önlemler - Turco Inglés Diccionario
Historia

önlemler



Significados de "önlemler" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
General
önlemler precautions n.
Trade/Economic
önlemler measures n.
Marine
önlemler countermeasures n.

Significados de "önlemler" con otros términos en diccionario inglés turco: 167 resultado(s)

Turco Inglés
General
deprem afetine karşı önlemler earthquake disaster countermeasures n.
afete karşı önlemler disaster countermeasures n.
sıkı önlemler stringent measures n.
sert önlemler rigorous measures n.
sıkı önlemler tight measures n.
sert önlemler rigid measures n.
sıkı önlemler strict measures n.
geçici önlemler provisional moves n.
alınan önlemler measures taken n.
alınan önlemler precautions taken n.
gereken önlemler necessary actions n.
gereken önlemler necessary measures n.
gereken önlemler necessary precautions n.
iç önlemler internal measures n.
acil önlemler urgent measures n.
özel önlemler special measures n.
olağanüstü önlemler extraordinary remedies n.
(alınması) zorunlu önlemler mandatory measures (to be taken) n.
(alınması) zorunlu önlemler compulsory precautions (to be taken) n.
(alınması) zorunlu önlemler obligatory measures (to be taken) n.
(alınması) zorunlu önlemler mandatory precautions (to be taken) n.
alınması zorunlu önlemler measures that must be taken n.
gerekli önlemler necessary precautions n.
(alınması) zorunlu önlemler compulsory measures (to be taken) n.
(alınması) zorunlu önlemler obligatory precautions (to be taken) n.
duyarlılıkla alınmış önlemler sensible precautions n.
hassas önlemler sensible precautions n.
duyarlı önlemler sensible precautions n.
kesin önlemler stringent measures n.
sert önlemler stringent measures n.
kesin önlemler strict measures n.
sert önlemler strict measures n.
aşırı önlemler desperate measures n.
önleyici önlemler precautionary warnings n.
gereken önlemler necessary measures/precautions n.
gerekli önlemler necessary measures/precautions n.
düzeltici önlemler/tedbirler corrective measures n.
düzeltici önlemler/tedbirler remedial measures n.
sıra dışı önlemler extraordinary measures n.
acil önlemler immediate measures n.
yaşanılan mekanda, temel önlemler alarak, dışarıdan gelen tehditlere karşı oluşturulan güvenli bir alan shelter in place n.
koruyucu önlemler proactive measures n.
uyuşturucu karşıtı önlemler counterdrug n.
tedbirsel önlemler preparedness n.
mali çöküşten koruyan önlemler protection n.
olağanüstü koşullarda hayatta kalacak şekilde önlemler alan kimse survivalist n.
önlemler almak take measures v.
sert önlemler almak crack down v.
sert önlemler almak take severe measures v.
önleyici önlemler almak take preventive measures v.
önleyici önlemler almak take preventive precautions v.
sıkı önlemler almak take stringent precautions v.
sert önlemler almak take stringent precautions v.
özel önlemler almak take special measures v.
sıcaktan koruyan önlemler almak summerise [uk] v.
sıcaktan koruyan önlemler almak summerize [us] v.
aşırı siyasi ve sosyal önlemler içeren wild-eyed adj.
engelleyici önlemler alarak proactively adv.
önceden önlemler alarak proactively adv.
Phrasals
(biri/bir şey üzerinde) sert önlemler almak crack down (on someone or something) v.
(bir şey üzerinde) sert önlemler almak crack down on (something) v.
Phrases
alınacak önlemler actions to be taken n.
Proverb
zor zamanlar zorlu tedbirler/önlemler gerektirir drastic times require drastic measures v.
zor zamanlar zorlu tedbirler/önlemler gerektirir drastic times call for drastic measures
Colloquial
-e karşı önlemler almak be on one's guard against v.
Idioms
üzerinde düşünülmeden alınan etkisiz önlemler knee-jerk gimmicks n.
sert önlemler almak break a butterfly on a wheel v.
zor bir dönem için birtakım önlemler almak batten down the hatches v.
zor bir dönem için birtakım önlemler almak batten down the hatches v.
Trade/Economic
başka ülkelere karşı uygulanan zorlayıcı önlemler economic sanctions n.
caydırıcı önlemler economic disincentives n.
caydırıcı önlemler disincentives n.
herhangi bir faaliyetin önceden belirlenen kalitede ve zamanda en az maliyetle başarılması için alınan önlemler cost control n.
ithalatı azaltmak amacıyla alınan geçici ve tercihli önlemler safeguards n.
ithalatı kısıtlamak için kullanılan gümrük tarifesi dışı önlemler non-tariff barriers n.
koruyucu önlemler safe guards protection n.
mali riske karşı bütün ve köklü önlemler alan politika macroprudential policy n.
makro ihtiyati önlemler macroprudential measures n.
mali önlemler fiscal measures n.
ölçüm standardının metrolojik özelliklerini uygun bir aralıkta saklaması için gereken önlemler seti maintenance of a measurement standard n.
özendirici ekonomik önlemler economic incentives n.
sıkı önlemler tight measures n.
sert önlemler rigid measures n.
sıkı önlemler strict measures n.
sert önlemler rigorous measures n.
sıkı önlemler stringent measures n.
ticaret müzakerelerine katılan bir ülkenin sunduğu önlemler listesi offer list n.
vergi kaçakçılığını önlemeye yönelik önlemler anti-evasion measures n.
uluslararası ticareti kısıtlayan önlemler non-tariff measures n.
yan önlemler associate measures n.
yatay ve prosedürel önlemler horizontal and procedural measures n.
yetersiz önlemler half measure n.
