1 |
privacy |
mahremiyet |
n. |
|
- We must reach agreements and enshrine them in international law so that privacy is protected worldwide.
- Mahremiyetin dünya çapında korunması için anlaşmalara varmalı ve bunları uluslararası hukukta güvence altına almalıyız.
- It is as if protecting privacy were a personal rather than a social and political matter.
- Sanki mahremiyetin korunması sosyal ve siyasi bir mesele değil de kişisel bir meseleymiş gibi.
- A central place must be given to personal privacy and legal rights.
- Kişisel mahremiyet ve yasal haklara merkezi bir yer verilmelidir.
- People want to protect their privacy from intruders.
- İnsanlar mahremiyetlerini davetsiz misafirlerden korumak isterler.
- As we all know, legislation must balance personal privacy and the fight against crime.
- Hepimizin bildiği gibi mevzuat, kişisel mahremiyet ile suçla mücadele arasında bir denge kurmalıdır.
- Various sorts of violation of people’s privacy can happen on an absolutely massive scale.
- İnsanların mahremiyetinin çeşitli şekillerde ihlali kesinlikle büyük ölçekte gerçekleşebilir.
- Biometric means are being used to evacuate privacy of any meaning.
- Biyometrik araçlar, mahremiyetin her türlü anlamını ortadan kaldırmak için kullanılıyor.
- In my view, there is not enough about personal privacy and the protection of individuals.
- Bana göre kişisel mahremiyet ve bireylerin korunması konusunda yeterli değil.
- The protection of personal privacy is a fundamental human right.
- Kişisel mahremiyetin korunması temel bir insan hakkıdır.
- We must protect the privacy of our citizens and stick our necks out for this.
- Vatandaşlarımızın mahremiyetini korumalı ve bunun için elimizi taşın altına koymalıyız.
- Personal privacy must be protected.
- Kişisel mahremiyet korunmalıdır.
- In times of war, a state is always inclined to prioritise state security over the privacy of the citizens.
- Savaş zamanlarında bir devlet her zaman devlet güvenliğini vatandaşlarının mahremiyetine tercih etme eğilimindedir.
- Privacy is not an obstacle, but an essential part of security.
- Mahremiyet bir engel değil, güvenliğin önemli bir parçasıdır.
- It's so, so hard to conduct a conspiracy without privacy.
- Mahremiyet olmadan bir komplo kurmak çok ama çok zor.
- It's so, so hard to conduct a conspiracy without privacy.
- Mahremiyet olmadan bir komplo düzenlemek son derece güç.
- I'd like some privacy.
- Biraz mahremiyet istiyorum.
- Don't intrude on her privacy.
- Onun mahremiyetine izinsiz girme.
- We would demand privacy.
- Mahremiyet talep ediyoruz.
- We must respect other people's privacy.
- Başka insanların mahremiyetine saygı göstermeliyiz.
- I need privacy.
- Mahremiyete ihtiyacım var.
- People usually become famous at the cost of their privacy.
- İnsanlar genellikle kendi mahremiyetleri pahasına ünlü olurlar.
- Sami took the shahada in the privacy of his own room.
- Sami kendi odasının mahremiyetinde şehadet getirdi.
- We need some privacy.
- Biraz mahremiyete ihtiyacımız var.
- Layla was obsessed with privacy.
- Layla mahremiyet konusunda takıntılıydı.
- I'd like a little privacy.
- Biraz mahremiyet istiyorum.
- Mary and Tom value their privacy.
- Mary ve Tom mahremiyetlerine önem verirler.
- We must respect other people's privacy.
- Diğer insanların mahremiyetine saygı göstermeliyiz.
- They needed privacy.
- Mahremiyete ihtiyaçları vardı.
- Mary and Tom value their privacy.
- Mary ve Tom, birbirlerinin mahremiyetlerine değer verirler.
- You need to respect my privacy.
- Mahremiyetime saygı duymalısın.
- You need to respect their privacy.
- Onların mahremiyetine saygı duymalısın.
- Please respect my privacy.
- Lütfen mahremiyetime saygı gösterin.
- I don't have any privacy.
- Hiç mahremiyetim yok.
- Mary and Tom care about privacy.
- Mary ve Tom mahremiyete önem veriyor.
- I need my privacy.
- Benim mahremiyete ihtiyacım var.
- Tom wants some privacy.
- Tom biraz mahremiyet istiyor.
