| 1 |
toast |
tost |
n. |
|
- And that is what you call a French toast.
- İşte buna Fransız tostu denir.
- And that is what you call a French toast.
- İşte buna Fransız tostu derler.
- I ate three eggs and two pieces of toast for breakfast.
- Kahvaltıda üç yumurta ve iki parça tost yedim.
- Tom put a lot of honey on his toast.
- Tom tostuna çok bal koymuş.
- All I want is a cup of coffee and a piece of toast.
- Tek istediğim bir fincan kahve ve bir parça tost.
- French toast is delicious.
- Fransız tostu lezzetlidir.
- The pieces of toast were burned.
- Tostlar yanmıştı.
- I have steak, eggs, hash browns, toast, and coffee.
- Bifteğim, yumurtalarım, kızarmış patateslerim, tostum ve kahvem var.
- Tom spread some strawberry jam on his toast.
- Tom tostunun üzerine biraz çilek reçeli sürdü.
- I thought Tom would want butter on his toast.
- Tom'un tostuna tereyağı isteyeceğini düşündüm.
- French toast is delicious.
- Fransız tostu çok lezzetli.
- I like French toast.
- Fransız tostunu severim.
- Tom sprinkled some sugar on the toast.
- Tom tostun üzerine biraz şeker serpti.
- Tom spread some strawberry jam on his toast.
- Tom tostuna biraz çilek reçeli sürdü.
- I thought you'd want butter on your toast.
- Tostunda tereyağı istediğini düşündüm.
- I've burnt the toast.
- Tostu yaktım.
- The pieces of toast were toasted perfectly.
- Tostlar mükemmel kızarmıştı.
- The toast looks burnt.
- Tost yanmış görünüyor.
- All I want is a cup of coffee and a piece of toast.
- Bütün istediğim bir fincan kahve ve bir parça tost.
- I prefer coffee and toast for breakfast.
- Kahvaltıda kahve ve tostu tercih ederim.
- I like brown toast in the morning.
- Sabahları kızarmış tost severim.
- He swallowed a piece of toast because he was starving.
- Açlıktan bir parça tost yuttu.
- Tom burned his toast.
- Tom tostunu yaktı.
- Tom ate a piece of toast.
- Tom bir parça tost yedi.
- The pieces of toast were toasted perfectly.
- Tost parçaları mükemmel kızarmıştı.
- I want coffee, toast, and jelly.
- Kahve, tost ve jöle istiyorum.
- Who wants French toast?
- Kim Fransız tostu ister?
- Tom ate a piece of toast and drank a cup of coffee.
- Tom bir parça tost yedi ve bir fincan kahve içti.
- I ate three eggs and two pieces of toast for breakfast.
- Kahvaltı için iki tane tost ve üç yumurta yedim.
- I like brown toast in the morning.
- Sabahları kahverengi tostu severim.
- Toasts always fall on the buttered side.
- Tostlar hep tereyağlı tarafı üzerine düşer.
- How much butter do you put on toast?
- Tosta ne kadar tereyağı koyarsın?
- I like toasts very much.
- Tostları çok severim.
- How much butter do you put on toast?
- Tostun üzerine ne kadar tereyağı koyuyorsun?
- Are you going to eat that toast?
- O tostu yiyecek misin?
- Well, I'll only take toast and coffee.
- Hmm, ben sadece tost ve kahve alacağım.
- He sprinkled some sugar on the toast.
- Tostun üzerine biraz şeker serpti.
- I would rather have a sandwich than a toast.
- Tost yerine sandviç yemeyi tercih ederim.
- I've burnt the toast.
- Ben tostu yaktım.
- I want coffee, toast, and jelly.
- Ben kahve, tost ve jöle istiyorum.
- The toast is cold.
- Tost soğuk.
- Spread it on slices of toast and sprinkle some pine nuts on top.
- Tost dilimlerinin üzerine sür ve üzerine çam fıstığı serp.
- I only had a piece of toast and a cup of coffee this morning.
- Bu sabah sadece bir parça tost ve bir fincan kahve aldım.
- She spread honey thickly on her toast.
- Tostunun üzerine kalınca bal sürmüş.
- In the morning, I like to put honey on my toast.
- Sabahları, tostuma bal koymayı severim.
- Tom gave me a couple of slices of toast and a glass of milk.
- Tom bana birkaç dilim tost ve bir bardak süt verdi.
- Tom buttered his toast.
- Tom tostuna tereyağı sürdü.
- I like coffee and toast for breakfast.
- Kahvaltıda kahve ve tost severim.
- Delectable odors of ham and toast pervaded the air.
- Jambon ve tostun nefis kokuları havaya yayıldı.
- You must eat your toast.
- Tostunu yemelisin.
- Tom buttered his toast.
- Tom tostunu tereyağladı.
