1 |
roar |
kükremek (aslan vb) |
v. |
|
- The lion is roaring.
- Aslan kükrüyor.
- The lions roared in their cages.
- Aslanlar kafeslerinde kükrüyorlardı.
- The crowd roared again.
- Kalabalık yine kükredi.
- We heard tigers roaring in the distance.
- Uzakta kaplanların kükrediğini duyduk.
- The roaring lion terrified the boy.
- Kükreyen aslan, oğlanı korkuttu.
- We heard tigers roaring in the distance.
- Uzakta kükreyen kaplanlar duyduk.
- I am roaring like a lion.
- Bir aslan gibi kükrüyorum.
- The lion opened its huge mouth and roared.
- Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
- With a deafening roar, the rocket was hurled into space.
- Sağır edici bir kükreme ile roket uzaya fırlatıldı.
- Leo started to roar when he was two years old.
- Leo, iki yaşındayken kükremeye başladı.
- I am roaring like a lion.
- Ben bir aslan gibi kükrüyorum.
- The lions roared in their cages.
- Aslanlar kafeslerinde kükredi.
- The lion began to roar as we approached.
- Biz yaklaştıkça, aslan kükremeye başladı.
- Did you hear the roar of the lions?
- Aslanların kükremesini duydunuz mu?
- The roaring lion terrified the boy.
- Kükreyen aslan çocuğu korkutmuş.
- The bear roared and I fainted.
- Ayı kükredi ve ben bayıldım.
Show More (13)
|
2 |
roar |
kahkaha |
n. |
|
- There was a roar of laughter from the audience.
- Seyirciler arasında kahkaha tufanı koptu.
- There was a roar of laughter from the audience.
- İzleyiciler kahkahaya boğulmuştu.
- There was a roar of laughter from the audience.
- Seyircilerden kahkaha sesleri yükseldi.
- There was a roar of laughter from the audience.
- Seyircilerden bir kahkaha tufanı koptu.
- The audience roared with laughter.
- Seyirciler kahkahalara boğuldu.
Show More (2)
|
3 |
roar |
kahkaha ile gülmek |
v. |
|
- The audience roared with laughter.
- İzleyici kahkaha ile güldü.
- We roared with laughter.
- Kahkaha ile güldük.
Show More (-1)
|
4 |
roar |
gürültü |
n. |
|
- The roar of the fire drowned the screams.
- Yangının gürültüsü çığlıkları bastırdı.
- The roar of their own cannons was extremely loud.
- Kendi toplarının gürültüsü son derece yüksekti.
Show More (-1)
|
5 |
roar |
yüksek ses |
n. |
|
- We roared with laughter.
- Yüksek sesle kahkaha attık.
Show More (-2)
|
6 |
roar |
gürlemek |
v. |
|
- The roar of their own cannons was extremely loud.
- Kendi toplarının gürlemesi son derece gürültülüydü.
Show More (-2)
|
7 |
roar |
uğultu |
n. |
|
- The roar of the fire drowned the screams.
- Yangının uğultusu çığlıkları bastırdı.
Show More (-2)
|