|
- I believe the ISIS reports were the most recent evidence of the dire straits our fishing industry is in.
- IŞİD raporlarının balıkçılık sektörümüzün içinde bulunduğu vahim durumun en son kanıtı olduğuna inanıyorum.
- The most recent examination at Council level was on 13 May 2002.
- Konsey düzeyindeki en son inceleme 13 Mayıs 2002 tarihinde yapılmıştır.
- I have familiarised myself with the most recent Commission document, a concise text which was produced a few days ago.
- Birkaç gün önce hazırlanan kısa ve öz bir metin olan en son Komisyon belgesini inceledim.
- It is the most recent example of that.
- Bu, bunun en son örneğidir.
- The most recent update was in April 2002.
- En son güncelleme Nisan 2002'de yapılmıştır.
- The most recent has been unfair competition.
- En son inceleme konusu haksız rekabet olmuştur.
- The most recent victim was Hulya Simsek, who passed away on 31 August.
- En son kurban 31 Ağustos'ta vefat eden Hülya Şimşek'ti.
- This means that the most recent state of science and technology will be taken into account.
- Bu, bilim ve teknolojinin en son durumunun dikkate alınacağı anlamına gelmektedir.
- I have familiarised myself with the most recent Commission document, a concise text which was produced a few days ago.
- Birkaç gün önce hazırlanan ve kısa ve öz bir metin olan en son Komisyon belgesini inceledim.
- My most recent hobby is contributing to Tatoeba.
- En son hobim Tatoeba'ya katkıda bulunmak.
- What's his most recent novel?
- En son romanı neydi?
- Do you have the most recent version of this software?
- Bu yazılımın en son sürümü sizde var mı?
- When was your most recent dental appointment?
- En son diş randevunuz ne zamandı?
- This is the most recent picture of Tom I have.
- Bu, Tom'un sahip olduğum en son resmi.
- My most recent hobby is contributing to Tatoeba.
- Benim en son hobim Tatoeba'da katkıda bulunmaktadır.
- This dictionary isn't the most recent version.
- Bu sözlük en son sürüm değil.
- What's his most recent novel?
- Onun en son romanı nedir?
- This is the most recent picture of Tom I could find.
- Bu, Tom'un bulabildiğim en son resmi.
Show More (15)
|
