Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Historia
(bir şey) yemek
Significados de
"(bir şey) yemek"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Phrasals
1
Phrasals
(bir şey) yemek
get into (someone or something)
v.
Significados de
"(bir şey) yemek"
con otros términos en diccionario inglés turco: 48 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Phrasals
1
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek
brood about (someone or something)
v.
2
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek
brood about someone or something
v.
3
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek
brood on someone or something
v.
4
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek
brood over someone or something
v.
5
Phrasals
Birini dışarıya bir şey (yemek vb.) için davet etmek
ask someone out to something
v.
6
Phrasals
bir şey yemek
get in
v.
7
Phrasals
(bir şey) yemek için dışarı çıkmak
go out for (something)
v.
8
Phrasals
(bir şey) yemek için bir yere gitmek
go out for (something)
v.
9
Phrasals
bir şey yemek
grub on something
v.
10
Phrasals
bir şey yaptırmak için başının etini yemek
badger into
v.
11
Phrasals
bir şey yaptırmak için birinin başının etini yemek
badger someone into something
v.
12
Phrasals
tıka basa (bir şey) yemek
stuff with (something)
v.
13
Phrasals
bol miktarda (bir şey) yemek/içmek
load up on (something)
v.
14
Phrasals
tıka basa (bir şey) yemek/içmek
load up on (something)
v.
15
Phrasals
doyana kadar (bir şey) yemek/içmek
load up on (something)
v.
16
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek
catch hell (about someone or something)
v.
17
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek
get hell (about someone or something)
v.
18
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek
catch hell (for something)
v.
19
Phrasals
(bir öğünde bir şey) yemek
have (something) for
v.
20
Phrasals
'-de (bir şey) yemek
have for
v.
21
Phrasals
öğle yemeğinde (bir şey) yemek
lunch off
v.
22
Phrasals
(bir şey yapması) için (birinin) başının etini yemek
pester (one) into (doing) (something)
v.
23
Phrasals
(bir şey) için (birinin) başının etini yemek
pester (someone) for (something)
v.
24
Phrasals
(bir şey) içerisinde (bir yemek) sunmak/servis etmek
serve (something) in (something or some place)
v.
25
Phrasals
bir şey yemek/içmek
throw something back
v.
26
Phrasals
bir şey gömmek (yemek)
throw something back
v.
27
Phrasals
(biri bir şey yapsın) diye başının etini yemek
torment (one) into (doing something)
v.
Colloquial
28
Colloquial
(birini bir şey, yemek, parti için) bulunduğu yerin daha yukarısında veya kuzeyinde bir yere davet etmek
have (someone) up (for something)
v.
29
Colloquial
(bir şey) için fırça yemek
get hell for (something)
v.
30
Colloquial
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
keep on at somebody (to do something)
v.
31
Colloquial
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
go on at somebody (to do something)
v.
32
Colloquial
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
be on at somebody (to do something)
v.
Idioms
33
Idioms
bir şey yemek/içmek
get outside of
v.
34
Idioms
bir şey yapmak için birbirinin üstüne çullanmak/birbirini yemek
be falling over yourself to do something
v.
35
Idioms
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
be on at somebody (to do something)
v.
36
Idioms
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
go on at somebody (to do something)
v.
37
Idioms
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
keep on at somebody (to do something)
v.
38
Idioms
bir şeyden/bir şey yapmaktan yakalanıp ceza yemek
get done for something/for doing something [uk]
v.
39
Idioms
bir şeyden/bir şey yapmaktan dolayı cezayı yemek
get done for something/for doing something [uk]
v.
40
Idioms
bir şeyden/bir şey yapmaktan yakalanıp ceza yemek
be done for something/for doing something [uk]
v.
41
Idioms
bir şeyden/bir şey yapmaktan dolayı cezayı yemek
be done for something/for doing something [uk]
v.
42
Idioms
(biri/bir şey için) kendi kendini yemek
eat your heart out (for somebody/something) [uk]
v.
43
Idioms
(biri/bir şey için) içi içini yemek
eat your heart out (for somebody/something) [uk]
v.
44
Idioms
(biri/bir şey için) kendini yemek/bitirmek
eat your heart out (for somebody/something) [uk]
v.
45
Idioms
(biri/bir şey için) içi içini yemek
eat your heart out (for somebody/something) [uk]
v.
46
Idioms
bir lokma (bir şey) yemek
have a bite
v.
47
Idioms
hızlıca (bir şey) yemek
have a bite
v.
Slang
48
Slang
tıka basa (bir şey) yemek
oink out (on something)
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şey) yemek
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy