| 1 |
neat |
düzenli |
adj. |
|
- My daughter's room is always neat and tidy.
- Kızımın odası her zaman temiz ve düzenlidir.
- It was really neat.
- Gerçekten düzenliydi.
- I'm not neat.
- Düzenli değilim.
- Tom isn't very neat.
- Tom pek düzenli değil.
- Tom wasn't neat.
- Tom düzenli değildi.
- It's really neat.
- Gerçekten düzenli.
- Tom never was neat.
- Tom hiç düzenli olmadı.
- Tom always keeps his room neat.
- Tom odasını her zaman düzenli tutar.
- Are you neat?
- Sen düzenli misin?
- Tom is neat, isn't he?
- Tom düzenli, değil mi?
- I never was neat.
- Hiç düzenli biri olmadım.
- Are you neat?
- Düzenli misiniz?
- Tom isn't very neat.
- Tom çok düzenli değil.
- Tom's very neat.
- Tom çok düzenlidir.
- Tom isn't as neat as I am.
- Tom benim kadar düzenli değil.
- Your room is always so neat.
- Odan her zaman çok düzenli.
- Tom is very neat.
- Tom çok düzenli.
- Tom always keeps his room neat.
- Tom her zaman odasını düzenli tutar.
- His room is anything but neat.
- Odası hiç de düzenli değil.
- Tom used to be neat.
- Tom düzenliydi.
- Tom never was neat.
- Tom asla düzenli değildi.
Show More (18)
|
| 2 |
neat |
temiz |
adj. |
|
- Hey, that's really neat.
- Hey, bu gerçekten temiz.
- His room is anything but neat.
- Odası hiç de temiz değil.
- Keep your room as neat as you can.
- Elinden geldiğince odanı temiz tut.
- I want to keep my room as neat as possible.
- Odamı mümkün olduğunca temiz tutmak istiyorum.
- Tom is neat.
- Tom temizdir.
- It was really neat.
- Bu gerçekten temizdi.
- Tom used to be neat.
- Tom eskiden temizdi.
- Your room is neat.
- Odan temiz.
- Tom is neat, isn't he?
- Tom temiz biri, değil mi?
- Tom's very neat.
- Tom çok temiz.
- Your room is always so neat.
- Odan her zaman çok temiz.
- Tom's room is always neat.
- Tom'un odası her zaman temiz.
- Tom's room is always neat.
- Tom'un odası her zaman temizdir.
- Tom is a very neat person, isn't he?
- Tom çok temiz bir kişi, değil mi?
- Tom isn't as neat as I am.
- Tom benim kadar temiz değil.
- Tom is very neat.
- Tom çok temiz.
- Keep your room as neat as you can.
- Odanı olabildiğince temiz tut.
- Your room is neat.
- Sizin odanız temiz.
- It's really neat.
- Gerçekten temiz.
Show More (17)
|
| 3 |
neat |
düzgün |
adj. |
|
- She had wide eyes and a neat little nose.
- İri gözleri ve ufak, düzgün bir burnu vardı.
- It's neat and clean.
- O düzgün ve temiz.
- She has very neat handwriting.
- Çok düzgün bir el yazısı var.
- She has very neat handwriting.
- Onun düzgün bir el yazısı vardır.
- Isn't it neat?
- Düzgün değil mi?
- Tom is a very neat person, isn't he?
- Tom çok düzgün bir insan, değil mi?
- Tom has very neat handwriting.
- Tom'un çok düzgün bir el yazısı var.
- Tom isn't neat.
- Tom düzgün biri değil.
- It's neat and clean.
- Düzgün ve temiz.
- Tom wasn't neat.
- Tom düzgün değildi.
- Tom has very neat handwriting.
- Tom'un çok düzgün el yazısı var.
- What a neat idea!
- Ne düzgün bir fikir!
- It looks pretty neat.
- Oldukça düzgün görünüyor.
Show More (10)
|
| 4 |
neat |
çok güzel |
adj. |
|
- That was pretty neat.
- Çok güzeldi.
- That's pretty neat.
- Bu çok güzel.
Show More (-1)
|
| 5 |
neat |
akıllıca |
adj. |
|
- We came up with a neat solution to the impending crisis.
- Yaklaşan krize karşı akıllıca bir çözüm bulduk.
Show More (-2)
|
| 6 |
neat |
efendi |
adj. |
|
- She thought Kevin was a really neat guy.
- Kevin'i gerçekten efendi bir adam olarak görmüştü.
Show More (-2)
|
| 7 |
neat |
sek |
adj. |
|
- A neat bourbon is too strong and intense for my taste.
- Sek bir burbon benim damak tadıma göre fazla güçlü ve yoğun.
Show More (-2)
|
| 8 |
neat |
titiz |
adj. |
|
- Monica is often judged for being neat.
- Monica genellikle titiz biri olduğu için yargılanır.
Show More (-2)
|
| 9 |
neat |
zarif |
adj. |
|
- That's pretty neat.
- Bu oldukça zarif.
Show More (-2)
|
