|
- That means these guys are all going to be my brothers.
- Bu da demek oluyor ki bu adamların hepsi benim kardeşim olacak.
- That means these guys are all going to be my brothers.
- Bu, bu adamların hepsinin benim kardeşim olacağı anlamına geliyor.
- My brother and I used to want a normal tree.
- Kardeşim ve ben normal bir ağaç isterdik.
- My brother had the cash-flow problem, and I'm the trade.
- Kardeşimin nakit akışı sorunu vardı ve ödemeyi benimle yaptı.
- That means these guys are all going to be my brothers.
- Bu da demek ki bu çocukların hepsi benim kardeşim olacak.
- My brother and I are about the same age.
- Kardeşim ve ben hemen hemen aynı yaştayız.
- Both of my brothers are older than I am.
- İki kardeşim de benden büyük.
- My brother bought a used car, so it wasn't very expensive.
- Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi.
- I am searching for my brother.
- Kardeşimi arıyorum.
- I don't hate my brother.
- Kardeşimden nefret etmiyorum.
- My brother gave me a cute baby doll.
- Kardeşim bana sevimli bir bebek verdi.
- My brother who lives in Boston is a carpenter.
- Boston'da yaşayan kardeşim bir marangoz.
- My brother is a high school student.
- Kardeşim bir lise öğrencisidir.
- I'd like you to meet my brother, Tom.
- Kardeşim Tom ile tanışmanı istiyorum.
- My brother likes watching scary movies.
- Kardeşim korku filmi izlemeyi sever.
- Wendy, I'd like you to meet my brother Sam.
- Wendy, seni kardeşim Sam ile tanıştırmak istiyorum.
- My brother is stupid.
- Kardeşim aptal.
- My brother is watching TV.
- Kardeşim televizyon izliyor.
- I went to the cinema with my brother.
- Kardeşimle sinemaya gittim.
- My brother damaged my new computer.
- Kardeşim yeni bilgisayarıma zarar verdi.
- John is not my brother, but my cousin.
- John benim kardeşim değil, kuzenim.
- My brother has an Xbox.
- Kardeşimin Xbox'ı var.
- My brother will kill me.
- Kardeşim beni öldürecek.
- He is a close friend of my brother.
- Kardeşimin yakın arkadaşıdır.
- I as well as my brother am to blame.
- Kardeşim kadar ben de suçluyum.
- My brother fell off a tree and broke his leg.
- Kardeşim ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.
- My brother still stands by me whenever I am in trouble.
- Ne zaman başım sıkışsa kardeşim hâlâ yanımda.
- Do you know my brother Masao?
- Kardeşim Masao'yu tanıyor musun?
- I thought he was my brother.
- Kardeşim olduğunu sanmıştım.
- Everyone mistakes me for my brother.
- Herkes beni kardeşimle karıştırıyor.
- I went fishing with my brother in the river.
- Kardeşimle nehirde balık tutmaya gittik.
- Both my father and my brother are fond of gambling.
- Hem babam hem de kardeşim kumara meraklıdır.
- I am calling my brother.
- Kardeşimi arıyorum.
- I share a room with my brother.
- Kardeşimle aynı odayı paylaşıyorum.
- My brother listens to a music genre called ambient.
- Kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinliyor.
- My brother is out of work.
- Kardeşim işsizdir.
- My brother caught a big fish.
- Kardeşim büyük bir balık yakaladı.
- My brother studies andrology.
- Kardeşim androloji okuyor.
- My brother talks too much.
- Kardeşim çok konuşuyor.
- My brother pretended to be working very hard.
- Kardeşim çok çalışıyormuş gibi yapıyordu.
- My brother has just come home from Kobe.
- Kardeşim Kobe'den eve yeni geldi.
- My brother lives in Kabylie.
- Kardeşim Kabylie'de yaşıyor.
- My brother was very pleased with the examination result.
- Kardeşim sınav sonucuna çok sevindi.
- My brother gave me a pair of jeans.
- Kardeşim bana bir kot pantolon verdi.
- My brother gave me a charming baby doll.
- Kardeşim bana sevimli bir bebek verdi.
- I am like my brother.
- Ben kardeşim gibiyim.
- When I see you, you always remind me of my brother.
- Seni gördüğümde, bana hep kardeşimi hatırlatıyorsun.
- My brother studies as hard as I do.
- Kardeşim de benim kadar çok çalışıyor.
- My brother lives in Tokyo.
- Kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- My brother is small but strong.
- Kardeşim küçük ama güçlüdür.
- My brother is a nurse at the teaching hospital.
- Kardeşim, eğitim hastanesinde bir hemşire.
- My brother Jacques is fourteen years old.
- Kardeşim Jacques on dört yaşında.
- My brother is at his desk.
- Kardeşim masasının başında.
- My brother could not solve the complicated problem.
- Kardeşim karmaşık problemi çözemedi.
- My brother became cheeky.
- Kardeşim arsızlaştı.
- John is as old as my brother.
- John kardeşim kadar yaşlı.
- My brother is a good skater.
- Kardeşim iyi paten kayan biridir.
- My brother has a good memory.
- Kardeşimin iyi bir hafızası var.
- This man killed my brother.
- Bu adam kardeşimi öldürdü.
- My brother is a professor.
- Kardeşim bir profesör.
- My brother is stronger than me.
- Kardeşim benden daha güçlü.
- Do you really believe I killed my brother?
- Gerçekten kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musun?
- If my brother hadn't saved me, I would've drowned.
- Eğer kardeşim beni kurtarmasaydı, boğulacaktım.
- I persuaded my brother to participate.
- Kardeşimi katılmaya ikna ettim.
- Both my father and my brother are fond of gambling.
- Babam da kardeşim de kumara meraklıdır.
- I had my brother clean my room.
- Kardeşime odamı temizlettim.
- My brother learned how hard working I am.
- Kardeşim ne kadar çalışkan olduğumu öğrendi.
- My brother smokes a great deal.
- Kardeşim çok sigara içer.
- My brother had a house built in Urawa last month.
- Kardeşim geçen ay Urawa'da bir ev inşa ettirdi.
- My brother makes it a rule to look over the newspaper before going to his office.
- Kardeşim ofisine gitmeden önce gazeteye göz atmayı bir kural haline getirmiştir.
- I will get my brother to carry your bag for you.
- Çantanızı taşıması için kardeşimi çağıracağım.
- My brother has lived in England for more than thirty years.
- Kardeşim otuz yıldan fazla bir süredir İngiltere'de yaşıyor.
- My brother is in the same line of business as you are.
- Kardeşim de sizinle aynı iş kolunda.
- My brother is not as tall as Jiro.
- Kardeşimin boyu Jiro kadar uzun değil.
- You are my brother.
- Siz benim kardeşimsiniz.
- My brother dared not swim across the river.
- Kardeşim nehri yüzerek geçmeye cesaret edemedi.
- My brother just went.
- Kardeşim az önce gitti.
- My brother named his cat Hanako.
- Kardeşim kedisine Hanako adını verdi.
- My brother bothers me!
- Kardeşim beni rahatsız ediyor!
- My brother missed the train because he got up too late.
- Kardeşim treni kaçırdı çünkü çok geç kalktı.
- My brother did it in my name.
- Kardeşim onu benim adıma yaptı.
- My brother skips school often.
- Kardeşim sık sık okulu asar.
- My brother sends you his warm regards.
- Kardeşim size en içten selamlarını yolladı.
- I played with my brother.
- Kardeşimle oynadım.
- One of those guys is my brother.
- O adamlardan biri benim kardeşim.
- My brother and sister get up about seven-thirty every morning.
- Kardeşlerim her sabah yedi buçuk gibi kalkarlar.
- This is my brother, Tom.
- Bu da kardeşim Tom.
- My brother and I were very close.
- Kardeşim ve ben çok yakındık.
- My brother helped me with my homework.
- Kardeşim, ödevime yardım etti.
- My brother has never been beaten at tennis.
- Kardeşim teniste hiç yenilmedi.
- My brother is still sleeping.
- Kardeşim hala uyuyor.
- Can you give my brother a job?
- Kardeşime bir iş verebilir misin?
- My brother Tom's wife Mary's father, John, is visiting from Boston.
- Kardeşim Tom'un eşi Mary'nin babası John, Boston'dan ziyarete geldi.
- I'll ask my brother to give me a ride.
- Kardeşimden beni bırakmasını isteyeceğim.
- My brother didn't like her from the start.
- Kardeşim en başından beri ondan hoşlanmıyordu.
- That is my brother.
- O benim kardeşim.
- My brother's six years younger than I am.
- Kardeşim benden altı yaş küçük.
- My brother was drinking juice.
- Kardeşim meyve suyu içiyordu.
- My brother probably wrote this letter.
- Bu mektubu muhtemelen kardeşim yazdı.
- My brother sends you his regards.
- Kardeşim size selamlarını yolladı.
- My brother is looking for an apartment.
- Kardeşim bir daire arıyor.
- My brother must've written this letter.
- Bu mektubu kardeşim yazmış olmalı.
- Please don't compare me with my brother.
- Lütfen beni kardeşimle kıyaslama.
- Where is my brother?
- Kardeşim nerede?
- Tom, this is my brother, John.
- Tom, bu benim kardeşim John.
- He married my brother.
- Kardeşimle evlendi.
- My brother died in a traffic accident.
- Kardeşim bir trafik kazasında öldü.
- My brother is older than me.
- Kardeşim benden büyük.
- My brother fell out of a tree and broke his arm.
- Kardeşim ağaçtan düştü ve kolunu kırdı.
- My brother doesn't speak English at all.
- Kardeşim hiç İngilizce bilmiyor.
- Now that my brother is a university student, he has to do a lot of reading.
- Şimdi kardeşim üniversite öğrencisi olduğu için çok okuması gerekiyor.
- I'm often mistaken for my brother.
- Sık sık kardeşimle karıştırılıyorum.
- At the party the other night, my brother drank a bit too much and passed out.
- Geçen geceki partide kardeşim biraz fazla içerek sızdı.
- My brother almost drove me crazy.
- Kardeşim beni neredeyse delirtecekti.
- My brother lives in a small village.
- Kardeşim küçük bir köyde yaşıyor.
- My brother wants to visit Liechtenstein.
- Kardeşim Liechtenstein'ı ziyaret etmek istiyor.
- I'm three years older than my brother.
- Kardeşimden üç yaş büyüğüm.
- My brother is old enough to go to school.
- Kardeşim okula gitmek için yeterince büyüdü.
- It concerns my brother.
- Kardeşimi ilgilendiriyor.
- My brother soon got used to living alone in Tokyo.
- Kardeşim Tokyo'da yalnız yaşamaya kısa sürede alıştı.
- My brother went to Italy.
- Kardeşim İtalya'ya gitti.
- My brother has died.
- Kardeşim öldü.
- My brother is at his desk.
- Kardeşim masasındadır.
- My brother leaves his room in a mess.
- Kardeşim odasını dağınık bırakır.
- I'd like to go through just one day without being told I look like my brother.
- Kardeşime benzediğim söylenmeden bir gün geçirmek istiyorum.
- Don't lash out at me just because my brother treated you badly.
- Kardeşim sana kötü davrandı diye bana saldırma.
- George married my brother.
- George kardeşimle evlendi.
- Tom, this is my brother, John.
- Tom, işte benim kardeşim John.
- My brother doesn't look like me.
- Kardeşim bana benzemiyor.
- The boy is the same age as my brother.
- Oğlan kardeşimle aynı yaşta.
- I'm often confused with my brother.
- Sık sık kardeşimle karıştırılıyorum.
- Where's my brother?
- Kardeşim nerede?
- My brother wants to kill me.
- Kardeşim beni öldürmek istiyor.
- My brother is always acting foolishly.
- Kardeşim her zaman aptalca davranıyor.
- My brother often cries.
- Kardeşim sık sık ağlar.
- I as well as my brother am to blame.
- Kardeşim gibi ben de suçluyum.
- My brother takes a new book out of the library every day.
- Kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap alıyor.
- He isn't as old as my brother.
- Kardeşim kadar yaşlı değil.
- She married my brother.
- Kardeşimle evlendi.
- Mother went shopping with my brother.
- Annem kardeşimle alışverişe gitti.
- Did you see my brother?
- Kardeşimi gördünüz mü?
- My brother hung the picture upside down.
- Kardeşim resmi baş aşağı astı.
- My brother bought a used car, so it wasn't very expensive.
- Kardeşim kullanılmış bir araba aldı, yani çok pahalı değildi.
- My brother did it on my behalf.
- Kardeşim onu benim adıma yaptı.
- My brother has joined the baseball club.
- Kardeşim beyzbol kulübüne katıldı.
- When I was 10, my brother left our home.
- Ben 10 yaşındayken, kardeşim evimizi terk etti.
- My brother has found a solution.
- Kardeşim bir çözüm buldu.
- I was born just a few minutes before my brother Dan.
- Kardeşim Dan'den sadece birkaç dakika önce doğmuşum.
- My brother is not as tall as Jiro.
- Kardeşim Jiro kadar uzun boylu değil.
- My brother has no money.
- Kardeşimin hiç parası yok.
- My brother will take you home.
- Kardeşim seni eve götürecek.
- My brother is three years younger than I am.
- Kardeşim benden üç yaş küçük.
- My brother is a vet.
- Kardeşim bir veteriner.
- I thought it was my brother.
- Kardeşim olduğunu sanmıştım.
- The boy playing the guitar is my brother.
- Gitar çalan çocuk benim kardeşim.
- My brother just watches television and does not study very hard these days.
- Kardeşim televizyon seyrediyor ve bu günlerde çok çalışmıyor.
- My brother insisted on going there alone.
- Kardeşim oraya yalnız gitmek için ısrar etti.
- The boy riding a bicycle is my brother.
- Bisiklete binen çocuk benim kardeşim.
- My brother is eight years older than me.
- Kardeşim benden sekiz yaş büyük.
- My brother is in the same line of business as you are.
- Kardeşim de seninle aynı işi yapıyor.
- She took me for my brother.
- Beni kardeşim sandı.
- I still owe my brother the ten dollars that he lent me last week.
- Geçen hafta bana borç verdiği on doları hâlâ kardeşime borçluyum.
- My brother is coming on Monday.
- Kardeşim pazartesi günü geliyor.
- My brother became a cook.
- Kardeşim aşçı oldu.
- He is as tall as my brother.
- Kardeşim kadar uzun.
- My brother says he isn't afraid of the dark.
- Kardeşim karanlıktan korkmadığını söylüyor.
- My brother goes to college in Tokyo.
- Kardeşim Tokyo'da üniversiteye gidiyor.
- My brother is a nurse at the teaching hospital.
- Kardeşim eğitim hastanesinde hemşire.
- I remember the fact that you're my brother.
- Kardeşim olduğun gerçeğini hatırlıyorum.
- My brother doesn't like the taste of sea urchin.
- Kardeşim deniz kestanesinin tadını sevmez.
- The boy leaning against the wall over there is my brother.
- Şurada duvara yaslanan çocuk benim kardeşim.
- My brother didn't have the courage to swim across the river.
- Kardeşimin nehri yüzerek geçecek cesareti yoktu.
- My brother uses that bike.
- O bisikleti kardeşim kullanıyor.
- My brother sent me a letter last week.
- Kardeşim geçen hafta bana bir mektup yolladı.
- My brother is living in San Diego.
- Kardeşim San Diego'da yaşıyor.
- I was at the movies with my brother.
- Kardeşimle sinemaya gitmiştim.
- My brother goes to the same school I do.
- Kardeşim benimle aynı okula gidiyor.
- My brother is not satisfied with his new car.
- Kardeşim yeni arabasından hoşnut değil.
- Axel is my brother.
- Axel benim kardeşim.
- My brother sometimes helps me with my homework.
- Kardeşim bazen ödevlerimde bana yardım eder.
- My brother must be sick.
- Kardeşim hasta olmalı.
- My brother hides his porn magazines under his mattress.
- Kardeşim porno dergilerini yatağının altında saklıyor.
- My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
- I mistakenly thought that he was my brother.
- Yanlışlıkla onu kardeşim sandım.
- When I returned home, my brother had done his homework.
- Eve döndüğümde kardeşim ödevini yapmıştı.
- I was jealous of my brother.
- Kardeşimi kıskanıyordum.
- The boy washing the car is my brother.
- Arabayı yıkayan çocuk benim kardeşim.
- My brother lied to me.
- Kardeşim bana yalan söyledi.
- My brother can run as fast as I.
- Kardeşim benim kadar hızlı koşabilir.
- My brother is arriving tomorrow morning.
- Kardeşim yarın sabah geliyor.
- My brother gave me a cute doll.
- Kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- My brother is an engineer.
- Kardeşim bir mühendis.
- This is my brother.
- Bu benim kardeşim.
- My brother helped me with my homework.
- Kardeşim, ev ödevimde bana yardım etti.
- If my brother would have been there, he would have known what to do.
- Kardeşim orada olsaydı, ne yapacağını bilirdi.
- My brother has his eye on a scholarship so he can go to college.
- Kardeşimin gözü üniversiteye gidebilmek için bir bursta.
- My brother named his cat Huazi.
- Kardeşim kedisine Huazi adını verdi.
- When I have homework to do, my brother always helps me with it.
- Yapacak ödevim olduğunda, kardeşim her zaman bana yardım eder.
- My brother has become a priest.
- Kardeşim rahip oldu.
- My mother warned me not to follow in the footsteps of my brother.
- Annem kardeşimin izinden gitmemem konusunda beni uyarmıştı.
- My brother is taking the entrance examination today.
- Kardeşim bugün giriş sınavına giriyor.
- My brother is the proud father of a new baby boy.
- Kardeşim yeni bir erkek bebeğin gururlu babası.
- When my brother was young, I often used to take him to the park.
- Kardeşim küçükken onu sık sık parka götürürdüm.
- My brother isn't waiting for the bus, he's going by foot.
- Kardeşim otobüs beklemiyor, yürüyerek gidiyor.
- My brother looks a lot like me.
- Kardeşim bana çok benzer görünüyor.
- My brother bought me a small toy.
- Kardeşim bana küçük bir oyuncak aldı.
- My brother advised me to stop smoking.
- Kardeşim bana sigarayı bırakmamı tavsiye etti.
- The truth is Tom isn't really my brother.
- Gerçek şu ki Tom benim kardeşim değil.
- My brother has been living in London for many years.
- Kardeşim uzun yıllardır Londra'da yaşıyor.
- My brother has never climbed Mt Fuji.
- Kardeşim Fuji Dağı'na hiç tırmanmadı.
- My grandparents were German, and the language has been passed down to me and my brother.
- Büyükannem ve büyükbabam Alman'dı ve bu dil bana ve kardeşime geçti.
- I encourage my brother.
- Kardeşimi cesaretlendiriyorum.
- My brother is two years older than I am.
- Kardeşim benden iki yaş büyük.
- My brother will often sit up all night.
- Kardeşim sık sık bütün gece oturur.
- My brother died of cancer last year.
- Kardeşim geçen yıl kanserden öldü.
- I could not find my brother who was to meet me at the station.
- Benimle istasyonda buluşacak olan kardeşimi bulamadım.
- My brother hides his porn magazines under his mattress.
