widely - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
widely geniş ölçüde adv.
  • The belief that environmentally responsible waste management is crucial is fortunately now widely accepted.
  • Çevreye duyarlı atık yönetiminin hayati önem taşıdığı inancı neyse ki artık geniş ölçüde kabul görmektedir.
  • In the candidate countries, enlargement is widely supported.
  • Aday ülkelerde genişleme geniş ölçüde desteklenmektedir.
  • I am delighted that this indignation is widely shared in this House as well.
  • Bu kızgınlığın bu Mecliste de geniş ölçüde paylaşılmasından memnuniyet duyuyorum.
Show More (5)
widely geniş çapta adv.
  • The work was also widely praised.
  • Çalışma ayrıca geniş çapta övgüyle karşılandı.
  • Ricardo de León Regil was a doctor whose work was widely recognised and valued.
  • Ricardo de León Regil, çalışmaları geniş çapta tanınan ve değer verilen bir doktordu.
  • I hope that this proposal will be widely supported.
  • Bu önerinin geniş çapta destekleneceğini umuyorum.
Show More (4)
widely geniş bir şekilde adv.
  • This was widely discussed in Monterrey with the International Fund for Agricultural Development.
  • Bu konu Monterrey'de Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu ile geniş bir şekilde tartışılmıştır.
  • It is absolutely essential that this right to participate should be applied widely to the parties concerned.
  • Bu katılım hakkının ilgili taraflara geniş bir şekilde uygulanması kesinlikle elzemdir.
  • I should actually recommend that the Commission circulate that report widely.
  • Aslında Komisyon'a bu raporu geniş bir şekilde dağıtmasını tavsiye etmeliyim.
Show More (2)
widely yaygın bir şekilde adv.
  • When does it believe that these useful numbers will become sufficiently widely known?
  • Bu faydalı rakamların ne zaman yeterince yaygın bir şekilde bilineceğine inanıyor?
  • I hope that the Commission will apply this method more widely.
  • Komisyon'un bu yöntemi daha yaygın bir şekilde uygulayacağını umuyorum.
  • The guillotine was widely used during the French Revolution.
  • Giyotin, Fransız Devrimi sırasında yaygın bir şekilde kullanıldı.
Show More (1)
widely büyük ölçüde adv.
  • In the face of positions which still differ widely, we will need clear thinking and farsightedness.
  • Hâlâ büyük ölçüde farklı olan tutumlar karşısında net düşünme ve ileri görüşlülüğe ihtiyacımız olacak.
  • In my group, too, opinions on the GALILEO project differ widely.
  • Benim grubumda da GALILEO projesine ilişkin görüşler büyük ölçüde farklılık göstermektedir.
  • Opinion differs widely on the means to achieve this, however.
  • Ancak bunu başarmanın yolları konusunda görüşler büyük ölçüde farklılık göstermektedir.
Show More (0)
widely geniş bir alanda adv.
  • These insects are widely distributed.
  • Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
  • These insects are widely distributed.
  • Bu böcekler geniş bir alana yayılmıştır.
Show More (-1)
widely genişce adv.
  • We should not define the concept of human rights so widely that every human desire and affliction is embraced.
  • İnsan hakları kavramını, her türlü insani arzu ve sıkıntıyı kucaklayacak kadar geniş tanımlamamalıyız.
Show More (-2)