|
- Mary's parents knew that she was in love with Tom.
- Mary'nin ailesi onun Tom'a aşık olduğunu biliyordu.
- Tom said he was in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olduğunu söyledi.
- Mary's parents knew that she was in love with Tom.
- Mary'nin anne babası onun Tom'a aşık olduğunu biliyorlardı.
- Mary thinks I'm in love with her.
- Mary ona aşık olduğumu düşünüyor.
- I think I was in love with her.
- Sanırım ona aşıktım.
- Tom said that Mary was in love with him.
- Tom, Mary'nin ona aşık olduğunu söyledi.
- Tom has been in love with Mary since the seventh grade.
- Tom yedinci sınıftan beri Mary'ye aşık.
- Tom is really in love with Mary.
- Tom Mary'ye gerçekten aşık.
- I am in love with the son of my father's greatest enemy.
- Babamın en büyük düşmanının oğluna aşığım.
- I was in love with her once.
- Bir keresinde ona aşık olmuştum.
- I think Layla was in love with Sami.
- Bence Layla Sami'ye aşıktı.
- I was madly in love with Tom when I was in junior high school.
- Ortaokuldayken Tom'a çılgınca aşık oldum.
- I'm not in love with anyone.
- Ben kimseye aşık değilim.
- I think Tom was in love with Mary.
- Sanırım Tom Mary'ye aşıktı.
- They're both in love with the same girl.
- Onların ikisi de aynı kıza aşıklar.
- I could fall in love with you all over again.
- Size tekrar aşık olabilirim.
- Mary thinks I'm in love with her.
- Mary ona aşık olduğumu sanıyor.
- Emily is in love with the Greek language.
- Emily Yunan diline aşık.
- I was madly in love with Tom when I was in junior high school.
- Ortaokuldayken Tom'a deli gibi aşıktım.
- Sami is deeply in love with Layla.
- Sami, Leyla'ya derinden aşık.
- I think Dania was in love with Fadil.
- Bence Dania Fadıl'a aşıktı.
- I was never in love with him.
- Ona hiç aşık olmadım.
- You seem to be in love with Tom.
- Tom'a aşık gibi görünüyorsun.
- Tom was deeply in love with Mary.
- Tom, Mary'ye derinden aşıktı.
- Mary is still in love with her ex-boyfriend.
- Mary hala eski erkek arkadaşına aşık.
- He is in love with his neighbor and wants to marry her.
- Komşusuna aşık ve onunla evlenmek istiyor.
- Tom was never really in love with Mary.
- Tom, Mary'ye hiçbir zaman gerçekten aşık olmadı.
- We're in love with each other.
- Birbirimize aşığız.
- Mary is in love with the boy with blond hair.
- Mary sarı saçlı çocuğa aşık.
- I think you're a great guy, but I'm in love with Tom.
- Bence sen harika bir adamsın fakat ben Tom'a aşığım.
- Tom and Mary are in love with each other.
- Tom ve Mary birbirlerine aşıklar.
- I was never in love with you.
- Sana hiç aşık olmadım.
- I can't believe that you're really in love with me.
- Gerçekten bana aşık olduğuna inanamıyorum.
- Tom was head over heels in love with Mary.
- Tom, Mary'ye sırılsıklam aşıktı.
- Tom is already in love with Mary.
- Tom zaten Mary'ye aşık.
- Were you in love with Tom?
- Tom'a aşık mıydın?
- Tom has been in love with you for a long time.
- Tom uzun zamandır sana aşık.
- Tom is still in love with you, I think.
- Tom hala sana aşık, sanırım.
- Mary has been in love with Tom since the 8th grade.
- Mary 8.sınıftan beri Tom'a aşık.
- Tom still seems to be in love with Mary.
- Tom hâlâ Mary'ye aşık görünüyor.
- Both Tom and John said that they were in love with Mary.
- Tom ve John'un ikisi de Mary'ye aşık olduklarını söylediler.
- I'm in love with Tom's girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşına aşığım.
- I'm still in love with you.
- Sana hala aşığım.
- I'm not sure if I'm in love with Tom.
- Tom'a aşık olup olmadığımdan emin değilim.
- I suspect Tom is still in love with you.
- Tom'un hala sana aşık olduğundan şüpheleniyorum.
- All three of them were in love with the same girl.
- Üçü de aynı kıza aşıktı.
- She fell totally in love with him.
- Ona tamamen aşık oldu.
- He is madly in love with that girl.
- O kıza deli gibi aşık.
- I was never really in love with Tom.
- Tom'a hiçbir zaman gerçekten aşık değildim.
- I was in love with him once.
- Bir keresinde ona aşık olmuştum.
- Tom is madly in love with Mary.
- Tom, Mary'ye deli gibi aşık.
- Many people believe that Tom and Mary are secretly in love with each other.
- Birçok insan Tom ve Mary'nin gizlice birbirlerine aşık olduklarına inanıyor.
- It's hard to believe that Tom wasn't aware that Mary was in love with him.
- Tom'un Mary'nin ona aşık olduğunun farkında olmadığına inanmak zor.
- I think I was in love with Tom.
- Sanırım Tom'a aşıktım.
- I was in love with her once.
- Bir zamanlar ona aşıktım.
- The teacher made all of his female students fall in love with him.
- Öğretmen bütün kız öğrencilerini kendisine aşık etti.
