1 |
mob |
kalabalık |
n. |
|
- The police could not control the mob.
- Polis kalabalığı kontrol edemedi.
- The policeman was confronted by the angry mob.
- Polis öfkeli kalabalıkla karşı karşıyaydı.
- The angry mob attacked the building.
- Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The policeman was confronted by the angry mob.
- Polis memuru öfkeli kalabalıkla karşı karşıya geldi.
- The furious mob attacked the building.
- Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.
- Öfkeli kalabalık arabaları devirdi ve vitrin camlarını kırdı.
- The angry mob wanted Jesus killed for blasphemy.
- Öfkeli kalabalık İsa'nın dine küfrettiği için öldürülmesini istedi.
Show More (4)
|
2 |
mob |
çete |
n. |
|
- Regularly met by mob violence and police brutality, hundreds of freedom riders were beaten and jailed.
- Düzenli olarak çete şiddeti ve polis vahşeti ile karşılaşan yüzlerce özgürlük savunucusu dövüldü ve hapse atıldı.
- We're at the mercy of the mob.
- Çetenin merhametine kaldık.
Show More (-1)
|
3 |
mob |
güruh |
n. |
|
- Tom's comments sparked fury among the Woke mob.
- Tom'un yorumları duyarcı güruh arasında öfkeye yol açtı.
Show More (-2)
|