
- Tom bütün ödevini okulda yapar.
- Have you handed in your homework?
- Ödevini teslim ettin mi?
- Tom wanted me to help Mary with her homework.
- Tom, Mary'nin ödevine yardım etmemi istedi.
- Tom is busy with his homework now.
- Tom şu anda ödeviyle meşgul.
- The homework was easily done.
- Ödev kolayca yapıldı.
- He leaves his homework half-finished.
- Ödevini yarım bırakıyor.
- I still haven't finished my homework.
- Ödevimi hâlâ bitirmedim.
- You had homework to do after all.
- Ne de olsa yapman gereken bir ödevin vardı.
- We were unable to finish our homework in time.
- Ödevimizi zamanında bitiremedik.
- The boy left his homework half-finished.
- Çocuk ödevini yarım bırakmış.
- It is doubtful whether he did his homework by himself.
- Ödevini kendi başına yapıp yapmadığı şüpheli.
- I have to go home and do my homework.
- Eve gidip ödevimi yapmak zorundayım.
- I am going to do my homework when I get home this afternoon.
- Bu öğleden sonra eve gittiğimde ödevimi yapacağım.
- I have homework to finish.
- Bitirmem gereken bir ödevim var.
- Alessia's homework are very difficult.
- Alessia'nın ödevi çok zordu.
- She has not finished her homework yet.
- Ödevini henüz bitirmedi.
- I did my homework after I took a nap.
- Biraz kestirdikten sonra ödevimi yaptım.
- Did you finish your homework?
- Ödevini bitirdin mi?
- Tom wants Mary to help him with his homework.
- Tom, Mary'nin ödevine yardım etmesini istiyor.
- Tom is in his bedroom doing his homework.
- Tom odasında ödevini yapıyor.
- Emily is doing her homework.
- Emily ödevini yapıyor.
- I should do my homework.
- Ödevimi yapmalıyım.
- I want to help you with your homework.
- Ödevinde sana yardım etmek istiyorum.
- I watched baseball on TV after I finished my homework.
- Ben ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- I don't have time to finish my homework.
- Ödevimi bitirecek zamanım yok.
- It took me three hours to finish my homework.
- Ödevimi bitirmem üç saatimi aldı.
- Tom said that he hopes you'll help him with his homework.
- Tom, ödevinde senin ona yardım edeceğini umduğunu söyledi.
- I'm fed up with homework.
- Ödevden bıktım.
- We did our homework.
- Biz ödevimizi yaptık.
- Tom asked Mary to help him with his homework.
- Tom Mary'den ödevine yardım etmesini istedi.
- One should do one's homework by oneself.
- İnsan ödevini kendi başına yapmalı.
- Would you like me to help you with your homework?
- Ödevlerine yardım etmemi ister misin?
- My brother sometimes helps me with my homework.
- Kardeşim bazen ödevlerimde bana yardım eder.
- Do your homework right now.
- Ödevini hemen yap.
- Tom sat at his desk doing his homework.
- Tom masasında oturmuş ödevini yapıyordu.
- Does Tom have to do his homework now?
- Tom şimdi ödevini yapmak zorunda mı?
- I wonder if you'd help me with my homework.
- Acaba ödevime yardım eder misin?
- You'd be amazed how often Tom doesn't do his homework.
- Tom'un ödevini ne kadar sık yapmadığına şaşırırsın.
- I need a little help with my homework.
- Ödevim için biraz yardıma ihtiyacım var.
- Tom convinced the teacher to let him hand in his homework late.
- Tom öğretmenini ödevini geç teslim etmesi için ikna etti.
- I thought you wouldn't tell the teacher that I hadn't done my homework.
- Ödevimi yapmadığımı öğretmene söylemezsin sanmıştım.
- I thought you wouldn't tell her that we hadn't done our homework.
- Ödevimizi yapmadığımızı ona söylemeyeceğini düşünmüştüm.
- Tom told me he was going to help me with my homework.
- Tom bana ödevime yardım edeceğini söyledi.
- This homework will require much time.
- Bu ödev çok zaman alacak.
- Tom convinced Mary to come over to his place and help him with his homework.
- Tom, Mary'yi evine gelip ödevinde ona yardım etmeye ikna etti.
- Tom and Mary have finished their homework.
- Tom ve Mary ödevlerini bitirdi.
- I am unable to finish my homework.
- Ödevimi bitiremiyorum.
- After he had done his homework, he went to bed.
- Ödevini yaptıktan sonra yattı.
- I still have to finish doing my homework.
- Hala ödevimi bitirmem gerekiyor.
- It took Tom almost three hours to finish his homework.
- Ödevini bitirmek Tom'un neredeyse üç saatini aldı.
- I'm too lazy to do my homework.
- Ödevimi yapamayacak kadar tembelim.
- Hand in your homework by next Monday.
- Ödevini gelecek pazartesiye kadar teslim et.
- It was very nice of you to help me with my homework.
- Ödevimde bana yardımcı olman çok hoştu.
- How long will it take me to finish my homework?
- Ödevimi bitirmem ne kadar süre alır?
- We often help each other with our homework.
- Ödevlerimizde sık sık birbirimize yardım ederiz.
- Tom asked me to help Mary with her French homework.
- Tom benden Mary'nin Fransızca ödevine yardım etmemi istedi.
- Jane is doing her homework.
- Jane ödevini yapıyor.
- He is doing his homework now.
- Şimdi ödevini yapıyor.
- She ought to have finished her homework.
- Ödevini bitirmiş olması gerekirdi.
- I still need to finish my homework.
- Halen ödevimi tamamlamam lazım.
- I should finish my homework at least by Monday.
- Ödevimi en azından pazartesiye kadar bitirmeliyim.
- I'm almost done with my homework.
- Ödevimi neredeyse bitirdim.
- Tom used to help Mary with her homework.
- Tom eskiden Mary'ye ödevlerinde yardım ederdi.
- Tom and Mary haven't done their homework yet.
- Tom ve Mary henüz ödevlerini yapmadılar.
- Tom told Mary that he'd help her with her homework.
- Tom, Mary'ye ödevinde ona yardım edeceğini söyledi.
- I'll come when I have done my homework.
- Ödevimi yaptıktan sonra geleceğim.
- Tom should've helped Mary with her homework.
- Tom, Mary'ye ödevinde yardım etmeliydi.
- I asked Tom to help me with my homework.
- Tom'dan ödevime yardım etmesini istedim.
- John was praised for his good homework.
- John, iyi ödevlerinden ötürü övgü aldı.
- I will be watching TV at nine o'clock tonight in spite of much homework.
- Çok ödevim olmasına rağmen bu akşam saat dokuzda televizyon seyrediyor olacağım.
- I'll do my homework as soon as I get home.
- Eve gider gitmez ödevimi yapacağım.
- Thank you for helping me to do my homework.
- Ödevimi yapmama yardım ettiğin için teşekkür ederim.
- Oh no, I didn't do my homework.
- Hayır, ödevimi yapmadım.
- It took Tom several hours to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmesi birkaç saatini aldı.
- For my summer homework, I'll try to create something big with milk cartons.
- Yaz ödevim için süt kartonlarıyla büyük bir şey yaratmaya çalışacağım.
- It took me three hours to finish the homework.
- Ödevimi bitirmem üç saatimi aldı.
- Will you help me with my homework?
- Ödevime yardım eder misin?
- Tom usually does his homework before dinner.
- Tom genellikle akşam yemeğinden önce ödevini yapar.
- Tom's mother told him to do his homework.
- Tom'un annesi ona ödevini yapmasını söyledi.
- I thought you had homework.
- Ödevin olduğunu düşündüm.
- It's OK with me if Tom watches television after he finishes his homework.
- Tom ödevini bitirdikten sonra televizyon izlerse benim için sorun olmaz.
- You must hand in your homework by Thursday without fail.
- Ödevini perşembeye kadar mutlaka teslim etmelisin.
- Did you do the last problem of the homework?
- Ödevin son problemini yaptın mı?
- Tom finished his homework, so he went to bed.
- Tom ödevini bitirdi ve yatmaya gitti.
- Tom was the only one who didn't hand in his homework on time.
- Ödevini zamanında teslim etmeyen tek kişi Tom'du.
- He was supposed to hand in his homework before the weekend.
- Hafta sonundan önce ödevini teslim etmesi gerekiyordu.
- This homework is difficult for me.
- Bu ödev benim için çok zor.
- His homework is going to take a long time.
- Ödevi uzun sürecek.
- John was praised for his good homework.
- John iyi ödevi için övgü aldı.
- Tom asked me to do his homework for him.
- Tom ödevini onun için yapmamı istedi.
- I think it's time for me to do my homework.
- Sanırım ödevimi yapma zamanım geldi.
- I wanted you to help me with my homework.
- Ödevimde bana yardım etmeni istedim.
- He had just finished his homework when the clock struck ten.
- Saat onu vurduğunda ödevini yeni bitirmişti.
- You are supposed to hand in your homework by Friday.
- Ödevini cuma gününe kadar vermen gerekir.
- My brother helps me with my homework sometimes.
- Kardeşim bazen ödevlerimde bana yardım ediyor.
- Tom, will you let me copy your math homework?
- Tom, matematik ödevini kopyalamama izin verir misin?
- I have a lot of homework.
- Çok ödevim var.
- Where do I do my homework?
- Ödevimi nerede yapıyorum?
- I still have to finish my homework.
- Hala ödevimi bitirmem gerekiyor.
- Siobhán will do her homework.
- Siobhán ödevini yapacak.
- I finished my math homework.
- Matematik ödevimi tamamladım.
- Tom convinced Mary to come over to his place and help him with his homework.
- Tom, Mary'yi evine gelip ödevine yardım etmesi için ikna etti.
- I have to go inside and do my homework.
- İçeri girip ödevimi yapmalıyım.
- Do you still help Tom with his homework?
- Hâlâ Tom'a ödevlerinde yardım ediyor musun?
- Thank you for helping me to do my homework.
- Ödevimi yapmaya yardım ettiğin için teşekkürler.
- My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çok çabuk bitirdi.
- Unfortunately, I left my homework at home.
- Maalesef ödevimi evde unutmuşum.
- Get your homework done as soon as you can.
- Ödevini olabildiğince çabuk bitir.
- I don't feel like doing my math homework now.
- Şu anda matematik ödevimi yapmak istemiyorum.
- I am doing my homework.
- Ödevimi yapıyorum.
- I don't have any homework tonight.
- Bu gece ödevim yok.
- After I finished my homework, I watched baseball on TV.
- Ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- Where do I do my homework?
- Ödevimi nerede yapacağım?
- Finish your homework by the time your father comes home.
- Baban eve gelene kadar ödevini bitir.
- She was busy doing her homework.
- Ödevini yapmakla meşguldü.
- How did Tom get Mary to help him with his homework?
- Tom, Mary'nin ödevine yardım etmesini nasıl sağladı?
- She did her homework in a flash.
- Ödevini bir çırpıda yaptı.
- Emily will eat something after doing her homework.
- Emily ödevini yaptıktan sonra bir şeyler yiyecek.
- Tom didn't do his homework.
- Tom ödevini yapmadı.
- I'm too sleepy to do my homework.
- Ödevimi yapamayacak kadar uykum var.
- Tom said he wished he hadn't forgotten to do his homework.
- Tom ödevini yapmayı unutmamış olmasını dilediğini söyledi.
- Tom said that he hopes you'll help him with his homework.
- Tom, ödevinde ona yardım edeceğini umduğunu söyledi.
- She did her homework.
- O, ödevini yaptı.
- I wish that Tom would help Mary with her homework.
- Keşke Tom Mary'nin ödevine yardım etse.
- He will have done his homework by tomorrow.
- Yarına kadar ödevini yapmış olacak.
- I have to go home and do my homework.
- Eve gidip ödevimi yapmalıyım.
- I'm just finishing off my homework.
- Ödevimi bitirmek üzereyim.
- I have done all of my homework and I'd like to take a short break.
- Bütün ödevlerimi yaptım ve kısa bir ara vermek istiyorum.
- I let my friend copy my homework.
- Arkadaşımın ödevimi kopyalamasına izin verdim.
- She may not have finished her homework.
- Ödevini bitirmemiş olabilir.
- I've just finished my homework.
- Ödevimi yeni bitirdim.
- I have too much homework.
- Çok fazla ödevim var.
- Tom was the only one who handed in his homework on time.
- Ödevini zamanında teslim eden tek kişi Tom'du.
- I'm thankful to you for your helping me with my homework.
- Ödevime yardım ettiğin için sana minnettarım.
- Having done my homework, I had a chat with Mom.
- Ödevimi yaptıktan sonra annemle sohbet ettim.
- Tom should've finished his homework by now.
- Tom şimdiye kadar ödevini bitirmiş olmalıydı.
- Tom made us do our homework before dinner.
