|
- The actress and singer has since committed herself to raising awareness about the disease.
- Aktris ve şarkıcı o zamandan beri kendini hastalığa dair farkındalık yaratmaya adadı.
- The actress and singer has since committed herself to raising awareness about the disease.
- Aktris ve şarkıcı o zamandan beri kendini hastalık hakkında farkındalık yaratmaya adamış durumda.
- The actress and singer has since committed herself to raising awareness about the disease.
- Aktris ve şarkıcı o zamandan beri kendini hastalık hakkında farkındalık yaratmaya adadı.
- I want to be a singer.
- Bir şarkıcı olmak istiyorum.
- His favorite singer is always changing.
- En sevdiği şarkıcı sürekli değişiyor.
- I really like this singer.
- Bu şarkıcıyı gerçekten seviyorum.
- Tom is a good singer, but Mary is better.
- Tom iyi bir şarkıcı ama Mary daha iyi.
- You're the best singer I know.
- Tanıdığım en iyi şarkıcı sensin.
- Tom is an amazing singer.
- Tom müthiş bir şarkıcı.
- He is very popular because he is a good singer.
- O iyi bir şarkıcı olduğundan dolayı çok popüler.
- Tom is actually a good singer.
- Tom aslında iyi bir şarkıcıdır.
- He shook hands with the famous singer.
- Ünlü şarkıcıyla el sıkıştı.
- I wish I were a good singer.
- Keşke iyi bir şarkıcı olsam.
- Judy isn't a good singer, is she?
- Judy iyi bir şarkıcı değil, değil mi?
- That singer is going to become popular.
- Şarkıcı popüler hale gelecek.
- Tom is a really bad singer.
- Tom gerçekten kötü bir şarkıcı.
- Tom was a pretty good singer when he was young.
- Tom gençken oldukça iyi bir şarkıcıydı.
- Tom is a pretty good singer.
- Tom oldukça iyi bir şarkıcı.
- Tom is a world-famous singer.
- Tom dünyaca ünlü bir şarkıcıdır.
- Tom is actually a good singer.
- Tom aslında iyi bir şarkıcı.
- Who's your favorite jazz singer?
- En sevdiğiniz caz şarkıcısı kim?
- Who is your favorite singer?
- En sevdiğiniz şarkıcı kim?
- She is no ordinary singer.
- O sıradan bir şarkıcı değil.
- The singer is famous not only in Japan but also in Europe.
- Şarkıcı sadece Japonya'da değil Avrupa'da da ünlü.
- I used to be a singer in a heavy metal band.
- Ben bir heavy metal grubunda bir şarkıcıydım.
- I'm not a very good singer.
- Ben çok iyi bir şarkıcı değilim.
- Tom didn't want to be a singer.
- Tom bir şarkıcı olmak istemedi.
- Tom wanted to be a singer.
- Tom bir şarkıcı olmak istedi.
- You're a good singer.
- İyi bir şarkıcısın.
- Her mother used to be a singer.
- Annesi eskiden şarkıcıydı.
- The singer is popular among young people.
- Şarkıcı, gençler arasında popüler.
- Tom is a country singer.
- Tom bir amerikan folk müziği şarkıcısı.
- You are a singer.
- Sen bir şarkıcısın.
- She is a singer.
- O bir şarkıcı.
- I'm not a singer.
- Ben bir şarkıcı değilim.
- Tom is a very good singer.
- Tom çok iyi bir şarkıcı.
- Tom is a very good singer.
- Tom çok iyi bir şarkıcıdır.
- The singer is popular among young people.
- Şarkıcı, genç insanlar arasında popülerdir.
- Tom told me that you're a good singer.
- Tom bana iyi bir şarkıcı olduğunu söyledi.
- He is very popular because he is a good singer.
- İyi bir şarkıcı olduğu için çok popüler.
- You're a horrible singer.
- Korkunç bir şarkıcısın.
- Her success as a singer made her famous.
- Şarkıcı olarak başarısı onu ünlü yaptı.
- He was becoming a famous singer.
- O ünlü bir şarkıcı oluyordu.
- Tom is a talented guitarist, but he's a horrible singer.
- Tom yetenekli bir gitarist ama o korkunç bir şarkıcıdır.
- You're the best singer I know.
- Tanıdığım en iyi şarkıcısın.
- Keiko is a singer.
- Keiko bir şarkıcıdır.
- I think Tom isn't a very good singer.
- Sanırım Tom çok iyi bir şarkıcı değil.
- He's a singer that's loved by everyone.
- Herkes tarafından sevilen bir şarkıcı.
- You're no singer.
- Şarkıcı değilsiniz.
- Tom isn't a very good singer.
- Tom çok iyi bir şarkıcı değil.
- It is a pity that the singer died so young.
- Şarkıcının bu kadar genç yaşta ölmesi çok üzücü.
- Keiko is a singer.
- Keiko bir şarkıcı.
- You're a terrible singer.
- Berbat bir şarkıcısın.
- Mary discovered that Tom was secretly a talented singer.
- Mary Tom'un gizlice yetenekli bir şarkıcı olduğunu keşfetti.
- His mother was a singer.
- Onun annesi bir şarkıcıydı.
- Every girl knows that singer.
- O şarkıcıyı her kız tanır.
- Tom is a good singer.
- Tom iyi bir şarkıcıdır.
- She's no singer.
- Şarkıcı değil.
- Her mother was a singer.
- Onun annesi bir şarkıcıydı.
- I've always wanted to be a singer.
- Ben her zaman bir şarkıcı olmak istedim.
- I am sure that he will become a great singer.
- Eminim ki ondan büyük bir şarkıcı olacak.
- This singer has a beautiful voice.
- Bu şarkıcının güzel bir sesi var.
- Blues singer and guitarist Robert Johnson would have been 100 years old on May 8th of 2011 if he hadn't died when he was 27 years old.
- Blues şarkıcısı ve gitarist Robert Johnson 27 yaşında ölmeseydi 8 Mayıs 2011'de 100 yaşında olacaktı.
- The singer is going to be a hit.
- Şarkıcı popüler olacak.
- She resembles a popular singer.
- Popüler bir şarkıcıya benziyor.
- His favorite singer is always changing.
- En sevdiği şarkıcı hep değişiyor.
- Tom is a singer and an actor.
- Tom bir şarkıcı ve oyuncu.
- I am sure that she will become a great singer.
- Büyük bir şarkıcı olacağından eminim.
- I didn't know that Tom was such a good singer.
- Tom'un bu kadar iyi bir şarkıcı olduğunu bilmiyordum.
- I'm a great singer.
- Ben büyük bir şarkıcıyım.
- I'm the worst singer in the group.
- Gruptaki en kötü şarkıcı benim.
- Tom isn't much of a singer.
- Tom iyi bir şarkıcı değil.
- What singer do you prefer?
- Hangi şarkıcıyı tercih edersiniz?
- Tom is an excellent singer.
- Tom mükemmel bir şarkıcıdır.
- Tom is a talented guitarist, but he's a horrible singer.
- Tom yetenekli bir gitarist ama berbat bir şarkıcı.
- The singer is famous not only in Japan but also in Europe.
- Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.
- She is a famous singer.
- O ünlü bir şarkıcı.
- The singer, who is from Okinawa, is very popular among young people.
- Okinawa'lı şarkıcı, gençler arasında çok popüler.
- No other singer in Japan is as popular as she.
- Japonya'da başka hiçbir şarkıcı onun kadar popüler değil.
- My favorite singer is Kylie Minogue.
- Favori şarkıcım Kylie Minogue'dur.
- That singer is the center of attention.
- Bu şarkıcı ilgi odağı.
- You are a singer.
- Siz bir şarkıcısınız.
- Tom is a fantastic singer.
- Tom harika bir şarkıcı.
- Who in your class is the best singer?
- Sınıfınızdaki en iyi şarkıcı kim?
- Mary is said to have been a great singer when she was young.
- Mary'nin gençken harika bir şarkıcı olduğu söyleniyor.
- You're a much better singer than Tom is.
- Sen Tom'dan çok daha iyi bir şarkıcısın.
- I always wanted to be a professional singer.
- Her zaman profesyonel bir şarkıcı olmak istedim.
- Tom is a singer and an actor.
- Tom bir şarkıcı ve aktördür.
- Tom is the band's lead singer.
- Tom, grubun ana şarkıcısıdır.
- Tom doesn't want to be a singer.
- Tom şarkıcı olmak istemiyor.
- The rock concert was called off because the singer fell ill.
- Rock konseri iptal edildi çünkü şarkıcı hastalandı.
- She is really a good singer.
- O gerçekten iyi bir şarkıcı.
- She was by far the best singer in the class.
- Sınıfın açık ara en iyi şarkıcısıydı.
- This singer is very popular with young people.
- Bu şarkıcı gençler arasında çok popüler.
- She is a noted singer.
- O, ünlü bir şarkıcıdır.
- I think Tom isn't a very good singer.
- Bence Tom çok iyi bir şarkıcı değil.
- You're really a good singer.
- Gerçekten iyi bir şarkıcısın.
- Kati Wolf is a good singer.
- Kati Wolf iyi bir şarkıcıdır.
- Edith Piaf was a French singer.
- Edith Piaf Fransız bir şarkıcıydı.
- Perhaps I am the worst singer in the universe!
- Ben belki de evrendeki en kötü şarkıcıyım!
- Tom can imitate the singer to a hair.
- Tom şarkıcıyı tıpatıp taklit edebiliyor.
- Are you a singer?
- Şarkıcı mısın?
- Tom is the best singer in our class.
- Tom sınıfımızdaki en iyi şarkıcı.
- The singer is as famous as Madonna.
- Şarkıcı Madonna kadar ünlü.
- Who's your favorite country singer?
- En sevdiğiniz country şarkıcısı kim?
- Tom is a better singer than Mary.
- Tom Mary'den daha iyi bir şarkıcı.
- Tom is the best singer in my class.