şirketin olası dolandırıcılık durumlarında sorumluluk altında olmamak için çeşitli önlemler alması liability engineering n.
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlemler porcupine provisions n.
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlemler shark repellents n.
yasal önlemler almak take legal measures v.
Law
cezai önlemler penal measures n.
geçici önlemler interim measures n.
kanuni önlemler legal measures n.
teknolojik önlemler technological measures n.
yasal önlemler legal measures n.
yasal önlemler statutory measures n.
Politics
sert önlemler almak için güç kullanılması nuclear option n.
acil önlemler emergency measures n.
asya'da işbirliği ve güven arttırıcı önlemler konferansı conference on interaction and confidence building measures in asia n.
baskı yapmaya yönelik önlemler coercive measures n.
dtö sübvansiyonlar ve telafi edici önlemler komitesi wto committee on subsidies and countervailing measures n.
düzeltici önlemler corrective measures n.
düzeltici önlemler reformatory measures n.
geçici önlemler provisional measures n.
geçici önlemler transitional measures n.
güven arttırcı önlemler (gaö) confidence building measures n.
güven ve güvenlik arttırıcı önlemler (ggaö) confidence and security building measures n.
ıslah edici önlemler reformatory measures n.
ıslah edici önlemler corrective measures n.
iyileştirici önlemler reformatory measures n.
koruyucu önlemler protective measures n.
maliyet düşürücü önlemler cost-cutting measures n.
önerilen önlemler proposed measure n.
yan önlemler associate measures n.
ayaklanmayı kontrol için alınan önlemler riot control operation n.
isyanı bastırmak için hükumet tarafından alınan önlemler pacification n.
etkili önlemler almak institute effective actions v.
Insurance
tehlikeyi bertaraf etmek için alınan önlemler risk avoidance n.
Technical
gizli ve hassas bilgilere yetkisiz erişim sağlayan sızma yöntemlerini tespit ve etkisizleştirme amaçlı önlemler technical surveillance countermeasures n.
alınacak önlemler action be taken n.
elektronik karşı karşı önlemler electronic counter-countermeasures n.
kazara açığa çıkmaya karşı önlemler accidental release measures n.
kazayla açığa çıktığında alınması gereken önlemler accidental release measures n.
kazara salınıma karşı önlemler accidental release measures n.
kazara açığa çıktığında alınması gereken önlemler accidental release measures n.
koruyucu önlemler protective measures n.
öncelikli önlemler no regret measures n.
Computer
korsan karşıtı önlemler anti-piracy measures n.
Automotive
kazanın önüne geçecek önlemler alma active safety n.
dizel motorlardan çıkan kirletici emisyonlarına karşı alınan önlemler measures to be taken against the emission of pollutants from diesel engines n.
motorlu araçlarda kullanılan dizel motorlardan çıkan kirletici emisyonlara karşı alınan önlemler measures to be taken against the emission of pollutants from diesel engines for use in vehicles n.
pasif önlemler passive arming n.
Aeronautic
elektronik karşı karşı önlemler electronic counter counter measures n.
Marine
afete karşı alınan önlemler için yapılmış tesisler ve ekipmanlar facilities and equipment’s for countermeasures against disasters n.
balıkçılık bölgesi için geçici önlemler yasası temporary measures law for fishery zone n.
Medical
fiziksel-tıbbi önlemler physical and medical measures n.
gerekli destekleyici önlemler necessary supportive measures n.
hastalığı engelleyici koruyucu önlemler prophylactic measures n.
üniversal önlemler universal measures n.
uygun tedavi edici önlemler appropriate therapeutic measures n.
Chemistry
üniversal önlemler universal precautions n.
History
avusturya arşidükü ii. joseph tarafından uygulanan dini politikalar ve önlemler josephinism n.
avusturya arşidükü ii. joseph tarafından uygulanan dini politikalar ve önlemler josephism n.
Environment
dalgalara karşı önlemler countermeasures against wave n.
önlemler programı programme of measures n.
önlemler programı program of measures n.
Geology
büyük ölçekli depreme karşı önlemler yasası large scale earthquake countermeasures law n.
büyük ölçekli depreme karşı önlemler large scale earthquake disaster countermeasures n.
Military
anti terörist önlemler antiterrorist measures n.
güven ve güvenlik artırıcı önlemler confidence and security building measures n.
güven artırıcı önlemler confidence building measures n.
güven ve güvenlik artırıcı önlemler confidence and security-building measures n.
karşı önlemler countermeasures n.
terör tehdidi hakkında temel bilgiler ve terörizme karşı zaafı azaltan önlemler antiterrorism awareness n.
nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırılara karşı alınan önlemler avoidance n.
düşmanın başarılı bir şekilde mayın döşemesini önlemeye yönelik alınan önlemler offensive mine countermeasures n.
düşmanın üslere yaptığı saldırıların etkisini azaltan ve bu üslerin abd kuvvetlerine maksimum kapasiteyle hizmet etmesini sağlayan yerel önlemler base defense n.
hedefleri hızlıca hizalama ve dost güçlere koruma sağlama amaçlı alınan önlemler fire support coordinating measure n.
beklenmedik bir saldırıya karşı korunma amaçlı önlemler security n.
(düşmanın) yer altı operasyonlarını etkisiz hale getirmek için önlemler almak countermine v.
Abbreviation
elektronik karşı önlemler eccm (electronic counter-countermeasures) n.