predominate - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
predominate ağır basmak v.
  • The situation in Iraq predominates here.
  • Irak'taki durum burada daha ağır basıyor.
  • Unresolved issues have predominated, and the common ground has been narrow.
  • Çözülmemiş meseleler ağır basmış ve ortak zemin dar olmuştur.
  • Religious belief predominates in this region.
  • Bu bölgede dini inanç ağır basar.
Show More (0)
predominate baskın olmak v.
  • This shows that on certain major questions a general view predominates over party lines.
  • Bu durum, bazı önemli konularda genel bir görüşün parti çizgilerinden daha baskın olduğunu göstermektedir.
Show More (-2)
predominate hakim olmak v.
  • Religious belief predominates in this region.
  • Bu bölgede dini inanç hakimdir.
Show More (-2)