| 1 |
squander |
heba etmek |
v. |
|
- Future generations will not forgive us if we squander that opportunity.
- Bu fırsatı heba edersek gelecek nesiller bizi affetmeyecektir.
- This diversity is a wealth that should not be squandered.
- Bu çeşitlilik heba edilmemesi gereken bir zenginliktir.
- It is up to us now not to squander this opportunity.
- Bu fırsatı heba etmemek artık bizim elimizde.
Show More (0)
|
| 2 |
squander |
boşa harcamak |
v. |
|
- Let us not squander it and let us not waste it.
- Bunu heba etmeyelim ve boşa harcamayalım.
- Let us not squander it, and let us not waste it.
- Onu israf etmeyelim ve boşa harcamayalım.
- Tom squandered his entire inheritance.
- Tom tüm mirasını boşa harcadı.
Show More (0)
|
| 3 |
squander |
çarçur etmek |
v. |
|
- He was accused of squandering public funds.
- Kamu fonlarını çarçur etmekle suçlandı.
- Tom squandered his entire inheritance.
- Tom tüm mirasını çarçur etti.
- Don't squander your newly earned money!
- Yeni kazandığın parayı çarçur etme!
Show More (0)
|
| 4 |
squander |
israf etmek |
v. |
|
- He was accused of squandering public funds.
- Kamu fonlarını israf etmekle suçlandı.
- Don't squander your newly earned money!
- Yeni kazandığın parayı israf etme!
Show More (-1)
|
