1 |
take it |
dayanmak |
v. |
|
- Tom can take it.
- Tom dayanabilir.
- I just can't take it anymore.
- Artık dayanamıyorum.
- Tom couldn't take it anymore so he quit his job.
- Tom daha fazla dayanamadı bu yüzden işini bıraktı.
- Tom couldn't take it anymore so he quit his job.
- Tom daha fazla dayanamadı ve işi bıraktı.
- I can't take it anymore.
- Daha fazla dayanamayacağım.
- Did Tom tell you that you could take it?
- Tom sana dayanabileceğini söyledi mi?
- Tom is in a lot of pain, but he says that he can take it.
- Tom çok acı çekiyor ama buna dayanabileceğini söylüyor.
- I can't take it any longer.
- Daha fazla dayanamayacağım.
- I can't take it for long.
- Uzun süre dayanamam.
- I just couldn't take it anymore.
- Artık dayanamıyordum.
- He couldn't take it any longer.
- O daha fazla dayanamadı.
- I can't take it any more.
- Daha fazla dayanamayacağım.
- I just couldn't take it anymore.
- Daha fazla dayanamadım.
- Tom can't take it any longer.
- Tom buna daha fazla dayanamaz.
- He can't take it anymore.
- Artık dayanamıyor.
- I just can't take it.
- Dayanamıyorum.
- I couldn't take it anymore.
- Daha fazla dayanamadım.
Show More (14)
|
2 |
take it |
katlanmak |
v. |
|
- I can't take it anymore.
- Ben artık buna katlanamıyorum.
- He couldn't take it any longer.
- O artık buna katlanamadı.
- I really can't take it anymore.
- Buna daha fazla katlanamam.
- I can't take it for long.
- Buna uzun süre katlanamam.
- I just can't take it anymore.
- Artık daha fazla katlanamıyorum.
- I'm not going to take it anymore!
- Buna daha fazla katlanmayacağım!
- We can't take it any more!
- Buna daha fazla katlanamayız!
Show More (4)
|
3 |
take it |
varsaymak |
v. |
|
- I take it you know Tom pretty well.
- Tom'u iyi tanıdığını varsayıyorum.
- I take it you don't approve of the way Tom's been behaving.
- Tom'un davranma tarzını onaylamadığını varsayıyorum.
- I take it you talked to him.
- Onunla konuştuğunu varsayıyorum.
- I take it you talked to Tom.
- Tom'la konuştuğunu varsayıyorum.
- I take it you talked to them.
- Onlarla konuştuğunu varsayıyorum.
- I take it you two don't get along.
- İkinizin anlaşamadığını varsayıyorum.
Show More (3)
|
4 |
take it |
al senin olsun |
interj. |
|
Show More (-2)
|