Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Español - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
pisón de martillo
secondary mortgage market
secretion precaution
yüzü çok etkileyici
dirt deflector
önüne koymak
Historia
Frases
Significados de
"önüne koymak"
en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Phrasals
1
Phrasals
önüne koymak
put before
v.
2
Phrasals
önüne koymak
set before
v.
Significados de
"önüne koymak"
con otros términos en diccionario inglés turco: 48 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
kedilerin önüne mama kasesi koymak
set a bowl of food before the cats
v.
2
General
kedilerin önüne mama kasesi koymak
put a bowl of food before the cats
v.
3
General
atatürk heykelinin önüne çiçek koymak
put flowers in front of ataturk's statue
v.
Phrasals
4
Phrasals
(birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) tam önüne yerleştirmek/koymak
set (someone or something) before (someone or something)
v.
5
Phrasals
(birinin veya bir şeyin) önüne (birini veya bir şey) yerleştirmek/koymak
set (someone or something) before (someone or something)
v.
6
Phrasals
(birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) tam önüne yerleştirmek/koymak
set something before (someone, something, or some creature)
v.
7
Phrasals
(birinin veya bir şeyin) önüne (birini veya bir şey) yerleştirmek/koymak
set something before (someone, something, or some creature)
v.
8
Phrasals
(bir şeyin önüne/üstüne) götürüp koymak
carry (someone or something) over to (some place)
v.
9
Phrasals
kapının önüne koymak
sling out
v.
10
Phrasals
(bir şeyin) önüne takoz koymak
lodge (something) against
v.
11
Phrasals
bir şeyin önüne bir şey koymak/sıkıştırmak
lodge something against something
v.
12
Phrasals
getirip önüne koymak
bring forth
v.
13
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak
lay (someone or something) before (someone or something)
v.
14
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak/dizmek/yerleştirmek
place (someone or something) before (someone or something)
v.
15
Phrasals
önüne koymak/dizmek/yerleştirmek
place before
v.
16
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak
put (someone or something) ahead of (someone or something)
v.
17
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak
put (someone or something) before (someone or something)
v.
18
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne koymak
put (someone or something) in front of (someone or something)
v.
Colloquial
19
Colloquial
birinin önüne çıkarmak/koymak
be in one's way
v.
20
Colloquial
birinin önüne çıkarmak/koymak
put in one's way
v.
21
Colloquial
birinin önüne çıkarmak/koymak
put in the way of
v.
22
Colloquial
(birini) kapının önüne koymak
let (someone) go
v.
Idioms
23
Idioms
önüne taş koymak
put the blocks on (something)
v.
24
Idioms
(çalışanını) kapı önüne koymak
give (one) the air
v.
25
Idioms
(çalışanını) kapı önüne koymak
give someone the air
v.
26
Idioms
(çalışanını) kapı önüne koymak
give someone the brush off
v.
27
Idioms
(çalışanını) kapı önüne koymak
give someone the gate
v.
28
Idioms
(çalışanını) kapı önüne koymak
give someone the old heave-ho
v.
29
Idioms
bugün kapının önüne koymak
give (someone) the can
v.
30
Idioms
birini kapının önüne koymak
give someone the gate
v.
31
Idioms
kapının önüne koymak
give somebody their marching orders
v.
32
Idioms
kapının önüne koymak
toss (one) out on (one's) ear
v.
33
Idioms
kapının önüne koymak
give the bum's rush
v.
34
Idioms
(birini ya da bir şeyi birinin ya da bir şeyin) önüne koymak
give (someone) the go-ahead
v.
35
Idioms
(birini) kapının önüne koymak
give (one) the air
v.
36
Idioms
birini kapının önüne koymak
give someone the air
v.
37
Idioms
(birini/bir şeyi) kapının önüne koymak
kick (someone or something) to the curb
v.
38
Idioms
birinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koymak
put someone's needs before your own
v.
39
Idioms
(birini) kapının önüne koymak
give (one) (one's) marching orders
v.
40
Idioms
(birini) kapının önüne koymak
give (one) (one's) walking papers
v.
41
Idioms
(birini) anında kapının önüne koymak
give (one) the bum's rush
v.
42
Idioms
(birini) kapının önüne koymak
give (one) the sack
v.
43
Idioms
birini kapının önüne koymak
give someone their marching orders [uk]
v.
44
Idioms
birini kapının önüne koymak
give someone their walking papers
v.
45
Idioms
kendi çıkarlarını diğerlerinin önüne koymak
look out for numero uno
v.
Slang
46
Slang
kapının önüne koymak
kick someone to the curb
v.
47
Slang
kapının önüne koymak
kick to the curb
v.
48
Slang
ısıtıp ısıtıp önüne koymak
recycle
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of önüne koymak
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy