|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
bir şeyi birinin üstüne yapmak |
make something over to v.
|
|
2 |
General |
suçu birinin üstüne atmak |
blame v.
|
|
3 |
General |
suçu birinin üstüne atmak |
lay at someone's door v.
|
|
4 |
General |
birinin üstüne atmak |
tag someone with v.
|
|
5 |
General |
suçu birinin üstüne atmak |
shift the blame onto v.
|
|
6 |
General |
kabahati birinin üstüne atmak |
shift the blame v.
|
|
7 |
General |
suçu birinin üstüne atmak |
fasten the blame on someone v.
|
|
8 |
General |
birinin üstüne suçu yıkmak |
pin a crime on someone v.
|
|
9 |
General |
birinin üstüne katran sürüp tüye bulamak |
tar and feather a person v.
|
|
Phrasals |
|
10 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) kadar üstüne geçmek |
exceed (someone or something) by (something) v.
|
|
11 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) kadar üstüne geçmek |
exceed someone or something by something v.
|
|
12 |
Phrasals |
birinin üstüne fazla gitmek |
jaw at someone v.
|
|
13 |
Phrasals |
birinin üstüne kusmak |
get sick on someone v.
|
|
14 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne (taş vb) yağdırmak |
pelt someone or something with something v.
|
|
15 |
Phrasals |
birinin üstüne bir şey (battaniye/örtü) sermek |
lay something on someone v.
|
|
16 |
Phrasals |
birinin üstüne kusmak |
puke on someone v.
|
|
17 |
Phrasals |
birinin üstüne kusmak |
throw up on someone v.
|
|
18 |
Phrasals |
suçu birinin üstüne yıkmak/atmak |
pin something on someone v.
|
|
|
19 |
Phrasals |
(birinin ya da bir şeyin) üstüne yıkılmak |
crush (up) against (someone or something) v.
|
|
20 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne dört nala koşmak |
charge down on someone or something v.
|
|
21 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne hızla sürmek |
charge down on someone or something v.
|
|
22 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne çullanmak |
charge down on someone or something v.
|
|
23 |
Phrasals |
(birinin veya bir şeyin) üstüne gitmek |
get down on (someone or something) v.
|
|
24 |
Phrasals |
birinin üstüne gitmek |
get down on someone v.
|
|
25 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne indirmek (yağmur veya akışkan madde) |
pour down v.
|
|
26 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne akışkan bir maddeyi boca etmek/dökmek/yağdırmak |
pour down v.
|
|
27 |
Phrasals |
birinin üstüne indirmek (yağmur) |
pour down v.
|
|
28 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) sermek |
drape (someone or something) with (something) v.
|
|
29 |
Phrasals |
birini/bir şeyi başka birinin/bir şeyin üstüne düşürmek |
drop someone or something on someone or something v.
|
|
30 |
Phrasals |
bir şeyi birinin üstüne düşürmek |
drop something on someone v.
|
|
31 |
Phrasals |
(birinin/bir) şeyin üstüne kar yağmak |
dump on (someone or something) v.
|
|
32 |
Phrasals |
(birinin) üstüne gitmek/haksız yere eleştirmek |
dump on (someone or something) v.
|
|
33 |
Phrasals |
(birinin) üstüne yüklenmek/kalmak |
fall (squarely) on (someone's) shoulders v.
|
|
34 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne göçmek |
fall upon (someone or something) v.
|
|
35 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek |
fall upon (someone or something) v.
|
|
36 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak |
fall upon (someone or something) v.
|
|
37 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak |
fall upon (someone or something) v.
|
|
38 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
fall upon (someone or something) v.
|
|
|
39 |
Phrasals |
(birinin) üstüne düşmek (iş) |
fall upon (someone or something) v.
|
|
40 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne göçmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
41 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
42 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak |
fall on (someone or something) v.
|
|
43 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak |
fall on (someone or something) v.
|
|
44 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
45 |
Phrasals |
(birinin) üstüne kalmak |
fall on (someone or something) v.
|
|
46 |
Phrasals |
(birinin) üstüne düşmek (iş) |
fall on (someone or something) v.
|
|
47 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek |
fall onto (someone or something) v.
|
|
48 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
49 |
Phrasals |
birinin üstüne düşmek (bir görev) |
fall upon someone v.
|
|
50 |
Phrasals |
birinin üstüne kalmak |
fall upon someone v.
|
|
51 |
Phrasals |
birinin üstüne düşmek (bir görev) |
fall on someone v.
|
|
52 |
Phrasals |
birinin üstüne kalmak |
fall on someone v.
|
|
53 |
Phrasals |
birinin üstüne düşen bir görev olmak |
fall on v.
|
|
54 |
Phrasals |
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall on v.
|
|
55 |
Phrasals |
birinin üstüne düşen bir görev olmak |
fall upon v.
|
|
56 |
Phrasals |
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall upon v.
|
|
57 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne atmak |
force someone or something off (of) something v.
|
|
58 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne yıkmak |
force someone or something off (of) something v.
