Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | scurf n. | kepek (saç) |
General | scurf n. | konak |
General | scurf n. | kabuk |
General | scurf n. | kepek |
General | scurf n. | ölü deri |
General | scurf n. | baş kepeği |
General | scurf n. | toplum dışına itilenler |
General | scurf n. | toplumun yüz karası insanlar |
General | scurf v. | beyazlatmak |
General | scurf v. | kepekle kaplamak |
General | scurf v. | kabukla kaplamak |
General | scurf v. | (kepeği) kazıyarak, ovarak veya silerek ortadan kaldırmak |
General | scurf v. | karbon tortularını ortadan kaldırmak |
Botanic | ||
Botanic | scurf n. | bazı bitki bölümlerinde pul veya kepeğe benzer tabaka |
Botanic | scurf n. | pürüzsüz bitki yüzeyinde koyulaşıp sertleşme |
Botanic | scurf n. | mantar kaynaklı bir tatlı patates hastalığı |
Botanic | scurf n. | patateslerin dış kabuklarında gri öbekler oluşturan mantar kaynaklı bir hastalık |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | scurf on baby's hand n. | uykuluk |
Marine Biology | ||
Marine Biology | sea scurf n. | yüzeylerde yuvarlak veya düzensiz mercan öbekleri oluşturan yosun hayvanı |