- Tom benim sınıfımda en iyi şarkıcı.
- Tom became a famous singer.
- Tom ünlü bir şarkıcı oldu.
- She succeeded as a singer and became famous.
- Şarkıcı olarak başarılı oldu ve ünlü oldu.
- Aren't you a singer?
- Sen şarkıcı değil misin?
- I'm not much of a singer.
- Ben çok iyi bir şarkıcı değilim.
- I know I'm not a very good singer.
- Çok iyi bir şarkıcı olmadığımı biliyorum.
- Tom isn't a very good singer, and neither am I.
- Tom çok iyi bir şarkıcı değil, ben de değilim.
- The singer has a very low voice.
- Şarkıcının çok kısık bir sesi var.
- She is booming as a singer.
- Şarkıcı olarak hızla yükseliyor.
- Mary is said to have been a great singer when she was young.
- Mary'nin gençken büyük bir şarkıcı olduğu söyleniyor.
- It was the great lung-power of Caruso that made him a great singer.
- Onu büyük bir şarkıcı yapan Caruso'nun büyük akciğer gücü idi.
- Is that singer popular among your friends?
- Bu şarkıcı arkadaşlarınız arasında popüler mi?
- Who is the best singer in our company?
- Şirketteki en iyi şarkıcı kim?
- Who is the best singer in our company?
- Şirketimizdeki en iyi şarkıcı kimdir?
- He's a famous popular singer in Japan.
- Japonya'da ünlü popüler bir şarkıcıdır.
- You're a very good singer.
- Sen çok iyi bir şarkıcısın.
- Tom said you're a better singer than Mary.
- Tom senin Mary'den daha iyi bir şarkıcı olduğunu söyledi.
- Tom is a singer.
- Tom şarkıcıdır.
- I'm a bit of a rock singer.
- Ben biraz rock şarkıcısıyım.
- It was the great lung-power of Caruso that made him a great singer.
- Caruso'yu büyük bir şarkıcı yapan büyük akciğer gücüydü.
- Tom is a country singer.
- Tom bir country şarkıcısı.
- Getter Jaani is the best singer in the Eurovision Song Contest 2011.
- Getter Jaani 2011 Eurovision Şarkı Yarışması'nın en iyi şarkıcısı.
- Isn't she a good French singer?
- İyi bir Fransız şarkıcı değil mi?
- The cricket is a good singer who can sing long notes.
- Cırcır böceği uzun notalar söyleyebilen iyi bir şarkıcıdır.
- He became a famous singer.
- Ünlü bir şarkıcı oldu.
- Tom is a singer.
- Tom bir şarkıcı.
- Tom is a famous singer.
- Tom ünlü bir şarkıcı.
- He earned his living as a singer.
- Hayatını şarkıcı olarak kazandı.
- Tom is an amazing singer.
- Tom harika bir şarkıcıdır.
- Tom told me that you're a good singer.
- Tom bana senin iyi bir şarkıcı olduğunu söyledi.
- Tom used to be a singer.
- Tom eskiden şarkıcıydı.
- I didn't know Tom was a singer.
- Tom'un bir şarkıcı olduğunu bilmiyordum.
- She wants to be a singer.
- O, bir şarkıcı olmak istiyor.
- Who is your favorite Canadian singer?
- En sevdiğin Kanadalı şarkıcı kim?
- The man sitting over there is a famous singer.
- Şurada oturan adam ünlü bir şarkıcı.
- I think I'm a pretty good singer.
- Bence oldukça iyi bir şarkıcıyım.
- He is a good singer.
- O, iyi bir şarkıcıdır.
- Slovenian singer Maja Keuc was born in 1992.
- Sloven şarkıcı Maja Keuc 1992'de doğdu.
- Tom wants to become a famous singer.
- Tom ünlü bir şarkıcı olmak istiyor.
- He was recognized as a first-class singer.
- Birinci sınıf bir şarkıcı olarak tanındı.
- I think that Tom isn't a very good singer.
- Bence Tom çok iyi bir şarkıcı değil.
- She is a well-known singer.
- O ünlü bir şarkıcı.
- I didn't know Tom was such a good singer.
- Tom'un bu kadar iyi bir şarkıcı olduğunu bilmiyordum.
- You're a much better singer than Tom is, aren't you?
- Sen Tom'dan çok daha iyi bir şarkıcısın, değil mi?
- I'm not a good singer.
- Ben iyi bir şarkıcı değilim.
- Tom is the best singer in my class.
- Tom sınıfımdaki en iyi şarkıcıdır.
- I used to be a singer in a heavy metal band.
- Eskiden bir heavy metal grubunda şarkıcıydım.
- I'm the worst singer in the group.
- Ben gruptaki en kötü şarkıcıyım.
- My wish is to be a singer.
- Dileğim bir şarkıcı olmaktır.
- They say that Mary was a great singer when she was young.
- Mary'nin gençken harika bir şarkıcı olduğunu söylüyorlar.
- Mary discovered that Tom was secretly a talented singer.
- Mary, Tom'un gizlice yetenekli bir şarkıcı olduğunu keşfetti.