- I thought Tom would want butter on his toast.
- Tom'un tostunda tereyağ isteyeceğini düşündüm.
- I would rather have a sandwich than a toast.
- Bir tost yemektense bir sandviç yemeyi tercih ederim.
- He swallowed a piece of toast because he was starving.
- O açlıktan öldüğü için bir parça tost yedi.
- In the morning, I like to put honey on my toast.
- Sabahları tostuma bal sürmeyi severim.
- I'd like two slices of toast and a cup of tea.
- İki dilim tost ve bir fincan çay istiyorum.
- I like coffee and toast for breakfast.
- Ben kahvaltıda kahve ve tostu severim.
- Well, I'll only take toast and coffee.
- Pekala, ben sadece tost ve kahve alacağım.
- I always have coffee and toast for breakfast.
- Kahvaltıda her zaman kahve ve tost yerim.
- I always have coffee and toast for breakfast.
- Ben her zaman kahvaltıda kahve ve tost alırım.
- I only have toast and coffee in the morning.
- Sabah sadece tost yerim ve kahve içerim.
- I thought you'd want butter on your toast.
- Tostuna tereyağı istersin sanmıştım.
- Toasts always fall on the buttered side.
- Tostlar her zaman tereyağlı tarafa düşer.
- Did you have toast for breakfast yesterday morning?
- Dün sabah kahvaltıda tost yedin mi?
- I only have toast and coffee in the morning.
- Sabah sadece tost ve kahve alırım.
- I ate toast for breakfast.
- Kahvaltıda tost yedim.
- Let's raise our glasses for a toast.
- Bardaklarımızı bir tost için kaldıralım.
- Tom put some jam on his toast.
- Tom tostunun üzerine biraz reçel koydu.
Show More (66)
|
| 2 |
toast |
kızarmış ekmek (dilim halinde) |
n. |
|
- Would you like to have a slice of toast for breakfast?
- Kahvaltıda bir dilim kızarmış ekmek ister misin?
- Tom gave me a couple of slices of toast and a glass of milk.
- Tom bana birkaç dilim kızarmış ekmek ve bir bardak süt verdi.
- I only had a piece of toast and a cup of coffee this morning.
- Bu sabah sadece bir parça kızarmış ekmek yiyip bir fincan kahve içtim.
- The pieces of toast were toasted perfectly.
- Kızarmış ekmekler tam kıvamında olmuştu.
- I have steak, eggs, hash browns, toast, and coffee.
- Biftek, yumurta, patates kızartması, kızarmış ekmek ve kahve var.
- I can make some toast if you want.
- İstersen kızarmış ekmek yapabilirim.
- I prefer coffee and toast for breakfast.
- Kahvaltıda kahve ve kızarmış ekmek tercih ederim.
- Raspberry jam on toast is my favorite breakfast meal.
- Kızarmış ekmek üzerine ahududu reçeli en sevdiğim kahvaltı öğünüdür.
- Tom ate three eggs and a slice of toast.
- Tom üç yumurta ve bir dilim kızarmış ekmek yedi.
- The pieces of toast were burned.
- Kızarmış ekmekler yanmıştı.
- He sprinkled some sugar on the toast.
- Kızarmış ekmeğin üstüne biraz şeker serpti.
- I like toasts very much.
- Kızarmış ekmeği çok severim.
- Delectable odors of ham and toast pervaded the air.
- Havaya nefis jambon ve kızarmış ekmek kokuları yayılıyordu.
- Tom ate three eggs and a slice of toast.
- Tom, üç yumurta ve bir dilim kızarmış ekmek yedik.
- Tom put some jam on his toast.
- Tom kızarmış ekmeğine biraz reçel sürdü.
- The pieces of toast were burned.
- Kızarmış ekmekler yanıktı.
- The pieces of toast were toasted perfectly.
- Kızarmış ekmekler tam kıvamında kızarmıştı.
- The pieces of toast were burned.
- Kızarmış ekmekler yandı.
Show More (15)
|
| 3 |
toast |
kadeh kaldırma |
n. |
|
- I suggest proposing a toast to our partnership.
- Ortaklığımıza kadeh kaldırmayı öneriyorum.
Show More (-2)
|
| 4 |
toast |
kutlamak |
v. |
|
- Let's toast your graduation with red wine.
- Hadi mezuniyetini kırmızı şarapla kutlayalım.
Show More (-2)
|
| 5 |
toast |
kızartmak |
v. |
|
- Please toast the bread while I make coffee.
- Ben kahve yaparken sen de ekmeği kızart lütfen.
Show More (-2)
|
| 6 |
toast |
ısınmak |
v. |
|
- The cat was toasting all her body near the fireplace.
- Kedi şöminenin yanında ısınıyordu.
Show More (-2)
|