- Tom is also madly in love with Mary.
- Tom da Mary'ye deli gibi aşık.
- Maybe I'm in love with them.
- Belki de onlara aşığım.
- Tom was in love with Mary.
- Tom Mary'ye aşıktı.
- The poet was in love with words.
- Şair kelimelere aşıktı.
- I was desperately in love with him.
- Ben umutsuzca ona aşıktım.
- I'm still in love with him.
- Ben hala ona aşığım.
- Fadil was in love with his new car.
- Fadıl yeni arabasına aşıktı.
- I'm not sure if I'm in love with her.
- Ona aşık olup olmadığımdan emin değilim.
- Were you in love with her?
- Ona aşık mıydın?
- I know who you're secretly in love with.
- Gizliden gizliye kime aşık olduğunu biliyorum.
- Fadil was madly in love with Layla.
- Fadıl, Leyla'ya deli gibi aşıktı.
- He's in love with his best friend.
- O, en iyi arkadaşına aşık.
- Tom and John both said that they were in love with Mary.
- Tom ve John'un ikisi de Mary'ye aşık olduklarını söylediler.
- Mary was in love with him.
- Mary ona aşıktı.
- All the girls in Tom's class are in love with him.
- Tom'un sınıfındaki bütün kızlar ona aşık.
- Tom fell desperately in love with Mary.
- Tom, Mary'ye umutsuzca aşık oldu.
- Tom fell head over heels in love with Mary.
- Tom, Mary'ye sırılsıklam aşık oldu.
- I was never in love with you.
- Asla sana aşık değildim.
- I suspect that Tom is in love with Mary.
- Tom'un Mary'ye aşık olduğundan şüpheleniyorum.
- Tom says he's in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olduğunu söylüyor.
- Tom is obviously in love with Mary.
- Tom belli ki Mary'ye aşık.
- Are you still in love with your wife?
- Karınıza hâlâ aşık mısınız?
- I'm still in love with Tom.
- Tom'a hâlâ aşığım.
- He has to be in love with you.
- O sana aşık olmalı.
- That boy is in love with his teacher.
- O çocuk öğretmenine aşık.
- I can't believe that you're really in love with me.
- Bana gerçekten aşık olduğuna inanamıyorum.
- He's secretly in love with her.
- O gizlice ona aşık.
- He has to be in love with you.
- Sana aşık olmalı.
- I think Tom is in love with me.
- Tom'un bana aşık olduğunu düşünüyorum.
- Tom's in love with John's ex-wife.
- Tom John'un eski eşine aşık.
- Aren't you still in love with Tom?
- Hala Tom'a aşık değil misin?
- My brother is in love with you.
- Kardeşim sana aşık.
- Tom is still in love with his ex-girlfriend.
- Tom hala eski kız arkadaşına aşık.
- I can make any woman fall in love with me.
- Her kadını kendime aşık edebilirim.
- I know Tom is still in love with you.
- Tom'un hâlâ sana aşık olduğunu biliyorum.
- I was just wondering if Tom could possibly be in love with Mary.
- Sadece Tom'un bir ihtimal Mary'ye aşık olup olmadığını merak ediyordum.
- I get the impression that Tom is in love with you.
- Tom'un sana aşık olduğu izlenimine kapıldım.
- You're in love with someone else, aren't you?
- Başka birine aşıksın, değil mi?
- How long have you been in love with her?
- Ne zamandır ona aşıksın?
- I was desperately in love with him.
- Ona umutsuzca aşıktım.
- Is she in love with you?
- O sana aşık mı?
- I think Tom is still in love with Mary.
- Bence Tom hala Mary'ye aşık.
- Just between the two of us; are you in love with my sister?
- Sadece ikimiz arasında; kız kardeşime aşık mısın?
- Tom was secretly in love with Mary.
- Tom, Mary'ye gizlice aşık oldu.
- I could fall in love with you all over again.
- Sana yeniden aşık olabilirim.
- Tom is definitely in love with Mary.
- Tom kesinlikle Mary'ye aşık.
- It seems Tom's in love with me.
- Tom bana aşık gibi görünüyor.
- They're both in love with the same guy.
- Onların ikisi de aynı oğlana aşıklar.
- She's madly in love with her.
- Ona deli gibi aşık.
- I thought she was in love with Tom.
- Tom'a aşık olduğunu sanıyordum.
- Is Aun still in love with his wife?
- Aun hâlâ karısına aşık mı?
- I know you're in love with me.
- Bana aşık olduğunu biliyorum.
- You're in love with someone else.
- Sen başkasına aşıksın.
- How long have you been in love with him?
- Sen ne zamandır ona aşıksın?
- He has been secretly in love with her.
- Ona gizlice aşık olmuş.
- They're both in love with the same guy.
- İkisi de aynı adama aşık.
- I feel she's still in love with me.
- Onun hâlâ bana aşık olduğunu hissediyorum.
- Mary's not the first woman to fall in love with a married man, and she won't be the last.
- Mary evli bir adama aşık ilk kadın değil ve o son da olmayacak.
- Are you still in love with your wife?
- Karına hâlâ aşık mısın?
- I'm still in love with Mary.
- Mary'ye hâlâ aşığım.
- Is Aun still in love with his wife?
- Aun hala karısına aşık mı?
- I'm in love with you already.