- Many young girls like that singer.
- Birçok genç kız, o şarkıcıyı beğenir.
- Aren't you a singer?
- Sen bir şarkıcı değil misin?
- You're a good singer.
- Sen iyi bir şarkıcısın.
- That singer is popular with girls.
- O şarkıcı kızlar arasında popülerdir.
- Tom was by far the best singer tonight.
- Tom bu gece açık farkla en iyi şarkıcıydı.
- Tom didn't want to be a singer.
- Tom şarkıcı olmak istemedi.
- The man standing by the door is a famous singer.
- Kapıda bekleyen adam, ünlü bir şarkıcıdır.
- John is a far better singer than the others.
- John diğerlerinden çok daha iyi bir şarkıcı.
- Tom is a world-famous singer.
- Tom dünyaca ünlü bir şarkıcı.
- She is no ordinary singer.
- O sıradan bir şarkıcı değildir.
- You will be a singer.
- Şarkıcı olacaksın.
- Her mother used to be a singer.
- Onun annesi bir şarkıcıydı.
- Who is your favorite rock singer?
- En sevdiğin rock şarkıcısı kim?
- She is a better singer than any other student in her class.
- Sınıfındaki diğer tüm öğrencilerden daha iyi bir şarkıcı.
- She is a pianist and her sister is a singer.
- O bir piyanisttir ve kız kardeşi ise şarkıcıdır.
- Tom is a good singer, but Mary is better.
- Tom iyi bir şarkıcıdır, ancak Mary daha iyidir.
- Tom is the lead singer.
- Tom baş şarkıcı.
- Tom is an excellent jazz singer.
- Tom mükemmel bir caz şarkıcısı.
- Tom didn't decide to become a professional singer until he was thirty.
- Tom otuz yaşına kadar profesyonel bir şarkıcı olmaya karar vermemişti.
- She wishes that she could be a better singer.
- O da daha iyi bir şarkıcı olabilmeyi diliyor.
- She is a second-rate singer at best.
- O en iyi ihtimalle ikinci sınıf bir şarkıcı.
- You can cage the singer but not the song.
- Şarkıcıyı kafesleyebilirsiniz ama şarkıyı değil.
- Michael Jackson was the most famous singer in the United States.
- Michael Jackson Birleşik Devletler'in en ünlü şarkıcısıydı.
- As a singer, she's well known.
- Bir şarkıcı olarak iyi tanınıyor.
- He was recognized as a first-class singer.
- Birinci sınıf bir şarkıcı olarak tanınıyordu.
- Tom can imitate that singer perfectly.
- Tom o şarkıcıyı mükemmel taklit edebilir.
- You're a much better singer than Tom, aren't you?
- Sen Tom'dan çok daha iyi bir şarkıcısın, değil mi?
- Neither Tom nor Mary is a good singer.
- Ne Tom ne de Mary iyi bir şarkıcıdır.
- This singer has a beautiful voice.
- Bu şarkıcının çok güzel bir sesi var.
- You're a horrible singer.
- Sen berbat bir şarkıcısın.
- You're really a good singer.
- Sen gerçekten iyi bir şarkıcısın.
- Tom used to be a singer.
- Tom bir şarkıcıydı.
- She wants to be a singer.
- Şarkıcı olmak istiyor.
- She accompanied the singer on the piano.
- Piyanoda şarkıcıya eşlik etti.
- A lack of sleep affected the singer's performance.
- Uykusuzluk şarkıcının performansını etkiledi.
- Her friend is a singer.
- Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.
- She is a singer without equal.
- O eşi benzeri olmayan bir şarkıcı.
- His mother used to be a singer.
- Onun annesi bir şarkıcıydı.
- He wishes that he could be a better singer.
- Daha iyi bir şarkıcı olabilmeyi diliyor.
- Tom isn't really such a bad singer.
- Tom aslında o kadar da kötü bir şarkıcı değil.
- Tom is a country singer.
- Tom bir country şarkıcısıdır.
- I am a singer.
- Ben bir şarkıcıyım.
- He earned his living as a singer.
- O bir şarkıcı olarak geçimini sağladı.
- Perhaps I am the worst singer in the universe!
- Belki de evrendeki en kötü şarkıcı benimdir!
- Tom is a good singer.
- Tom, iyi bir şarkıcı.
- I am an American singer.
- Ben Amerikalı bir şarkıcıyım.
- The concert was held over till the following week because of the singer's illness.
- Konser, şarkıcının hastalığı nedeniyle bir sonraki haftaya ertelendi.
- He's not much as a singer.
- Pek şarkıcı sayılmaz.
- He's not much as a singer.
- Şarkıcı olmak nereye o nereye.
- Tom wanted to be a singer.
- Tom şarkıcı olmak istiyordu.
- He is a singer.
- O bir şarkıcı.
- Tom wondered how good a singer Mary really was.
- Tom, Mary'nin gerçekten ne kadar iyi bir şarkıcı olduğunu merak etti.
- The singer broke the windows.
