1 |
originate |
kaynaklanmak |
v. |
|
- He must know of the suspicions in this regard and precisely where they originate.
- Bu konudaki şüpheleri ve bunların tam olarak nereden kaynaklandığını biliyor olmalı.
- I would say to him that we still do not know where this outbreak originated.
- Ona bu salgının nereden kaynaklandığını hala bilmediğimizi söylerdim.
- I would say to him that we still do not know where this outbreak originated.
- Kendisine bu salgının nereden kaynaklandığını hala bilmediğimizi söylemek isterim.
- Where did such rumors originate?
- Bu söylentiler nereden kaynaklandı?
- I must know where these quotations originate.
- Bu alıntıların nereden kaynaklandığını bilmeliyim.
Show More (2)
|
2 |
originate |
gelmek |
v. |
|
- It is a well-known fact that the KLA is backed by drug dealing and by contributions which originate in our countries.
- KLA'nın uyuşturucu ticareti ve ülkelerimizden gelen katkılarla desteklendiği bilinen bir gerçektir.
- I must know where these quotations originate.
- Bu alıntıların nereden geldiğini bilmeliyim.
Show More (-1)
|
3 |
originate |
çıkmak |
v. |
|
- Where did the Olympic Games originate?
- Olimpiyat Oyunları nerede ortaya çıktı?
- Where did such rumors originate?
- Bu söylentiler nereden çıktı?
Show More (-1)
|
4 |
originate |
yaratmak |
v. |
|
- The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
- Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.
Show More (-2)
|
5 |
originate |
başlamak |
v. |
|
- Where did the Olympic Games originate?
- Olimpiyat Oyunları nerede başladı?
Show More (-2)
|