| 1 |
sketch |
taslak |
n. |
|
- Emma drew a sketch of the building.
- Emma binanın bir taslağını çizdi.
- SOS Democracy has sketched out a thirteen-point alternative which we should like to discuss with you.
- SOS Demokrasi, sizinle tartışmak istediğimiz on üç maddelik bir alternatif taslağı hazırladı.
- The Commission has sketched out a sectoral analysis.
- Komisyon sektörel bir analiz taslağı hazırladı.
- The end of which there were two little sketches of rhetoric and logic, the latter finishing with a specimen of a dispute in the Socratic method.
- Sonunda iki küçük retorik ve mantık taslağı vardı, ikincisi Sokratik yöntemle bir tartışma örneğiyle bitiyordu.
- Tom looked at Mary's sketches.
- Tom Mary'nin taslaklarına baktı.
- This project grew out of a sketch I made on a napkin at a party last year.
- Bu proje, geçen yıl bir partide peçete üzerine yaptığım bir taslaktan doğdu.
- This project grew out of a sketch I made on a napkin at a party last year.
- Bu proje, geçen yıl bir partide bir peçete üstüne yazdığım bir taslaktan ortaya çıktı.
- He wrote a biographical sketch of George Washington.
- O, George Washington'un biyografik bir taslağını yazdı.
- He wrote a biographical sketch of George Washington.
- George Washington'ın biyografik bir taslağını yazdı.
- Ask Tom to sketch out his plan.
- Tom'dan planının taslağını çıkarmasını iste.
Show More (7)
|
| 2 |
sketch |
eskiz |
n. |
|
- His only crime was looking like the sketch and being left-handed.
- Tek suçu eskiz gibi görünmesi ve solak olmasıydı.
- Show me your sketches.
- Bana eskizlerini göster.
- There's a special exhibit of Picasso's sketches.
- Picasso'nun eskizlerinden oluşan özel bir sergi var.
Show More (0)
|
| 3 |
sketch |
taslak çizmek |
v. |
|
- Tom is drawing a sketch of the house.
- Tom evin bir taslağını çiziyor.
- Tom is sketching a bowl of fruit.
- Tom bir kase meyve taslağı çiziyor.
- He sketches the outline of the machine.
- Makinenin taslağını çiziyor.
Show More (0)
|
| 4 |
sketch |
kroki yapmak |
v. |
|
- He begins to sketch no matter where he is.
- O nerede olursa olsun kroki yapmaya başlar.
- Make a sketch of your house.
- Evinizin bir krokisini yapın.
Show More (-1)
|
| 5 |
sketch |
küçük piyes |
n. |
|
- When we were in high school, we used to prepare sketches in drama club.
- Lisedeyken tiyatro kulübünde küçük piyesler hazırlardık.
Show More (-2)
|
| 6 |
sketch |
kısa açıklama |
n. |
|
- We were given a sketch of the company's vision.
- Bize şirketin vizyonunun kısa bir açıklaması verilmişti.
Show More (-2)
|
| 7 |
sketch |
kabataslak çizmek |
v. |
|
- George sketched a dog on a piece of paper.
- George bir kağıda kabataslak bir köpek çizdi.
Show More (-2)
|
| 8 |
sketch |
kabaca açıklamak |
v. |
|
- The director sketched a one-week plan to speed up production.
- Yönetmen, prodüksiyonu hızlandırmak için kabaca bir haftalık bir plan açıkladı.
Show More (-2)
|
| 9 |
sketch |
eskizini çizmek |
v. |
|
- Can you sketch it for me on this piece of paper please?
- Benim için bu kağıt üzerine bir eskizini çizebilir misin lütfen?
Show More (-2)
|