- Tom bize akşam yemeğinden önce ödevimizi yaptırdı.
- Help me with my homework, please.
- Ödevime yardım et, lütfen.
- Tom got Mary to help him with his homework.
- Tom, Mary'den ödevine yardım etmesini istedi.
- Beth was asked by her lazy boyfriend to do his history homework.
- Beth'ten tembel erkek arkadaşı ondan tarih ödevini yapmasını istemişti.
- Some students finished their homework.
- Bazı öğrenciler ödevlerini bitirdi.
- He must finish his homework today.
- Bugün ödevini bitirmek zorunda.
- For my summer homework, I'll try to create a big object with milk cartons.
- Yaz ödevim için süt kartonlarından büyük bir obje yapmaya çalışacağım.
- Tom asked me if I could help him with his homework.
- Tom bana ödevine yardım edip edemeyeceğimi sordu.
- Tom doesn't think that Mary did all her homework by herself.
- Tom, Mary'nin tüm ödevlerini kendi başına yaptığını düşünmüyor.
- Tom is doing his French homework.
- Tom Fransızca ödevini yapıyor.
- It's OK with me if Tom watches television after he finishes his homework.
- Eğer Tom ödevini bitirdikten sonra TV izlerse benim için sakıncası yok.
- I'm wondering whether Tom would ever consider helping me with my homework.
- Tom'un ödevime yardım etmeyi düşünüp düşünmeyeceğini merak ediyorum.
- I have to do my homework instead of going out.
- Dışarı çıkmak yerine ödevimi yapmalıyım.
- Could you make sure Tom does his homework?
- Tom'un ödevini yaptığından emin olur musun?
- It took me three hours to finish my homework.
- Ödevimi bitirmek üç saatimi aldı.
- Tom is busy with his homework.
- Tom ödeviyle meşgul.
- She is doing her homework now.
- Şimdi ödevini yapıyor.
- I wasn't able to finish my homework on time.
- Ödevimi zamanında bitiremedim.
- Do you have any homework to do?
- Yapacak ödevin var mı?
- Tom seems to hardly ever get his homework done on time.
- Tom ödevlerini neredeyse hiç zamanında yapmıyor gibi görünüyor.
- Tom is still helping Mary with her homework.
- Tom hala Mary'nin ödevine yardım ediyor.
- I'm sorry, I forgot my homework at home.
- Özür dilerim, ödevimi evde unutmuşum.
- How long will it take me to finish my homework?
- Ödevimi bitirmem ne kadar sürer?
- I need more time to finish my homework.
- Ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.
- I want you to help me with my homework.
- Ödevime yardım etmeni istiyorum.
- Are you going to do your homework before dinner?
- Ödevini akşam yemeğinden önce mi yapacaksın?
- We must get down to our homework.
- Biz ödevimize başlamalıyız.
- Father sometimes helps me with my homework.
- Babam bazen ödevlerime yardım eder.
- I'm busy with homework.
- Ödevlerimle meşgûlüm.
- Will you help me with my French homework?
- Fransızca ödevimde bana yardım eder misin?
- Is your homework finished?
- Ödevin bitti mi?
- You are supposed to hand in the homework by the end of the week.
- Ödevini hafta sonuna kadar teslim etmen gerekiyor.
- How long will it take me to finish my homework?
- Ödevimi bitirmem ne kadar zamanımı alacak.
- If you finish your homework, you can watch TV.
- Ödevini bitirirsen televizyon izleyebilirsin.
- Tom has finished his homework.
- Tom ödevini bitirdi.
- I haven't done my homework.
- Ödevimi yapmadım.
- Tom wanted Mary to help him with his homework.
- Tom Mary'nin ödevine yardım etmesini istedi.
- I have to go inside and do my homework.
- İçeri girip ödevimi yapmak zorundayım.
- They asked his brother to help them with their homework.
- Kardeşinden ödevlerine yardım etmesini istediler.
- The math homework was easier than I had expected.
- Matematik ödevi beklediğimden daha kolaydı.
- Tom only did half of his homework.
- Tom ödevinin sadece yarısını yaptı.
- Tom and Mary are doing their homework.
- Tom ve Mary ödevlerini yapıyor.
- I had just finished my homework when he visited me.
- O beni ziyaret ettiği zaman ödevimi yeni bitirmiştim.
- Tom has already finished his homework.
- Tom ödevini çoktan bitirdi.
- Thanks to his help, I finished my homework.
- Onun yardımı sayesinde ödevimi bitirdim.
- Tom says he has a lot of homework tonight.
- Tom bu gece çok ödevi olduğunu söylüyor.
- I still need to finish my homework.
- Hâlâ ödevimi bitirmem gerek.
- I will be doing my homework.
- Ödev yapıyor olacağım.
- Perhaps you should help Tom with his homework.
- Belki de Tom'a ödevinde yardım etmelisin.
- I just don't feel like doing my math homework.
- Matematik ödevimi yapmak istemiyorum ya.
- I've got to go home and finish my homework.
- Eve gidip ödevimi bitirmem lazım.
- Tom spends a lot of time helping Mary do her homework.
- Tom, Mary'nin ödevlerini yapmasına yardım etmek için çok zaman harcıyor.
- I want you to do your homework within an hour.
- Ödevini bir saat içinde yapmanı istiyorum.
- I've got to make sure Tom does his homework.
- Tom'un ödevini yaptığından emin olmalıyım.
- It took a little over an hour to finish doing my homework.
- Ödevimi bitirmem bir saatten biraz fazla sürdü.
- The dog ate my homework.
- Köpek ödevimi yedi.
- Tom didn't complete his homework.
- Tom ödevini tamamlamadı.
- May I leave my homework here?
- Ödevimi buraya bırakabilir miyim?
- I have a lot more homework than Tom does.
- Tom'dan daha fazla ödevim var.
- Are you done with your homework?
- Ödevini bitirdin mi?
- Since he'd finished his homework, Tom went to bed.
- Ödevini bitirdiği için Tom yatmaya gitti.
- Tom helps Mary with her homework.
- Tom Mary'ye ödevinde yardım ediyor.
- I couldn't have finished my homework without Tom's help.
- Tom'un yardımı olmadan ödevimi bitiremezdim.
- I didn't do my homework.
- Ödevimi yapmadım.
- I had finished my homework when you called me.
- Beni aradığında ödevimi bitirmiştim.
- Would you mind helping Tom with his homework?
- Tom'a ödevinde yardım edebilir misin?
- Tom was the last one to turn in his homework.
- Tom ödevini en son teslim eden kişiydi.
- I had just finished my homework when Ted phoned me.
- Ted beni aradığında, ödevimi yeni bitirmiştim.
- You have to finish your homework right away.
- Ödevini hemen bitirmelisin.
- I have a lot of homework to do.
- Yapacak çok ödevim var.
- I'm going to do my homework right after dinner.
- Ödevimi yemekten hemen sonra yapacağım.
- I'm just about finished with my homework.
- Ödevimi bitirmek üzereyim.
- I need some help with my homework.
- Ödevim için yardıma ihtiyacım var.
- I bet I'm not the only one who didn't do his homework.
- Eminim ödevini yapmayan tek kişi ben değilimdir.
- He helped me do my homework.
- Ödevimi yapmama yardım etti.
- You are supposed to hand in your homework by Friday.
- Ödevinizi Cuma gününe kadar teslim etmeniz gerekiyor.
- I'm at loose ends since I finished my homework.
- Ödevimi bitirdiğimden beri yarım kalmış bir işim var.
- The teacher didn't give us any homework.
- Öğretmen bize hiç ödev vermedi.
- Beth was asked by her lazy boyfriend to do his history homework.
- Üşengeç erkek arkadaşı Beth'ten tarih ödevini yapmasını istedi.
- Don't expect me to help you with your homework.
- Ödevine yardım etmemi bekleme.
- How long do you think it'll take you to finish your homework?
- Sence ödevini bitirmen ne kadar sürer?
- He did his homework.
- Ödevini yaptı.
- I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- I've done my homework.
- Ödevimi yaptım.
- Tom is trying to help Mary with her homework.
- Tom ödevinde Mary'ye yardım etmeye çalışıyor.
- I thought Tom wouldn't tell the teacher that I hadn't done my homework.
- Tom'un ödevimi yapmadığımı öğretmene söylemeyeceğini düşünmüştüm.
- Tom didn't turn in his homework on time.
- Tom ödevini zamanında teslim etmedi.
- I must get my homework finished.
- Ödevimi bitirmeliyim.
- I have already done my homework.
- Ben ödevimi çoktan yaptım.
- Tom was supposed to hand in his homework before the weekend.
- Tom'un ödevini hafta sonundan önce teslim etmesi gerekiyordu.
- Tom told his parents that he had no homework.
- Tom ailesine hiç ödevi olmadığını söyledi.
- Don't forget we have to do our homework.
- Ödevimizi yapmamız gerektiğini unutma.
- I did my homework yesterday.
- Dün ödevimi yaptım.
- Who did Tom think was going to help him with his homework?
- Tom ödevine kimin yardım edeceğini sanıyordu?
- Do you want me to help you with your homework?
- Ödevine yardım etmemi ister misin?
- Tom wants you to help him do his homework.
- Tom ödevini yapmasına yardım etmenizi istiyor.
- I have done all my homework and now I am completely free until Monday.
- Tüm ödevlerimi yaptım ve şimdi pazartesiye kadar tamamen boşum.
- After I did my homework, I played football with my friends.
- Ödevimi yaptıktan sonra arkadaşlarımla futbol oynadım.
- My homework was easier than I expected.
- Ödevim beklediğimden daha kolaydı.
- Do we have any homework tonight?
- Bu akşam ödevimiz var mı?
- It'll take me at least three hours to do my homework tonight.
- Bu gece ödevimi yapmam en az üç saatimi alacak.
- I forgot to do my homework last night.
- Dün gece ödevimi yapmayı unuttum.
- He said that he did his homework by himself.
- Ödevini kendisinin yaptığını söyledi.
- How many hours did you spend helping Tom with his homework?
- Tom'un ödevine kaç saat yardım ettin?
- Tom and I did our homework together.
- Tom ve ben ödevlerimizi birlikte yapardık.
- He has already done my homework.
- Çoktan benim ödevimi bitirdi.
- I'm doing my homework now.
- Ödevimi şimdi yapıyorum.
- Are you still doing your homework?
- Hâlâ ödevini mi yapıyorsun?
- Be sure to hand in your homework by tomorrow.
- Ödevinizi yarına kadar teslim ettiğinizden emin olun.
- When will your homework be finished?
- Ödevin ne zaman bitecek?
- It is very nice of you to help me with my homework.
- Bana ödevimde yardımcı olman çok hoş.
- I have homework to do.
- Yapacak ödevlerim var.
- Do you do your homework while watching TV?
- Ödevlerini televizyon izlerken mi yaparsın?
- Let's do the homework together.
- Haydi ödevini beraber yapalım.
- I don't think that Tom did his homework by himself.
- Tom'un ödevini kendisi yaptığını sanmıyorum.
- My homework is nearly complete.
- Ödevim neredeyse tamamlandı.
- Tom asked Mary if she could help him with his science homework.
- Tom Mary'ye fen bilgisi ödevinde ona yardım edip etmeyeceğini sordu.
- The math homework proved to be easier than I had expected.
- Matematik ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
- I already did my homework at school.
- Ödevimi okulda yaptım zaten.
- After I had done my homework, I went to bed.
- Ödevimi yaptıktan sonra yatmaya gittim.
- Is this your homework?
- Bu senin ödevin mi?
- My children have just finished their homework.
- Çocuklarım ödevlerini yeni bitirdi.
- Did you do your homework by yourself?
- Ödevini kendin mi yaptın?
- I'm sorry, I left my homework at home.
- Özür dilerim, ödevimi evde unutmuşum.
- I have too much homework today.
- Bugün, çok fazla ödevim var.
- She wants me to help her with her homework.
- Onun ödevine yardım etmemi istiyor.
- I'll do my homework today.
- Bugün ödevimi yapacağım.
- Brian gets his mother to do his homework.
- Brian ödevlerini annesine yaptırıyor.
- Takeshi promised to help me with my homework, but at the last minute he let me down.
- Takeshi, ödevimde bana yardım etmeye söz verdi ancak son dakikada beni yüzüstü bıraktı.
- Tom stopped doing his homework and turned off the light.
- Tom ödevini yapmayı bıraktı ve ışığı kapattı.
- Is your homework done?
- Ödevin bitti mi?
- I don't usually do my homework before dinner.
- Genelde ödevimi akşam yemeğinden önce yapmam.
- I know you have homework to do.
- Yapacak ödevin olduğunu biliyorum.
- I've just finished my homework.
- Az önce ödevimi bitirdim.
- Tom has more homework than I do.