- Şarkıcı camları kırdı.
- I'm both a singer and a guitarist.
- Ben hem şarkıcı hem de gitaristim.
- Tom doesn't want to be a singer.
- Tom bir şarkıcı olmak istemiyor.
- Who's your favorite Japanese singer?
- Favori Japon şarkıcın kimdir?
- Tom's favorite singer is always changing.
- Tom'un favori şarkıcısı sürekli değişiyor.
- Tom is well known as a singer.
- Tom iyi bir şarkıcı olarak tanınır.
- Do you have a favorite singer?
- Sevdiğiniz bir şarkıcı var mı?
- Tom is a talented singer.
- Tom yetenekli bir şarkıcıdır.
- Tom isn't a good singer.
- Tom iyi bir şarkıcı değil.
- Kylie Minogue is the best singer I've ever seen!
- Kylie Minogue, şimdiye kadar gördüğüm en iyi şarkıcıdır!
- Blues singer and guitarist Robert Johnson would have been 100 years old on May 8th of 2011 if he hadn't died when he was 27 years old.
- Blues şarkıcısı ve gitarist Robert Johnson 27 yaşındayken ölmeseydi, 8 Mayıs 2011'de yüz yaşında olacaktı.
- Tom is the best singer I know.
- Tom tanıdığım en iyi şarkıcı.
- The successful concert tour established her reputation as a singer.
- Başarılı konser turnesi, onun şarkıcı olarak ünlenmesini sağladı.
- You know as well as I do that Tom isn't a very good singer.
- Tom'un iyi bir şarkıcı olmadığını sen de benim kadar biliyorsun.
- I know I'm not a very good singer.
- Ben çok iyi bir şarkıcı olmadığımı biliyorum.
- Who's your favorite Canadian singer?
- En sevdiğin Kanadalı şarkıcı kim?
- Tom used to be a famous singer.
- Tom eskiden ünlü bir şarkıcıydı.
- She wants to be the singer.
- O şarkıcı olmak istiyor.
- Tom is an excellent jazz singer.
- Tom mükemmel bir caz şarkıcısıdır.
- What's causing the death of the most popular singer in the world?
- Dünyanın en popüler şarkıcısının ölümüne ne sebep oldu?
- She's well known as a singer.
- Şarkıcı olarak tanınıyor.
- Tom is well known as a singer.
- Tom bir şarkıcı olarak iyi tanınır.
- You're a very good singer.
- Çok iyi bir şarkıcısın.
- He is the greatest singer that ever lived.
- Şu ana kadar yaşamış en büyük şarkıcıdır.
- Tom is probably the best singer in our class.
- Tom muhtemelen sınıfımızdaki en iyi şarkıcı.
- The singer has a good opera voice, but I don't think he'll catch on with young people.
- Şarkıcının iyi bir opera sesi var ama gençlerle anlaşabileceğini sanmıyorum.
- Tom is a world-famous singer.
- Tom, dünyaca ünlü bir şarkıcıdır.
- Many fans are gathering in front of the singer's car.
- Birçok hayranı şarkıcının arabasının önünde toplanıyor.
- She is a singer without equal.
- O, eşsiz bir şarkıcıdır.
- I am sure that she will become a great singer.
- Eminim ki ondan büyük bir şarkıcı olacak.
- He's a famous popular singer in Japan.
- Japonya'da ünlü ve popüler bir şarkıcıdır.
- The popular singer committed suicide.
- Popüler şarkıcı intihar etti.
- Is that singer popular among your friends?
- O şarkıcı arkadaşlarınız arasında popüler midir?
- He became a famous singer.
- O ünlü bir şarkıcı oldu.
- When the rock singer appeared on the stage, the audience at the concert clapped loudly.
- Rock şarkıcısı sahneye çıktığında, konserdeki seyirciler yüksek sesle alkışladı.
- My dream is to become a famous singer.
- Hayalim ünlü bir şarkıcı olmak.
- The man standing by the door is a famous singer.
- Kapının yanında duran adam ünlü bir şarkıcı.
- She is not a singer, but an actress.
- O bir şarkıcı değil, bir aktris.
- She's a talented singer.
- O yetenekli bir şarkıcı.
- I really like this singer.
- Gerçekten bu şarkıcıyı seviyorum.
- Her friend is a singer.
- Arkadaşı bir şarkıcı.
- A bad cold caused the singer to lose his voice.
- Kötü bir soğuk algınlığı şarkıcının sesini kaybetmesine sebep oldu.
- He announced the next singer.
- Bir sonraki şarkıcıyı anons etti.
- She missed her chance to see the famous singer.
- Ünlü şarkıcıyı görme fırsatını kaçırdı.
- She is a well-known singer.
- O, iyi tanınmış bir şarkıcıdır.
- Her success as a singer made her famous.
- Bir şarkıcı olarak başarısı onu ünlü yaptı.
- I'm sure she will become a great singer.
- Onun büyük bir şarkıcı olacağına eminim.
- Tom didn't decide to become a professional singer until he was thirty.