- Zaten sana aşığım.
- I was completely in love with him.
- Ben ona tamamen aşıktım.
- Tom is in love with me.
- Tom bana aşık.
- I know that you're still in love with me.
- Bana hâlâ aşık olduğunu biliyorum.
- Tom fell desperately in love with her.
- Tom ona umutsuzca aşık oldu.
- I can make any woman fall in love with me.
- Herhangi bir kadını kendime aşık edebilirim.
- How long has Tom been in love with you?
- Tom ne kadar zamandır sana aşık?
- I didn't say I was in love with him.
- Ben ona aşık olduğumu söylemedim.
- I'm in love with you already.
- Sana şimdiden aşık oldum.
- I know that you are in love with me.
- Bana aşık olduğunu biliyorum.
- Tom is still in love with Mary.
- Tom hala Mary'ye aşık.
- Tom has been secretly in love with Mary for a long time.
- Tom uzun zamandır gizlice Mary'ye aşık.
- Why didn't you tell me you were in love with her?
- Neden bana ona aşık olduğunu söylemedin?
- Why didn't you tell me you were in love with her?
- Ona aşık olduğunu neden bana söylemedin?
- Mary is in love with a handsome boy from her class named Tom.
- Mary sınıfından Tom adında yakışıklı bir çocuğa aşık.
- I'm not in love with Mary.
- Mary'ye aşık değilim.
- Tom is secretly in love with Mary.
- Tom gizlice Mary'ye aşık.
- Is it true that you are in love with me?
- Bana aşık olduğun doğru mu?
- I know he's still in love with you.
- Ben hala onun sana aşık olduğunu biliyorum.
- I think I was in love with him.
- Sanırım ona aşıktım.
- I think you're still in love with Tom.
- Tom'a hâlâ aşık olduğunu düşünüyorum.
- Tom is in love with you.
- Tom sana aşık.
- I am sure I am in love with her.
- Ona aşık olduğuma eminim.
- Tom won't admit it, but he's secretly in love with Mary.
- Tom bunu kabul etmeyecek ama o Mary'ye içten içe aşık.
- Tom seems to really be in love with Mary.
- Tom, Mary'ye gerçekten aşık gibi görünüyor.
- Tom knew Mary was no longer in love with him.
- Tom, Mary'nin artık ona aşık olmadığını biliyordu.
- You should know that I'm in love with Mary.
- Mary'ye aşık olduğumu bilmelisin.
- Tom was madly in love with Mary.
- Tom, Mary'ye deliler gibi aşıktı.
- I think she's in love with me.
- Sanırım bana aşık.
- I feel she's still in love with me.
- Bana hala aşık olduğunu hissediyorum.
- Tom said he was in love with you.
- Tom sana aşık olduğunu söyledi.
- Markku was head over ears in love with Liisa.
- Markku Liisa'ya sırılsıklam aşıktı.
- He's head over heels in love with Mary.
- Mary'ye sırılsıklam aşık.
- Tom is in love with another woman.
- Tom başka bir kadına aşık.
- I'm not sure if I'm in love with him.
- Ben de ona aşık olup olmadığımdan emin değilim.
- I'm in love with you.
- Sana aşığım.
- I'm not in love with Tom.
- Tom'a aşık değilim.
- Tom's in love with Mary's best friend.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşına aşık.
- What made you fall in love with Tom?
- Seni Tom'a aşık ettiren neydi?
- Were you in love with me?
- Sen bana aşık mıydın?
- Tom is head over heels in love with Mary.
- Tom, Mary'ye sırılsıklam aşık.
- Are you in love with Tom?
- Tom'a aşık mısın?
- She's in love with a man who loves her.
- Onu seven bir adama aşık oldu.
- Tom realized he was no longer in love with Mary.
- Tom artık Mary'ye aşık olmadığını fark etti.
- I was totally in love with him.
- Ona büsbütün aşıktım.
- Tom and Mary were in love with each other.
- Tom ve Mary birbirlerine aşıklardı.
- All three of them were in love with the same girl.
- Onların üçü de aynı kıza aşıktı.
- You're in love with Tom, aren't you?
- Sen Tom'a aşıksın, değil mi?
- I'm in love with a wonderful girl.
- Harika bir kıza aşık oldum.
- Tom has been in love with you for a long time.
- Tom uzun süre sana aşık.
- She was desperately in love with him.
- Ona umutsuzca aşıktı.
- It is true that I was head over heels in love with her.
- Ona sırılsıklam aşık olduğum doğru.
- Are you still in love with her?
- Ona hala aşık mısın?
- I think she's in love with him.
- Bence ona aşık.
- Do you think you could fall in love with me?
- Bana aşık olabileceğini düşünüyor musun?
- Are you still in love with Tom?
- Tom'a hala aşık mısın?
- I'm still in love with Tom.
- Tom'a hala aşığım.
- I know you're in love with me.
- Senin bana aşık olduğunu biliyorum.
- She's in love with her best friend.
- O en iyi arkadaşına aşıktır.
- Were you in love with them?
- Onlara aşık mıydın?
- You're in love with someone else, aren't you?
- Sen başka birine aşıksın, değil mi?
- They say that she is in love with him.
- Ona aşık olduğunu söylüyorlar.
- Tom seems to be in love with Mary.
- Tom Mary'ye aşık gibi görünüyor.