- Kardeşim porno dergilerini yatağının altında saklar.
- He's not as old as my brother.
- Kardeşim kadar yaşlı değil.
- My brother can run very fast.
- Kardeşim çok hızlı koşabilir.
- My brother can drive a car.
- Kardeşim araba kullanabiliyor.
- How are you today, my brother?
- Bugün nasılsın, kardeşim?
- My brother always thinks that he has to prove himself, while in fact we love him the way he is.
- Kardeşim her zaman kendini kanıtlaması gerektiğini düşünür, oysa biz onu olduğu gibi severiz.
- My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ancak kalp rahatsızlığı nedeniyle askerliğe elverişli olmadığına karar verildi.
- I went to the zoo last week with my brother.
- Geçen hafta kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.
- My brother couldn't stand her from the very beginning.
- Kardeşim en başından beri ona katlanamıyordu.
- My brother went to the United States to study law.
- Kardeşim hukuk okumak için Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti.
- My brother bought an electric guitar.
- Kardeşim bir elektro gitar aldı.
- Stop telling everyone you're my brother.
- Herkese benim kardeşim olduğunu söylemeyi kes.
- My brother is three years younger than me.
- Kardeşim benden üç yaş küçük.
- That's my brother.
- O benim kardeşim.
- My brother missed the train because he got up too late.
- Kardeşim geç kalktığı için treni kaçırdı.
- I'd like you to meet my brother.
- Kardeşimle tanışmanı istiyorum.
- My brother is rich.
- Kardeşim zengin.
- My brother is keen on collecting stamps.
- Kardeşim pul koleksiyonu yapmaya meraklıdır.
- My brother is very tall.
- Kardeşim çok uzun boyludur.
- I am in the same class as my brother.
- Ben de kardeşimle aynı sınıftayım.
- My brother studied in England.
- Kardeşim İngiltere'de okudu.
- My brother likes music.
- Kardeşim müzikten hoşlanır.
- He's my brother.
- O benim kardeşim.
- My brother got more Christmas presents than me.
- Kardeşim benden daha fazla Noel armağanı aldı.
- My brother just watches television and does not study very hard these days.
- Kardeşim sadece televizyon izliyor ve bugünlerde çok çalışmıyor.
- My father and my brother work in this factory.
- Babam ve kardeşim bu fabrikada çalışıyor.
- When did you last see my brother?
- Kardeşimi en son ne zaman gördünüz?
- I will send a letter to my brother who lives in Sapporo.
- Sapporo'da yaşayan kardeşime bir mektup göndereceğim.
- My brother is an immature boy.
- Kardeşim olgunlaşmamış bir çocuk.
- My brother is a seasoned sailor.
- Kardeşim tecrübeli bir denizcidir.
- I wonder if my brother will ever come back.
- Kardeşimin geri dönüp dönmeyeceğini merak ediyorum.
- My brother was threatened by someone waving a gun.
- Kardeşim silah sallayan biri tarafından tehdit edildi.
- Unlike my brother, I cannot swim.
- Kardeşimin aksine, ben yüzme bilmiyorum.
- That belongs to my brother.
- O kardeşime ait.
- My brother speaks very fast.
- Kardeşim çok hızlı konuşur.
- My brother is evil.
- Kardeşim kötü biri.
- My brother bought an electric guitar.
- Kardeşim bir elektrogitar aldı.
- My brother swims well.
- Kardeşim iyi yüzer.
- My brother borrows a new book from the library every day.
- Kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap ödünç alıyor.
- My brother is not yet in school.
- Kardeşim henüz okula gitmedi.
- My brother works in a bank.
- Kardeşim bir bankada çalışıyor.
- My brother is a moron.
- Kardeşim bir moron.
- My brother has a gift for painting.
- Kardeşimin resim yapma yeteneği var.
- My brother checked his email on my computer.
- Kardeşim bilgisayarımdan e-postalarını kontrol etti.
- My brother paid double the price.
- Kardeşim iki katı fiyat ödedi.
- My brother still doesn't understand.
- Kardeşim hâlâ anlamıyor.
- He is my brother, not my father.
- O benim kardeşim, babam değil.
- My brother takes good care of his belongings.
- Kardeşim eşyalarına çok iyi bakar.
- The police are investigating my brother for the murder, but they're barking up the wrong tree.
- Polis kardeşimi cinayetten soruşturuyor ama yanlış ağaca havlıyorlar.
- I am going to pick up my brother from school.
- Kardeşimi okuldan alacağım.
- My brother told me that she was very beautiful, but I didn't think she would be that beautiful.
- Kardeşim bana onun çok güzel olduğunu söylemişti ama ben onun bu kadar güzel olabileceğini düşünmemiştim.
- You're not my brothers.
- Siz benim kardeşim değilsiniz.
- My brother died in a traffic accident.
- Kardeşim trafik kazasında öldü.
- My brother is two years older than me, but three centimeters shorter.
- Kardeşim benden iki yaş büyük ama üç santimetre daha kısa.
- Jane may be playing tennis with my brother.
- Jane kardeşimle tenis oynuyor olabilir.
- Do you love my brother more than me?
- Kardeşimi benden daha mı çok seviyorsun?
- My brother did it in my name.
- Kardeşim benim adıma yaptı.
- She told me she knew my brother.
- Bana kardeşimi tanıdığını söyledi.
- My mother bought my brother a yellow umbrella.
- Annem kardeşime sarı bir şemsiye aldı.
- My brother did that on behalf of me.
- Kardeşim bunu benim adıma yaptı.
- Both of my brothers are now living in Boston.
- İki kardeşim de Boston'da yaşıyor.
- My brother helped me solve the math problem.
- Kardeşim matematik problemini çözmeme yardım etti.
- My brother did.
- Kardeşim yaptı.
- My brother insisted on going alone.
- Kardeşim yalnız gitmek için ısrar etti.
- Wendy, I'd like you to meet my brother Sam.
- Wendy, ben kardeşim Sam ile tanışmanı istiyorum.
- The young man that you saw is my brother.
- Gördüğün genç adam benim kardeşim.
- I get on very well with my brother.
- Kardeşimle çok iyi anlaşıyorum.
- I'd like you to meet my brother, Tom.
- Kardeşimle tanışmanı istiyorum, Tom.
- My brother has been much too rowdy lately.
- Kardeşim son zamanlarda çok kabadayı oldu.
- My brother is twenty one years old and is married.
- Kardeşim 21 yaşında ve evli.
- My brother was closer to my grandfather than I.
- Kardeşim büyükbabama benden daha yakındı.
- My brother works in France.
- Kardeşim Fransa'da çalışıyor.
- The unexpected windfall has put my brother and his wife on easy street.
- Beklenmedik talih kuşu, kardeşimi ve karısını rahatlattı.
- Stop telling everyone you're my brother.
- Herkese kardeşim olduğunu söylemeyi bırak.
- I thought he was my brother.
- Onun benim kardeşim olduğunu düşündüm.
- My mom likes my brother more than me.
- Annem kardeşimi benden daha çok seviyor.
- My brother is rich enough to buy a car.
- Kardeşim bir araba alabilecek kadar zengin.
- Tom said I didn't look like my brother.
- Tom kardeşime benzemediğimi söyledi.
- Do you still believe I killed my brother?
- Hâlâ kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musun?
- He looks older than my brother.
- Kardeşimden daha yaşlı görünüyor.
- I am often mistaken for my brother.
- Sık sık kardeşimle karıştırılıyorum.
- My brother is in love with you.
- Kardeşim sana aşık.
- My brother has never lost at tennis.
- Kardeşim teniste hiç kaybetmedi.
- My brother won't be at home tomorrow.
- Kardeşim yarın evde olmayacak.
- My brother and I went to see John off at the airport.
- Kardeşim ve ben John'u havaalanından uğurlamaya gittik.
- My brother has no occupation now.
- Kardeşimin şu anda bir mesleği yok.
- Don't forget that Tom is my brother.
- Tom'un benim kardeşim olduğunu unutma.
- The swimming boy is my brother.
- Yüzen çocuk benim kardeşim.
- My brother hung the picture upside down.
- Kardeşim resmi baş aşağı asmış.
- I'm sharing my flat with my brother.
- Dairemi kardeşimle paylaşıyorum.
- Both my father and my brother work in this factory.
- Babam da kardeşim de bu fabrikada çalışıyor.
- Tom is my brother.
- Tom benim kardeşim.
- Instead of him, my brother was arrested.
- Onun yerine kardeşim tutuklandı.
- My brother bought a new television set.
- Kardeşim yeni bir televizyon aldı.
- My brother is driving me crazy.
- Kardeşim beni deli ediyor.
- My brother and I are in the same class.
- Kardeşim ve ben aynı sınıftayız.
- I'm often mistaken for my brother.
- Çoğunlukla ben kardeşimle karıştırılırım.
- If my brother hadn't helped me, I would've drowned.
- Kardeşim bana yardım etmeseydi, boğulacaktım.
- My brother plays the guitar.
- Kardeşim gitar çalıyor.
- My brother likes horror movies.
- Kardeşim korku filmlerini sever.
- My brother likes cars.
- Kardeşim arabaları sever.
- My brother and I like the same food.
- Kardeşim ve ben aynı yemeği seviyoruz.
- I hate my brother.
- Kardeşimden nefret ediyorum.
- My brother has been sick since yesterday.
- Kardeşim dünden beri hasta.
- My brother and I shared the room.
- Kardeşim ve ben odayı paylaştık.
- My brother closes his eyes when he's drinking.
- Kardeşim içerken gözlerini kapatır.
- You don't know my brother.
- Kardeşimi tanımıyorsun.
- The boy who is playing guitar is my brother.
- Gitar çalan çocuk benim kardeşim.
- My brother prefers windsurfing.
- Kardeşim rüzgar sörfünü tercih ediyor.
- My brother is not busy.
- Kardeşim meşgul değil.
- My brother takes great delight in his stamp collection.
- Kardeşim pul koleksiyonundan büyük keyif alıyor.
- My brother is good at playing tennis.
- Kardeşim tenis oynamakta iyidir.
- My brother likes to collect stamps.
- Kardeşim pul koleksiyonu yapmayı sever.
- I went to Boston with my brother last year.
- Geçen sene kardeşimle Boston'a gitmiştik.
- You're my brother and I love you.
- Sen benim kardeşimsin ve seni seviyorum.
- My brother likes to wash his car on the weekend.
- Kardeşim hafta sonları arabasını yıkamayı sever.
- My brother has a dog.
- Kardeşimin bir köpeği var.
- I am eating with my brother.
- Kardeşimle yemek yiyorum.
- My brother checked his email on my computer.
- Kardeşim bilgisayarımda e-mailini kontrol etti.
- Why is my brother so stupid?
- Kardeşim neden bu kadar aptal?
- My brother polished the silver.
- Kardeşim gümüşleri parlattı.
- My brother is really tall, about 1.8m.
- Kardeşimin boyu çok uzun, yaklaşık 1.8m.
- Wendy, I want to introduce you to my brother Sam.
- Wendy, seni kardeşim Sam ile tanıştırmak istiyorum.
- My brother seems to enjoy himself at college.
- Kardeşim üniversitede eğleniyor gibi görünüyor.
- When I returned home, my brother was doing his homework.
- Eve döndüğümde kardeşim ödevini yapıyordu.
- He is my brother.
- O benim kardeşim.
- My brother isn't home.
- Kardeşim evde değil.
- My brother can drive.
- Kardeşim araba kullanabilir.
- My brother is interested in English and music.
- Kardeşim İngilizce ve müziğe ilgi duyuyor.
- My brother has to take an examination.
- Kardeşimin bir sınava girmesi gerekiyor.
- I received a letter from my brother.
- Ben de kardeşimden bir mektup aldım.
- My brother watches television.
- Kardeşim televizyon izliyor.
- My brother helped me with my homework.
- Kardeşim, ödevimde bana yardım etti.
- I am going to pick up my brother from school.
- Kardeşimi okuldan almaya gidiyorum.
- My brother, who lives in Boston, is a carpenter.
- Boston'da yaşayan kardeşim marangoz.
- My brother didn't like her from the first time he met her.
- Kardeşim onu ilk gördüğü andan beri sevmiyordu.
- My brother was injured in the car accident.
- Kardeşim araba kazasında yaralandı.
- I was ashamed of my brother.
- Kardeşimden utanıyordum.
- My brother goes fishing every weekend.
- Kardeşim her hafta sonu balığa gider.
- My brother lives there.
- Kardeşim orada yaşıyor.
- My brother wore his shirt inside out.
- Kardeşim gömleğini ters giymiş.
- My brother wants to study abroad.
- Kardeşim yurtdışında okumak istiyor.
- The boy standing by the door is my brother.
- Kapıda duran çocuk benim kardeşim.
- He is my brother, not father.
- O benim kardeşim, babam değil.
- Do you think I look like my brother?
- Sence kardeşime benziyor muyum?
- My brother is out of work.
- Kardeşim işsiz.
- My brother doesn't go in for sports.
- Kardeşim sporla ilgilenmez.
- I am often mistaken for my brother.
- Ben de sık sık kardeşimle karıştırılıyorum.
- My brother often stays awake the whole night.
- Kardeşim genellikle bütün gece uyanık kalır.
- The person I am angry with is my brother.
- Kızgın olduğum kişi kardeşim.
- My brother is ambidextrous.
- Kardeşim iki elini de kullanıyor.
- I as well as my brother am to blame.
- Kardeşim kadar ben de suçlanacağım.
- My brother is now in Australia.
- Kardeşim şu anda Avustralya'da.
- Could you loan money to my brother?
- Kardeşime borç para verebilir misin?
- I am looking for my brother.
- Kardeşimi arıyorum.
- I was taking a walk with my brother.
- Kardeşimle yürüyüş yapıyordum.
- Tom isn't really my brother.
- Tom benim gerçek kardeşim değil.
- My brother may have to be operated on for the knee injury.
- Kardeşimin dizindeki sakatlık için ameliyat olması gerekebilir.
- If my brother were here, he would know what to do.
- Kardeşim burada olsaydı, ne yapacağını bilirdi.
- My brother eats twice as much as I do.
- Kardeşim benden iki kat daha fazla yemek yer.
- My brother takes care of our dog.
- Köpeğimize kardeşim bakıyor.
- I am eating with my brother.
- Kardeşimle yiyorum.
- She mistook me for my brother.
- Beni kardeşimle karıştırdı.
- On hearing the noise, my brother started to cry.
- Sesi duyunca, kardeşim ağlamaya başladı.
- My brother depends on me for money.
- Kardeşim para konuzsunda bana güveniyor.
- You look a bit like my brother.
- Biraz kardeşime benziyorsun.
- I am talking about my brother.
- Kardeşimden bahsediyorum.
- I'm often mistaken for my brother.
- Ben sık sık kardeşimle karıştırılıyorum.
- My brother helps me with my homework sometimes.
- Kardeşim bazen ödevlerimde bana yardım ediyor.
- When did you last see my brother?
- Kardeşimi en son ne zaman gördün?
- My brother still depends on our parents for his living expenses.
- Kardeşim, yaşam masrafları için hala ailemize bağımlı.
- My brother's going to kill me.
- Kardeşim beni öldürecek.
- This bike is used by my brother.
- Bu bisikleti kardeşim kullanıyor.
- I am encouraging my brother.
- Kardeşimi cesaretlendiriyorum.
- My brother is a retard.
- Kardeşim bir geri zekalı.
- My brother is interested in English and music.
- Kardeşim İngilizce ve müzikle ilgileniyor.
- Tom isn't my brother.
- Tom benim kardeşim değil.
- My brother is a teacher.
- Kardeşim bir öğretmen.
- My brother has many more good books than I do.
- Kardeşimin benden çok daha fazla iyi kitabı var.
- I've always played with my brother.
- Her zaman kardeşimle oynadım.
- My brother is very good at playing the guitar.
- Kardeşim gitar çalmakta çok iyidir.
- My brother has a Twitter account.
- Kardeşimin Twitter hesabı var.
- My brother is working at a gas station.
- Kardeşim bir benzin istasyonunda çalışıyor.
- I mistook him for my brother.
- Onu kardeşim sandım.
- Did you lend any money to my brother?
- Kardeşime hiç borç para verdiniz mi?
- My brother's in Australia now.
- Kardeşim şu an Avustralya'da.
- I want to see my brother.
- Kardeşimi görmek istiyorum.
- I mistook you for my brother.
- Seni kardeşim zannettim.
- My brother is engaged in cancer research.
- Kardeşim, kanser araştırması yapıyor.
- My brother uses this bike.
- Kardeşim bu bisikleti kullanıyor.
- It was my brother that made the mistake.
- Hatayı yapan kardeşimdi.
- Today I'm having lunch with my brother.
- Bugün kardeşimle öğle yemeği yiyeceğim.
- My brother seldom, if ever, goes to church.
- Kardeşim gitse bile nadiren kiliseye gider.
- My brother is a spoiled little brat!
- Kardeşim şımarık küçük bir velet!
- My brother bought a used car, so it was not very expensive.
- Kardeşim, kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi.
- I hear you love my brother.
- Kardeşimi sevdiğini duydum.
- My brother failed to pass the examination.
- Kardeşim sınavı geçemedi.
- Tom took me for my brother.
- Tom beni kardeşim sanmış.
- My brother gets up every morning at 7.
- Kardeşim her sabah 7'de kalkıyor.
- This bicycle belongs to my brother.
- Bu bisiklet kardeşime ait.
- My brother did it on my behalf.
- Kardeşim benim adıma yaptı.
- I received a Christmas card from my brother in Italy.
- İtalya'daki kardeşimden bir Noel kartı aldım.
- My brother is an idiot.
- Kardeşim tam bir aptal.
- My brother has been friendly to him.
- Kardeşim ona arkadaşça davranıyor.
- My brother is two years older than I, but he is three centimeters shorter.
- Kardeşim benden iki yaş büyük ama üç santimetre daha kısa.
- Why is my brother stupid?
- Kardeşim neden aptal?
- Not I but my brother lives in Sendai.
- Ben değil ama kardeşim Sendai'de yaşıyor.
- Do you remember my brother Henry?
- Kardeşim Henry'yi hatırlıyor musun?
- My brother is out.
- Kardeşim dışarıda.
- My brother got cheeky.
- Kardeşim arsızlaştı.
- My brother is a first-year student.
- Kardeşim birinci sınıf öğrencisi.
- I remembered that you were my brother.
- Kardeşim olduğunu hatırladım.
- My brother is a doctor.
- Kardeşim bir doktor.
- I asked my brother to repair my bicycle.
- Kardeşimden bisikletimi tamir etmesini istedim.
- My brother would often stay up all night.
- Kardeşim sık sık bütün gece oturur.
- The police are investigating my brother for the murder, but they're barking up the wrong tree.
- Polis cinayet için kardeşimi araştırıyor ama onlar yanılıyorlar.
- The boy singing a song is my brother.
- Şarkı söyleyen çocuk benim kardeşim.
- My parents treat me unfairly compared to my brother.
- Annemle babam kardeşime kıyasla bana adaletsiz davranıyor.
- He is the youngest of all my brothers and sisters.
- En küçük kardeşim o.
- At the party the other night, my brother drank a bit too much and passed out.