- Tom otuzuna kadar profesyonel bir şarkıcı olmaya karar vermedi.
- Many young girls like that singer.
- Birçok genç kız o şarkıcıyı sever.
- Neither Tom nor Mary is a good singer.
- Ne Tom ne de Mary iyi bir şarkıcı.
- I'm a singer.
- Ben bir şarkıcıyım.
- I am sure that he will become a great singer.
- Büyük bir şarkıcı olacağından eminim.
- I like that singer a lot.
- O şarkıcıdan çok hoşlanırım.
- Who's your favorite Canadian singer?
- En sevdiğiniz Kanadalı şarkıcı kimdir?
- A lack of sleep affected the singer's performance.
- Uyku eksikliği şarkıcının performansını etkiledi.
- Tom is a really good singer.
- Tom gerçekten iyi bir şarkıcı.
- Tom is a terrible singer.
- Tom berbat bir şarkıcı.
- I'm not much of a singer.
- İyi bir şarkıcı değilim.
- He is known as a rock singer.
- Bir rock şarkıcısı olarak tanınıyor.
- She is famous as a singer.
- Şarkıcı olarak ünlü.
- The singer broke the windows.
- Şarkıcı pencereleri kırdı.
- The singer is going to be a hit.
- Şarkıcı hit olacak.
- The singer was killed by wild coyotes.
- Şarkıcı vahşi çakallar tarafından öldürüldü.
- Her mother was a singer.
- Annesi şarkıcıydı.
- Are you a singer?
- Bir şarkıcı mısın?
- That singer has an awful voice.
- O şarkıcının berbat bir sesi var.
- Tom used to be a country music singer.
- Tom eskiden bir country müzik şarkıcısıydı.
- Sammy Davis was an excellent singer.
- Sammy Davis mükemmel bir şarkıcıydı.
- She is a noted singer.
- Ünlü bir şarkıcıdır.
- She is booming as a singer.
- O, şarkıcı olarak başarılı bir çıkış yapıyor.
- Isn't she a good French singer?
- O iyi bir Fransız şarkıcı değil mi?
- You're a terrible singer.
- Sen berbat bir şarkıcısın.
- Tom is a well-known singer.
- Tom tanınmış bir şarkıcı.
- The singer has a beautiful voice.
- Şarkıcı güzel bir sese sahip.
- Tom isn't the only one here who's a good singer.
- Burada iyi bir şarkıcı olan tek kişi Tom değil.
- Your favorite singer is Whitney Houston, right?
- Senin favori şarkıcın Whitney Houston, değil mi?
- I'm a great singer.
- Ben harika bir şarkıcıyım.
- Tom has never been a good singer.
- Tom hiçbir zaman iyi bir şarkıcı olmadı.
- That singer is going to become popular.
- Bu şarkıcı popüler olacak.
- She was by far the best singer in the class.
- Açık ara farkla sınıfta en iyi şarkıcıydı.
- Have you heard about a German singer called Blümchen?
- Blümchen adında bir Alman şarkıcı duydun mu?
- How good a singer is Tom?
- Tom ne kadar iyi bir şarkıcı?
- When the rock singer appeared on the stage, the audience at the concert clapped loudly.
- Rock şarkıcısı sahneye çıktığında, konserindeki izleyici yüksek sesle alkışladı.
- Carla, the singer, has a great voice.
- Şarkıcı Carla'nın harika bir sesi var.
- Tom was born to be a singer.
- Tom şarkıcı olmak için doğmuş.
- Tom is more of a singer than a guitarist.
- Tom gitaristten çok şarkıcıdır.
- Every girl knows that singer.
- Her kız, bu şarkıcıyı tanır.
- I like that singer a lot.
- O şarkıcıyı çok severim.
- She was trained as a singer.
- O bir şarkıcı olarak eğitildi.
- When Nicole heard that her favorite singer had died, she burst into tears.
- Nicole, en sevdiği şarkıcının öldüğünü duyunca gözyaşlarına boğuldu.
- Who is your favorite singer?
- En sevdiğin şarkıcı kim?
- My dream is to become a famous singer.
- Benim hayalim ünlü bir şarkıcı olmak.
- Mary is a singer.
- Mary bir şarkıcı.
- My older sister is a very talented singer.
- Ablam çok yetenekli bir şarkıcıdır.
- I'm not a singer.
- Ben şarkıcı değilim.
- He is known as a rock singer.
- O, bir rock şarkıcısı olarak tanınır.
- I always wanted to be a professional singer.
- Şarkıcılığı hep meslek olarak yapmak istemişimdir.
- John is a far better singer than the others.
- John, diğerlerinden çok daha iyi bir şarkıcıdır.
- She resembles a popular singer.
- O, popüler bir şarkıcıya benziyor.
- Tom is a much better singer than I am.
- Tom benden çok daha iyi bir şarkıcı.
- Tom wondered how good a singer Mary really was.
- Tom Mary'nin gerçekten ne kadar iyi bir şarkıcı olduğunu merak ediyordu.
- The amateur singer won first in the talent show hands down.