- Tom'un benden daha çok ödevi var.
- I didn't complete my homework.
- Ödevimi tamamlamadım.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
- Ödevini bitiren Tom yatmaya gitti.
- Tom didn't have much time to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmek için fazla zamanı yoktu.
- Tom helps Mary with her homework almost every day.
- Tom neredeyse her gün Mary'ye ödevlerinde yardım ediyor.
- How much homework do you have to do tonight?
- Bu akşam yapman gereken ne kadar ödev var?
- I have a lot of homework.
- Benim çok ödevim var.
- Mary ought to do her homework on time.
- Mary, ödevini zamanında yapmalı.
- I tried to do my homework, but I didn't really know how to do it, so I gave up.
- Ödevimi yapmaya çalıştım ama nasıl yapacağımı bilmiyordum, o yüzden vazgeçtim.
- Tom is doing his homework now.
- Tom şimdi ödevini yapıyor.
- Show me your homework.
- Bana ödevini göster.
- He forgot to bring his homework, so he got detention.
- Ödevini getirmeyi unuttu, bu yüzden ceza aldı.
- I like to do my homework.
- Ödevimi yapmayı severim.
- Tom tried to talk Mary into helping him do his homework.
- Tom, Mary'yi ödevine yardım etmesi için ikna etmeye çalıştı.
- Tom asked Mary to help him do his homework.
- Tom, Mary'den ödevini yapmasına yardım etmesini istedi.
- Tom and I often help each other with our homework.
- Tom ve ben sık sık ödevlerimizde birbirimize yardım ederiz.
- It was very nice of you to help me with my homework.
- Ödevime yardım etmen çok güzeldi.
- It was careless of you to forget your homework.
- Ödevini unutman ihmalkarlıktı.
- Why don't you have any homework?
- Neden hiç ödevin yok?
- Are you sure you want me to help you with your homework?
- Ödevine yardım etmemi istediğine emin misin?
- Tom has been helping Mary do her homework.
- Tom, Mary'nin ödevini yapmasına yardım ediyor.
- When was the last time you helped Tom do his homework?
- Tom'un ödevini yapmasına en son ne zaman yardım ettin?
- I'm wondering whether Tom would ever consider helping me with my homework.
- Tom'un ödevlerimde bana yardım etmeyi düşünüp düşünmeyeceğini merak ediyorum.
- I told you to finish your homework.
- Ödevini bitirmeni söyledim.
- Tom often helps Mary with her homework.
- Tom sık sık Mary'nin ödevlerine yardım eder.
- Tom is in his bedroom, doing his homework.
- Tom yatak odasında ödevini yapıyor.
- The students often copy each other's homework.
- Öğrenciler sık sık birbirlerinin ödevlerini kopyalarlar.
- Don't copy other students' homework.
- Diğer öğrencilerin ödevlerini kopyalamayın.
- The homework was so complex that no one in class finished it.
- Ödev o kadar karmaşıktı ki sınıftaki hiç kimse bitiremedi.
- Tom never forgot to do his homework.
- Tom ödevini yapmayı asla unutmazdı.
- I really have to finish my homework.
- Ödevimi bitirmeliyim.
- Tom almost forgot to do his homework.
- Tom neredeyse ödevini yapmayı unutuyordu.
- My friend copied my homework and the teacher found out.
- Arkadaşım ödevimi kopyaladı ve öğretmen bunu öğrendi.
- When I returned home, my brother had done his homework.
- Eve döndüğümde kardeşim ödevini yapmıştı.
- You had better do your homework at once.
- Ödevini bir an önce yapsan iyi olur.
- I do my homework after school.
- Ödevlerimi okuldan sonra yapıyorum.
- All my homework is done.
- Bütün ödevlerim bitti.
- Has he finished his homework yet?
- Ödevini bitirdi mi?
- Are you completely through with your homework?
- Ödevini tamamen bitirdin mi?
- This homework is difficult for me.
- Bu ödev benim için zordur.
- She started doing her homework right after dinner.
- Akşam yemeğinden hemen sonra ödevini yapmaya başladı.
- I am waiting for you to finish your homework.
- Ödevini bitirmeni bekliyorum.
- I don't think Tom will help me with my homework.
- Tom'un ödevime yardım edeceğini sanmıyorum.
- Tom has only done half his homework.
- Tom ödevinin sadece yarısını yaptı.
- I haven't yet finished my homework.
- Ödevimi henüz bitirmedim.
- I want you to finish your homework before you start playing games.
- Oyun oynamaya başlamadan önce ödevini bitirmeni istiyorum.
- How much time do you spend on homework every day?
- Her gün ödev için ne kadar zaman harcıyorsunuz?
- Takeshi promised to help me with my homework, but at the last minute he let me down.
- Takeshi, ödevime yardım edeceğine söz verdi ama son dakikada beni yüzüstü bıraktı.
- I often help Tom with his homework.
- Tom'a ödevlerinde sık sık yardım ederim.
- I could ask Tom to help me do my homework.
- Tom'dan ödevime yardım etmesini isteyebilirim.
- I've got homework to do.
- Yapacak ödevlerim var.
- The first day of the course he bought the textbook which he needed to do his homework.
- Dersin ilk günü, ödevini yapmak için ihtiyaç duyduğu ders kitabını satın aldı.
- I don't think Tom would help me with my homework.
- Tom'un ödevimde bana yardım edeceğini sanmıyorum.
- Tom finished doing his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ödevini bitirdi.
- I have done my homework.
- Ödevimi yaptım.
- Tom hates homework.
- Tom ödevden nefret eder.
- Do your homework at once.
- Ödevini bir an önce yap.
- Thank you for helping me with my homework.
- Ödevime yardım ettiğin için teşekkür ederim.
- I was doing my homework.
- Ödevimi yapıyordum.
- Tom can't go out because he has a lot of homework.
- Tom dışarı çıkamaz çünkü çok ödevi var.
- She told him off for not doing his homework.
- Ödevini yapmadığı için onu azarladı.
- She said that she did her homework by herself.
- Ödevini kendi başına yaptığını söyledi.
- I think I can help Tom with his homework.
- Sanırım Tom'a ödevinde yardım edebilirim.
- You probably haven't yet finished your homework.
- Muhtemelen ödevinizi henüz bitirmediniz.
- Have you finished doing your homework yet?
- Ödevini bitirdin mi?
- They can finish their homework after dinner.
- Ödevlerini akşam yemeğinden sonra bitirebilirler.
- Kate wants to finish her homework by ten.
- Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.
- After he had finished his homework, he went out for a walk.
- Ödevini bitirdikten sonra yürüyüşe çıktı.
- My dog ate my homework.
- Köpeğim ödevimi yedi.
- Tom and Mary asked John to help them with their homework.
- Tom ve Mary John'dan ödevlerine yardım etmesini istediler.
- I have some homework to do.
- Yapacak ödevlerim var.
- You ought to have done the homework.
- Ödevini yapmalıydın.
- Tom said he would do his homework by himself.
- Tom ödevini kendi başına yapacağını söyledi.
- Having done my homework, I could finally watch television.
- Ödevimi bitirdikten sonra sonunda televizyon izleyebildim.
- I've got to go home and finish my homework.
- Eve gidip ödevimi bitirmeliyim.
- Have you finished your homework already?
- Ödevini bitirdin mi artık?
- Should I help Tom with his homework?
- Tom'a ödevinde yardım edeyim mi?
- I'd like to know why you didn't finish your homework on time.
- Ödevini neden zamanında bitirmediğini bilmek istiyorum.
- How long did it take Tom to finish his homework?
- Tom'un ödevini bitirmesi ne kadar sürdü?
- Tom is upstairs doing his homework.
- Tom üst katta ödevini yapıyor.
- It was careless of you to forget your homework.
- Ödevini unutmakla dikkatsizlik etmişsin.
- Father is busy looking over my homework.
- Babam ödevlerime bakmakla meşgul.
- I have homework to do.
- Benim de ödevim var.
- I still have some homework to do.
- Hâlâ yapmam gereken ödevler var.
- Tom often helps Mary do her homework.
- Tom sık sık Mary'nin ödevlerini yapmasına yardım eder.
- I read the book after I had finished my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra kitabı okudum.
- I'm pretty sure Tom has finished his homework.
- Tom'un ödevini bitirdiğine eminim.
- She's done her homework.
- O ödevini yaptı.
- Tom wasn't able to help Mary with her homework.
- Tom, Mary'nin ödevine yardım edemedi.
- This is the book I read after finishing my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra okuduğum kitap bu.
- I often help Tom do his homework.
- Tom'un ödevlerini yapmasına sık sık yardım ederim.
- Does somebody want do my homework for me?
- Benim için ödevimi yapacak biri var mı?
- Tom hasn't finished all his homework yet.
- Tom henüz tüm ödevlerini bitirmedi.
- Have you finished your French homework yet?
- Fransızca ödevini bitirdin mi?
- I order you to do your homework right away.
- Ödevini hemen yapmanı emrediyorum.
- Tom spends a lot of time helping Mary do her homework.
- Tom Mary'ye ödevini yapmasına yardım etmek için çok zaman harcıyor.
- Some students finished their homework.
- Bazı öğrenciler ödevlerini bitirdiler.
- Tom may not have finished his homework yet.
- Tom henüz ödevini bitirmemiş olabilir.
- It took Tom almost three hours to finish his homework.
- Tom'un ödevini bitirmesi neredeyse üç saat sürdü.
- Tom sometimes help me with my math homework.
- Tom bazen matematik ödevimde bana yardım eder.
- It took me almost three hours to finish my math homework.
- Matematik ödevimi bitirmek neredeyse üç saatimi aldı.
- I'm going to correct the homework tomorrow.
- Ödevini yarın düzelteceğim.
- I will go out after I finish my homework.
- Ödevimi bitirdikten sonra dışarı çıkacağım.
- Tom is in his room doing his homework.
- Tom odasında ödevini yapıyor.
- Maria completed her homework surprisingly quickly.
- Maria ödevini şaşırtıcı bir şekilde çabucak tamamladı.
- I forgot to bring my homework to school.
- Ödevimi okula getirmeyi unuttum.
- It's very unlikely that the teacher will believe Tom's excuse for not having his homework done on time.
- Öğretmenin Tom'un ödevini zamanında yapmadığı için öne sürdüğü bahaneye inanması pek olası değil.
- It's unlikely that he did his homework himself.
- Ödevini kendisinin yapmış olması pek olası değil.
- I haven't finished my homework yet.
- Ödevimi henüz bitirmedim.
- Did you do yesterday's homework?
- Dünkü ödevini yaptın mı?
- I forced her to do my homework.
- Ödevimi yapması için onu zorladım.
- The problem is that Tom doesn't always do his homework.
- Sorun şu ki Tom ödevlerini her zaman yapmıyor.
- I told you to finish your homework.
- Sana ödevini bitirmeni söyledim.
- Please take out your homework.
- Lütfen ödevlerinizi çıkarın.
- I'll do my homework after I watch television.
- Ödevimi televizyon izledikten sonra yapacağım.
- I tried explaining the algebra homework to him, but it just went in one ear and out the other.
- Ona cebir ödevini anlatmaya çalıştım ama bir kulağından girip diğerinden çıktı.
- Turn in your homework.
- Ödevinizi teslim edin.
- When I have finished my homework, I'll go for a swim.
- Ödevimi bitirdiğimde yüzmeye gideceğim.
- As usual, Tom didn't do his homework until the last minute.
- Her zamanki gibi, Tom ödevini son dakikaya kadar yapmadı.
- After he had done his homework, he went to bed.
- Ödevini yaptıktan sonra, yatağına gitti.
- May I leave my homework here?
- Ödevimi burada bırakabilir miyim?
- He has not yet done his homework, so his teacher begins to worry about him.
- Henüz ödevini yapmadı, bu yüzden öğretmeni onun için endişelenmeye başladı.
- Don't you have some homework to do?
- Yapacak ödevlerin yok mu senin?
- I'm really not in the mood for homework today.
- Bugün gerçekten ödev yapacak havada değilim.
- I'm thankful to you for your helping me with my homework.
- Ödevime yardımcı olduğun için sana minnettarım.
- My big brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çok çabuk bitirdi.
- I'm almost done with my homework.
- Neredeyse ödevimi yaptım.
- Tom wants Mary to make sure John does his homework.
- Tom, Mary'den John'un ödevini yaptığından emin olmasını istiyor.
- I still have to finish my homework.
- Hâlâ ödevimi bitirmek zorundayım.
- Do your homework now.
- Ödevini şimdi yap.
- If only I'd done my homework!
- Keşke ödevimi yapsaydım!
- Are you sure you don't want me to help you with your homework?
- Ödevine yardım etmemi istemediğine emin misin?
- They asked his older brother to help them do their homework.
- Ağabeyinden ödevlerine yardım etmesini istediler.