|
|
59 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne atmak |
and force someone or something off v.
|
|
60 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne yıkmak |
and force someone or something off v.
|
|
61 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey yıkmak |
force on (someone or something) v.
|
|
62 |
Phrasals |
birinin üstüne bir şey giydirmek |
garb someone in something v.
|
|
63 |
Phrasals |
birinin üstüne gitmek |
get on someone v.
|
|
64 |
Phrasals |
(birinin) üstüne kalmak |
fall upon (something) v.
|
|
65 |
Phrasals |
(birinin) üstüne varmak |
set at v.
|
|
66 |
Phrasals |
(birinin) üstüne atılmak |
throw at v.
|
|
67 |
Phrasals |
geriye doğru giderken (birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak |
back over (someone or something) v.
|
|
68 |
Phrasals |
(birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak |
barrel in v.
|
|
69 |
Phrasals |
(birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak |
barrel into v.
|
|
70 |
Phrasals |
işi (birinin) üstüne yıkmak |
dump on (someone or something) v.
|
|
71 |
Phrasals |
işi (birinin) üstüne yıkmak |
dump on v.
|
|
72 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek |
handle (someone or something) with gloves v.
|
|
73 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak |
heap something upon someone or something v.
|
|
74 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek |
heap something upon someone or something v.
|
|
75 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak |
heap something on someone or something v.
|
|
76 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek |
heap something on someone or something v.
|
|
77 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
fall down on someone or something v.
|
|
78 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne atılmak |
jump on someone or something v.
|
|
|
79 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne atlamak/zıplamak |
jump on someone or something v.
|
|
80 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne/üstünde hoplamak |
jump on someone or something v.
|
|
81 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne koymak |
lay (something) on (someone or something) v.
|
|
82 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bırakmak |
lay (something) on (someone or something) v.
|
|
83 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne sermek |
lay (something) on (someone or something) v.
|
|
84 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak |
lay (something) on (someone or something) v.
|
|
85 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek |
load something onto someone or something v.
|
|
86 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek |
load something onto someone or something v.
|
|
87 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek |
load something on v.
|
|
88 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek |
load something on v.
|
|
89 |
Phrasals |
(birinin) üstüne gitmek |
pounce on (someone) v.
|
|
90 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlanmak |
roll onto (someone or something) v.
|
|
91 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlamak |
roll onto (someone or something) v.
|
|
92 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne pat diye bir şey koymak |
slap something onto someone or something v.
|
|
93 |
Phrasals |
birinin görevini başkasının üstüne atmak |
slough off v.
|
|
94 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey sıkmak |
spray someone or something with something v.
|
|
95 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey püskürtmek |
spray someone or something with something v.
|
|
96 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey serpmek |
sprinkle someone or something with something v.
|
|
97 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey püskürtmek |
sprinkle someone or something with something v.
|
|
98 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin) üstüne yıkmak |
stick (one) with (someone or something) v.
|
|
99 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atmak |
stick (one) with (someone or something) v.
|
|
100 |
Phrasals |
birini/bir şeyi birinin üstüne yıkmak |
stick someone with someone or something v.
|
|
101 |
Phrasals |
birini/bir şeyi birinin üstüne atmak |
stick someone with someone or something v.
|
|
102 |
Phrasals |
bir şeyi birinin üstüne yıkmak |
stick someone with something v.
|
|
103 |
Phrasals |
bir şeyi birinin üstüne atmak |
stick someone with something v.
|
|
104 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne takmak |
strap (someone or something) onto (someone or something) v.
|
|
105 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bağlamak |
strap (someone or something) onto (someone or something) v.
|
|
106 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bağlamak |
strap (someone or something) with (something) v.
|
|
107 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) bağlamak |
strap (someone or something) with (something) v.
|
|
108 |
Phrasals |
(birinin) üstüne (bir şey) yıkmak |
strap (someone) with (something) v.
|
|
109 |
Phrasals |
(birinin) üstüne gitmek/gelmek |
strike out at (one) v.
|
|
110 |
Phrasals |
(birinin) üstüne çullanmak |
toss at (someone) v.
|
|
111 |
Phrasals |
(birinin) üstüne saldırmak |
toss at (someone) v.
|
|
112 |
Phrasals |
(birinin) üstüne hücum etmek |
toss at (someone) v.
|
|
113 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
tumble into someone or something v.
|
|
114 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne yuvarlanmak |
tumble into someone or something v.
|
|
115 |
Phrasals |
birinin üstüne gitmek/varmak |
pull someone about v.
|
|
116 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey döküp/sıçratıp sırılsıklam etmek |
splash all over (someone or something) v.
|
|
117 |
Phrasals |
(birini ya da bir şeyi başka birinin ya da bir şeyin) üstüne yerleştirmek |
put (someone or something) above (someone or something) v.
|
|
118 |
Phrasals |
birini ya da bir şeyi başka birinin ya da bir şeyin üstüne yerleştirmek |
put someone or something above someone or something v.