- Amatör şarkıcı, yetenek yarışmasında kolaylıkla birinci oldu.
- I didn't know Tom was a singer.
- Tom'un şarkıcı olduğunu bilmiyordum.
- I'm sure she will become a great singer.
- Büyük bir şarkıcı olacağına eminim.
- I'm not a very good singer.
- Çok iyi bir şarkıcı değilim.
- She did not decide to be a singer until she reached the age of twenty.
- Yirmi yaşına gelene kadar şarkıcı olmaya karar vermedi.
- Tom is a good singer, isn't he?
- Tom iyi bir şarkıcı, değil mi?
- You know as well as I do that Tom isn't a very good singer.
- Tom'un çok iyi bir şarkıcı olmadığını benim bildiğim kadar iyi biliyorsun.
- Tom's dream is to become a famous singer, but the only problem is that he can't sing.
- Tom'un rüyası ünlü bir şarkıcı olmaktır ama tek sorun onun şarkı söyleyememesidir.
- Kylie Minogue is the best singer I've ever seen!
- Kylie Minogue şimdiye kadar gördüğüm en iyi şarkıcı!
- She is not a singer, but an actress.
- O bir şarkıcı değil ama bir aktris.
- She is a pianist and her sister is a singer.
- O bir piyanist ve kız kardeşi de bir şarkıcı.
- I wish I were a good singer.
- Keşke iyi bir şarkıcı olsaydım.
- I think Tom is a lot better singer than you.
- Bence Tom senden çok daha iyi bir şarkıcı.
- My older sister is a very talented singer.
- Benim ablam çok yetenekli bir şarkıcı.
- I think I'm a good singer.
- Ben iyi bir şarkıcı olduğumu düşünüyorum.
- Kate is the best singer in my class.
- Kate, sınıfımdaki en iyi şarkıcı.
- This singer is very popular with young people.
- Bu şarkıcı, genç insanlar arasında çok popüler.
- No other singer in Japan is as popular as she.
- Japonya'da onun kadar sevilen başka hiçbir şarkıcı yok.
- I think I'm a good singer.
- İyi bir şarkıcı olduğumu düşünüyorum.
- Tom wants to be a singer.
- Tom bir şarkıcı olmak istiyor.
- They say that Mary was a great singer when she was young.
- Onlar, Mary'nin gençken harika bir şarkıcı olduğunu söylüyorlar.
- I think that Tom isn't a very good singer.
- Sanırım Tom çok iyi bir şarkıcı değil.
- He's a country singer.
- O bir country şarkıcısı.
- The singer Karla has a beautiful voice.
- Şarkıcı Karla'nın güzel bir sesi var.
- There was hardly anyone who didn't laugh when the singer fell off the stage.
- Şarkıcı sahneden düştüğünde gülmeyen neredeyse hiç kimse yoktu.
- Maja Keuc is a good singer.
- Maja Keuc iyi bir şarkıcı.
- I'm not a good singer.
- İyi bir şarkıcı değilim.
- My wish is to be a singer.
- Benim dileğim bir şarkıcı olmak.
- That singer is very popular with young people.
- O şarkıcı gençler arasında çok popüler.
- She accompanied the singer on the piano.
- Şarkıcıya piyanoda eşlik etti.
- He is a good singer.
- O iyi bir şarkıcı.
- I love karaoke, but I'm not much of a singer.
- Karaokeyi severim ama pek iyi bir şarkıcı değilimdir.
- That singer is the center of attention.
- O şarkıcı ilgi odağı.
- I think I'm a pretty good singer.
- Oldukça iyi bir şarkıcı olduğumu düşünüyorum.
- He is a budding singer.
- Çiçeği burnunda bir şarkıcı.
- Tom wasn't a good singer.
- Tom iyi bir şarkıcı değildi.
- Everyone regarded him as a great singer.
- Herkes onu harika bir şarkıcı olarak gördü.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
- Şarkıcı olduğunu sandığım kızın başka biri olduğu ortaya çıktı.
- What singer do you prefer?
- Hangi şarkıcıyı tercih edersin?
- Tom was by far the best singer tonight.
- Tom bu gecenin açık ara en iyi şarkıcısıydı.
- The concert was held over till the following week because of the singer's illness.
- Şarkıcının hastalığından dolayı konser gelecek haftaya kadar ertelendi.
- She's well known as a singer.
- O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- Kate is crazy about a new singer who often appears on TV.
- Kate sık sık televizyona çıkan yeni bir şarkıcıya deli oluyor.
- Tom was born to be a singer.
- Tom şarkıcı olmak için doğdu.
- Who is your favorite rock singer?
- En beğendiğin rock şarkıcısı kim?
- She was trained as a singer.
- Şarkıcı olarak eğitildi.
- She is famous as a singer.
- O bir şarkıcı olarak ünlüdür.
- He's a singer that's loved by everyone.
- O herkes tarafından sevilen bir şarkıcıdır.
- Everyone regarded him as a great singer.
- Herkes onu büyük bir şarkıcı olarak görüyordu.
- He shook hands with the famous singer.
