| 1 |
instruct |
talimat vermek |
v. |
|
- The second point is that the summit Council basically instructed the Greek Presidency to take initiatives.
- İkinci nokta ise, Zirve Konseyi'nin Yunan Dönem Başkanlığı'na inisiyatif alma talimatı vermiş olmasıdır.
- The second point is that the summit Council basically instructed the Greek Presidency to take initiatives.
- İkinci husus ise, Zirve Konseyi'nin Yunan Dönem Başkanlığı'na inisiyatif alma talimatı vermiş olmasıdır.
- We cannot instruct the Member States to access any funds to cushion the socio-economic impact.
- Üye Devletlere sosyo-ekonomik etkiyi hafifletmek için herhangi bir fona erişmeleri talimatını veremeyiz.
- I've been instructed to take you to the airport.
- Bana seni havaalanına götürme talimatı verildi.
- I have been instructed to take you to the airport.
- Bana seni havaalanına götürme talimatı verildi.
Show More (2)
|
| 2 |
instruct |
öğretmek |
v. |
|
- Sami did what he was instructed.
- Sami öğrettiği şeyi yaptı.
- Dad instructed me to stay silent.
- Babam bana sessiz kalmayı öğretti.
- He instructed me to go to bed early.
- O bana erkenden yatağa gitmeyi öğretti.
- I use animals to instruct people.
- İnsanlara öğretmek için hayvanları kullanırım.
Show More (1)
|
| 3 |
instruct |
emretmek |
v. |
|
- I did as I was instructed.
- Bana emredildiği gibi yaptım.
- I do it as I was instructed.
- Bana emredildiği gibi yapıyorum.
Show More (-1)
|
| 4 |
instruct |
görevlendirmek |
v. |
|
- I have been instructed to take you to the airport.
- Sizi havaalanına götürmekle görevlendirildim.
Show More (-2)
|
| 5 |
instruct |
eğitmek |
v. |
|
- I use animals to instruct people.
- İnsanları eğitmek için hayvanları kullanırım.
Show More (-2)
|
