|
- The politician was known for being outspoken.
- Siyasetçi, açık sözlü oluşuyla tanınırdı.
- The Nicholson report is outspoken about this destabilisation strategy.
- Nicholson raporu bu istikrarsızlaştırma stratejisi hakkında açık sözlüdür.
- Tom is a very outspoken person.
- Tom çok açık sözlü bir kişi.
- Tom is extremely outspoken.
- Tom son derece açık sözlü.
- Tom is too outspoken.
- Tom çok açık sözlü.
- Tom is very outspoken, isn't he?
- Tom çok açık sözlü, değil mi?
- Tom is an outspoken person.
- Tom açık sözlü biridir.
- I think Tom is too outspoken.
- Tom'un çok açık sözlü olduğunu düşünüyorum.
- Tom is quite outspoken, isn't he?
- Tom oldukça açık sözlü, değil mi?
- Tom was outspoken.
- Tom açık sözlüydü.
- Tom is outspoken.
- Tom açık sözlü.
- I think Tom is too outspoken.
- Bence Tom çok açık sözlü.
- Tom used to be outspoken.
- Tom eskiden açık sözlüydü.
- Tom is outspoken.
- Tom açık sözlüdür.
- Tom used to be outspoken.
- Tom açık sözlüydü.
- I'm very outspoken.
- Çok açık sözlüyümdür.
- Layla was a very outspoken person.
- Layla çok açık sözlü biriydi.
- You're too outspoken.
- Sen çok açık sözlüsün.
- Tom is outspoken, isn't he?
- Tom açık sözlü, değil mi?
- She's an outspoken person.
- Açık sözlü biridir.
- Tom is a very outspoken person.
- Tom çok açık sözlü bir insan.
- Sami was outspoken.
- Sami açık sözlüydü.
- Tom is very outspoken.
- Tom çok açık sözlüdür.
- I'm very outspoken.
- Ben çok açık sözlüyüm.
- Layla was a very outspoken person.
- Leyla çok açık sözlü bir kişiydi.
- You're too outspoken.
- Çok açık sözlüsünüz.
- She's an outspoken person.
- O açık sözlü bir kişi.
Show More (24)
|