- Ünlü şarkıcı ile tokalaştı.
- She was beside herself with joy when she met the famous singer.
- Ünlü şarkıcıyla tanıştığında sevinçten havalara uçtu.
- Tom has never been a good singer.
- Tom hiç iyi bir şarkıcı olmamıştı.
- My sister is a famous singer.
- Kız kardeşim ünlü bir şarkıcıdır.
- You will be a singer.
- Sen bir şarkıcı olacaksın.
- Maja Keuc is a good singer.
- Maja Keuc iyi bir şarkıcıdır.
- I'm a bad singer.
- Ben kötü bir şarkıcıyım.
- Tom is the singer in our band.
- Tom grubumuzda şarkıcıdır.
- I always wanted to be a professional singer.
- Hep profesyonel şarkıcı olmayı istemişimdir.
- Tom is a very talented singer.
- Tom çok yetenekli bir şarkıcı.
- She's no singer.
- O şarkıcı falan değil.
- The man sitting over there is a famous singer.
- Orada oturan adam ünlü bir şarkıcıdır.
- I'm a lousy singer.
- Berbat bir şarkıcıyım.
- Tom is the best singer in our class.
- Tom sınıfımızdaki en iyi şarkıcıdır.
- He was becoming a famous singer.
- Ünlü bir şarkıcı olmaya başlamıştı.
- Tom was a good singer.
- Tom iyi bir şarkıcıydı.
- Do you have a favorite singer?
- Sevdiğin bir şarkıcı var mı?
- Mary is a singer.
- Mary bir şarkıcıdır.
- She is a famous singer.
- O ünlü bir şarkıcıdır.
- I thought Tom was the best singer on stage tonight.
- Tom'un bu gece sahnedeki en iyi şarkıcı olduğunu düşündüm.
- His mother used to be a singer.
- Annesi eskiden şarkıcıymış.
- The only reason Tom is famous is because he married a famous singer.
- Tom'un ünlü olmasının tek nedeni ünlü bir şarkıcıyla evlenmiş olması.
- As a singer, she's well known.
- O, bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- That singer has an awful voice.
- Şu şarkıcının berbat bir sesi var.
- I've always wanted to be a singer.
- Hep şarkıcı olmak istemişimdir.
- I want to be a singer.
- Şarkıcı olmak istiyorum.
- She's famous as a singer but not as a poet.
- Şarkıcı olarak ünlü ama şair olarak değil.
- He is the greatest singer that ever lived.
- O gelmiş geçmiş en büyük şarkıcı.
- Who's your favorite Japanese singer?
- En sevdiğiniz Japon şarkıcı kim?
- She is really a good singer.
- Gerçekten iyi bir şarkıcıdır.
- I am an American singer.
- Amerikalı bir şarkıcıyım.
- Tom is a fairly good singer.
- Tom oldukça iyi bir şarkıcıdır.
- Tom can imitate that singer perfectly.
- Tom o şarkıcıyı mükemmel şekilde taklit edebilir.
- He had made good as a singer and he became very popular.
- İyi bir şarkıcı oldu ve çok popüler oldu.
- You're no singer.
- Sen şarkıcı değilsin.
- He had made good as a singer and he became very popular.
- O bir şarkıcı olarak başarılı olmuştu ve o çok popüler oldu.
- Who's your favorite singer?
- En sevdiğin şarkıcı kim?
- The singer Karla has a beautiful voice.
- Şarkıcı Karla'nın çok güzel bir sesi var.
- She wants to be the singer.
- Şarkıcı olmak istiyor.
- Tom can imitate the singer to a hair.
- Tom, şarkıcıyı tam olarak taklit edebilir.
- Tom's dream is to become a famous singer, but the only problem is that he can't sing.
- Tom'un hayali ünlü bir şarkıcı olmak, ama tek sorun şarkı söyleyememesi.
- You're a much better singer than Tom, aren't you?
- Tom'dan çok daha iyi bir şarkıcısın, değil mi?
- Who is your favorite rock singer?
- Favori rock şarkıcın kim?
- His mother was a singer.
- Annesi bir şarkıcıydı.
- Kylie Minogue is the best singer I've ever heard!
- Kylie Minogue, şimdiye kadar duyduğum en iyi şarkıcıdır!
- American singer Mariah Carey is known as the Elusive Chanteuse.
- Amerikalı şarkıcı Mariah Carey, ele avuca sığmaz şantöz olarak bilinir.
- A bad cold caused the singer to lose his voice.
- Kötü bir soğuk algınlığı şarkıcının sesini kaybetmesine neden oldu.
- The singer has a beautiful voice.
- Şarkıcının çok güzel bir sesi var.
- Kylie Minogue is the best singer I've ever heard!
- Kylie Minogue şimdiye kadar dinlediğim en iyi şarkıcı!
- She missed her chance to see the famous singer.
- Ünlü şarkıcıyı görme şansını kaçırdı.
- Tom said you're a better singer than Mary.
- Tom, senin Mary'den daha iyi bir şarkıcı olduğunu söyledi.
Show More (407)
|