- He's in love with someone else.
- O başka birine aşık.
- You are in love with him.
- Ona aşıksın.
- Tom doesn't know that Mary is in love with him.
- Tom, Mary'nin ona aşık olduğunu bilmiyor.
- Layla felt in love with a Jamaican-born dealer.
- Leyla, Jamaika doğumlu bir satıcıya aşık olduğunu hissetti.
- I'm still in love with him.
- Ona hala aşığım.
- Did Tom fall in love with Mary?
- Tom Mary'ye aşık mı oldu?
- Tom said he was in love with me.
- Tom bana aşık olduğunu söyledi.
- He fell madly in love with her.
- Ona deli gibi aşık oldu.
- Tom's in love with Mary's younger sister.
- Tom, Mary'nin küçük kız kardeşine aşık.
- She's in love with another man.
- Başka bir adama aşık.
- I'm really in love with you.
- Sana gerçekten aşığım.
- Tom has been secretly in love with Mary for a long time.
- Tom uzun zamandır Mary'ye gizliden gizliye aşıktı.
- Layla was deeply in love with Sami.
- Layla, Sami'ye derinden aşıktı.
- Fadil is in love with someone else.
- Fadil başka birine aşık.
- I suppose everyone thinks I'm in love with Mary.
- Sanırım herkes Mary'ye aşık olduğumu düşünüyor.
- I guess everybody thinks that I'm in love with Mary.
- Galiba herkes Mary'ye aşık olduğumu düşünüyor.
- Tom has been in love with you ever since you were kids.
- Tom çocukluğunuzdan beri size aşık.
- Tom is deeply in love with Mary.
- Tom Mary'ye derinden aşıktır.
- Tom is the kind of guy that a girl could fall in love with.
- Tom bir kızın aşık olabileceği türden bir adam.
- Tom has been in love with you ever since you were kids.
- Tom çocukluğunuzdan beri sana aşık.
- Tom is in love with Mary.
- Tom Mary'ye aşık.
- Were you in love with him?
- Ona aşık mıydın?
- Mary is still in love with her ex-boyfriend.
- Mary hâlâ eski sevgilisine aşık.
- Tom is deeply in love with Mary.
- Tom, Mary'ye derinden aşıktır.
- Tom and Mary seem to be in love with each other.
- Tom ve Mary birbirlerine aşık gibi görünüyor.
- Tom fell madly in love with his childhood friend, Mary.
- Tom, çocukluk arkadaşı Mary'ye delicesine aşık oldu.
- I'll tell you, between ourselves, Fadil is in love with Dania.
- Ne diyeceğim, aramızda kalsın ama, Fadil Dania'ya aşık.
- Tom and Mary fell head over heels in love with each other.
- Tom ve Mary birbirlerine sırılsıklam aşık oldular.
- Aren't you in love with me anymore?
- Artık bana aşık değil misin?
- How long have you been in love with him?
- Ne kadar süredir ona aşıksın?
- Tom said that he was in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olduğunu söyledi.
- I'm in love with your daughter.
- Senin kızına aşığım.
- I think Tom is in love with you.
- Bence Tom sana aşık.
- I'm in love with a wonderful girl.
- Harika bir kıza aşığım.
- Maybe I'm in love with Tom.
- Belki de Tom'a aşığımdır.
- I was in love with you once.
- Bir zamanlar sana aşıktım.
- Are you still in love with your wife?
- Hala karına aşık mısın?
- Torajiro made it clear that he was in love with me.
- Torajiro bana aşık olduğunu açıkça belli etti.
- I'm in love with Jean Reno.
- Jean Reno'ya aşığım.
- My brother is in love with you.
- Erkek kardeşim sana aşık.
- That man is in love with my sister.
- O adam kız kardeşime aşık.
- It seems Tom's in love with me.
- Görünüşe göre Tom bana aşık.
- Are you falling in love with Tom?
- Tom'a aşık mı oluyorsun?
- They're both in love with the same girl.
- İkisi de aynı kıza aşık.
- You know that Tom is in love with you, don't you?
- Tom'un sana aşık olduğunu biliyorsun, değil mi?
- Sami is madly in love with Layla.
- Sami, Layla'ya deli gibi aşık.
- Tom is in love with me now.
- Tom şu anda bana aşık.
- Dan found himself in love with Linda.
- Dan kendini Linda'ya aşık buldu.
- Tom said he was in love with Mary.
- Tom Mary'ye aşık olduğunu söyledi.
- Tom and Mary are secretly in love with each other.
- Tom ve Mary gizliden gizliye birbirlerine aşıklar.
- He thinks that I am in love with her.
- Ona aşık olduğumu düşünüyor.
- Tom seems to be in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık gibi görünüyor.
- I was totally in love with her.
- Ona büsbütün aşıktım.
- I don't think Tom knows that Mary is in love with him.
- Tom'un Mary'nin ona aşık olduğunu bildiğini sanmıyorum.
- I'm in love with the girl next door.
- Bitişikteki kıza aşığım.
- My parents wanted me to marry a nice guy like Tom, but I was in love with John.
- Ailem Tom gibi iyi bir adamla evlenmemi istiyordu ama ben John'a aşıktım.
- I'm in love with Mary.
- Mary'ye aşığım.
- Sami is deeply in love with Layla.
