miss - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
miss özlemek v.
  • Where have you been? I missed you so much!
  • Nerelerdeydin? Seni öyle özledim ki!
  • We certainly missed her in New Delhi.
  • Yeni Delhi'de onu kesinlikle özlemiştik.
  • We will miss your engagement, your visions and your good sense of humour.
  • Bağlılığınızı, vizyonunuzu ve iyi mizah anlayışınızı özleyeceğiz.
Show More (928)
miss kaçırmak (fırsat/tren vb) v.
  • He was out of town, so he missed my birthday party.
  • Şehir dışındaydı, bu yüzden doğum günü partimi kaçırdı.
  • I missed the bus this morning.
  • Bu sabah otobüsü kaçırdım.
  • The opportunity must not be missed to redress the current imbalance during this reform process.
  • Bu reform sürecinde mevcut dengesizliği giderme fırsatı kaçırılmamalıdır.
Show More (557)
miss kaçırmak v.
  • Anyone who would like to see anything else is missing the point.
  • Başka bir şey görmek isteyen herkes konuyu kaçırıyor.
  • Anyone who would like to see anything else is missing the point.
  • Başka bir şey görmek isteyen herkes asıl meseleyi kaçırıyor demektir.
  • I simply want to apologise to the presidency and to the House for missing my timeslot.
  • Sadece zaman dilimimi kaçırdığım için Başkanlıktan ve Meclis'ten özür dilemek istiyorum.
Show More (77)
miss eksik olmak v.
  • The second point that is missing is that of parliamentary and representative involvement at all levels.
  • Eksik olan ikinci nokta ise her düzeyde parlamento ve temsilci katılımıdır.
  • There is, as I have always said, an element missing from the Roadmap.
  • Her zaman söylediğim gibi Yol Haritası'nda eksik olan bir unsur vardır.
  • There is, as I have always said, an element missing from the Roadmap.
  • Her zaman söylediğim gibi, Yol Haritasında eksik olan bir unsur vardır.
Show More (36)
miss ıskalamak v.
  • They almost missed me.
  • Neredeyse beni ıskalıyorlardı.
  • Sami shot and missed.
  • Sami vurdu ve ıskaladı.
  • You don't miss much, do you?
  • Çok ıskalamıyorsun, değil mi?
Show More (27)
miss gözden kaçırmak v.
  • So, he was the killer? How did I miss that?
  • Yani katil o muydu? Ben bunu nasıl gözden kaçırdım?
  • I may have missed it in the list she gave out.
  • Verdiği listede gözden kaçırmış olabilirim.
  • It was remiss of me at the committee to have missed that out.
  • Komite olarak bunu gözden kaçırmakla büyük bir ihmalkârlık etmişim.
Show More (6)
miss aramak v.
  • She didn’t miss her phone until she needed to call someone.
  • Birine ulaşması gerekinceye dek telefonunu hiç aramamıştı.
  • We missed you very much at the party yesterday.
  • Dün partide gözümüz seni aradı.
  • We missed you at the meeting yesterday.
  • Dün toplantıda gözlerimiz seni aradı.
Show More (3)
miss kurtulmak v.
  • They just missed having a nasty car accident.
  • Korkunç bir araba kazası geçirmekten kıl payı kurtuldular.
  • Two of our staff missed being victims of the 19 August attack by a matter of minutes.
  • İki çalışanımız 19 Ağustos saldırısının kurbanı olmaktan birkaç dakika ile kurtuldu.
  • I barely missed being struck.
  • Çarpılmaktan zar zor kurtuldum.
Show More (3)
miss gözünden kaçırmak v.
  • That is to miss the point.
  • Bu, asıl noktayı gözden kaçırmaktır.
  • It's very easy to miss this kind of mistake.
  • Bu tür hatayı gözden kaçırmak çok kolaydır.
  • It's very easy to miss this kind of mistake.
  • Bu tür bir hatayı gözden kaçırmak çok kolaydır.
Show More (0)
miss hanımefendi n.
  • Miss, are there any available rooms for tonight?
  • Hanımefendi, bu gece için boş oda var mı?
  • It's an honor to meet you, miss.
  • Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
Show More (-1)
miss ıska n.
  • He scored ten shots without a single miss.
  • Tek bir ıska yapmadan on tane şut attı.
Show More (-2)
miss (eskiyi) özlemek v.
  • I miss dressing up and going out for drinks.
  • Giyinip kuşanıp bir şeyler içmeye gitmeyi özledim.
Show More (-2)
miss (motor) teklemek v.
  • We couldn't understand what caused the engine to miss.
  • Motorun teklemesine neyin sebep olduğunu anlayamadık.
Show More (-2)
miss (top, atış) kaçırmak v.
  • He gets furious anytime he misses a ball.
  • Ne zaman bir top kaçırsa öfkelenir.
Show More (-2)
miss küçük hanım n.
  • She's quite a noisy little miss, isn't she?
  • Oldukça gürültücü bir küçük hanım, öyle değil mi?
Show More (-2)
miss öğretmenim n.
  • I forgot to bring my homework with me, Miss.
  • Ödevimi yanımda getirmeyi unuttum, öğretmenim.
Show More (-2)
miss genç bayan n.
  • Excuse me, Miss, is this seat taken?
  • Affedersiniz genç bayan, bu koltuk dolu mu?
Show More (-2)
miss kaçınmak v.
  • Europe cannot miss this extraordinary opportunity.
  • Avrupa bu olağanüstü fırsatı kaçıramaz.
Show More (-2)
miss yetişememek v.
  • You will miss the train if you don't hurry.
  • Acele etmezsen trene yetişemeyeceksin.
Show More (-2)
miss ıska geçmek v.
  • The arrow missed him and hit a tree.
  • Ok onu ıska geçti ve bir ağaca çarptı.
Show More (-2)
miss golü kaçırmak v.
  • I missed that goal.
  • O golü kaçırdım.
Show More (-2)