- How much homework do you have to do tonight?
- Bu gece ne kadar ödev yapman gerekiyor?
- If you tell your teacher you lost your homework, she won't believe you.
- Öğretmeninize ödevinizi kaybettiğinizi söylerseniz, size inanmayacaktır.
- Where did Ming go to do her homework?
- Ming, ödevini yapmak için nereye gitti?
- I must finish my homework in an hour.
- Ödevimi bir saat içinde bitirmeliyim.
- You should do your homework now.
- Ödevini şimdi yapmalısın.
- Tom wants me to help Mary with her homework.
- Tom, Mary'nin ödevine yardım etmemi istiyor.
- Tom has got more homework than me.
- Tom'un benden daha çok ödevi var.
- Tom finished his homework.
- Tom ödevini bitirdi.
- I have already finished my homework.
- Ödevimi çoktan bitirdim.
- The homework is due next Monday.
- Ödev gelecek Pazartesi teslim edilecek.
- I'm not copying your homework.
- Senin ödevini kopyalamıyorum.
- She has done her homework.
- Ödevini yaptı.
- It's unlikely that he did his homework himself.
- Ödevini kendi başına yapmış olması pek mümkün değil.
- It is very nice of you to help me with my homework.
- Ödevimde bana yardım etmen çok hoş.
- He was kind enough to help me with my homework.
- Ödevlerime yardım edecek kadar nazikti.
- I did my homework.
- Ödevimi yaptım.
- Tom likes to listen to music while he's doing his homework.
- Tom ödevini yaparken müzik dinlemeyi seviyor.
- It took Tom several hours to finish his homework.
- Tom'un, ödevini bitirmesi birkaç saat sürdü.
- Tom doesn't always get his homework done.
- Tom ödevlerini her zaman bitirmez.
- Please give me a hand with my homework.
- Lütfen ödevimde bana yardımcı ol.
- The first day of the course he bought the textbook which he needed to do his homework.
- Kursun ilk günü ödevini yapmak için ihtiyacı olan ders kitabını satın aldı.
- Did you really do your homework by yourself?
- Ödevini gerçekten tek başına mı yaptın?
- Have you finished your homework?
- Ödevini bitirdin mi artık?
- Tom's mother helps him with his homework.
- Tom'un annesi ödevlerine yardım ediyor.
- I actually haven't finished my homework yet.
- Aslında ödevimi henüz bitirmedim.
- Please get out the homework.
- Lütfen ödevini çıkar.
- Tom didn't even try to get his homework done on time.
- Tom ödevini zamanında yapmaya bile çalışmadı.
- He's doing his German homework.
- Almanca ödevini yapıyor.
- Tom does all his homework at school.
- Tom bütün ödevlerini okulda yapıyor.
- They did their homework.
- Onlar ödevlerini yaptılar.
- She herself did the homework.
- Ödevi kendi yaptı.
- My homework took longer than I expected.
- Ödevim beklediğimden uzun sürdü.
- Having done my homework, I could finally watch television.
- Ödevimi yaptıktan sonra nihayet televizyon izleyebildim.
- I help Tom with his homework almost every day.
- Neredeyse her gün Tom'a ödevlerinde yardım ediyorum.
- Tom only did half his homework.
- Tom ödevinin sadece yarısını yaptı.
- Alessia's homework are very difficult.
- Alessia'nın ödevleri çok zor.
- Please wait till I have finished my homework.
- Lütfen ödevimi bitirene kadar bekleyin.
- It took me a long time to do my homework last night.
- Dün gece ödevimi yapmam çok zamanımı aldı.
- Some students seem to have forgotten to do their homework.
- Bazı öğrenciler ödevlerini yapmayı unutmuş görünüyor.
- I wasn't supposed to help my son do his homework, but I did.
- Oğlumun ödevine yardım etmemem gerekiyordu ama ettim.
- She used to help him with his homework.
- Ödevlerine yardım ederdi.
- You have to help Tom with his homework.
- Tom'a ödevinde yardım etmelisin.
- She wants me to help her with her homework.
- Ödevine yardım etmemi istiyor.
- I tried to get my homework done on time.
- Ödevimi zamanında yapmaya çalıştım.
- I don't usually do my homework before dinner.
- Genelde akşam yemeğinden önce ödevimi yapmam.
- My brother helped me with my homework.
- Kardeşim, ödevime yardım etti.
- Did you ask Tom who helped him with his homework?
- Tom'a ödevine kimin yardım ettiğini sordun mu?
- I must finish my homework in an hour.
- Bir saat içinde ödevimi bitirmem gerekiyor.
- When I have homework to do, my brother always helps me with it.
- Yapacak ödevim olduğunda, kardeşim her zaman bana yardım eder.
- Tom needed someone to help him with his homework.
- Tom'a ödevinde ona yardım edecek biri lazım.
- My brother helped me with my homework.
- Kardeşim, ödevimde bana yardım etti.
- I must do my homework.
- Ödevimi yapmalıyım.
- He said that he did his homework by himself.
- Ödevini kendi başına yaptığını söyledi.
- I'd intended to have my homework finished by now.
- Ödevimi şimdiye kadar bitirmeyi planlıyordum.
- Have you completed your homework?
- Ödevini tamamladın mı?
- Tom said he'd do his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ödevini yapacağını söyledi.
- Tom and Mary did their homework together.
- Tom ve Mary ödevlerini beraber yaptılar.
- She did her homework.
- O ödevini yaptı.
- I should've done my homework instead of playing games.
- Oyun oynamak yerine ödevimi yapmalıydım.
- Does Nancy have to do her homework now?
- Nancy şimdi ödevini yapmak zorunda mı?
- Tom hasn't been doing his homework.
- Tom ödevini yapmıyor.
- For homework, Tom has to write a modern fairy tale.
- Ödev olarak, Tom modern bir peri masalı yazmak zorunda.
- Can you help me with my homework?
- Ödevimde bana yardım edebilir misin?
- Do your homework right away.
- Ödevini hemen yap.
- Please turn in your homework by tomorrow.
- Lütfen ödevinizi yarına kadar teslim edin.
- Submit your homework on Monday.
- Ödevini Pazartesi günü teslim et.
- Tom couldn't find anything better to do, so he decided to just go ahead and finish his homework.
- Tom yapacak daha iyi bir şey bulamadığı için ödevini bitirmeye karar verdi.
- Mind if I leave my homework here?
- Ödevimi buraya bırakabilir miyim?
- I often help my sister do her homework.
- Sık sık kız kardeşimin ödevlerine yardım ederim.
- You ought to have done the homework.
- En ödevini yapmalıydın.
- This homework will take very long.
- Bu ödev çok uzun sürecek.
- This is a fun homework assignment.
- Bu eğlenceli bir ödev.
- Do you still help Tom with his homework?
- Tom'a ödevinde hala yardım ediyor musun?
- I did my homework after I took a nap.
- Kısa bir uykudan sonra ödevimi yaptım.
- Tom has already done his homework.
- Tom ödevini çoktan yaptı.
- Tom has completed his homework.
- Tom ödevini tamamladı.
- I will do my homework.
- Ödevimi yapacağım.
- I don't think that you did all this homework by yourself.
- Bu kadar ödevi kendi başına yaptığını düşünmüyorum.
- I have a lot of homework.
- Bir sürü ödevim var.
- All my homework is done.
- Bütün ödevlerim tamam.
- Tom finished his chores and then he did his homework.
- Tom ev işlerini bitirdi ve sonra ödevini yaptı.
- Has Tom finished his homework?
- Tom ödevini bitirdi mi?
- She has reminded him many times to do his homework.
- Ona ödevini yapmasını birçok kez hatırlattı.
- I didn't complete my homework.
- Ödevimi bitirmedim.
- I was planning to do my homework, but I fell asleep.
- Ödevimi yapmayı planlıyordum ama uyuyakalmışım.
- Tom may not have finished his homework.
- Tom ödevini bitirmemiş olabilir.
- I'm doing my homework now.
- Şu anda ödevimi yapıyorum.
- I will have finished my homework by Tuesday.
- Salı gününe kadar ödevimi bitirmiş olacağım.
- It took me a long time to do my homework last night.
- Dün gece ödevimi yapmam uzun sürdü.
- I've got homework to do.
- Yapacak ödevim var.
- Maria completed her homework surprisingly quickly.
- Maria ödevini şaşırtıcı derecede çabuk bitirdi.
- Tom finished his homework before going to sleep.
- Tom uyumadan önce ödevini bitirdi.
- My homework remains to be done.
- Ödevimin bitmesine daha var.
- Did you do the homework by yourself?
- Ödevini kendin mi yaptın?
- I will finish my homework by nine.
- Dokuza kadar ödevimi bitireceğim.
- He is doing his homework now.
- Şu an ödevini yapıyor.
- I have just finished my homework.
- Ödevimi yeni bitirdim.
- I was doing my homework then.
- O zaman ödevimi yapıyordum.
- I've just now finished doing my French homework.
- Fransızca ödevimi şimdi bitirdim.
- Tom did his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ödevini yaptı.
- Tom and I did our homework together.
- Tom'la ödevimizi beraber yaptık.
- Tom doesn't want to do his homework right now.
- Tom şu anda ödevini yapmak istemiyor.
- It is very nice of you to help me with my homework.
- Ödevime yardım etmen çok güzel.
- It was hard for Tom to get his homework done on time.
- Tom'un ödevini zamanında yapması çok zordu.
- He has not yet done his homework, so his teacher begins to worry about him.
- O hâlâ ödevini yapmadı, bu nedenle öğretmeni onun hakkında endişelenmeye başlıyor.
- Have you finished doing your homework yet?
- Ödevini henüz bitirmedin mi?
- I don't have any homework.
- Benim hiç ödevim yok.
- Tom said he wished he hadn't forgotten to do his homework.
- Tom ödevini yapmayı unutmamış olmayı dilediğini söyledi.
- Tom almost always helps Mary with her homework.
- Tom neredeyse her zaman Mary'nin ödevine yardım eder.
- Tom forgot to do his French homework.
- Tom Fransızca ödevini yapmayı unuttu.
- He finishes his homework before going to bed.
- Yatmadan önce ödevini bitiriyor.
- She finished her homework in an hour.
- Ödevini bir saat içinde bitirdi.
- Tom has been helping Mary do her homework.
- Tom, Mary'ye ödevini yapmasında yardım ediyor.
- After all, you had homework to prepare.
- Ne de olsa hazırlamanız gereken bir ödeviniz vardı.
- I have a lot of homework to do today.
- Bugün yapmam gereken bir sürü ödev var.
- I need to finish my homework.
- Ödevimi bitirmem lazım.
- When I returned home, my brother was doing his homework.
- Eve döndüğümde kardeşim ödevini yapıyordu.
- Tom has got more homework than me.
- Tom'un benden daha fazla ödevi var.
- Do you always help Tom with his homework?
- Tom'a ödevlerinde hep yardım eder misin?
- I will be watching TV at nine o'clock tonight in spite of much homework.
- Bu kadar ödeve rağmen bu akşam saat dokuzda televizyon izleyeceğim.
- I forced her to do my homework.
- Onu ödevimi yapmaya zorladım.
- Tom did his homework.
- Tom ödevini yaptı.
- Since he'd finished his homework, Tom went to bed.
- Tom ödevini bitirdiği için yatmaya gitti.
- Tom said he would do his homework right after dinner.
- Tom ödevini akşam yemekten hemen sonra yapacağını söyledi.
Show More (701)
|
|
- The Commission did likewise; it too has done its homework, unlike the Council.
- Komisyon da aynı şeyi yapmıştır; Konsey'in aksine o da ev ödevini yapmıştır.
- We have done our homework.
- Ev ödevimizi yaptık.
- This is the homework which we have to do.
- Bu bizim yapmamız gereken ev ödevidir.
- We are enlarging and have still not done our homework.
- Genişliyoruz ve hala ev ödevimizi yapmadık.
- The Member States that have the greatest leeway are the ones that have done most of their homework.
- En fazla hareket alanına sahip olan Üye Devletler, ev ödevlerini en iyi şekilde yapmış olanlardır.
- Especially, though, we have to do our own homework.
- Özellikle de kendi ev ödevimizi kendimiz yapmalıyız.
- So let's do our homework here first.
- Önce ev ödevimizi yapalım.
- However, we will only achieve these objectives if we do our homework.
- Ancak ev ödevimizi yaparsak bu hedeflere ulaşabiliriz.
- Yet the EU has not done its homework, and the Treaty of Nice is a mockery.
- Oysa AB ev ödevini yapmamıştır ve Nice Antlaşması bir alay konusudur.
- We too still have our homework to do, for we are not yet ready for enlargement either.
- Bizim de hala yapmamız gereken ev ödevlerimiz var, çünkü biz de henüz genişlemeye hazır değiliz.
- We have to do our homework for ourselves.
- Ev ödevimizi kendimiz için yapmalıyız.
- In Seville you have had to give the Interior Ministers homework with deadlines.
- Sevilla'da İçişleri Bakanlarına son teslim tarihleri olan ev ödevleri vermek zorunda kaldınız.
- It is not as if we Europeans had all done our homework.
- Sanki biz Avrupalılar ev ödevimizi yapmışız gibi.
- What time do you do your homework?
- Ev ödevini saat kaçta yaparsın?
- Tom said he has a lot of homework to do tonight.
- Tom bu gece yapacak bir sürü ev ödevi olduğunu söyledi.
- They helped each other with homework.
- Ev ödevlerinde birbirlerine yardım ettiler.
- I tried to get my homework done on time.
- Ev ödevimi zamanında yaptırmaya çalıştım.
- Tom is doing his homework now.
- Tom şimdi ev ödevini yapıyor.
- Tom may not have finished his homework.
- Tom ev ödevini bitirmemiş olabilir.
- As homework, the pupils will be writing a report.
- Öğrenciler ev ödevi olarak bir rapor yazacaklar.
- When I have finished my homework, I'll go for a swim.
- Ev ödevimi bitirdiğimde, yüzmeye gideceğim.
- Most students don't like homework.
- Çoğu öğrenci ev ödevinden hoşlanmaz.
- Tom is trying to help Mary with her homework.
- Tom, Mary'ye ev ödevinde yardım etmeye çalışıyor.
- I haven't finished my homework yet.
- Ev ödevimi henüz bitirmedim.
- Tom hasn't done his homework.
- Tom ev ödevini yapmadı.
- He forgot to bring his homework, so he got detention.
- O, ev ödevini getirmeyi unuttu, gözaltı cezası aldı.
- I'd rather clean my room than spend time doing my homework.
- Ev ödevimi yapmak için zaman harcamaktansa odamı temizlemeyi tercih ederim.
- How much time do you spend on homework every day?
- Her gün ev ödevine ne kadar zaman harcarsın?
- Emily will eat something after doing her homework.
- Emily ev ödevini yaptıktan sonra bir şeyler yiyecek.
- I'm at loose ends since I finished my homework.
- Ev ödevimi bitirdiğimden beri meşgul değilim.
- I've got a ton of homework.
- Bir sürü ev ödevim var.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
- Ev ödevi bitirildikten sonra, Tom yatmaya gitti.
- My homework was easier than I expected.
- Ev ödevim beklediğimden daha kolaydı.
- I have already finished my homework.
- Zaten ev ödevimi bitirdim.
- I was planning to do my homework, but I fell asleep.
- Ev ödevimi yapmayı planlıyordum ama uyuyakalmışım.
- Tom used to help Mary with her homework.
- Tom Mary'ye ev ödevinde yardım ederdi.
- My father often helps me with my homework.
- Babam ev ödevlerimde bana sık sık yardım eder.
- Do you want me to help you with your homework?
- Sana ev ödevinde yardım etmemi ister misin?
- Tom has been helping Mary with her homework.
- Tom ev ödevinde Mary'ye yardım ediyor.
- Tom doesn't think that Mary did all her homework by herself.
- Tom Mary'nin bütün ev ödevini kendi başına yaptığını düşünmüyor.
- Does somebody want do my homework for me?
- Biri ev ödevimi benim için yapmak ister mi?
- I'm busy with homework.
- Ev ödevimle meşgulüm.
- Tom hates homework.
- Tom ev ödevinden nefret eder.
- How long do you think it'll take you to finish your homework?
- Ev ödevini bitirmenin ne kadar süreceğini düşünüyorsun?
- I'm always busy with my homework.
- Her zaman ev ödevimle meşgulüm.
- Father often helps me with my homework.
- Babam sık sık ev ödevlerimde bana yardım ediyor.
- Will you help me with my English homework?
- İngilizce ev ödevimde bana yardım eder misin?
- Will you help me with my French homework?
- Fransızca ev ödevimde bana yardım eder misin?
- Could you make sure Tom does his homework?
- Tom'un ev ödevini yaptığından emin olabilir misin?
- I'm working on my homework.
- Ev ödevim üzerinde çalışıyorum.
- I'm fairly sure Tom hasn't done his homework yet.
- Tom'un henüz ev ödevini yapmadığından oldukça eminim.
- She was busy doing her homework.
- O, ev ödevini yapmakla meşguldü.
- My homework is nearly complete.
- Ev ödevim neredeyse hazır.
- He's busy with his homework now.
- Şu anda ev ödeviyle meşgul.
- Tom hasn't finished his homework yet.
- Tom ev ödevini henüz bitirmedi.
- I'd like to know why you didn't finish your homework on time.
- Ev ödevini neden zamanında bitirmediğini bilmek istiyorum.
- Where is your homework?
- Ev ödevin nerede?
- Tom is probably still doing his homework.
- Tom muhtemelen hâlâ ev ödevini yapıyor.
- Tom didn't turn in his homework on time.
- Tom ev ödevini zamanında teslim etmedi.
- I should've done my homework instead of playing games.
- Oyunlar oynamak yerine ev ödevimi yapmalıydım.
- Tom often needs help with his homework.
- Tom'un ev ödevlerinde sık sık yardıma ihtiyacı oluyor.
- Tom often does his homework in the kitchen while his mother cooks dinner.
- Annesi akşam yemeğini pişirirken Tom çoğunlukla mutfakta ev ödevini yapar.
- I really have to finish my homework.
- Ev ödevimi gerçekten bitirmeliyim.
- I will have finished my homework by Tuesday.
- Salıya kadar ev ödevimi bitirmiş olacağım.
- Turn in your homework.
- Ev ödevini teslim et.
- Should I help Tom with his homework?
- Tom'a ev ödevinde yardım etmeli miyim?
- I don't think Tom will help me with my homework.
- Tom'un ev ödevimde bana yardımcı olacağını sanmıyorum.
- We must finish our homework first.
- Önce, ev ödevimizi bitirmeliyiz.
- We have homework.
- Ev ödevimiz var.
- He's done his homework.
- O, ev ödevini yaptı.
- Tom helped Mary with her homework.
- Tom Mary'ye ev ödevinde yardımcı oldu.
- She makes him do his homework before dinner.
- Akşam yemeğinden önce ona ev ödevini yaptırdı.
- Tom is in his room doing his homework.
- Tom odasında ev ödevini yapıyor.
- To tell the truth, I didn't do my homework.
- Açıkçası, ev ödevimi yapmadım.
- I want you to help me with my homework.
- Ev ödevimde bana yardım etmeni istiyorum.
- I have just finished my homework.
- Ev ödevimi az önce bitirdim.
- He had just finished his homework when the clock struck ten.
- Saat onu vurduğunda, o ev ödevini henüz bitirmişti.
- Tom, will you let me copy your math homework?
- Tom, matematik ev ödevinin kopyasını çıkarmama izin verir misin?
- I like to do my homework.
- Ev ödevimi yapmayı seviyorum.
- Tom wants me to help him with his homework.
- Tom ona ev ödevinde yardım etmemi istiyor.
- Tom doesn't often do his homework before dinner.
- Tom genellikle akşam yemeğinden önce ev ödevini yapmaz.
- I used to help Tom with his homework.
- Ben Tom'a ev ödevinde yardım ederdim.
- Tom didn't need any help with his homework.
- Tom'un ev ödevinde yardıma ihtiyacı yoktu.
- I thought you had homework.
- Ev ödevin var sanıyordum.
- How long did it take Tom to finish his homework?
- Tom'un ev ödevini bitirmesi ne kadar sürdü?
- Tom likes to listen to music while he's doing his homework.
- Tom ev ödevini yaparken müzik dinlemekten hoşlanıyor.
- I haven't yet finished my homework.
- Henüz ev ödevimi bitirmedim.
- Tom is still trying to convince Mary to help him with his homework.
- Tom ev ödevinde kendisine yardım etmesi için hâlâ Mary'yi ikna etmeye çalışıyor.
- Tom doesn't often do his homework before dinner.
- Tom ev ödevini genellikle akşam yemeğinden önce yapmaz.
- I have a lot of homework to do today.
- Bugün yapacak çok ev ödevim var.
- Thanks to his help, I finished my homework.
- Onun yardımı sayesinde, ev ödevimi bitirdim.
- She is doing her homework now.
- O, şimdi ev ödevini yapıyor.
- Are you sure you want me to help you with your homework?
- Ev ödevinde sana yardım etmemi istediğinden emin misin?
- Help me with my homework.
- Ev ödevimde bana yardımcı ol.
- Tom doesn't care whether Mary does her homework or not.
- Tom, Mary'nin ev ödevini yapıp yapmadığını umursamaz.
- Tom must finish his homework today.
- Tom bugün ev ödevini bitirmeli.
- Tom hasn't finished his homework yet.
- Tom henüz ev ödevini bitirmedi.
- I will go out after I finish my homework.
- Ev ödevimi bitirdikten sonra dışarı çıkacağım.
- Some students seem to have forgotten to do their homework.
- Bazı öğrenciler ev ödevlerini yapmayı unutmuş gibi görünüyor.
- Even though it's optional, you should still do the homework.
- İsteğe bağlı olsa da, yine de ev ödevinizi yapmalısınız.
- I want you to finish your homework before you start playing games.
- Oyun oynamaya başlamadan önce ev ödevini bitirmeni istiyorum.
- I will wait until you have finished your homework.
- Ev ödevini bitirinceye kadar bekleyeceğim.
- You probably haven't yet finished your homework.
- Muhtemelen ev ödevini henüz bitirmedin.
- Tom and Mary helped each other with their homework.
- Tom ve Mary ev ödevlerinde birbirlerine yardımcı oldu.
- The teacher gave us homework.
- Öğretmen bize ev ödevi verdi.
- Tom is unwilling to help Mary with her homework.
- Tom, Mary'ye ev ödevinde yardım etmek istemiyor.
- Do you have any homework to do?
- Yapacak herhangi bir ev ödevin var mı?
- We have a lot of homework.
- Bir sürü ev ödevimiz var.
- Tom should've helped Mary with her homework.
- Tom Mary'ye ev ödevinde yardım etmeliydi.
- She scolded him for not doing his homework.
- Ev ödevini yapmadığı için onu azarladı.
- I often do my homework before dinner.
- Genellikle akşam yemeğinden önce ev ödevimi yaparım.
- Tom said he would do his homework by himself.
- Tom ev ödevini tek başına yapacağını söyledi.
- She's done her homework.
- O, ev ödevini yaptı.
- Did you finish your homework?
- Ev ödevini bitirdin mi?
- Tom finished his homework before going to sleep.
- Tom yatmaya gitmeden önce ev ödevini bitirdi.
- I emailed Tom his homework.
- Tom'a ev ödevini e-postayla gönderdim.
- Tom finished doing his homework an hour ago.
- Tom bir saat önce ev ödevini bitirdi.
- The problem is that Tom doesn't always do his homework.
- Sorun Tom'un her zaman ev ödevini yapmamasıdır.
- It is doubtful whether he did his homework by himself.
- Ev ödevini yalnız başına yapıp yapmadığı şüpheli.
- She helped her younger brother with his homework.
- O, küçük erkek kardeşinin ev ödevine yardım etti.
- He was busy with his homework.
- Ev ödeviyle meşguldü.
- When I returned home, my brother was doing his homework.
- Eve döndüğümde erkek kardeşim ev ödevini yapıyordu.
- I've got to make sure Tom does his homework.
- Tom'un ev ödevini yaptığından emin olmak zorundayım.
- It's going to take me at least three hours to do my homework tonight.
- Bu gece ev ödevimi yapmak için en az üç saatimi alacak.
- I have homework.
- Ev ödevim var.
- Would you mind helping Tom with his homework?
- Tom'a ev ödevinde yardım eder misin?
- The dog felt guilty about eating the homework.
- Köpek, ev ödevini yeme konusunda kendini suçlu hissetti.
- I help Tom with his homework almost every day.
- Neredeyse her gün Tom'a ev ödevinde yardım ederim.
- I'm done with my homework.
- Ev ödevimi bitirdim.
- I don't have any homework.
- Hiç ev ödevim yok.
- She finished her homework in an hour.
- Bir saat içinde ev ödevini bitirdi.
- She hasn't done her homework yet.
- Henüz ev ödevini yapmadı.
- Have you handed in your homework?
- Ev ödevini teslim ettin mi?
- The teacher didn't give us any homework.
- Öğretmen bize bir ev ödevi vermedi.
- When will your homework be finished?
- Ev ödevin ne zaman hazır olacak?
- Tom has some homework to do.
- Tom'un yapması gereken bazı ev ödevleri var.
- I am doing my homework.
- Ev ödevimi yapıyorum.