- Tom needs his privacy.
- Tom'un mahremiyete ihtiyacı var.
- He invades the privacy of others.
- Başkalarının mahremiyetini ihlal eder.
- Do you care about your privacy?
- Mahremiyetini önemsiyor musun?
- Sami took the shahada in the privacy of his own room.
- Sami odasında mahremiyet içinde şehadet getirdi.
- By and large, reporters don't hesitate to intrude on one's privacy.
- Genel olarak muhabirler birinin mahremiyetine izinsiz girmeye çekinmezler.
- Your son doesn't respect privacy.
- Oğlun mahremiyete saygı göstermiyor.
- Give Tom some privacy.
- Tom'a biraz mahremiyet tanıyın.
- Tom and Mary value their privacy.
- Tom ve Mary mahremiyetlerine önem verirler.
- Can we get some privacy here?
- Biraz mahremiyet sağlayabilir miyiz?
- Give him some privacy.
- Ona biraz mahremiyet ver.
- Give us some privacy.
- Bize biraz mahremiyet ver.
- We needed some privacy.
- Biraz mahremiyete ihtiyacımız vardı.
- You need to respect Tom's privacy.
- Tom'un mahremiyetine saygı duymalısın.
- I expected a little privacy.
- Biraz mahremiyet beklerdim.
- Let's give him some privacy.
- Ona biraz mahremiyet verelim.
- Don't intrude on her privacy.
- Mahremiyetine müdahale etmeyin.
- Give her some privacy.
- Ona biraz mahremiyet ver.
- He intruded on her privacy.
- Onun mahremiyetine izinsiz girdi.
- By and large, reporters don't hesitate to intrude on one's privacy.
- Genel olarak, gazeteciler bir kişinin mahremiyetine müdahale etmekten çekinmezler.
- You must not invade the privacy of others.
- Başkalarının mahremiyetini ihlal etmemelisiniz.
- I just want some privacy.
- Sadece biraz mahremiyet istiyorum.
- Tom just wanted some privacy.
- Tom sadece biraz mahremiyet istiyor.
- Give them some privacy.
- Onlara biraz mahremiyet ver.
- Tom said he wanted a little bit more privacy.
- Tom biraz daha mahremiyet istediğini söyledi.
- Tom didn't have any privacy.
- Tom'un mahremiyeti yoktu.
- I want some privacy.
- Biraz mahremiyet istiyorum.
- Tom just wanted some privacy.
- Tom sadece biraz mahremiyet istedi.
- Do you care about your privacy?
- Mahremiyetine önem veriyor musun?
- I know how much you value your privacy.
- Mahremiyetine ne kadar değer verdiğini biliyorum.
- You must not invade the privacy of others.
- Diğerlerinin mahremiyetini ihlal etmemelisin.
- There are also privacy concerns.
- Mahremiyetle ilgili endişeler de var.
- I didn't have any privacy.
- Hiç mahremiyetim yoktu.
- Let's give them some privacy.
- Onlara biraz mahremiyet verelim.
- The privacy of people is a joke.
- İnsanların mahremiyeti bir şakadır.
- Personal privacy is a joke.
- Kişisel mahremiyet şaka gibi bir olay.
- Privacy doesn't exist.
- Mahremiyet diye bir şey yok.
- Let's give her some privacy.
- Ona biraz mahremiyet verelim.
- I value my privacy.
- Mahremiyetime önem veririm.
- Just give us a little privacy.
- Sadece bize biraz mahremiyet ver.
- Mary and Tom care about privacy.
- Mary ve Tom mahremiyeti önemser.
- Tom is obsessed with privacy.
- Tom mahremiyet konusunda takıntılı.
- I didn't have any privacy.
- Herhangi bir mahremiyetim yoktu.
- Give me some privacy.
- Bana biraz mahremiyet ver.
- This is a gross violation of privacy.
- Bu büyük bir mahremiyet ihlali.
Show More (77)
|
2 |
privacy |
gizlilik |
n. |
|
- It is generally found under the privacy, marketing, or ads settings.
- Genellikle gizlilik, satış veya reklam ayarları altında bulunur.
- It is generally found under the privacy, marketing, or ads settings.
- Genellikle gizlilik, pazarlama veya reklam ayarları başlığı altında yer alıyor.
- You can also manage your privacy within the web browser that you are using.
- Ayrıca gizliliğinizi kullandığınız web tarayıcısından da yönetebilirsiniz.
