Turco | Inglés | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | (biri) açısından | in (someone's) view expr. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | önemsiz biri (nüfuz açısından) | cipher n. |
Phrasals | ||
Phrasals | biri/bir şey açısından/yönünden zengin olmak | abound with someone or something v. |
Phrases | ||
Phrases | biri/bir şey açısından | in regard to somebody/something expr. |
Phrases | biri/bir şey açısından | with regard to somebody/something expr. |
Idioms | ||
Idioms | işler biri/bir şey açısından ters gitmek | go badly with someone or something v. |
Idioms | işler biri/bir şey açısından kötü/fena gitmek | go badly with someone or something v. |
Idioms | (biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak | go down well (with somebody) v. |
Idioms | (biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak | go off well (with somebody) v. |
Idioms | (biri tarafından/açısından) kötü karşılanmak | go down badly (with somebody) v. |
Idioms | (biri) bakımından/açısından | on (someone's) part expr. |
Chemistry | ||
Chemistry | sadece atom düzeni açısından farklılık gösteren iki optik izomerden biri | epimer n. |