|
- He can run faster than I can.
- Benden daha hızlı koşabiliyor.
- He runs fast.
- Hızlı koşar.
- Tom runs faster than I do.
- Tom benden daha hızlı koşar.
- Ken needs to run fast.
- Ken'in hızlı koşması gerek.
- He ran faster than his brother did.
- Kardeşinden daha hızlı koştu.
- He runs faster than me.
- O benden daha hızlı koşar.
- I think I can still run faster than you.
- Sanırım hala senden daha hızlı koşabiliyorum.
- Tom can run faster than me.
- Tom benden daha hızlı koşabilir.
- He runs faster than I.
- Benden daha hızlı koşuyor.
- He could run fast when he was young.
- Gençken hızlı koşabiliyormuş.
- The dog runs fast.
- Köpek hızlı koşuyor.
- Bill can run faster than Bob.
- Bill, Bob'tan daha hızlı koşabilir.
- Tom runs faster than you, doesn't he?
- Tom senden daha hızlı koşuyor, değil mi?
- Tom is smaller than Mary, but he runs faster than she does.
- Tom, Mary'den daha küçüktür ama Mary'den daha hızlı koşar.
- Tom can run faster than anybody else in his class.
- Tom, sınıfındaki herkesten daha hızlı koşabilir.
- Bill can run faster than Bob.
- Bill Bob'dan daha hızlı koşabilir.
- Who runs faster, Yumi or Keiko?
- Kim daha hızlı koşar, Yumi'mi yoksa Keiko mu?
- He can run fast.
- O hızlı koşabilir.
- Boys run fast.
- Erkekler hızlı koşar.
- Bill runs faster than Bob.
- Bill, Bob'tan daha hızlı koşar.
- She runs fast.
- Hızlı koşuyor.
- A horse can run faster than a man can.
- Bir at bir insanın koşabildiğinden daha hızlı koşabilir.
- Ken runs faster than you.
- Ken senden daha hızlı koşuyor.
- Tom wanted to run faster.
- Tom daha hızlı koşmak istiyordu.
- The black cat runs fast.
- Kara kedi hızlı koşuyor.
- Ken needs to run fast.
- Ken hızlı koşmak zorunda.
- Who runs faster, Tom or Mary?
- Kim daha hızlı koşuyor, Tom mu Mary mi?
- The thief ran fast.
- Hırsız hızlı koştu.
- He ran faster than his brother did.
- Erkek kardeşinden daha hızlı koştu.
- You do not have to run fast.
- Hızlı koşmak zorunda değilsiniz.
- This dog runs fast.
- Bu köpek hızlı koşuyor.
- You sure can run fast.
- Kesinlikle hızlı koşabilirsin.
- Tom claimed that he could run faster than Mary.
- Tom Mary'den daha hızlı koşabileceğini iddia etti.
- Can you run faster than Tom?
- Sen Tom'dan daha hızlı koşabilir misin?
- A dog can run faster than a man can.
- Bir köpek, bir insanın koşabildiğinden daha hızlı koşabilir.
- No one in his class can run faster than he does.
- Sınıfındaki hiç kimse ondan daha hızlı koşamaz.
- John is too fat to run fast.
- John hızlı koşmak için fazla şişman.
- Tom runs faster than I do.
- Tom benden daha hızlı koşuyor.
- Generally speaking, boys can run faster than girls.
- Genel olarak, erkek çocuklar kızlardan daha hızlı koşabilir.
- You sure can run fast.
- Hızlı koştuğun kesin.
- The horse ran fast.
- At hızlı koştu.
- Who runs faster, Judy or Tony?
- Kim daha hızlı koşar, Judy mi Tony mi?
- Ken runs faster than you.
- Ken senden daha hızlı koşar.
- He can run faster than me.
- O, benden daha hızlı koşabilir.
- Ken runs fastest of the three.
- Üçü arasında, en hızlı koşan Ken'dir.
- A horse can run faster than a man can.
- Bir at bir insandan daha hızlı koşabilir.
- He made up for lost time by running fast.
- Hızlı koşarak kaybolan zamanı telafi etti.
- He could run fast when he was young.
- O gençken hızlı koşabilirdi.
- Tom runs faster than me.
- Tom benden daha hızlı koşuyor.
- Who runs faster, Judy or Tony?
- Kim daha hızlı koşar, Judy mi yoksa Tony mi?
- I have a dog that can run fast.
- Hızlı koşabilen bir köpeğim var.
- You sure run fast.
- Kesinlikle hızlı koşarsın.
- Tom is smaller than Mary, but he runs faster than she does.
- Tom, Mary'den daha küçük ama ondan daha hızlı koşuyor.
- Tom didn't run fast enough to catch the bus.
- Tom otobüse yetişmek için yeterince hızlı koşmadı.
- Tom can run faster than anybody else in his class.
- Tom sınıfındaki herkesten daha hızlı koşabiliyor.
- Tom runs faster than Mary.
- Tom, Mary'den daha hızlı koşar.
- Tom can run fast.
- Tom, hızlı koşabilir.
- Generally speaking, boys can run faster than girls.
- Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler.
- Ken has to run fast.
- Ken hızlı koşmalı.
- He can run faster than I.
- Benden daha hızlı koşabiliyor.
- Tom claimed that he could run faster than Mary.
- Tom, Mary'den daha hızlı koşabildiğini iddia etti.
- I couldn't run fast enough to catch up with Tom.
- Tom'a yetişecek kadar hızlı koşamadım.
- I can run faster than Ken.
- Ken'den daha hızlı koşabilirim.
- Tom wanted to run faster.
- Tom daha hızlı koşmak istedi.
- I can run fast enough to catch up with him.
- Ona yetişecek kadar hızlı koşabilirim.
- Lions run fast.
- Aslanlar hızlı koşarlar.
- Bill runs faster than Bob.
- Bill, Bob'dan daha hızlı koşuyor.
- Ken must run fast.
- Ken, hızlı koşmalı.
- She runs fastest in our class.
- Sınıfımızda en hızlı koşan o.
- I run faster than Inge.
- Inge'den daha hızlı koşuyorum.
- He can run fast.
- Hızlı koşabilir.
- I can run faster than Tom.
- Tom'dan daha hızlı koşabilirim.
- Lynn runs fast.
- Lynn hızlı koşar.
- He can run faster than me.
- Benden daha hızlı koşabiliyor.
- Lions run fast.
- Aslanlar hızlı koşar.
- Tom didn't run fast enough to catch the bus.
- Tom otobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.
- Mike runs fastest in his class.
- Mike kendi sınıfında en hızlı koşan kişi.
- Tony can run fast.
- Tony hızlı koşabilir.
- He ran faster than his brother did.
- Ağabeyinden daha hızlı koştu.
- This dog runs fast.
- Bu köpek hızlı koşar.
- Can you run faster than Tom?
- Tom’dan daha hızlı koşabilir misin?
- She didn't run fast enough to catch the bus.
- O, otobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.
- I can run fast.
- Hızlı koşabilirim.
- He is too fat to run fast.
- Hızlı koşmak için fazla şişman.
- Tom can run fast.
- Tom hızlı koşabiliyor.
- He was unable to run fast as he was over 60.
- Yaşı 60'ın üstünde olduğu için hızlı koşamadı.
- He runs fast.
- O, hızlı koşar.
- I am tired from running fast.
- Hızlı koşmaktan yoruldum.
- Generally, men run faster than women.
- Genellikle,erkekler kadınlardan daha hızlı koşar.
- I think I can still run faster than you.
- Sanırım hâlâ senden daha hızlı koşabilirim.
- She didn't run fast enough to catch the bus.
- Otobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.
- Run fast, otherwise you will miss the bus.
- Hızlı koş, yoksa otobüsü kaçırırsın.
- Generally speaking, men can run faster than women can.
- Genek olarak, erkekler kadınlardan daha hızlı koşabilirler.
- He didn't run fast enough to catch the train.
- Treni yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.
- Tom can run faster than Mary can.
- Tom, Mary'nin koşabildiğinden daha hızlı koşabilir.
- Can you run fast?
- Hızlı koşabilir misin?
- I wish I could run faster.
- Keşke daha hızlı koşabilsem.
- Ken runs fastest of the three.
- Ken, üçü arasında en hızlı koşandır.
- The dog runs fast.
- Köpek hızlı koşar.
- Run faster, otherwise you will miss the train.
- Daha hızlı koş, yoksa treni kaçıracaksın.
Show More (97)
|