- Mozilla Firefox is a web browser with pop-up blocking, tabbed browsing, and privacy and security features.
- Mozilla Firefox, pop-up engelleme, sekmeli tarama, gizlilik ve güvenlik özelliklerine sahip bir web tarayıcısıdır.
- It is generally found under the privacy, marketing, or ads settings.
- Genellikle gizlilik, pazarlama veya reklam ayarları başlığı altında bulunur.
- Layla was obsessed with privacy.
- Leyla gizlilikle takıntılıydı.
- This is a gross violation of privacy.
- Bu gizliliğin bariz bir ihlalidir.
- Privacy doesn't exist.
- Gizlilik diye bir şey yoktur.
- We needed some privacy.
- Biraz gizliliğe ihtiyacımız vardı.
- I want some privacy.
- Biraz gizlilik istiyorum.
- I think that some companies should be fined for violating privacy laws.
- Bence bazı şirketler gizlilik yasalarını ihlal ettikleri için para cezasına çarptırılmalı.
- You cannot install cameras in bathrooms as a matter of privacy.
- Özel hayatın gizliliği için banyolara kamera koyamazsınız.
- Tom is obsessed with privacy.
- Tom gizlilik konusunda takıntılıdır.
- I think that some companies should be fined for violating privacy laws.
- Bazı firmalara gizlilik yasalarını ihlal ettiği için para cezası verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
- I didn't use to care about my online privacy but lately an identity thief impersonated me and emptied my bank account.
- Eskiden çevrimiçi gizliliğimi önemsemezdim ama son zamanlarda bir kimlik hırsızı beni taklit etti ve banka hesabımı boşalttı.
- The privacy settings on your smartphone allow this application to track your whereabouts.
- Akıllı telefonunuzun gizlilik ayarları bu uygulamanın konumunuzu takip etmesine izin veriyor.
- The privacy settings on your smartphone allow this application to track your whereabouts.
- Akıllı telefonunuzdaki gizlilik ayarları, bu uygulamanın nerede olduğunuzu izlemesine izin veriyor.
- Tom and Mary value their privacy.
- Tom ve Mary gizliliklerine değer verir.
- They needed privacy.
- Onların gizliliğe ihtiyaçları vardı.
- You cannot install cameras in bathrooms as a matter of privacy.
- Gizlilik konusu olarak banyolara kamera kuramazsınız.
- Your privacy is important to us.
- Gizliliğiniz bizim için önemli.
- Your son doesn't respect privacy.
- Senin oğlun gizliliğe saygı duymuyor.
- Your privacy is important to us.
- Gizliliğiniz bizim için önemlidir.
- You need to respect my privacy.
- Benim gizliliğime saygı duyman gerekir.
- I don't use that site for privacy reasons.
- Gizlilik nedeniyle o siteyi kullanmıyorum.
- Tom needs his privacy.
- Tom'un gizliliğe ihtiyacı var.
- He invades the privacy of others.
- O, başkalarının gizliliğini ihlal ediyor.
- Tom wants some privacy.
- Tom biraz gizlilik istiyor.
- I don't use that website for privacy reasons.
- Gizlilik nedenlerinden dolayı o web sitesini kullanmıyorum.
- I don't use that site for privacy reasons.
- Gizlilik nedenlerinden dolayı o siteyi kullanmıyorum.
- Your privacy is important to our company.
- Gizliliğiniz şirketimiz için önemli.
Show More (28)
|
3 |
privacy |
kişisel gizlilik |
n. |
|
- I believe that the CFSP threatens freedoms such as open access to information and personal privacy.
- ODGP'nin bilgiye açık erişim ve kişisel gizlilik gibi özgürlükleri tehdit ettiğine inanıyorum.
- Personal privacy is a joke.
- Kişisel gizlilik bir saçmalıktır.
Show More (-1)
|
4 |
privacy |
özel yaşam |
n. |
|
- People usually become famous at the cost of their privacy.
- İnsanlar genellikle özel yaşamları pahasına ünlü olmaktadır.
- I value my privacy.
- Özel yaşamıma önem veririm.
Show More (-1)
|
5 |
privacy |
özel |
n. |
|
- I need my privacy.
- Özelime ihtiyacım var.
Show More (-2)
|
6 |
privacy |
özel hayat |
n. |
|
- Tom didn't have any privacy.
- Tom'un özel hayatı yoktu.
Show More (-2)
|