- Geçen geceki partide kardeşim biraz fazla içti ve kendinden geçti.
- Both my brothers are teachers.
- İki kardeşim de öğretmen.
- My brother has autism.
- Kardeşimde otizm var.
- My brother is not as tall as I was two years ago.
- Kardeşimin boyu benim iki yıl önceki boyum kadar değil.
- My brother is a freshman.
- Kardeşim birinci sınıf öğrencisi.
- I share an apartment with my brother.
- Kardeşimle aynı evi paylaşıyorum.
- My brother is as large as I.
- Kardeşim de benim kadar iri.
- The young man who is speaking is my brother.
- Konuşan genç adam benim kardeşim.
- Last year, my brother was late for school every day.
- Geçen yıl kardeşim her gün okula geç kaldı.
- My brother goes to college in Kobe.
- Kardeşim Kobe'de üniversiteye gidiyor.
- I went to the zoo last week with my brother.
- Geçen hafta kardeşimle hayvanat bahçesine gittik.
- My brother speaks very quickly.
- Kardeşim çok hızlı konuşur.
- He is not as clever as my brother.
- Kardeşim kadar zeki değil.
- My brother is suffering from a bad cold now.
- Kardeşim şu anda kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- She mistook my brother for me.
- Kardeşimi benimle karıştırdı.
- My brother arrives tomorrow morning.
- Kardeşim yarın sabah geliyor.
- It belongs to my brother.
- Bu kardeşime ait.
- My brother went to Bejaia.
- Kardeşim Bejaia'ya gitti.
- My brother has nothing.
- Kardeşimin hiçbir şeyi yok.
- She's dating my brother.
- Kardeşimle çıkıyor.
- My brother hates me.
- Kardeşim benden nefret ediyor.
- Every day, my brother borrows a new book from the library.
- Kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap ödünç alıyor.
- My brother is in Australia now.
- Kardeşim şu anda Avustralya'da.
- Both my father and my brother like gambling.
- Hem babam hem de kardeşim kumarı sever.
- My brother looks very similar to me.
- Kardeşim bana çok benzer görünüyor.
- My brother is a member of the rescue squad.
- Kardeşim kurtarma ekibinin bir üyesidir.
- My brother helped me to do my assignment.
- Kardeşim ödevimi yapmama yardım etti.
- My brother doesn't swim.
- Kardeşim yüzmez.
Show More (460)
|
|
- I was ashamed of my brother.
- Erkek kardeşimden utanıyordum.
- I want to see my brother.
- Erkek kardeşimi görmek istiyorum.
- My brother has just come home from Kobe.
- Erkek kardeşim az önce Kobe'den eve geldi.
- My brother is a high school student.
- Erkek kardeşim bir lise öğrencisidir.
- My brother is an idiot.
- Erkek kardeşim bir aptaldır.
- My brother is a good skater.
- Erkek kardeşim iyi bir patenci.
- I remembered that you were my brother.
- Senin, benim erkek kardeşim olduğunu hatırladım.
- My brother has a gift for painting.
- Erkek kardeşimin resim için doğuştan yeteneği var.
- My brother is a doctor.
- Erkek kardeşim bir doktor.
- My brother is rich.
- Erkek kardeşim zengindir.
- She mistook my brother for me.
- Beni erkek kardeşimle karıştırdı.
- My brother probably wrote this letter.
- Bu mektubu muhtemelen erkek kardeşim yazdı.
- My brother and I were very close.
- Erkek kardeşim ve ben çok yakındık.
- If my brother were here, he would know what to do.
- Eğer erkek kardeşim burada olsaydı, ne yapılacağını bilebilirdi.
- My brother doesn't go in for sports.
- Erkek kardeşim spora ilgi duymaz.
- My brother likes to collect stamps.
- Erkek kardeşim pul toplamayı sever.
- He is a close friend of my brother.
- Erkek kardeşimin yakın bir arkadaşıdır.
- My brother and I shared the room.
- Erkek kardeşim ve ben, odayı paylaştık.
- My brother is stronger than me.
- Erkek kardeşim benden güçlüdür.
- My brother damaged my new computer.
- Erkek kardeşim yeni bilgisayarıma zarar verdi.
- The boy is the same age as my brother.
- Çocuk, erkek kardeşimle aynı yaşta.
- I've always played with my brother.
- Ben her zaman erkek kardeşimle oynadım.
- She mistook me for my brother.
- O, beni erkek kardeşim sandı.
- My brother was killed in a traffic accident.
- Erkek kardeşim bir trafik kazasında öldü.
- When did you last see my brother?
- Erkek kardeşimi en son ne zaman gördün?
- My brother can drive.
- Erkek kardeşim araba sürebilir.
- My brother can drive a car.
- Erkek kardeşim bir araba sürebilir.
- She told me she knew my brother.
- O, bana erkek kardeşimi tanıdığını söyledi.
- My brother has been friendly to him.
- Erkek kardeşim ona karşı samimidir.
- My brother is not satisfied with his new car.
- Erkek kardeşim yeni arabasından memnun değil.
- My father and my brother work in this factory.
- Babam ve erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.
- Do you still believe I killed my brother?
- Hala benim erkek kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musunuz?
- My brother has never lost at tennis.
- Erkek kardeşim teniste hiç yenilmedi.
- My brother still doesn't understand.
- Erkek kardeşim hâlâ anlamıyor.
- My brother wants to visit Liechtenstein.
- Erkek kardeşim Liechtenstein'ı ziyaret etmek istiyor.
- My brother was the apple of my father's eye.
- Erkek kardeşim babamın gözbebeğiydi.
- My brother is driving me crazy.
- Erkek kardeşim beni deli ediyor.
- I received a letter from my brother.
- Erkek kardeşimden bir mektup aldım.
- My brother has found a solution.
- Erkek kardeşim bir çözüm buldu.
- I'm three years older than my brother.
- Erkek kardeşimden üç yaş daha büyüğüm.
- My brother is not busy.
- Erkek kardeşim meşgul değildir.
- This bike is used by my brother.
- Bu bisiklet erkek kardeşim tarafından kullanılıyor.
- My brother helps me with my homework sometimes.
- Erkek kardeşim bazen ödevimde bana yardımcı oluyor.
- My brother has been sick since yesterday.
- Erkek kardeşim dünden beri hasta.
- Both my father and my brother are fond of gambling.
- Hem babam hem de erkek kardeşim kumarı çok severler.
- My brother plays the guitar.
- Erkek kardeşim gitar çalar.
- I'm often confused with my brother.
- Sık sık erkek kardeşimle karıştırılırım.
- My brother won't be at home tomorrow.
- Erkek kardeşim yarın evde olmayacak.
- My brother Tom's wife Mary's father, John, is visiting from Boston.
- Erkek kardeşim Tom'un karısı Mary'nin babası, John, Boston'dan ziyarete geliyor.
- My brother lied to me.
- Erkek kardeşim bana yalan söyledi.
- My brother likes horror movies.
- Erkek kardeşim korku filmlerini sever.
- My brother fell off a tree and broke his leg.
- Erkek kardeşim bir ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.
- My brother paid double the price.
- Erkek kardeşim fiyatın iki katını ödedi.
- My brother isn't home.
- Erkek kardeşim evde değil.
- Don't forget that Tom is my brother.
- Tom'un benim erkek kardeşim olduğunu unutma.
- She mistook my brother for me.
- O, erkek kardeşimi ben sandı.
- The boy who is playing guitar is my brother.
- Gitarı çalan oğlan benim erkek kardeşim.
- Why is my brother stupid?
- Neden erkek kardeşim aptal?
- My brother hides his porn magazines under his mattress.
- Erkek kardeşim yatağının altında porno dergilerini gizler.
- I played with my brother.
- Erkek kardeşimle oyun oynadım.
- The truth is Tom isn't really my brother.
- Gerçek şu ki Tom gerçekten benim erkek kardeşim değil.
- My brother soon got used to living alone in Tokyo.
- Erkek kardeşim kısa sürede Tokyo'da yalnız yaşamaya alıştı.
- I'll be coming with my brother.
- Erkek kardeşimle birlikte geliyor olacağım.
- I am talking about my brother.
- Erkek kardeşimden bahsediyorum.
- The person I am angry with is my brother.
- Kızgın olduğum kişi erkek kardeşimdir.
- John is as old as my brother.
- John, erkek kardeşim kadar yaşlı.
- My brother didn't like her from the first time he met her.
- Erkek kardeşim onunla ilk tanıştığından beri onu sevmedi.
- My brother and I are about the same age.
- Erkek kardeşim ve ben aşağı yukarı aynı yaştayız.
- My brother takes great delight in his stamp collection.
- Erkek kardeşim pul koleksiyonundan büyük keyif alır.
- My brother insisted on going there alone.
- Erkek kardeşim oraya yalnız gitmek için ısrar etti.
- My brother depends on me for money.
- Erkek kardeşim para için bana bağımlıdır.
- I mistakenly thought that he was my brother.
- Yanlışlıkla onun erkek kardeşim olduğunu düşündüm.
- My brother is older than me.
- Erkek kardeşim benden büyüktür.
- My brother is rich enough to buy a car.
- Erkek kardeşim, bir araba satın almak için yeterince zengindir.
- My brother is still sleeping.
- Erkek kardeşim hâlâ uyuyor.
- I went to the cinema with my brother.
- Erkek kardeşimle sinemaya gittim.
- My brother wants to study abroad.
- Erkek kardeşim yurt dışında eğitim görmek istiyor.
- I wonder if my brother will ever come back.
- Erkek kardeşimin geri gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.
- It concerns my brother.
- Bu benim erkek kardeşimi ilgilendiriyor.
- When I see you, you always remind me of my brother.
- Seni gördüğümde bana her zaman erkek kardeşimi hatırlatıyorsun.
- Why is my brother so stupid?
- Neden erkek kardeşim bu kadar aptal?
- My brother uses that bike.
- Erkek kardeşim o bisikleti kullanır.
- My brother speaks very fast.
- Erkek kardeşim çok hızlı konuşur.
- My brother failed to pass the examination.
- Erkek kardeşim sınavı geçemedi.
- He is my brother, not my father.
- O benim babam değil, erkek kardeşim.
- My brother is a member of the rescue squad.
- Erkek kardeşim kurtarma ekibinin bir üyesidir.
- My brother took me to the museum.
- Erkek kardeşim beni müzeye götürdü.
- This bicycle belongs to my brother.
- Bu bisiklet erkek kardeşime aittir.
- My brother watches television.
- Erkek kardeşim TV izler.
- My brother helped me solve the math problem.
- Erkek kardeşim matematik problemimi çözmeme yardım etti.
- My brother gave me a charming baby doll.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- My brother did that on behalf of me.
- Erkek kardeşim onu benim adıma yaptı.
- My brother had his pocket picked in the train.
- Trende erkek kardeşim cebinden bir şey çaldırdı.
- My brother has never climbed Mt Fuji.
- Erkek kardeşim Fuji Dağına asla tırmanmadı.
- My brother fell out of a tree and broke his arm.
- Erkek kardeşim bir ağaçtan düştü ve kolunu kırdı.
- He is my brother, not father.
- O, benim erkek kardeşim, babam değil.
- My brother is living in Boston.
- Erkek kardeşim Boston'da yaşıyor.
- My brother, who lives in Boston, is a carpenter.
- Boston'da yaşayan erkek kardeşim bir marangoz.
- George married my brother.
- George erkek kardeşimle evlendi.
- Did you lend any money to my brother?
- Erkek kardeşime hiç para ödünç verdin mi?
- Do you think I look like my brother?
- Sence erkek kardeşime benziyor muyum?
- My brother was closer to my grandfather than I.
- Erkek kardeşim büyükbabama benden daha yakındı.
- My brother is an immature boy.
- Benim erkek kardeşim olgun olmayan bir çocuktur.
- My brother looks a lot like me.
- Erkek kardeşim bana çok benziyor.
- My brother told me that she was very beautiful, but I didn't think she would be that beautiful.
- Erkek kardeşim bana onun çok güzel olduğunu söyledi fakat onun bu kadar güzel olacağını düşünmedim.
- My brother has nothing.
- Erkek kardeşimin hiçbir şeyi yok.
- My brother sends you his regards.
- Erkek kardeşim sana saygılarını yolluyor.
- My brother has become a priest.
- Erkek kardeşim papaz oldu.
- My brother is stupid.
- Erkek kardeşim aptaldır.
- The boy playing the guitar is my brother.
- Gitar çalan çocuk benim erkek kardeşim.
- My brother is a professor.
- Erkek kardeşim bir profesör.
- I will get my brother to carry your bag for you.
- Çantanızı sizin için erkek kardeşime taşıtacağım.
- My sister is older than my brother.
- Kız kardeşim, erkek kardeşimden daha büyük.
- My brother studies andrology.
- Erkek kardeşim androloji okuyor.
- My brother lives in a small village.
- Erkek kardeşim küçük bir köyde yaşıyor.
- My brother has autism.
- Erkek kardeşimin otizmi var.
- I went fishing with my brother in the river.
- Erkek kardeşimle nehirde balık tutmaya gittim.
- My brother is eight years older than me.
- Erkek kardeşim benden sekiz yaş büyük.
- My brother and I are in the same class.
- Erkek kardeşim ve ben aynı sınıftayız.
- My brother has no occupation now.
- Erkek kardeşimin şu anda işi yok.
- My brother and I like the same food.
- Erkek kardeşim ve ben aynı yemeği seviyoruz.
- The boy standing by the door is my brother.
- Kapının yanında duran genç, benim erkek kardeşimdir.
- Can you give my brother a job?
- Erkek kardeşime bir iş verebilir misin?
- When I returned home, my brother had done his homework.
- Eve döndüğümde, erkek kardeşim ödevini yapmıştı.
- My brother gave me a cute doll.
- Erkek kardeşim bana şirin bir bebek verdi.
- My brother is a moron.
- Erkek kardeşim bir geri zekalı.
- My brother studied in England.
- Erkek kardeşim İngiltere'de okudu.
- My mother bought my brother a yellow umbrella.
- Annem erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.
- My brother loves taking pictures of mountains.
- Erkek kardeşim dağ fotoğrafları çekmeyi sever.
- My brother went to Italy.
- Erkek kardeşim İtalya'ya gitti.
- He's my brother.
- O benim erkek kardeşim.
- My brother has been living in London for many years.
- Erkek kardeşim yıllardır Londra'da yaşıyor.
- She married my brother.
- O erkek kardeşimle evlendi.
- My brother sometimes helps me with my homework.
- Erkek kardeşim bazen bana ev ödevimde yardım eder.
- My brother is taking the entrance examination today.
- Erkek kardeşim bugün giriş sınavına giriyor.
- My brother bought me a small toy.
- Erkek kardeşim bana küçük bir oyuncak satın aldı.
- Where's my brother?
- Erkek kardeşim nerede?
- Do you really believe I killed my brother?
- Gerçekten benim erkek kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musunuz?
- My brother borrows a new book from the library every day.
- Erkek kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap ödünç alır.
- She took my brother for me.
- O beni erkek kardeşim sandı.
- My grandparents were German, and the language has been passed down to me and my brother.
- Büyükbaba ve büyükannelerim Almandı ve dil bana ve erkek kardeşime geçmiş oldu.
- My brother has a dog.
- Erkek kardeşimin bir köpeği var.
- My brother is good at mathematics.
- Erkek kardeşim matematikte iyidir.
- My brother's going to kill me.
- Erkek kardeşim beni öldürecek.
- My brother has many more good books than I do.
- Erkek kardeşim benim sahip olduğumdan çok daha fazla iyi kitaba sahip.
- My brother is watching TV.
- Erkek kardeşim TV izliyor.
- Mother went shopping with my brother.
- Annem erkek kardeşimle alışverişe gitti.
- My brother is anxious for fame.
- Erkek kardeşim şöhret olmayı çok istiyor.
- I was born just a few minutes before my brother Dan.
- Erkek kardeşim Dan'dan yalnızca birkaç dakika önce doğdum.
- Tom took me for my brother.
- Tom beni erkek kardeşim sandı.
- My brother wore his shirt inside out.
- Erkek kardeşim gömleğini ters giydi.
- That belongs to my brother.
- Bu, erkek kardeşime ait.
- He married my brother.
- O erkek kardeşimle evlendi.
- My brother helped me with my homework.
- Erkek kardeşim, ev ödevimde bana yardım etti.
- If Mary's mother's son is my brother, then Mary is my sister.
- Eğer Mary'nin annesinin oğlu benim erkek kardeşimse, Mary de benim kız kardeşimdir.
- My brother did.
- Erkek kardeşim yaptı.
- My brother hides his porn magazines under his mattress.
- Erkek kardeşim porno dergilerini yatağının altında gizliyor.
- My brother looks very similar to me.
- Erkek kardeşim bana çok benzer.
- My brother advised me to stop smoking.
- Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- I went to Boston with my brother last year.
- Geçen sene erkek kardeşimle Boston'a gittim.
- My brother is not yet in school.
- Erkek kardeşim henüz okulda değil.
- My brother doesn't look like me.
- Erkek kardeşim bana benzemiyor.
- My mother warned me not to follow in the footsteps of my brother.
- Annem, erkek kardeşimi örnek almamam konusunda beni uyardı.
- My brother seems to enjoy himself at college.
- Erkek kardeşim üniversitede zevk alıyor gibi görünüyor.
- You are my brother.
- Sen benim erkek kardeşimsin.
- The boy washing the car is my brother.
- Arabayı yıkayan çocuk benim erkek kardeşimdir.
- My brother is arriving tomorrow morning.
- Erkek kardeşim yarın sabah geliyor.
- I share an apartment with my brother.
- Bir daireyi erkek kardeşimle paylaşıyorum.
- My brother is working at a gas station.
- Erkek kardeşim bir benzin istasyonunda çalışıyor.
- He is not as clever as my brother.
- O erkek kardeşim kadar akıllı değil.
- My brother died of cancer last year.
- Erkek kardeşim geçen yıl kanserden öldü.
- My brother is a moron.
- Erkek kardeşim bir moron.
- My brother talks too much.
- Erkek kardeşim çok fazla konuşur.
- My brother is keen on collecting stamps.
- Erkek kardeşim pul toplama heveslisidir.
- My brother is engaged in cancer research.
- Erkek kardeşim, kanser araştırması ile ilgileniyor.
- Both my father and my brother like gambling.
- Hem babam hem de erkek kardeşim kumar oynamayı severler.
- My brother got more Christmas presents than me.
- Erkek kardeşim benden daha fazla Noel hediyesi aldı.
- My brother did it on my behalf.
- Erkek kardeşim onu benim adıma yaptı.
- My brother wants to kill me.
- Erkek kardeşim beni öldürmek istiyor.
- That is my brother.
- O benim erkek kardeşim.
- Do you remember my brother Henry?
- Erkek kardeşim Henry'yi hatırlıyor musun?
- My brother is old enough to go to school.
- Erkek kardeşim okula gidecek yaştadır.
- My brother sent me a letter last week.
- Erkek kardeşim geçen hafta bana bir mektup gönderdi.
- My brother is a vet.
- Erkek kardeşim bir veteriner.
- Please don't compare me with my brother.
- Lütfen beni erkek kardeşimle kıyaslama.
- I hate my brother.
- Erkek kardeşimden nefret ediyorum.
- My brother doesn't swim.
- Erkek kardeşim yüzmez.
- Not I but my brother lives in Sendai.
- Ben değil ama erkek kardeşim Sendai'de yaşar.
- She's dating my brother.
- Erkek kardeşimle çıkıyor.
- My brother went to Bejaia.
- Erkek kardeşim Bejaia'ya gitti.
- My brother isn't waiting for the bus, he's going by foot.
- Erkek kardeşim otobüs beklemiyor, o yürüyerek gidiyor.
- My brother doesn't like the taste of sea urchin.
- Erkek kardeşim deniz kestanesinin tadını sevmez.
- My brother is not as tall as I was two years ago.
- Erkek kardeşim benim iki yıl önce olduğum kadar uzun değil.
- My brother uses this bike.
- Erkek kardeşim bu bisikleti kullanır.
- My brother dared not swim across the river.
- Erkek kardeşim nehri yüzerek geçmeye cesaret edemedi.
- My brother is a teacher.
- Erkek kardeşim öğretmendir.
- I get on very well with my brother.
- Erkek kardeşim ile çok iyi anlaşıyorum.
- My brother is twenty one years old and is married.
- Erkek kardeşim yirmi bir yaşındadır ve evlidir.
- I'd like you to meet my brother.
- Erkek kardeşimle tanışmanı istiyorum.
- I hear you love my brother.
- Senin, erkek kardeşimi sevdiğini duyuyorum.
- My brother skips school often.
- Erkek kardeşim sık sık okuldan kaçar.
- Where is my brother?
- Erkek kardeşim nerede?
- My brother learned how hard working I am.
- Erkek kardeşim ne kadar çalışkan olduğumu öğrendi.
- My brother bought a new television set.
- Benim erkek kardeşim yeni bir televizyon satın aldı.
- Unlike my brother, I cannot swim.
- Erkek kardeşimin aksine, ben yüzemem.
- I mistook him for my brother.
- Ben onu erkek kardeşim sandım.
- My brother must've written this letter.
- Bu mektubu erkek kardeşim yazmış olmalı.
- I share a room with my brother.
- Erkek kardeşimle bir oda paylaşıyorum.
- My brother says he isn't afraid of the dark.
- Erkek kardeşim karanlıktan korkmadığını söylüyor.
- My brother goes to college in Tokyo.
- Erkek kardeşim Tokyo'da üniversiteye gidiyor.
- My brother is in love with you.
- Erkek kardeşim sana aşık.
- It was my brother that made the mistake.
- Hatayı yapan erkek kardeşimdi.
- He isn't as old as my brother.
- O, erkek kardeşim kadar yaşlı değildir.
- Both of my brothers are older than I am.
- İki erkek kardeşim de benden daha büyük.
- My brother can run as fast as I.
- Erkek kardeşim benim kadar hızlı koşabilir.
- My brother is a freshman.
- Erkek kardeşim üniversite birinci sınıf öğrencisidir.
- Tom thought I was my brother.
- Tom beni erkek kardeşim sandı.
- My brother still depends on our parents for his living expenses.
- Erkek kardeşim, geçim harcamaları için hâlâ ebeveynlerimize bağlıdır.
- My brother lives there.
- Erkek kardeşim orada yaşıyor.
- I am looking for my brother.
- Erkek kardeşimi arıyorum.
- My sister is older than my brother.
- Kız kardeşim erkek kardeşimden daha büyük.
- Tom said I didn't look like my brother.
- Tom erkek kardeşime benzemediğimi söyledi.
- My brother has never been beaten at tennis.
- Erkek kardeşim teniste hiç yenilmedi.
- I still owe my brother the ten dollars that he lent me last week.
- Ben erkek kardeşime hâlâ bana geçen hafta ödünç verdiği on doları borçluyum.
- I am calling my brother.
- Erkek kardeşimi arıyorum.
- I bought this for my brother.
- Bunu erkek kardeşim için aldım.
- He looks older than my brother.
- O benim erkek kardeşimden daha büyük görünüyor.
- My brother doesn't speak English at all.
- Erkek kardeşim hiç İngilizce konuşmaz.
- My brother has a Twitter account.
- Erkek kardeşimin bir Twitter hesabı var.
- My brother is very tall.
- Benim erkek kardeşim çok uzun.
- I am often mistaken for my brother.
- Beni sık sık erkek kardeşime benzetirler.
- The swimming boy is my brother.
- Yüzen çocuk benim erkek kardeşim.
- You're my brother and I love you.
- Sen benim erkek kardeşimsin ve seni seviyorum.
- My brother would often stay up all night.
- Erkek kardeşim sık sık bütün gece uyumaz.
- My mom likes my brother more than me.
- Annem erkek kardeşimi benden daha çok sever.
- The young man who is speaking is my brother.
- Konuşan genç adam benim erkek kardeşim.
- My brother is a retard.
- Erkek kardeşim bir geri zekalı.
- Every day, my brother borrows a new book from the library.
- Her gün, erkek kardeşim kütüphaneden yeni bir kitap ödünç alır.
- My brother must be sick.
- Erkek kardeşim hasta olmalı.
- My brother is really tall, about 1.8m.
- Erkek kardeşim gerçekten uzun boyludur, yaklaşık 1.8 metredir.
- My brother has been much too rowdy lately.
- Erkek kardeşim son zamanlarda çok kabadayı oldu.
- My brother has a good memory.
- Erkek kardeşimin iyi bir hafızası var.
- My brother swims well.
- Erkek kardeşim iyi yüzer.
- My brother takes good care of his belongings.
- Erkek kardeşim şahsi eşyalarına çok iyi bakar.
- My brother often cries.
- Erkek kardeşim sık sık ağlar.
- I received a Christmas card from my brother in Italy.
- İtalya'daki erkek kardeşimden bir Noel kartı aldım.
- My brother didn't like her from the start.
- Erkek kardeşim başından beri onu sevmiyordu.
- Jane may be playing tennis with my brother.
- Jane, erkek kardeşimle tenis oynuyor olabilir.
- My brother will kill me.
- Erkek kardeşim beni öldürecek.
- My brother will take you home.
- Erkek kardeşim seni eve götürecek.
- I am in the same class as my brother.
- Ben erkek kardeşimle aynı sınıftayım.
- My parents treat me unfairly compared to my brother.
- Erkek kardeşimle karşılaştırıldığında ebeveynlerim bana insafsızca davranıyor.
- My brother had a house built in Urawa last month.
- Erkek kardeşim geçen ay Urawa'da bir ev yaptırdı.
- This is my brother.
- Bu benim erkek kardeşim.
- My brother listens to a music genre called ambient.
- Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.
- My brother is a spoiled little brat!
- Benim erkek kardeşim şımarık bir velet.
- My brother suffers from osteoporosis.
- Erkek kardeşim osteoporoz sıkıntısı çekiyor.
- I mistook you for my brother.
- Ben seni erkek kardeşimle karıştırdım.
- My brother has to take an examination.
- Erkek kardeşim bir sınava katılmak zorunda.
- My brother helped me to do my assignment.
- Erkek kardeşim ödevimi yapmam için bana yardım etti.
- My brother arrives tomorrow morning.
- Erkek kardeşim yarın sabah varır.
- My brother and I are about the same age.
- Erkek kardeşim ve ben yaklaşık aynı yaştayız.
- It belongs to my brother.
- Bu, erkek kardeşime ait.
- My brother became a cook.
- Erkek kardeşim bir aşçı oldu.
- My brother polished the silver.
- Erkek kardeşim gümüşü parlattı.
- My brother and I are about the same age.
- Erkek kardeşim ve ben hemen hemen aynı yaştayız.
- I'll ask my brother to give me a ride.
- Erkek kardeşimin beni götürmesini isteyeceğim.
- The young man that you saw is my brother.
- Gördüğün genç adam benim erkek kardeşim.
- My brother has his eye on a scholarship so he can go to college.
- Erkek kardeşimin bir bursta gözü var bu yüzden üniversiteye gidebilir.
- I am like my brother.
- Ben erkek kardeşime benzerim.
- This is my brother, Tom.
- Bu, erkek kardeşim, Tom.
- My brother is a college student.
- Erkek kardeşim bir üniversite öğrencisidir.
- My brother almost drove me crazy.
- Erkek kardeşim neredeyse beni deli etti.
- My brother has an Xbox.
- Erkek kardeşimin Xbox'ı var.
- Did you see my brother?
- Erkek kardeşimi gördün mü?
- My brother's broken his leg and has to use crutches for three weeks.
- Erkek kardeşim bacağını kırdı ve üç hafta koltuk değnekleri kullanmak zorunda.
- My brother likes watching scary movies.
- Erkek kardeşim korku filmleri seyretmeyi sever.
- Everyone mistakes me for my brother.
- Herkes beni erkek kardeşimle karıştırıyor.
- My brother went to the United States to study law.
- Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.
- My brother in Kyoto became a teacher.
- Kyoto'daki erkek kardeşim öğretmen oldu.
- My brother's in Australia now.
- Erkek kardeşim şu anda Avustralya'da.
- Do you know my brother Masao?
- Erkek kardeşim Masao'yu tanıyor musun ?
- My brother became cheeky.
- Erkek kardeşim arsız oldu.
- I was at the movies with my brother.
- Erkek kardeşimle sinemadaydım.
- My brother is small but strong.
- Erkek kardeşim küçük ama güçlüdür.
- I saw my brother and also my sister.
- Hem kız hem erkek kardeşimi gördüm.
- She seems to be in love with my brother.
- O, erkek kardeşime âşık gibi görünüyor.
- Tom pretended he was my brother.