- Tom needed someone to help him with his homework.
- Tom'un ev ödevinde ona yardım edecek birine ihtiyacı vardı.
- I want you to do your homework within an hour.
- Ev ödevini bir saat içinde yapmanı istiyorum.
- Boys spend less time on homework than girls.
- Erkek çocukları ev ödevleri için kız çocuklarından daha az zaman harcar.
- How long will it take me to finish my homework?
- Ev ödevimi bitirmek ne kadar zamanımı alır?
- If you finish your homework, you can watch TV.
- Eğer ev ödevini bitirirsen televizyon izleyebilirsin.
- Have you done all your homework?
- Bütün ev ödevini yaptın mı?
- I still don't have my homework done.
- Hâlâ ev ödevimi yaptırmam.
- She herself did the homework.
- Ev ödevini kendisi yaptı.
- I must finish my homework before dinner.
- Akşam yemeğinden önce ev ödevimi bitirmeliyim.
- My brother helped me with my homework.
- Erkek kardeşim, ev ödevimde bana yardım etti.
- I was doing my homework then.
- Ben o zaman ev ödevimi yapıyordum.
- I have already done my homework.
- Ev ödevimi zaten yaptım.
- After he had finished his homework, he went out for a walk.
- O, ev ödevini bitirdikten sonra yürüyüş için dışarı çıktı.
- Tom never forgot to do his homework.
- Tom ev ödevini yapmayı asla unutmadı.
- She began doing her homework immediately after dinner.
- O, akşam yemeğinden sonra hemen ev ödevini yapmaya başladı.
- Tom has more homework than I do.
- Tom'un benim sahip olduğumdan daha fazla ev ödevi var.
- My father helped me with my homework.
- Babam ev ödevimde bana yardım etti.
- Tom has already done his homework.
- Tom zaten ev ödevini yaptı.
- He's done his homework.
- Ev ödevini yaptı.
- I will finish my homework by nine.
- Saat dokuza kadar ev ödevimi bitireceğim.
- I'll do my homework after I watch television.
- Televizyon seyrettikten sonra, ev ödevimi yapacağım.
- I will do my homework.
- Ev ödevimi yapacağım.
- She kindly helped me with my homework.
- Nazik şekilde ev ödevimde bana yardım etti.
- Tom asked Mary to help him with his homework.
- Tom ev ödevinde Mary'nin ona yardım etmesini istedi.
- Tom doesn't want to do his homework right now.
- Tom ev ödevini şimdi yapmak istemiyor.
- Help each other with homework.
- Ev ödevlerinde birbirinize yardımcı olun.
- I wonder if you'd help me with my homework.
- Ev ödevimde bana yardımcı olup olmayacağını merak ediyorum.
- Please complete your homework.
- Lütfen ev ödevini tamamla.
- I must do my homework.
- Ev ödevimi yapmalıyım.
- Our teacher reminded us not to forget our homework.
- Öğretmenimiz bize ev ödevimizi unutmamamızı hatırlattı.
- Tom didn't have time to do his homework.
- Tom'un ev ödevini yapacak zamanı yoktu.
- Who did Tom think was going to help him with his homework?
- Tom ev ödevinde ona kimin yardımcı olacağını düşünüyordu?
- I'm doing my French homework right now.
- Şu an Fransızca ev ödevimi yapıyorum.
- Tom didn't have much time to finish his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirmek için çok zamanı yoktu.
- Did you do the homework by yourself?
- Ev ödevini tek başına mı yaptın?
- She usually helps her sister to do her homework.
- Ev ödevini yapması için genellikle kız kardeşine yardım eder.
- Tom often does his homework in the kitchen while his mother cooks dinner.
- Tom genellikle annesi yemek pişirirken mutfakta ev ödevini yapar.
- Father sometimes helps me with my homework.
- Babam bazen ev ödevlerimde bana yardım ediyor.
- My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- Our teacher gives out a lot of homework.
- Öğretmenimiz çok fazla ev ödevi veriyor.
- I must get my homework finished.
- Ev ödevimi bitirmeliyim.
- I'll help Tom with his homework after dinner.
- Yemekten sonra Tom'a ev ödevinde yardım edeceğim.
- Have you done you homework yet?
- Ev ödevini yaptın mı?
- Did everyone do their homework?
- Herkes ev ödevini yaptı mı?
- How long did it take you to finish your homework?
- Ev ödevini bitirmen ne kadar zamanını aldı?
- Tom almost always helps Mary with her homework.
- Tom neredeyse her zaman Mary'ye ev ödevlerinde yardımcı olur.
- She is accustomed to doing her homework before dinner.
- O, ev ödevini akşam yemeğinden önce yapmaya alışkındır.
- He must finish his homework today.
- Bugün ev ödevini bitirmeli.
- When will you finish your homework?
- Ev ödevini ne zaman bitireceksin?
- Oh no, I didn't do my homework.
- Oh hayır, ev ödevimi yapmadım.
- We don't allow Tom to watch TV until he finishes his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirinceye kadar TV izlemesine izin vermiyoruz.
- She ought to have finished her homework.
- Ev ödevini bitirmeliydi.
- Tom and Mary are doing their homework.
- Tom ve Mary ev ödevlerini yapıyorlar.
- You have to help Tom with his homework.
- Tom'a ev ödevinde yardım etmek zorundasın.
- I've already done my homework.
- Ben zaten ev ödevimi yaptım.
- You can't really expect me to do your homework for you.
- Gerçekten ev ödevini senin için yapmamı bekleyemezsin.
- I'll do my homework as soon as I get home.
- Evime varır varmaz ev ödevimi yapacağım.
- Show me your homework.
- Bana ev ödevini göster.
- I still need to finish my homework.
- Hâlâ ev ödevimi bitirmem gerekiyor.
- I'm really not in the mood for homework today.
- Bugün ev ödevi için gerçekten havamda değilim.
- If Tom doesn't want to do his homework now, he doesn't have to.
- Tom şimdi ev ödevini yapmak istemiyorsa yapmak zorunda değil.
- As homework, the pupils will be writing a report.
- Ev ödevi olarak, öğrenciler bir rapor yazacak.
- I thought Tom wouldn't tell the teacher that I hadn't done my homework.
- Tom'un ev ödevimi yapmadığımı öğretmene söylemeyeceğini düşündüm.
- Tom usually helps me do my homework.
- Tom bana genellikle ev ödevimi yapmamda yardım eder.
- Where did Ming go to do her homework?
- Ev ödevini yapmak için Ming nereye gitti?
- We often help each other with our homework.
- Biz sık sık ev ödevlerimizde birbirimize yardım ederiz.
- Tom doesn't always get his homework done.
- Tom her zaman ev ödevini yapmaz.
- I wasn't able to finish my homework on time.
- Ev ödevimi zamanında bitiremedim.
- Tom complained that he had too much homework.
- Tom çok ev ödevi olduğundan şikayet etti.
- It took me three hours to finish the homework.
- Ev ödevini bitirmek üç saatimi aldı.
- I often help Tom with his homework.
- Ben sık sık Tom'a ev ödevinde yardım ederim.
- When I've finished my homework, I'll go for a swim.
- Ev ödevimi bitirdiğimde, yüzmeye gideceğim.
- I hate homework.
- Ev ödevinden nefret ederim.
- He helped me do my homework.
- Ev ödevimi yapmam için bana yardım etti.
- He had his homework done before supper.
- Akşam yemeğinden önce ev ödevini yapardı.
- I've got a ton of homework.
- Bir ton ev ödevim var.
- Tom doesn't often do his homework before dinner.
- Tom genelde ev ödevini akşam yemeğinden önce yapmaz.
- Tom should've finished his homework by now.
- Tom şimdiye kadar ev ödevini bitirmeliydi.
- Tom is helping Mary with her homework.
- Tom ev ödevinde Mary'ye yardım ediyor.
- You are supposed to hand in the homework by the end of the week.
- Haftanın sonuna kadar ev ödevini teslim etmeniz gerekiyor.
- Please wait till I have finished my homework.
- Lütfen ev ödevimi bitirinceye kadar bekle.
- I dislike homework.
- Ev ödevlerinden hoşlanmam.
- I can't help Tom with his homework.
- Tom'a ev ödevinde yardım edemem.
- I've just now finished doing my French homework.
- Fransızca ev ödevimi yapmayı az önce bitirdim.
- If you tell your teacher you lost your homework, she won't believe you.
- Eğer öğretmenine ev ödevini kaybettiğini söylersen, sana inanmaz.
- I've just finished doing my French homework.
- Fransızca ev ödevimi yapmayı az önce bitirdim.
- After all, you had homework to prepare.
- Ayrıca hazırlayacak ev ödevin vardı.
- Submit your homework on Monday.
- Pazartesi günü ev ödevini teslim et.
- Please help me with my homework.
- Lütfen, ev ödevimde bana yardımcı ol.
- Were you really able to get Tom to do your homework for you?
- Gerçekten Tom'a ev ödevini senin için yaptırabildin mi?
- Tom helped Mary do her homework.
- Tom Mary'nin ev ödevini yapmasına yardım etti.
- Help me with my homework, please.
- Ev ödevime yardım et, lütfen.
- They are beginning their homework.
- Ev ödevlerine başlıyorlar.
- The children are doing their homework.
- Çocuklar ev ödevlerini yapıyorlar.
- I already did my homework at school.
- Ev ödevimi zaten okulda yaptım.
- She assisted her brother with his homework.
- Kardeşine ev ödevinde yardımcı oldu.
- Don't copy other students' homework.
- Diğer öğrencilerin ev ödevlerini kopya etmeyin.
- Sam has already done his homework.
- Sam, zaten ev ödevini yaptı.
- Why do we have homework?
- Neden ev ödevimiz var?
- I have a lot of homework to do.
- Yapacak çok ev ödevim var.
- This is too much homework.
- Bu çok fazla ev ödevi.
- Jane is doing her homework.
- Jane ev ödevini yapıyor.
- Tom wants Mary to make sure John does his homework.
- Tom Mary'nin John'un ev ödevini yaptığından emin olmasını istiyor.
- She asked her students not to forget her homework.
- O öğrencilerinin onun ev ödevini unutmamalarını istedi.
- I couldn't have finished my homework without Tom's help.
- Tom'un yardımı olmadan ev ödevimi bitiremezdim.
- She is accustomed to doing her homework before dinner.
- Akşam yemeğinden önce ev ödevini yapmaya alışkındır.
- Tom very seldom has homework.
- Tom'un çok nadir ev ödevi vardır.
- Tom did his homework by himself.
- Tom ev ödevini tek başına yaptı.
- I helped Tom with his homework.
- Tom'a ev ödevinde yardım ettim.
- Are you sure you don't want me to help you with your homework?
- Ev ödevinde sana yardım etmemi istemediğinden emin misin?
- My brother sometimes helps me with my homework.
- Erkek kardeşim bazen bana ev ödevimde yardım eder.
- Tom has all but finished his homework.
- Tom neredeyse ev ödevini bitirdi.
- Perhaps Tom can help you with your homework.
- Belki Tom ev ödevinde sana yardım edebilir.
- Tom convinced the teacher to let him hand in his homework late.
- Tom öğretmenini ev ödevini geç teslim etmesine izin vermesi için ikna etti.
- I have too much homework.
- Çok fazla ev ödevim var.
- Tom hasn't been doing his homework.
- Tom ev ödevini yapmıyor.
- Have you finished your homework already?
- Ev ödevini hâlâ bitirmedin mi?
- Tom is doing his homework.
- Tom ev ödevini yapıyor.
- I tried to do my homework, but I didn't really know how to do it, so I gave up.
- Ev ödevimi yapmaya çalıştım, fakat nasıl yapacağımı gerçekten bilmiyordum, bu yüzden vazgeçtim.
- She assisted her brother with his homework.
- Erkek kardeşine ev ödevinde yardım etti.
- I am going to do my homework when I get home this afternoon.
- Bu öğleden sonra eve geldiğimde ev ödevimi yapacağım.
- Did you do yesterday's homework?
- Dünkü ev ödevini yaptın mı?
- Tom is busy with his homework.
- Tom ev ödeviyle meşgul.
- I'm pretty sure that Tom hasn't finished his homework yet.
- Tom'un ev ödevini henüz bitirmediğinden oldukça eminim.
- She began doing her homework immediately after dinner.
- Akşam yemeğinden hemen sonra ev ödevini yapmaya başladı.
- Tom almost forgot to do his homework.
- Tom ev ödevini yapmayı neredeyse unutuyordu.
- Tom said he would do his homework right after dinner.
- Tom ev ödevini akşam yemeğinden hemen sonra yapacağını söyledi.
- I need some help with my homework.
- Ev ödevimde biraz yardıma ihtiyacım var.
- My brother helped me with my homework.
- Kardeşim, ev ödevimde bana yardım etti.
- They asked his brother to help them with their homework.
- Onun erkek kardeşinden ev ödevlerine yardım etmesini istediler.
- I'm busy with homework.
- Ev ödevleriyle meşgulüm.
- It's just not that easy to get Tom to do his homework.
- Tom'a ev ödevini yaptırmak gerçekten o kadar kolay değil.
- Why are they not doing their homework?
- Neden onlar ev ödevlerini yapmıyor?
- I wish there were less homework.
- Keşke daha az ev ödevi olsaydı.
- Tom did his homework by himself.
- Tom ev ödevini kendi başına yaptı.
- I have no homework today.
- Bugün ev ödevim yok.
- I suspect that Tom doesn't do his homework by himself.
- Tom'un, ev ödevini kendi başına yapmadığından şüpheleniyorum.
- I wish there were less homework.
- Keşke daha az ev ödevi olsa.
- Brian gets his mother to do his homework.
- Brian ev ödevini annesine yaptırır.
- Did you really do your homework by yourself?
- Ev ödevini gerçekten kendi başına mı yaptın?
- Tom has been doing his homework.
- Tom ev ödevini yapıyor.
- Tom is in his bedroom, doing his homework.
- Tom, yatak odasında ev ödevini yapıyor.
- Tom just wants Mary to help him with his homework.
- Tom sadece Mary'nin ev ödevinde ona yardım etmesini istiyor.
- I wonder if Tom would be willing to help me with my homework.
- Tom'un ev ödevimde bana yardım etmeye istekli olup olmayacağını merak ediyorum.
- I haven't done my homework.
- Ev ödevimi yapmadım.
- I'd intended to have my homework finished by now.
- Şimdiye kadar ev ödevimi bitirtmeyi planlamıştım.
- Tom didn't need any help with his homework.
- Tom'un ev ödevinde hiç yardıma ihtiyacı yoktu.
- My homework took longer than I expected.
- Ev ödevim beklediğimden daha uzun sürdü.
- I thought you wouldn't tell her that we hadn't done our homework.
- Ev ödevimizi yapmadığımızı ona söylemeyeceğini düşündüm.
- Hand in your homework.
- Ev ödevini teslim et.
- Did you do the last problem of the homework?
- Ev ödevinin son problemini yaptın mı?
- Tom helped his friends with their homework.
- Tom arkadaşlarına ev ödevlerinde yardım etti.
- I doubt that Tom has finished his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirdiğinden şüpheliyim.
- Make sure Tom gets his homework done.
- Tom'un ev ödevini yaptırdığından emin ol.
- I thought Tom had already done his homework.
- Tom'un ev ödevini yaptığını sanıyordum.
- Tom didn't like homework.
- Tom ev ödevini sevmiyordu.
- She did her homework in a flash.
- Ev ödevini çabucak yaptı.
- Tom did his homework in the kitchen.
- Tom ev ödevini mutfakta yaptı.
- As usual, Tom didn't do his homework until the last minute.
- Her zamanki gibi, Tom ev ödevini son dakikaya kadar yapmadı.
- Do we have any homework tonight?
- Bu gece ev ödevimiz var mı?
- Mary said she would do her homework.
- Mary, ev ödevini yapacağını söyledi.
- Tom didn't do his homework.
- Tom ev ödevini yapmadı.
- I'll give you all a little more time to finish your homework.
- Ev ödevinizi bitirmek için hepinize biraz daha zaman vereceğim.
- I'm going to correct the homework tomorrow.
- Yarın ev ödevini düzelteceğim.
- I still have to finish doing my homework.
- Hâlâ ev ödevimi bitirmek zorundayım.
- I didn't do my homework.
- Ev ödevimi yapmadım.
- Tom often helps Mary with her homework.
- Tom sık sık ev ödevinde Mary'ye yardımcı olur.
- Hand in your homework by next Monday.
- Gelecek Pazartesiye kadar ev ödevini teslim et.
- Have you finished your homework?
- Ev ödevini bitirdin mi?
- You might want to encourage Tom to do his own homework early.
- Tom'u kendi ev ödevini erkenden yapması için teşvik etmek isteyebilirsin.
- Tom has only done half of his homework.
- Tom sadece ev ödevinin yarısını yaptı.
- I almost forgot to do my homework.
- Neredeyse ev ödevimi yapmayı unutuyordum.
- I have a lot more homework than Tom does.
- Tom'dan çok daha fazla ev ödevim var.
- Have you finished your English homework yet?
- İngilizce ev ödevini henüz bitirmedin mi?
- Thank you for helping me with my homework.
- Ev ödevimde bana yardım ettiğin için teşekkür ederim.
- Tom wasn't able to help Mary with her homework.
- Tom ev ödevinde Mary'ye yardım edemedi.
- Tom wants you to help him do his homework.
- Tom onun ev ödevini yapmasına yardım etmeni istiyor.
- I have to do my homework.
- Ev ödevimi yapmalıyım.
- My dog ate my homework.
- Köpeğim ev ödevimi yedi.
- He had his homework done before supper.
- Akşam yemeğinden önce ev ödevini yaptırdı.
- Tom is doing his French homework.
- Tom Fransızca ev ödevini yapıyor.
- Tom still hasn't done his homework.
- Tom hâlâ ev ödevini yapmadı.
- I had finished my homework when you called me.
- Sen beni aradığında ev ödevimi bitirmiştim.
- Tom was the only one who didn't hand in his homework on time.
- Ev ödevini zamanında teslim etmeyen tek kişi Tom'du.
- It was careless of you to forget your homework.
- Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı.
- Tom has done his homework.
- Tom ev ödevini yaptı.
- Don't forget that we have homework.
- Ev ödevlerimiz olduğunu unutmayın.
- Is this your homework?
- Bu senin ev ödevin mi?
- The children are doing their homework.
- Çocuklar ev ödevlerini yapıyor.
- Tom does his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ev ödevini yapar.
- I sometimes help Tom with his homework.
- Ben bazen ev ödevinde Tom'a yardım ediyorum.
- Tom forgot to do his homework.
- Tom ev ödevini yapmayı unuttu.
- My father often helps me with my homework.
- Babam çoğunlukla ev ödevimde bana yardım eder.
- Is your homework finished?
- Ev ödevin hazır mı?
- The dog felt guilty about eating the homework.
- Köpek ev ödevini yediği için kendini suçlu hissetti.
- I wish that Tom would help Mary with her homework.
- Keşke Tom ev ödevinde Mary'ye yardım etse.
- I want to help you with your homework.
- Ev ödevinde sana yardım etmek istiyorum.
- I was doing my homework.
- Ev ödevimi yapıyordum.
- I hate homework.
- Ev ödevlerinden nefret ederim.
- I let my friend copy my homework.
- Arkadaşımın ev ödevimi kopyalamasına izin verdim.
- I often help Tom do his homework.
- Sık sık Tom'un ev ödevini yapmasına yardım ederim.
- She kindly helped me with my homework.
- Ev ödevimde bana kibarca yardım etti.
- Tom promised to help Mary with her homework.
- Tom, Mary'ye ev ödevinde yardım edeceğine söz verdi.
- What time do you do your homework?
- Ev ödevini ne zaman yaparsın?
- She has done her homework.
- O, ev ödevini yaptı.
- Tell her that I am helping Taninna with her homework.
- Ona Taninna'ya ev ödevinde yardım ettiğimi söyle.
- Kate did her homework in the kitchen.
- Kate ev ödevini mutfakta yapardı.
- Finish your homework by the time your father comes home.
- Baban eve gelmeden önce ev ödevini bitir.
- I let Tom watch a little TV after he finished his homework.
- Ev ödevini bitirdikten sonra Tom'un biraz TV izlemesine izin verdim.
- I'd rather clean my room than spend time doing my homework.
- Ev ödevimi yaparak zaman geçirmektense, odamı temizlemeyi tercih ederim.
- Don't expect me to help you with your homework.
- Ev ödevinde sana yardım etmemi bekleme.
- Would you like me to help you with your homework?
- Ev ödevinde sana yardım etmemi ister misin?
- Tom was the first one to turn in his homework.
- Tom ev ödevini teslim eden ilk kişiydi.
- Please take out your homework.
- Lütfen ev ödevinizi çıkarın.
- I always put off doing my homework and get into trouble.
- Ben her zaman ev ödevimi yapmayı ertelerim ve başım belaya girer.
- Tom very seldom has homework.
- Tom nadiren ev ödevi yapar.
- I'm fairly sure Tom hasn't done his homework yet.
- Tom'un henüz ev ödevini yapmadığından eminim.
- Tom made us do our homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce bize ev ödevimizi yaptırdı.
- Did you ask Tom who helped him with his homework?
- Ev ödevinde ona kimin yardım ettiğini Tom'a sordun mu?
- I sometimes help Tom with his homework.
- Bazen Tom'a ev ödevlerinde yardım ediyorum.
- Tom is busy with his homework now.
- Tom şimdi ev ödevi ile meşgul.
- Let's do the homework together.
- Ev ödevini birlikte yapalım.
- Tell her that I am helping Taninna with her homework.
- Taninna'ya ev ödevinde yardım ettiğimi söyle.
- Be sure to hand in your homework by tomorrow.
- Yarına kadar ev ödevini teslim etmeyi unutma.
- You had better do your homework at once.
- Ev ödevini hemen yapsan iyi olur.
- I wonder if Tom would be willing to help me with my homework.
- Acaba Tom ev ödevimde bana yardım etmek ister mi?
- He will have done his homework by tomorrow.
- Yarına kadar ev ödevini bitirmiş olacak.
- Tom has homework to do.
- Tom'un yapması gereken ev ödevleri var.
- I often do my homework before dinner.
- Ben ev ödevimi sık sık akşam yemeğinden önce yaparım.
- Tom often needs help with his homework.
- Tom'un ev ödevlerinde sıklıkla yardıma ihtiyacı var.
- Tom never did finish his homework.
- Tom ev ödevini hiç bitirmedi.
- Tom has already finished his homework.
- Tom zaten ev ödevini bitirdi.
- I don't have time to finish my homework.
- Ev ödevimi bitirmek için zamanım yok.
- He was kind enough to help me with my homework.
- Bana ev ödevimde yardımcı olacak kadar nazikti.
- Tom said that he did his homework by himself.
- Tom ev ödevini tek başına yaptığını söyledi.
- I need help with my homework.
- Ev ödevimde yardıma ihtiyacım var.
- Why haven't you done your homework?
- Ev ödevini neden yapmadın?
- How did Tom get Mary to help him with his homework?
- Tom, Mary'yi ev ödevine nasıl yardım ettirdi?
- You must hand in your homework by Thursday without fail.
- Ev ödevini Perşembeye kadar mutlaka teslim etmelisin.
- Tom promised to help Mary with her homework.
- Tom Mary'ye ev ödevinde yardımcı olacağına söz verdi.
- Emily is doing her homework.
- Emily ev ödevini yapıyor.
- It took Tom a long time to finish his homework.
- Onun ev ödevini bitirmesi Tom'un uzun zamanını aldı.
- Has Tom finished his homework?
- Tom ev ödevini bitirdi mi?
- I used to help Tom with his homework.
- Tom'a ev ödevlerinde yardım ederdim.
- We have a lot of homework to do.
- Yapacak çok ev ödevimiz var.
- Tom forgot to do his French homework.
- Tom Fransızca ev ödevini yapmayı unuttu.
- Tom didn't complete his homework.
- Tom ev ödevini tamamlamadı.
- Perhaps you should help Tom with his homework.
- Belki de Tom'a onun ev ödevinde yardım etmen gerekir.
- The kids have homework.
- Çocukların ev ödevleri var.
- I'm fed up with homework.
- Ev ödevlerinden bıktım.
- Tom only did half his homework.
- Tom sadece ev ödevinin yarısını yaptı.
- How many hours did you spend helping Tom with his homework?
- Tom'a ev ödevinde yardım ederken kaç saat harcadın?
- Tom finished his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ev ödevini bitirdi.
- Tom didn't have enough time to finish his homework.
- Tom'un ev ödevini bitirmek için yeterli zamanı yoktu.
- Tom has just finished doing his homework.
- Tom ev ödevini yapmayı bitirdi.
- I'll come when I have done my homework.
- Ev ödevimi yaptığımda, geleceğim.
- She hasn't done her homework yet.
- O henüz ev ödevini yapmadı.
- Tom asked me to help him with his homework.
- Tom ev ödevinde ona yardım etmemi istedi.
- He's busy with his homework now.
- O, şimdi ev ödeviyle meşgul.
- Tom and Mary have finished their homework.
- Tom ve Mary ev ödevlerini bitirdiler.
- Tom finished doing his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ev ödevini yapmayı bitirdi.
- I asked Tom to help me with my homework.
- Tom'un bana ev ödevimde yardım etmesini istedim.
