|
- I must confirm the validity of your papers first, sir.
- Önce evraklarınızın geçerliliğini teyit etmeliyim, efendim.
- Then it would have greater validity and greater weight.
- O zaman daha büyük bir geçerliliği ve ağırlığı olurdu.
- In future, the validity of authorisations will be limited to ten years.
- Gelecekte, yetkilendirmelerin geçerliliği on yıl ile sınırlandırılacaktır.
- I believe that this is a good legal precedent which increases the validity of Community directives.
- Bunun, Topluluk direktiflerinin geçerliliğini arttıran iyi bir hukuki emsal olduğuna inanıyorum.
- Another point, the validity of which passes me by, is the setting up of a separate European cultural university.
- Geçerliliği beni yanıltan bir başka nokta da ayrı bir Avrupa kültür üniversitesinin kurulmasıdır.
- The period of validity of this regulation is set to end in 2010.
- Bu yönetmeliğin geçerlilik süresi 2010 yılında sona erecektir.
- The report does not query the validity of the stability and growth programmes to any significant extent.
- Rapor, istikrar ve büyüme programlarının geçerliliğini önemli ölçüde sorgulamıyor.
- The validity of this procedure was again confirmed by the Council’s Legal Service.
- Bu prosedürün geçerliliği Konsey Hukuk Servisi tarafından bir kez daha teyit edilmiştir.
- We believe the validity of a European science policy should be measured especially on this criterion.
- Bir Avrupa bilim politikasının geçerliliğinin özellikle bu kritere göre ölçülmesi gerektiğine inanıyoruz.
- In future, the validity of authorisations will be limited to ten years.
- Gelecekte, izinlerin geçerliliği on yıl ile sınırlandırılacaktır.
- A mere declaration of the continuing validity of the Road Map will not suffice, ladies and gentlemen.
- Bayanlar ve baylar, sadece Yol Haritasının geçerliliğinin devam ettiğine dair bir beyan yeterli olmayacaktır.
- In future, the validity of authorisations will be limited to ten years.
- Gelecekte yetkilendirmelerin geçerliliği on yıl ile sınırlandırılacaktır.
- Now, nobody could doubt the validity and farsightedness of that decision, although at the time it was controversial.
- O zamanlar tartışmalı olsa da şimdi kimse bu kararın geçerliliğinden ve ileri görüşlülüğünden şüphe edemez.
- Now, nobody could doubt the validity and farsightedness of that decision, although at the time it was controversial.
- O dönemde tartışmalı olsa da bu kararın geçerliliğinden ve ileri görüşlülüğünden kimse şüphe edemezdi.
- Mr Cashman has challenged the validity of this.
- Bay Cashman bunun geçerliliğine itiraz etmiştir.
- Perhaps I could make one brief comment on the period of validity.
- Belki geçerlilik süresi hakkında kısa bir yorum yapabilirim.
- A party has validity at European and international level when it is strong in its own country.
- Bir parti kendi ülkesinde güçlü olduğunda Avrupa ve uluslararası düzeyde geçerliliğe sahip olur.
- I therefore fully support the proposal to extend the validity of this scheme to 31 December 2003.
- Bu nedenle, bu programın geçerliliğinin 31 Aralık 2003 tarihine kadar uzatılması önerisini tamamen destekliyorum.
- The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.
- Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır.
- Can you prove the validity of your assertion?
- İddianızın geçerliliğini kanıtlayabilir misiniz?
- Your argument has no validity.
- Sizin iddianızın hiçbir geçerliliği yoktur.
- Can you prove the validity of your assertion?
- İddianızın geçerliliğini ispat edebilir misiniz?
- The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.
- Cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette oldukça tartışmalı hale geldi.
- Your argument has no validity.
- Argümanınızın hiçbir geçerliliği yok.
Show More (21)
|