- Sami, Layla'ya derinden aşık.
- Fadil is in love with someone else.
- Fadıl başkasına aşık.
- Tom still seems to be in love with Mary.
- Tom hala Mary'ye aşık gibi görünüyor.
- He fell madly in love with her.
- Ona delice aşık oldu.
- Tom is in love with someone else.
- Tom başkasına aşık.
- I think that Tom is still in love with Mary.
- Bence Tom hala Mary'ye aşık.
- Are you still in love with Tom?
- Tom'a hâlâ aşık mısın?
- Tom is in love with me already.
- Tom bana çoktan aşık oldu.
- Mary is the only girl I've ever been in love with.
- Mary şimdiye kadar aşık olduğum tek kız.
- You're in love with the sound of your own voice.
- Kendi sesine aşıksın.
- I was just wondering if Tom could possibly be in love with Mary.
- Sadece Tom'un Mary'ye aşık olup olamayacağını merak ediyordum.
- They seem to be in love with each other.
- Birbirlerine aşık gibi duruyorlar.
- Tom was passionately in love with her.
- Tom ona tutkuyla aşıktı.
- I'm not in love with them.
- Onlara aşık değilim.
- Tom and I are in love with each other.
- Tom ve ben birbirimize aşığız.
- I guess everybody thinks that I'm in love with Mary.
- Galiba herkes Mary'ye aşık olduğumu sanıyor.
- How long have you been in love with Tom?
- Ne kadar süredir Tom'a aşıksın?
- Tom has secretly been in love with Mary for years.
- Tom yıllardır içten içe Mary'ye aşık.
- I fell madly in love with him.
- Ona deli gibi aşık oldum.
- She was in love with me, but I wasn't in love with her.
- O bana aşıktı ama ben ona aşık değildim.
- Tom had once been madly in love with Mary.
- Tom bir zamanlar Mary'ye deli gibi aşıktı.
- Fadil was madly in love with Layla.
- Fadıl, Leyla'ya çılgınca aşıktı.
- He's in love with that girl.
- O kıza aşık.
- Sami was really in love with that girl.
- Sami o kıza gerçekten aşıktı.
- Dan realized he was in love with Linda.
- Dan, Linda'ya aşık olduğunu fark etti.
- I think Dania was in love with Fadil.
- Sanırım Dania Fadil'e aşıktı.
- I was never in love with Tom.
- Tom'a hiç aşık olmadım.
- Tom realized he was in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olduğunun farkına vardı.
- How long have you been in love with Tom?
- Tom'a ne zamandır aşıksın?
- Tom and Mary are secretly in love with each other.
- Tom ve Mary gizlice birbirlerine aşıklar.
- Sami was totally in love with Islam.
- Sami İslam'a tamamen aşıktı.
- Tom is deeply in love with his wife.
- Tom karısına derinden aşık.
- Sami seemed to be in love with Layla.
- Sami, Layla'ya aşık gibi görünüyordu.
- I met someone the other day that I think I could fall in love with.
- Geçen gün aşık olabileceğimi düşündüğüm biriyle tanıştım.
- Tom thinks I'm in love with him.
- Tom ona aşık olduğumu sanıyor.
- Tom and John are both in love with Mary.
- Tom ve John Mary'ye aşık.
- You aren't the only one who's in love with Mary.
- Mary'ye aşık olan tek kişi sen değilsin.
- I'm not in love with Tom anymore.
- Artık Tom'a aşık değilim.
- I was in love with him once.
- Bir zamanlar ona aşıktım.
- I'm in love with this woman.
- Ben bu kadına aşığım.
- Tom said that Mary wasn't in love with me.
- Tom, Mary'nin bana aşık olmadığını söyledi.
- Tom is in love with Mary, isn't he?
- Tom Mary'ye aşık, değil mi?
- Tom has secretly been in love with Mary for years.
- Tom yıllardır gizlice Mary'ye aşık.
- Tom has been secretly in love with Mary for years.
- Tom yıllardır Mary'ye gizlice aşıktır.
- Is he in love with you?
- O sana aşık mı?
- I'm in love with this woman.
- Bu kadına aşığım.
- Tom said that Mary was in love with me.
- Tom, Mary'nin bana aşık olduğunu söyledi.
- I'm in love with Tom.
- Ben Tom'a aşığım.
- I've been secretly in love with her for years.
- Yıllardır ona gizliden gizliye aşığım.
- Tom thinks that I'm in love with him.
- Tom ona aşık olduğumu düşünüyor.
- I don't think Tom knows that Mary is in love with him.
- Mary'nin ona aşık olduğunu Tom'un bildiğini sanmıyorum.
- They're in love with each other.
- Birbirlerine aşıklar.
- All the girls in Tom's class are in love with him.
- Tom'un sınıfındaki tüm kızlar ona aşık.
- I guess everybody thinks that I'm in love with Mary.
- Sanırım herkes Mary'ye aşık olduğumu zannediyor.
- I'm in love with your daughter.
- Kızına aşığım.
- Mary was desperately in love with Tom.
- Mary umutsuzca Tom'a aşıktı.
- She fell in love with one of the other students.
- O, diğer öğrencilerden birine aşıktı.
- Tom knows Mary's in love with John.
- Tom, Mary'nin John'a aşık olduğunu biliyor.
- Tom's in love with Mary's best friend.
- Tom Mary'nin en iyi arkadaşına aşık.
- They're in love with each other.
- Onlar birbirine aşık.
- Mary is in love with a handsome boy from her class named Tom.
- Mary, sınıfından Tom adındaki yakışıklı bir oğlana aşık.
- Tom and Mary are deeply in love with each other.
- Tom ve Mary birbirlerine sırılsıklam aşıklar.
- I'm already in love with Tom.
- Tom'a şimdiden aşık oldum.
- I'm still in love with Mary.
- Ben hâlâ Mary'ye aşığım.
- I'm in love with Tom's wife.
- Tom'un karısına aşığım.
- Tom was secretly in love with Mary.
- Tom gizlice Mary'ye aşıktı.
- She's in love with another man.
- O, başka bir adama aşık.
- I think you're a great guy, but I'm in love with Tom.
- Bence sen harika birisin ama ben Tom'a aşığım.
- You should know, I am in love with Mary.
- Mary'ye aşık olduğumu bilmelisin.
- Even though Tom is quite ugly, Mary still fell in love with him.
- Tom oldukça çirkin olsa da, Mary hala ona aşık.
- Everyone was in love with Tom.
- Herkes Tom'a aşıktı.
- Are you falling in love with me?
- Bana aşık mı oluyorsun?
- He's secretly in love with her.
- O gizliden gizliye ona aşık.
- Perhaps Tom is still in love with Mary.
- Belki Tom hala Mary'e aşıktır.
- Tom and Mary are deeply in love with each other.
- Tom ve Mary birbirlerine derinden aşıktırlar.
- I was never in love with her.
- Ona hiç aşık olmadım.
- Tom said that he wasn't in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olmadığını söyledi.
- Tom is the only person I've ever really been in love with.
- Tom gerçekten aşık olduğum tek insan.
- I thought Tom was in love with Mary.
- Tom'un Mary'ye aşık olduğunu sanıyordum.
- Were you in love with me?
- Bana aşık mıydın?
- Do you know that I'm in love with you?
- Sana aşık olduğumu biliyor musun?
- She is in love with him.
- Ona aşık.
- Are you still in love with him?
- Hâlâ ona aşık mısın?
- She seemed to be in love with him.
- Ona aşık gibi görünüyordu.
- She's madly in love with her.
- Kız ona delice aşık.
- Joe is madly in love with that girl.
- Joe o kıza deli gibi aşık.
- He thinks I'm in love with her.
- Ona aşık olduğumu düşünüyor.
- Tom isn't really in love with Mary.
- Tom gerçekten Mary'ye aşık değil.
- She's totally in love with him.
- Ona tamamen aşık.
- I know they're in love with each other.
- Birbirlerine aşık olduklarını biliyorum.
- He's madly in love with him.
- Ona delicesine aşıktır.
- Tom has been secretly in love with Mary for years.
- Tom yıllardır Mary'ye gizlice aşık.
- Tom fell head over heels in love with Mary.
- Tom Mary'ye sırılsıklam aşık oldu.
- I think she's in love with me.
- Sanırım o bana aşık.
- Fadil fell deeply in love with a Muslim woman from Egypt.
- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadına derinden aşık oldu.
- She's in love with a man who loves her.
- Onu seven bir adama aşık.
- Tom said that Mary wasn't in love with him.
- Tom, Mary'nin ona aşık olmadığını söyledi.
- Tom is in love with me now.
- Tom artık bana aşık.
- Tom realized he was in love with Mary.
- Tom Mary'ye aşık olduğunu fark etti.
- Tom and Mary are obviously in love with each other.
- Tom ve Mary belli ki birbirlerine aşıklar.
- Tom told Mary that he was in love with Alice.
- Tom Mary'ye Alice'e aşık olduğunu söyledi.
- Tom is already in love with Mary.
- Tom şimdiden Mary'ye aşık.
- Tom fell madly in love with Mary.
- Tom, Mary'ye deli gibi aşık oldu.
- I was completely in love with him.
- Ona tamamen aşıktım.
- I'm deeply in love with you.
- Sana derinden aşığım.
- It might sound crazy, but I think I'm still in love with Mary.
- Çılgınca gelebilir ama sanırım Mary'ye hâlâ aşığım.
- Perhaps Tom is still in love with Mary.
- Belki de Tom hâlâ Mary'ye aşık.
- I've been in love with you since my childhood.
- Çocukluğumdan beri sana aşığım.
- Tom is still very much in love with Mary.
- Tom hala Mary'ye çok aşık.
- My sister is in love with my best friend.
- Kız kardeşim en iyi arkadaşıma aşık.
- I'm not in love with her.
- Ona aşık değilim.
- Tom thinks I'm in love with Mary.
- Tom Mary'ye aşık olduğumu düşünüyor.
- I'm secretly in love with someone else's wife.
- Gizliden gizliye başkasının karısına aşığım.
- You're still in love with Tom, aren't you?
- Hala Tom'a aşıksın, değil mi?
- She said she was in love with him.
- Ona aşık olduğunu söyledi.
- He's in love with another woman.
- O başka bir kadına aşık.
- How can I make a girl fall in love with me?
- Bir kızı kendime nasıl aşık edebilirim?
- Everyone knows you're in love with Tom.
- Herkes Tom'a aşık olduğunu biliyor.
- I'm in love with someone else.
