Tureng - it - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	it	o	pron.
	It didn't go well. O iyi gitmedi. Does it still work? O hâlâ çalışıyor mu? It didn't last long at all. O hiç uzun sürmedi. It didn't take long. O uzun sürmedi. Is it a bird? O bir kuş mu? It was required. O gerekliydi. It looks hideous. O iğrenç görünüyor. Is it a bird? O bir kuş mudur? It didn't look good. O iyi görünmüyordu. It didn't do any good. O bir işe yaramadı. It didn't use to be like this. O böyle değildi. Is it a girl or a boy? O bir kız mı yoksa oğlan mı? Does it eat people? O insanları yer mi? It looks like a cow. O bir ineğe benziyor. Is it a cow? O bir inek mi? It looks like a UFO. O bir UFO'ya benziyor. It was so embarrassing. O çok utanç vericiydi. It was really cool. O gerçekten güzeldi. It didn't just affect me. O sadece beni etkilemedi. It was really easy. O gerçekten kolaydı. Is it a deer? O bir geyik mi? It didn't make me sad. O beni üzmedi. It didn't last long. O uzun sürmedi. Is it a chair? O bir sandalye midir? It didn't work for me either. O benim için de işe yaramadı. It didn't seem real. O gerçek görünmüyordu. Is it a big problem? O büyük bir sorun mu? It was really good. O gerçekten iyiydi. Is it a man-eater? O bir yamyam mı? It didn't cross my mind. O aklıma gelmedi. Is it a real tattoo? O gerçek bir dövme mi? It was really nice. O gerçekten güzeldi. It was really bad. O gerçekten kötüydü. It didn't work out, did it? O işe yaramadı, değil mi? Does it please you? O sizi memnun ediyor mu? It is a false premise. O yanlış bir önermedir. It looks like a house. O bir eve benziyor. It didn't really happen that way. Aslında o şekilde olmadı. Is it a horse? O bir at mı? It was sensational. O sansasyoneldi. It was risky. O riskliydi. It is a chair. O bir sandalye. It looks impressive. O etkileyici görünüyor. It is a big responsibility. O büyük bir sorumluluk. Actually it was only a rumor. Aslında o sadece bir söylentiydi. Is it a hypothesis? O bir hipotez midir? It looks incredible. O inanılmaz görünüyor. It looks like a wig. O bir peruğa benziyor. It is a bird. O bir kuştur. It looks like a camera of some kind. O bir çeşit kameraya benziyor. It is a black hole. O bir kara delik. Is it a good play? O iyi bir oyun mu? Is it a deal? O bir anlaşma mı? It was selfish of me. O benim bencilliğimdi. It is a bird. O bir kuş. It was really ugly. O gerçekten çirkindi. It didn't end well. O iyi bitmedi. Is it a butterfly or a moth? O bir kelebek mi yoksa bir güve mi? Is it a good source of potassium? O iyi bir potasyum kaynağı mı? It was really special. O gerçekten özeldi. It is a chair. O bir sandalyedir. It was really weird. O gerçekten tuhaftı. Is it a cat or a dog? O bir kedi mi veya bir köpek mi? Is it a good source of protein? O iyi bir protein kaynağı mı? It looks like a duck. O bir ördek gibi görünüyor. Is it a recent picture? O yeni bir resim mi? It was shocking. O şok ediciydi. It was so boring. O çok sıkıcıydı. It was really difficult. O gerçekten zordu. It didn't make any sense. O hiçbir anlam ifade etmiyordu. It was real hard work. O gerçekten zor bir işti. Is it a llama? O bir lama mı? It was really quite fast. O gerçekten oldukça hızlıydı. It is a cat. O bir kedidir. It didn't hurt. O incinmedi. It looks like a cactus. O bir kaktüse benziyor. It didn't seem appropriate. O uygun görünmüyordu. It didn't go too well. O çok iyi gitmedi. It was really windy that day. O gün gerçekten rüzgarlıydı. It is a bad translation. O kötü bir çeviri. It was really windy that day. O gün hava çok rüzgarlıydı. It was round. O yuvarlaktı. It didn't happen that way. O şekilde olmadı. It was really odd. O gerçekten garipti. It was small. O küçüktü. Does it really matter? O gerçekten önemli mi? Is it a date? O bir randevu mu? It was really emotional. O gerçekten duygusaldı. Does it look OK? O iyi görünüyor mu? Is it a chair? O sandalye mi? It didn't stop there. O orada durmadı. It is a book. O bir kitaptır. It was slow. O yavaştı. It was really fun. O gerçekten eğlenceliydi. It didn't work out. O işe yaramadı. Does it upset you? O seni üzüyor mu? It was really slippery. O gerçekten kaygandı. It is a false premise. O yanlış bir öncüldür. It was really scary. O gerçekten korkutucuydu. But it looked comfortable. Fakat o rahat görünüyordu. It is a good camera. O iyi bir kamera. It didn't seem right. O doğru görünmüyordu. Show More (99)
2	it	onu	pron.
	I can eat it in here. Onu burada yiyebilirim. I can feel it in my heart. Onu kalbimde hissedebilirim. Remember it. Onu hatırla. I can get a hold of it now. Şimdi onu tutabilirim. I can do it right now if you want me to. Eğer yapmamı istiyorsan onu hemen yapabilirim. Put it out of your mind. Onu aklından çıkar. Put it in the closet. Onu dolaba koy. I can do it. Onu yapabilirim. Put it in the cupboard. Onu dolaba koy. I can do it alone. Onu tek başıma yapabilirim. Put it in your pocket. Onu cebine koy. All of you have to read it. Hepiniz onu okumak zorundasınız. I can do it, too. Ben de onu yapabilirim. Put that back where you found it. Onu bulduğun yere geri koy. Read it again, please. Onu tekrar oku, lütfen. I can give it a try. Onu deneyebilirim. I can do it with my bare hands. Onu çıplak ellerimle yapabilirim. Are you going to do it over again? Onu tekrar yapacak mısın? I can do it too! Onu ben de yapabilirim! I can handle it. Ben onu halledebilirim. Put it within reach. Onu ulaşılabilir yere koy. All right, let's give it a try. Pekala, onu bir deneyelim. Put it where you like. Onu istediğiniz yere bırakın. Read it to me. Onu bana oku. Read it and weep. Onu oku ve ağla. Put it on. Onu giy. Put it out of your mind, Tom. Onu aklından çıkar, Tom. All right, let's try it again. Tamam, onu bir daha deneyelim. I can do it without you. Onu sensiz yapabilirim. I can do it myself. Onu kendim yapabilirim. I can give it a shot. Onu deneyebilirim. I can do it in half the time. Onu yarı zamanda yapabilirim. Are you going to miss it? Onu özleyecek misin? Put that in your pipe and smoke it. Onu pipona koy ve iç. Are you going to fix it? Onu tamir edecek misin? All right, I'll do it. Tamam, Ben onu yapacağım. Put it in the bag. Onu çantaya koy. I can do it if you give me a chance. Bana bir şans verirsen onu yapabilirim. I can do it today. Onu bugün yapabilirim. Read it one more time, please. Onu bir kez daha okuyun, lütfen. Put it there. Onu oraya koy. Read it again. Onu tekrar oku. Put it on Tom's desk. Onu Tom'un masasına koy. Put that back where it was. Onu yerine koy. I can do it, too. Onu ben de yapabilirim. Put it there, not here. Onu oraya koy, buraya değil. Are you going to help me find it? Onu bulmama yardımcı olacak mısınız? Put that back where you found it. Onu bulduğunuz yere geri koyun. I can do it now. Onu şimdi yapabilirim. All the delegates voted to approve it. Tüm delegeler, onu onaylamak için oy verdi. Put it on the wall. Onu duvara as. Read it once more. Onu bir kez daha okuyun. Put it over there. Onu oraya koy. I can do it by myself! Onu tek başıma yapabilirim! Read it back to me. Onu bana geri oku. I can do it for you. Onu senin için yapabilirim. Put it on my father's account. Onu babamın hesabına yaz. Put the book back in the same place where you found it. Kitabı, onu bulduğun aynı yere geri koy. I can do it again. Onu tekrar yapabilirim. I can fix it. Onu tamir edebilirim. Put it in the file. Onu dosyaya koy. I can do it alone. Onu yalnız başıma yapabilirim. I can do it blindfolded. Onu gözü kapalı yapabilirim. Repeat it to me. Onu bana tekrarla. Read it once more, please. Onu bir kez daha okuyun, lütfen. Read it again and again. Onu tekrar tekrar oku. Put it on my desk. Onu masama koy. Put it onto the table. Onu masaya bırak. Are you going to do it? Onu yapacak mısın? Put that back where it was. Onu daha önce neredeyse tekrar oraya koy. Put it someplace where no one will see it. Onu kimsenin görmeyeceği bir yere koy. Read it. Onu oku. Show More (69)
3	it	ona	pron.
	Do you want me to take a look at it? Ona bir göz atmamı istiyor musun? I need it yesterday. Ona derhal ihtiyacım var. Come here and have a look at it. Buraya gel ve ona bir göz at. I need it until tomorrow. Yarına kadar ona ihtiyacım var. I need it by tomorrow. Yarına kadar ona ihtiyacım var. I need it immediately. Ona derhal ihtiyacım var. I need it badly. Ona çok ihtiyacım var. Don't look at it anymore, please! Artık ona bakma, lütfen! I need to give it to her. Bunu ona vermem gerekir. I need it for the parking meter. Parkmetre için ona ihtiyacım var. I need it right away. Ona hemen ihtiyacım var. Don't count on it. Ona güvenme. Do you need it yet? Ona ihtiyacın var mı? Did you touch it? Ona dokundun mu? Did you take a look at it? Ona bir göz attın mı? Don't believe it. Ona inanma. I need it ASAP. Mümkün olduğunca çabuk ona ihtiyacım var. Do you need it again? Ona tekrar ihtiyacın var mı? I need to give it to her. Bunu ona vermeliyim. Can you reach it? Ona ulaşabilir misin? Can I touch it? Ona dokunabilir miyim? Do you need it yet? Hala ona ihtiyacınız var mı? Can we give it ten more minutes? Ona on dakika daha verebilir miyiz? I need it now. Ona şimdi ihtiyacım var. Do you want to touch it? Ona dokunmak istiyor musun? Do you need it now? Ona şimdi ihtiyacın var mı? I need it today. Bugün ona ihtiyacım var. Can I take a look at it? Ona bakabilir miyim? I need it ASAP. Ona en kısa zamanda ihtiyacım var. Do we really need it? Gerçekten ona ihtiyacımız var mı? Do you need it again? Yine mi ona ihtiyacın var? Did you take a look at it? Ona baktın mı? Can we take a look at it? Ona bakabilir miyiz? Don't look at it. Ona bakma. Show More (31)

	Inglés	Turco
1	dog	it	n.
	There is a dog! Bir it var! I'm sick as a dog! İt gibi hastayım! I don't want to lead a dog's life any more. Artık it gibi yaşamak istemiyorum. The dogs bark, but the caravan moves on. İt ürür, kervan yürür. I don't want to lead a dog's life any more. Artık it gibi sürünmek istemiyorum. Just get your dog away from me. Çek şu itini üzerimden. Show More (3)
2	push	it	expr.
	He pushed his way through the crowd. O, kalabalığın arasından ite kalka geçti. Push the door carefully. Kapıyı dikkatlice itin. Push! İt! Push the door carefully. Kapıyı dikkatle it. Show More (1)