- Tom erkek kardeşimmiş gibi davrandı.
- My brother insisted on going alone.
- Erkek kardeşim tek başına gitmekte ısrar etti.
- My brother named his cat Huazi.
- Erkek kardeşim kedisine Huazi adını verdi.
- Both my father and my brother work in this factory.
- Hem babam hemde erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.
- My brother hates me.
- Erkek kardeşim benden nefret ediyor.
- I had my brother clean my room.
- Erkek kardeşime odamı temizlettim.
- My brother is out.
- Erkek kardeşim dışarı çıktı.
- My brother gave me a cute doll.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- My brother leaves his room in a mess.
- Erkek kardeşim odasını karmaşa içinde bırakır.
- My brother and sister get up about seven-thirty every morning.
- Erkek kardeşim ve kız kardeşim her sabah yaklaşık yedi otuzda kalkar.
- My brother was very pleased with the examination result.
- Erkek kardeşim sınav sonucundan çok memnundu.
- My brother caught a big fish.
- Erkek kardeşim büyük bir balık yakaladı.
- My brother suffers from osteoporosis.
- Erkek kardeşim osteoporoz hastası.
- My brother is evil.
- Erkek kardeşim kötüdür.
- I am searching for my brother.
- Erkek kardeşimi arıyorum.
- My brother is living in San Diego.
- Erkek kardeşim San Diego'da yaşıyor.
- My brother could not solve the complicated problem.
- Erkek kardeşim karmaşık sorunu çözemedi.
- If my brother would have been there, he would have known what to do.
- Eğer erkek kardeşim orada olsaydı ne yapılacağını bilirdi.
- Wendy, I want to introduce you to my brother Sam.
- Wendy, seni erkek kardeşim Sam'le tanıştırmak istiyorum.
- I am encouraging my brother.
- Erkek kardeşimi teşvik ediyorum.
- My brother did it in my name.
- Erkek kardeşim onu benim adıma yaptı.
- My brother has no money.
- Erkek kardeşimin parası yok.
- My brother Jacques is fourteen years old.
- Erkek kardeşim Jacques on dört yaşında.
- My brother likes cars.
- Erkek kardeşim arabaları sever.
- My brother gave me a cute baby doll.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- The boy singing a song is my brother.
- Şarkı söyleyen çocuk benim erkek kardeşimdir.
- My brother was drinking juice.
- Erkek kardeşim meyve suyu içiyordu.
- All three of my brothers are now somewhere in Boston.
- Üç erkek kardeşim de şu anda Boston'da bir yerlerde.
- My brother is always acting foolishly.
- Erkek kardeşim her zaman aptalca hareket ediyor.
- My brother takes care of our dog.
- Erkek kardeşim köpeğimize bakar.
- My brother is good at playing tennis.
- Erkek kardeşim teniste iyidir.
- He's not as old as my brother.
- O, benim erkek kardeşim kadar yaşlı değildir.
- When I have homework to do, my brother always helps me with it.
- Ev ödevi yapmam gerektiğinde erkek kardeşim her zaman bana yardım eder.
- I'm sharing my flat with my brother.
- Apartman dairemi erkek kardeşimle paylaşıyorum.
- Tom isn't really my brother.
- Tom gerçekten benim erkek kardeşim değil.
- I could not find my brother who was to meet me at the station.
- Beni istasyonda karşılayacak erkek kardeşimi bulamadım.
- My brother and I went to see John off at the airport.
- Erkek kardeşim ve ben havaalanında John'u uğurlamak için gittik.
- My brother is a boy and my sister is a girl.
- Erkek kardeşim erkek, kız kardeşim kız.
- My brother has an Xbox.
- Erkek kardeşimin video oyun konsolu var.
- My brother just went.
- Erkek kardeşim az önce gitti.
- My brother is an engineer.
- Erkek kardeşim bir mühendistir.
- I remember the fact that you're my brother.
- Benim erkek kardeşim olduğun gerçeğini hatırlıyorum.
- My brother is a seasoned sailor.
- Erkek kardeşim deneyimli bir denizcidir.
- My brother wants to go to the moon some day.
- Erkek kardeşim bir gün Ay'a gitmek istiyor.
- I encourage my brother.
- Erkek kardeşimi teşvik ediyorum.
- My brother is getting a namechange.
- Erkek kardeşim isim değişikliğine gidiyor.
- She took me for my brother.
- Beni erkek kardeşimle karıştırdı.
- My brother has joined the baseball club.
- Erkek kardeşim beyzbol kulübüne katıldı.
- My brother goes fishing every weekend.
- Erkek kardeşim her hafta sonu balık tutmaya gider.
- My brother is three years younger than me.
- Erkek kardeşim benden üç yaş küçük.
- One of those guys is my brother.
- O adamlardan biri benim erkek kardeşim.
- My brother who lives in Boston is a carpenter.
- Boston'da oturan erkek kardeşim bir marangozdur.
- Do you love my brother more than me?
- Erkek kardeşimi benden fazla mı seviyorsun?
- My brother works in France.
- Erkek kardeşim Fransa'da çalışıyor.
- My brother goes to college in Kobe.
- Erkek kardeşim Kobe'de üniversiteye gidiyor.
- My brother gets up every morning at 7.
- Erkek kardeşim her sabah saat 7'de kalkar.
- He is as tall as my brother.
- O, benim erkek kardeşim kadar uzundur.
- My brother got cheeky.
- Erkek kardeşim yüzsüzleşti.
- My brother named his cat Hanako.
- Erkek kardeşim kendi kedisine "Hanako" adını verdi.
- My brother often stays awake the whole night.
- Erkek kardeşim sık sık bütün gece uyanık kalır.
- My brother is two years older than me, but three centimeters shorter.
- Erkek kardeşim benden iki yaş büyüktür, ama üç santim kısadır.
- My brother is very good at playing the guitar.
- Erkek kardeşim gitar çalmada çok iyidir.
- My brother smokes a great deal.
- Erkek kardeşim çok sigara içer.
- I don't hate my brother.
- Erkek kardeşimden nefret etmiyorum.
- You look a bit like my brother.
- Erkek kardeşime biraz benziyorsun.
- My brother eats twice as much as I do.
- Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- Today I'm having lunch with my brother.
- Bugün erkek kardeşimle öğle yemeği yiyorum.
- My brother lives in Tokyo.
- Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- My brother is in Australia now.
- Erkek kardeşim şimdi Avustralya'da.
- I thought it was my brother.
- Onun erkek kardeşim olduğunu düşündüm.
- Tom is my brother.
- Tom benim erkek kardeşim.
- Instead of him, my brother was arrested.
- Onun yerine, erkek kardeşim tutuklandı.
- My brother usually calls me from Chicago on Tuesday evenings.
- Erkek kardeşim genellikle Salı akşamları beni Şikago'dan arar.
- My brother is a first-year student.
- Erkek kardeşim birinci sınıf öğrencisi.
- Tom mistook me for my brother.
- Tom beni erkek kardeşimle karıştırdı.
- On hearing the noise, my brother started to cry.
- Erkek kardeşim, gürültü duyduğunda ağlamaya başladı.
- My brother will often sit up all night.
- Erkek kardeşim sık sık bütün gece uyumaz.
- When I was 10, my brother left our home.
- Ben 10 yaşındayken, erkek kardeşim evden ayrıldı.
- I am often mistaken for my brother.
- Ben sık sık erkek kardeşimle karıştırılırım.
- My brother lives in Kabylie.
- Erkek kardeşim Kabiliye'de yaşıyor.
- Both my father and my brother are fond of gambling.
- Hem babam hem de erkek kardeşim kumara düşkünler.
- You don't know my brother.
- Sen benim erkek kardeşimi tanımıyorsun.
- My brother works in a bank.
- Erkek kardeşim bir bankada çalışmaktadır.
- My brother has died.
- Erkek kardeşim öldü.
- My brother makes it a rule to look over the newspaper before going to his office.
- Ofisine gitmeden önce gazeteye bakmak, erkek kardeşimin prensibidir.
- He is my brother.
- O benim erkek kardeşim.
- Do you think I look like my brother?
- Erkek kardeşime benzediğimi düşünüyor musun?
- My brother is holding a camera in his hand.
- Erkek kardeşim elinde bir kamera tutuyor.
- When I returned home, my brother was doing his homework.
- Eve döndüğümde erkek kardeşim ev ödevini yapıyordu.
- I saw my brother and also my sister.
- Erkek kardeşimi ve kız kardeşimi gördüm.
- My brother and I share the same room.
- Erkek kardeşim ve ben aynı odayı paylaşıyoruz.
- My brother prefers windsurfing.
- Erkek kardeşim rüzgar sörfünü tercih eder.
- My brother closes his eyes when he's drinking.
- Erkek kardeşim içerken gözlerini kapatır.
- My brother gave me a pair of jeans.
- Erkek kardeşim bana bir kot pantolon verdi.
- My brother became an engineer.
- Erkek kardeşim bir mühendis oldu.
- When my brother was young, I often used to take him to the park.
- Erkek kardeşim gençken onu sık sık parka götürürdüm.
- I will send a letter to my brother who lives in Sapporo.
- Sapparo'da yaşayan erkek kardeşime bir mektup göndereceğim.
- My brother is healthy.
- Erkek kardeşim sağlıklı.
- My brother was threatened by someone waving a gun.
- Erkek kardeşim silah sallayan biri tarafından tehdit edildi.
- My brother is three years younger than I am.
- Erkek kardeşim benden üç yaş küçük.
- My brother likes music.
- Erkek kardeşim müzik seviyor.
- That's my brother.
- Bu benim erkek kardeşim.
- I was jealous of my brother.
- Erkek kardeşimi kıskandım.
Show More (387)
|