- I think you need to spend a little more time on your homework.
- Bence ev ödevlerine biraz daha fazla zaman ayırmalısın.
- He did his homework.
- O, ev ödevini yaptı.
- I don't think that you did all this homework by yourself.
- Bütün bu ev ödevini tek başına yaptığını sanmıyorum.
- Sam has already done his homework.
- Sam, ev ödevini çoktan yaptı.
- I often help my sister do her homework.
- Ev ödevini yapması için sık sık kız kardeşime yardım ederim.
- Father often helps me with my homework.
- Babam sık sık ev ödevimde yardımcı olur.
- My father often helps me with my homework.
- Babam çoğu kez ev ödevimde bana yardım eder.
- She generally helped him with his homework.
- Genelde ona ev ödevlerinde yardım ederdi.
- I could ask Tom to help me do my homework.
- Tom'un ev ödevimi yapmama yardımcı olmasını isteyebilirim.
- I can't help you with your homework.
- Ev ödevinde sana yardımcı olamam.
- I dislike homework.
- Ev ödevinden hoşlanmıyorum.
- Tom just wants Mary to help him with his English homework.
- Tom sadece Mary'nin İngilizce ev ödevinde ona yardım etmesini istiyor.
- Tom is still helping Mary with her homework.
- Tom hâlâ ev ödevinde Mary'ye yardım ediyor.
- Do your homework by yourself.
- Ev ödevini kendin mi yaparsın?
- Tom and Mary helped each other with their homework.
- Tom ve Mary ev ödevlerinde birbirlerine yardım ettiler.
- Why haven't you done your homework yet?
- Neden ev ödevini henüz yapmadın?
- She may not have finished her homework.
- Ev ödevini bitirmemiş olabilir.
- I have some homework to do.
- Yapacak biraz ev ödevim var.
- Tom said he'd do his homework before dinner.
- Tom ev ödevini akşam yemeğinden önce yapacağını söyledi.
- Tom may not have finished his homework yet.
- Tom henüz ev ödevini bitirmemiş olabilir.
- I bet I'm not the only one who didn't do his homework.
- Ev ödevini yapmayan tek kişinin ben olmadığıma eminim.
- Most students don't like homework.
- Çoğu öğrenci ev ödevlerini sevmez.
- Have you completed your homework?
- Ev ödevini tamamladın mı?
- Yesterday afternoon I did my homework, then I saw my friends.
- Dün öğleden sonra ev ödevimi yaptım sonra arkadaşlarımı gördüm.
- Isn't Tom supposed to be doing his homework now?
- Tom'un şimdi ev ödevini yapması gerekmiyor mu?
- I will do the homework.
- Ev ödevini ben yaparım.
- It's likely that Tom didn't finish his homework.
- Muhtemelen Tom ev ödevini bitirmedi.
- Tom and I often help each other with our homework.
- Tom ve ben sık sık ev ödevlerimizde birbirimize yardım ederiz.
- My older brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ev ödevini çok çabuk bitirdi.
- I still need to finish my homework.
- Hâlâ ev ödevimi bitirmeliyim.
- Tom tried to persuade Mary to help him with his homework.
- Tom Mary'yi ev ödevine yardım etmeye ikna etmeye çalıştı.
- I helped Tom do his homework.
- Tom'a ev ödevini yapmasına yardım ettim.
- You have to finish your homework right away.
- Ev ödevini hemen bitirmek zorundasın.
- You have finished your homework, haven't you?
- Ev ödevini bitirdin, değil mi?
- Tom told me he was going to help me with my homework.
- Tom bana ev ödevimde yardım edeceğini söyledi.
- Tom helped me do my homework.
- Tom ev ödevimi yapmama yardım etti.
- Tom told his parents that he had no homework.
- Tom ebeveynlerine ev ödevinin olmadığını söyledi.
- Tom was the only one who handed in his homework on time.
- Tom ev ödevini zamanında teslim eden tek kişiydi.
- I'm going to do my homework right after dinner.
- Akşam yemeğinden hemen sonra ev ödevimi yapacağım.
- Tom didn't forget to do his homework this time.
- Tom bu defa ev ödevini yapmayı unutmamış.
- He has already done my homework.
- Ev ödevimi çoktan yaptı.
- I had just finished my homework when Ted phoned me.
- Ted beni aradığında, ev ödevimi henüz bitirmiştim.
- You must get this homework finished by the day after tomorrow.
- Öbür güne kadar bu ev ödevini bitirtmelisin.
- I'll help Tom with his homework after dinner.
- Akşam yemeğinden sonra Tom'a ev ödevinde yardım edeceğim.
- I think I have to begin working on my homework.
- Sanırım ev ödevim üzerinde çalışmaya başlamalıyım.
- Tom was the last one to turn in his homework.
- Tom ev ödevini teslim eden son kişiydi.
- You ought to finish your homework at once.
- Derhal ev ödevini bitirmelisin.
- I thought you wouldn't tell the teacher that I hadn't done my homework.
- Ev ödevimi yapmadığımı öğretmene söylemeyeceğini düşündüm.
- If only I'd done my homework!
- Keşke ev ödevimi yapmış olsaydım!
- Tom has only done half his homework.
- Tom sadece ev ödevinin yarısını yaptı.
- I'm finishing my homework.
- Ev ödevimi bitiriyorum.
- Unfortunately, I left my homework at home.
- Maalesef, ev ödevimi evde bıraktım.
- Please turn in your homework by tomorrow.
- Lütfen yarına kadar ev ödevini teslim et.
- She helped her younger brother with his homework.
- Küçük kardeşine ev ödevinde yardım etti.
- Tom has been helping Mary with her homework.
- Tom, Mary'ye ev ödevinde yardım ediyordu.
- After I finished my homework, I watched baseball on TV.
- Ev ödevimi bitirdikten sonra televizyonda beyzbol izledim.
- The teacher gave us homework.
- Öğretmenimiz bize ev ödevi verdi.
- Do you have homework?
- Ev ödevin var mı?
- I offered to help her with her homework.
- Ona ev ödevinde yardım etmeyi önerdim.
- Tom said he would do his homework.
- Tom ev ödevini yapacağını söyledi.
- I still have some homework to do.
- Hala yapılacak bazı ev ödevlerim var.
- As a rule, our English teacher gives a lot of homework.
- Kural olarak, İngilizce öğretmenimiz çok fazla ev ödevi veriyor.
- Mr Takahashi gave us some homework.
- Bay Takahashi bize ev ödevi verdi.
- Tom has homework to do.
- Tom'un yapacak ev ödevi var.
- I'll do my homework.
- Ev ödevimi yapacağım.
- I help Tom with his homework.
- Tom'a ev ödevlerinde yardım ediyorum.
- Father is busy looking over my homework.
- Babam ev ödevimi incelemekle meşgul.
- I don't have any homework tonight.
- Bu gece hiç ev ödevim yok.
- We were unable to finish our homework in time.
- Ev ödevimizi zamanında bitiremedik.
- Have you finished your homework yet?
- Ev ödevini hâlâ bitirmedin mi?
- Tom is helping Mary with her homework.
- Tom, Mary'ye ev ödevinde yardım ediyor.
- Tom usually does his homework before dinner.
- Tom ev ödevini genellikle akşam yemeğinden önce yapar.
- For my summer homework, I'll try to create something big with milk cartons.
- Yaz ev ödevim için süt kartonlarıyla büyük bir şey yaratmaya çalışacağım.
- We must get down to our homework.
- Ev ödevlerimizi yapmalıyız.
- I don't think Tom would help me with my homework.
- Tom'un ev ödevim konusunda bana yardımcı olacağını sanmıyorum.
- When I have homework to do, my brother always helps me with it.
- Ev ödevi yapmam gerektiğinde erkek kardeşim her zaman bana yardım eder.
- Tom helped Mary with her homework.
- Tom Mary'ye ev ödevlerinde yardım etti.
- Don't forget that we have homework.
- Ev ödevimiz olduğunu unutma.
- Have you done you homework yet?
- Şimdiye kadar ev ödevini yaptın mı?
- Tom complained that he had too much homework.
- Tom çok fazla ev ödevi olduğundan şikayet etti.
- Are you through with your homework?
- Ev ödevini bitirdin mi?
- Tom helps Mary with her homework almost every day.
- Tom neredeyse her gün Mary'ye ev ödevinde yardım eder.
- Tom stopped doing his homework and turned off the light.
- Tom ev ödevini yapmayı bıraktı ve ışığı kapattı.
- I need to finish my homework.
- Ev ödevimi bitirmek zorundayım.
- Tom finished his chores and then he did his homework.
- Tom ev işlerini bitirdi ve sonra ev ödevini yaptı.
- I need a little help with my homework.
- Ev ödevimde biraz yardıma ihtiyacım var.
- Tom helped Mary with her homework.
- Tom, Mary'ye ev ödevlerinde yardım etti.
- Tom and Mary haven't done their homework yet.
- Tom ve Mary henüz ev ödevlerini yapmadı.
- Help each other with homework.
- Ev ödevinde birbirinize yardım edin.
- You didn't turn in your homework.
- Ev ödevini teslim etmedin.
- Tom did his homework before dinner.
- Tom akşam yemeğinden önce ev ödevini yaptı.
- I have too much homework today.
- Bugün çok fazla ev ödevim var.
- I'm sorry, I forgot my homework at home.
- Üzgünüm, ev ödevimi evde unuttum.
- They can finish their homework after dinner.
- Onlar akşam yemeğinden sonra ev ödevlerini bitirebilirler.
- I think I have to begin working on my homework.
- Sanırım ev ödevimle ilgili çalışmaya başlamak zorundayım.
- You can watch TV after you finish your homework.
- Ev ödevini bitirdikten sonra televizyon izleyebilirsin.
- You had homework to do after all.
- Sonuçta yapacak ev ödevin vardı.
- You might want to encourage Tom to do his own homework early.
- Tom'u kendi ev ödevini erkenden yapması için teşvik etmek isteyebilirsiniz.
- I helped Tom do his homework.
- Tom'un ev ödevini yapmasına yardım ettim.
- Tom hasn't done his homework yet.
- Tom henüz ev ödevini yapmadı.
- Tom did all of his homework.
- Tom tüm ev ödevlerini yaptı.
- I forgot my homework.
- Ev ödevimi unuttum.
- Tom was supposed to hand in his homework before the weekend.
- Tom'un hafta sonundan önce ev ödevini teslim etmesi gerekiyordu.
- Tom and Mary did their homework together.
- Tom ve Mary ev ödevlerini birlikte yaptılar.
- Tom wanted me to help Mary with her homework.
- Tom bana Mary'ye ev ödevinde yardım etmemi istedi.
- I think you need to spend a little more time on your homework.
- Sanırım ev ödevine biraz daha zaman harcamalısın.
- The teacher gave us a lot of homework.
- Öğretmen bize bir sürü ev ödevi verdi.
- I think it's time for me to do my homework.
- Sanırım ev ödevimi yapma zamanıdır.
- Will you help me with my homework?
- Ev ödevimde bana yardım eder misin?
- I'll make sure Tom does his homework.
- Tom'un ev ödevini yaptığından emin olacağım.
- It'll take me at least three hours to do my homework tonight.
- Bu gece ev ödevimi yapmak en az üç saatimi alır.
- I need help with my homework.
- Ev ödevim için yardıma ihtiyacım var.
- I'm sorry, I left my homework at home.
- Üzgünüm, ev ödevimi evde bıraktım.
- I don't have time to help you with your homework.
- Ev ödevine yardımcı olmak için zamanım yok.
- After dinner, I did my homework.
- Akşam yemeğinden sonra ev ödevimi yaptım.
- He has already finished his homework.
- O, ev ödevini daha önce bitirdi.
- It took a little over an hour to finish doing my homework.
- Ev ödevimi yapmayı bitirmek bir saatten biraz daha fazla sürdü.
- She has not finished her homework yet.
- Henüz ev ödevini bitirmedi.
- It's just not that easy to get Tom to do his homework.
- Tom'a ev ödevini yaptırmak o kadar kolay değil.
- Tom did all of his homework.
- Tom ev ödevinin hepsini yaptı.
- For homework, Tom has to write a modern fairy tale.
- Tom ev ödevi için modern bir peri masalı yazmak zorunda.
- Boys spend less time on homework than girls.
- Erkekler ev ödevlerine kızlardan daha az zaman harcarlar.
- I have homework to do.
- Yapacak ev ödevim var.
- The teacher gave us a lot of homework.
- Öğretmen bize çok fazla ev ödevi verdi.
- Tom wants Mary to help him with his homework.
- Tom Mary'nin ev ödevinde ona yardımcı olmasını istiyor.
- I think I can help Tom with his homework.
- Tom'a ev ödevinde yardım edebileceğimi düşünüyorum.
Show More (522)
|