impose - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
impose dayatmak v.
  • Traditional families tend to impose their beliefs on their children.
  • Geleneksel aileler çocuklarına çoğunlukla kendi inançlarını dayatırlar.
  • It is certain that they will impose this policy, however much their opponents react.
  • Muhalifleri ne kadar tepki gösterse de bu politikayı dayatacakları kesin.
  • Imposing excessive demands will pull the plug on small businesses, and they will not survive.
  • Aşırı taleplerin dayatılması küçük işletmelerin fişini çekecek ve hayatta kalamayacaklardır.
Show More (43)
impose uygulamak v.
  • There need to be very strong reasons for imposing any such restrictions.
  • Bu tür kısıtlamaların uygulanması için çok güçlü nedenlerin olması gerekir.
  • It makes sense to impose veterinary requirements in connection with the transport of animals.
  • Hayvanların taşınmasıyla bağlantılı olarak veterinerlik gerekliliklerinin uygulanması mantıklıdır.
  • Then there are sanctions that are impossible to impose.
  • Sonra da uygulanması mümkün olmayan yaptırımlar var.
Show More (17)
impose empoze etmek v.
  • It is unrealistic to expect to be able to impose our law.
  • Yasalarımızı empoze edebilmeyi beklemek gerçekçi değildir.
  • It defended European positions, even though it was unable to impose Europe's views on the rest of the world.
  • Avrupa'nın görüşlerini dünyanın geri kalanına empoze edemese de Avrupa'nın tutumlarını savundu.
  • The military often still think that they are above civilian society and that they can impose their own ideas.
  • Askerler hala sivil toplumun üzerinde olduklarını ve kendi fikirlerini empoze edebileceklerini düşünüyorlar.
Show More (15)
impose yüklemek v.
  • That way, we could impose this obligation on them.
  • Bu şekilde, onlara bu yükümlülüğü yükleyebiliriz.
  • We never promised that there were politicians who were going to impose even more duties on the trains.
  • Trenlere daha da fazla görev yükleyecek politikacılar olacağına dair hiçbir zaman söz vermedik.
  • It would impose unnecessary bureaucracy on an already highly competitive and successful UK ports market.
  • Zaten son derece rekabetçi ve başarılı olan Birleşik Krallık liman piyasasına gereksiz bürokrasi yükleyecektir.
Show More (2)
impose koymak v.
  • However, we must be vigilant in the face of global operators against whom nation-states can no longer impose limits.
  • Bununla birlikte ulus devletlerin artık sınır koyamadığı küresel operatörler karşısında uyanık olmalıyız.
  • It is completely self-defeating to impose unachievable limits.
  • Ulaşılamaz sınırlar koymak tamamen kendi kendine zarar vermektir.
  • The EU should, however, impose conditions for the aid it gives.
  • Bununla birlikte AB, verdiği yardımlar için koşullar koymalıdır.
Show More (2)
impose oluşturmak v.
  • Heavy exercise might impose stress on the bones.
  • Ağır egzersiz yapmak kemikler üzerinde baskı oluşturabilir.
  • These impose unacceptable barriers when people seek to change jobs or residence.
  • Bunlar, insanlar iş veya ikamet değiştirmek istediklerinde kabul edilemez engeller oluşturmaktadır.
Show More (-1)
impose emrivaki yapmak v.
  • I hope I'm not imposing on you by staying for dinner.
  • Umarım akşama yemeğe kalarak size emrivaki yapmış olmuyorumdur.
Show More (-2)
impose uygulamaya başlamak v.
  • The government recently imposed taxes on Instagram influencers.
  • Hükümet yakın zamanda Instagram fenomenlerine vergi uygulamaya başladı.
Show More (-2)
impose sorumluluk yüklemek v.
  • This gives us both greater visibility and, of course, imposes greater responsibilities on us.
  • Bu bize hem daha fazla görünürlük sağlıyor hem de elbette daha büyük sorumluluklar yüklüyor.
Show More (-2)
impose zorla benimsetmek v.
  • You shouldn't impose your opinion on others.
  • Fikrini diğerlerine zorla benimsetmemelisin.
Show More (-2)
impose baskı yapmak v.
  • She imposes on her friends too often.
  • Arkadaşlarına çok sık baskı yapıyor.
Show More (-2)
impose zorlamak v.
  • I'm afraid I'm imposing on your hospitality.
  • Korkarım misafirperverliğinizi zorluyorum.
Show More (-2)