- Ben başka birine aşığım.
- I've been in love with you since kindergarten.
- Anaokulundan beri sana aşığım.
- Why didn't you tell me you were in love with Tom?
- Neden Tom'a aşık olduğunu bana söylemedin?
- I think Tom is in love with me.
- Bence Tom bana aşık.
- I'm in love with her.
- Ona aşığım.
- Tom is also in love with Mary.
- Tom da Mary'ye aşık.
- I'm already in love with Tom.
- Ben zaten Tom'a aşığım.
- Tom thinks I'm in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olduğumu düşünüyor.
- Mary is the only girl I've ever been in love with.
- Mary aşık olduğum tek kız.
- He thinks that I am in love with her.
- Ona aşık olduğumu sanıyor.
- She seems to be in love with my brother.
- Ağabeyime aşıkmış gibi görünüyor.
- Both Tom and John said that they were in love with Mary.
- Hem Tom hem de John Mary'ye aşık olduklarını söylediler.
- Tom and Mary seem to be in love with each other.
- Tom ve Mary birbirlerine aşık gibi görünüyorlardı.
- She's totally in love with him.
- O tamamen ona aşık.
- It's true that he is in love with her.
- Ona aşık olduğu doğru.
- Tom isn't really in love with Mary.
- Tom Mary'ye gerçekten aşık değil.
- You were in love with Tom, weren't you?
- Tom'a aşıktın, değil mi?
- Tom wasn't really in love with Mary.
- Tom Mary'ye gerçekten aşık değildi.
- I think Tom is in love with Mary.
- Sanırım Tom Mary'ye aşık.
- Does this mean that I am still in love with her?
- Bu ona hala aşık olduğum anlamına mı geliyor?
- Are you in love with her?
- Ona aşık mısın?
- Tom was passionately in love with her.
- Tom tutkuyla aşıktı ona.
- I think I was in love with you.
- Sanırım sana aşıktım.
- Maybe I'm in love with her.
- Belki de ona aşığım.
- You're still in love with Tom, aren't you?
- Tom'a hâlâ aşıksın, değil mi?
- Tom thinks I'm in love with him.
- Tom ona aşık olduğumu düşünüyor.
- He thinks I'm in love with her.
- Ona aşık olduğumu sanıyor.
- I'm in love with and engaged to Dania.
- Dania'ya aşığım ve onunla nişanlıyım.
- I was never really in love with Tom.
- Tom'a gerçekten hiç aşık olmadım.
- Tom and John both said that they were in love with Mary.
- Tom ve John, Mary'ye aşık olduklarını söylediler.
- Ophelia wishes Hamlet were still in love with her.
- Ophelia, Hamlet'in hala ona aşık olmasını diliyor.
- I'm not in love with him.
- Ona aşık değilim.
- I was totally in love with Tom.
- Tom'a tamamen aşıktım.
- Tom has been in love with Mary since the first grade.
- Tom birinci sınıftan beri Mary'ye aşık.
- Mary has been in love with Tom since the 8th grade.
- Mary 8. sınıftan beri Tom'a aşık.
- I think Tom was in love with Mary.
- Bence Tom Mary'ye aşıktı.
- I know that you're still in love with me.
- Hâlâ bana aşık olduğunu biliyorum.
- Helen is in love with his personality.
- Helen onun kişiliğine aşık.
- Tom is obviously in love with Mary.
- Tom'un Mary'ye aşık olduğu açıktır.
- I'll tell you, between ourselves, Fadil is in love with Dania.
- Sana söyleyeyim, aramızda kalsın, Fadıl Dania'ya aşık.
- I could fall in love with you.
- Sana aşık olabilirim.
- I was never in love with her.
- Asla ona aşık değildim.
- I'm in love with you and I want to marry you.
- Sana aşığım ve seninle evlenmek istiyorum.
- I think I'm in love with him.
- Sanırım ona aşığım.
- Tom is in love with me already.
- Tom zaten bana aşık.
- I know Tom's in love with Mary.
- Tom'un Mary'ye aşık olduğunu biliyorum.
- I've been in love with him since we met this autumn.
- Bu sonbaharda tanıştığımızdan beri ona aşığım.
- Many people believe that Tom and Mary are secretly in love with each other.
- Birçok kişi, Tom ve Mary'nin birbirlerine gizlice aşık olduklarına inanıyor.
- I think Layla was in love with Sami.
- Leyla'nın Sami'ye aşık olduğunu düşünüyorum.
- You've fallen in love with me?
- Bana aşık mı oldun?
- Mary was desperately in love with Tom.
- Mary, Tom'a umutsuzca aşıktı.
- I was totally in love with Tom.
- Ben Tom'a tamamen aşıktım.
- Markku was head over ears in love with Liisa.
- Markku, Liisa'ya sırılsıklam aşıktı.
- Aren't you still in love with Tom?
- Tom'a hâlâ aşık değil misin?
- He's in love with someone else.
- Başka birine aşık.
- Tom is still in love with his ex-wife.
- Tom hala eski karısına aşık.
- I'm in love with Tom.
- Tom'a aşığım.
- She was already in love with him.
- Zaten ona aşıktı.
- Layla felt in love with a Jamaican-born dealer.
- Layla Jamaika doğumlu bir torbacıya aşık olmuştu.
- You were in love with Tom, weren't you?
- Sen Tom'a aşıktın, değil mi?
- Tom won't admit it, but he's secretly in love with Mary.
- Tom kabul etmiyor ama Mary'ye gizliden gizliye aşık.
- I think he's in love with her.
- Sanırım ona aşık.
- Layla was deeply in love with Sami.
- Leyla, Sami'ye derinden aşıktı.
- I guess everybody thinks that I'm in love with Mary.
- Sanırım herkes Mary'ye aşık olduğumu düşünüyor.
- You're obviously still in love with Tom.
- Belli ki Tom'a hâlâ aşıksın.
- I'm in love with the girl next door.
- Komşu kıza aşığım.
- I think I'm in love with her.
- Sanırım ona aşığım.
- She seemed to be in love with him.
- Ona aşık olmuş gibi görünüyordu.
- You're in love with Tom, aren't you?
- Tom'a aşıksın, değil mi?
- I'm so in love with you.
- Sana çok aşığım.
- Tom is hopelessly in love with Mary.
- Tom, Mary'ye umutsuzca aşık.
- Tom made no attempt to hide the fact that he was in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olduğu gerçeğini gizlemek için hiçbir girişimde bulunmadı.
- I was in love with Tom once.
- Bir zamanlar Tom'a aşıktım.
- I suspect Tom is still in love with you.
- Tom'un hâlâ sana aşık olduğundan şüpheleniyorum.
- I thought she was in love with Tom.
- Onun Tom'a aşık olduğunu düşündüm.
- Is Tom in love with you?
- Tom sana aşık mı?
- The youth is in love with technology.
- Gençlik, teknolojiye aşıktır.
- Tom said that he wasn't in love with me.
- Tom bana aşık olmadığını söyledi.
- Tom is still in love with you, I think.
- Sanırım, Tom hâlâ sana aşık.
- Tom isn't in love with me.
- Tom bana aşık değil.
- I get the impression that Tom is in love with you.
- Tom'un sana aşık olduğu hissine kapılıyorum.
- I didn't say I was in love with him.
- Ona aşığım demedim ki.
- I was never in love with him.
- Asla ona aşık değildim.
- Tom said that he was in love with me.
- Tom bana aşık olduğunu söyledi.
- Are you in love with me?
- Bana aşık mısın?
- Sami seemed to be in love with Layla.
- Sami, Leyla'ya aşık olmuş görünüyordu.
- Just between the two of us; are you in love with my sister?
- İkimizin arasında kalsın, kız kardeşime aşık mısın?
- He is in love with her.
- Ona aşık olmuş.
- I think I'm in love with you.
- Sanırım sana aşığım.
- Tom didn't know that Mary was in love with him.
- Tom, Mary'nin ona aşık olduğunu bilmiyordu.
- Tom has been in love with Mary since they were both in elementary school together.
- Tom, Mary'ye birlikte okudukları ilkokul yıllarından beri aşıktır.
- I'm totally and completely in love with you.
- Sana tamamen aşığım.
- I didn't say I was in love with Tom.
- Tom'a aşık olduğumu söylemedim.
- He is in love with her, but he tries to conceal his feelings.
- Ona aşık ama duygularını gizlemeye çalışıyor.
- Tom says that he's in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olduğunu söylüyor.
- I'm in love with you too.
- Ben de sana aşığım.
- Dan realized he was in love with Linda.
- Dan, Linda'ya aşık olduğunu anladı.
- Tom is still in love with his ex-wife.
- Tom hâlâ eski eşine aşık.
- Tom and John both said they were in love with Mary.
- Tom ve John Mary'ye aşık olduklarını söylediler.
- My sister is in love with my best friend.
- Kız kardeşim en yakın arkadaşıma aşık.
- I know he's still in love with you.
- Sana hala aşık olduğunu biliyorum.
- I think you're still in love with Tom.
- Bence sen hala Tom'a aşıksın.
- She's secretly in love with him.
- O gizlice ona aşık.
- Sami was so in love with his wife.
- Sami karısına çok aşıktı.
- I'm not sure if I'm in love with Tom or not.
- Tom'a aşık olup olmadığımdan emin değilim.
- I'm not in love with you.
- Sana aşık değilim.
- You're in love with someone else.
- Başka birine aşıksın.
- Did you fall in love with me at first sight?
- Bana ilk görüşte aşık mı oldun?
- Tom is deeply in love with his wife.
- Tom karısına çok aşık.
- Why didn't you tell me you were in love with Tom?
- Tom'a aşık olduğunu bana neden söylemedin?
- The youth is in love with technology.
- Gençlik teknolojiye aşık.
- I'm not in love with Tom anymore.
- Ben artık Tom'a aşık değilim.
- Do you think Tom is in love with you?
- Sence Tom sana aşık mı?
- Tom and Mary seem to really be in love with each other.
- Tom ve Mary birbirlerine gerçekten aşık görünüyorlar.
- How long has Tom been in love with you?
- Tom ne zamandır sana aşık?
- Tom is in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık.
- Does this mean that I am still in love with her?
- Bu ona hâlâ aşık olduğum anlamına mı geliyor?
- Tom's in love with John's ex-wife.
- Tom, John'un eski karısına aşık.
- I'm in love with Tom's girlfriend.
- Ben Tom'un kız arkadaşına aşığım.
Show More (471)
|