|
|
119 |
Phrasals |
havadan birinin/bir şeyin üstüne imek |
land upon v.
|
|
120 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak |
smear something on someone or something v.
|
|
121 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak |
smear something onto someone or something v.
|
|
122 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak |
smear something on v.
|
|
123 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne hapşırmak |
sneeze on someone or something v.
|
|
124 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne aksırmak |
sneeze on someone or something v.
|
|
125 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne doğru hapşırmak |
sneeze on someone or something v.
|
|
126 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne taşmak |
spill over on (someone or something) v.
|
|
127 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek |
spill over on (someone or something) v.
|
|
128 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne taşmak |
spill over onto (someone or something) v.
|
|
129 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek |
spill over onto (someone or something) v.
|
|
130 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek |
unload on (someone or something) v.
|
|
131 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak |
unload on (someone or something) v.
|
|
132 |
Phrasals |
birini/bir şeyi birinin üstüne atmak |
unload someone or something on (to) someone v.
|
|
133 |
Phrasals |
birini/bir şeyi birinin üstüne yıkmak |
unload someone or something on (to) someone v.
|
|
134 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek |
unload onto (someone or something) v.
|
|
135 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak |
unload onto (someone or something) v.
|
|
136 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne akmak |
sweep down on someone or something v.
|
|
137 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
sweep down on someone or something v.
|
|
138 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne inmek için aşağı süzülmek |
swoop down on (someone or something) v.
|
|
139 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
swoop down on (someone or something) v.
|
|
140 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek için aşağı süzülmek |
swoop down upon someone or something v.
|
|
141 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek için aşağı süzülmek |
swoop down on someone or something v.
|
|
142 |
Phrasals |
(birinin) üstüne çıkmak |
step all over (one) v.
|
|
143 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
alight upon someone or something v.
|
|
144 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne konmak |
alight upon someone or something v.
|
|
145 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
alight on someone or something v.
|
|
146 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne konmak |
alight on someone or something v.
|
|
147 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
alight upon someone or something v.
|
|
148 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne konmak |
alight upon someone or something v.
|
|
149 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
alight on someone or something v.
|
|
150 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne konmak |
alight on someone or something v.
|
|
151 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne atmak |
ascribe something to someone or something v.
|
|
152 |
Phrasals |
bir şeyi birinin üstüne atmak |
assign something to someone v.
|
|
153 |
Phrasals |
birinin üstüne yapışmak |
attach to someone v.
|
|
154 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak |
jump at someone or something v.
|
|
155 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
jump at someone or something v.
|
|
156 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne sıçramak |
jump at someone or something v.
|
|
157 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek |
bear down on (someone or something) v.
|
|
158 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek |
bear down on (someone or something) v.
|
|
159 |
Phrasals |
(birinin) üstüne varmak/gitmek |
go on (at someone) v.
|
|
160 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hohlamak |
breathe upon (someone or something) v.
|
|
161 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne nefesini vermek |
breathe upon (someone or something) v.
|
|
162 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hohlamak |
breathe on (someone or something) v.
|
|
163 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne nefesini vermek |
breathe on (someone or something) v.
|
|
164 |
Phrasals |
(birinin) canını üstüne getirmek |
bring (someone) back to life v.
|
|
165 |
Phrasals |
(birinin üstüne) tanrı'nın gazabını yollamak |
call something down v.
|
|
166 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkmak/tırmanmak |
climb onto (someone or something) v.
|
|
167 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne binmek |
climb onto (someone or something) v.
|
|
168 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkmak/tırmanmak |
climb on (someone or something) v.
|
|
169 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne binmek |
climb on (someone or something) v.
|
|
170 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek |
come at (someone or something) v.
|
|
171 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek |
come at (someone or something) v.
|
|
172 |
Phrasals |
(birinin) üstüne gelmek |
come at (someone) v.
|
|
173 |
Phrasals |
(birinin) üstüne fırlatılmak |
come at (someone) v.
|
|
174 |
Phrasals |
(birinin) üstüne yağmak |
come at (someone) v.
|
|
175 |
Phrasals |
(birinin) üstüne gelmek |
come down on (someone) v.
|
|
176 |
Phrasals |
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out at someone or something v.
|
|
177 |
Phrasals |
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out at someone or something v.
|
|
178 |
Phrasals |
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out toward someone or something v.
|
|
179 |
Phrasals |
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out toward someone or something v.
|
|
180 |
Phrasals |
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out towards someone or something v.
|
|
181 |
Phrasals |
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out towards someone or something v.
|
|
182 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
come out toward (someone or something) v.
|
|
183 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak |
come out toward (someone or something) v.
|
|
184 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek |
come out toward (someone or something) v.
|
|
185 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
come out towards (someone or something) v.
|
|
186 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak |
come out towards (someone or something) v.
|
|
187 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek |
come out towards (someone or something) v.
|
|
188 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) örtmek |
cover (someone or something) in (something) v.
|
|
189 |
Phrasals |
birinin üstüne bir şey örtmek |
cover someone in something v.
|
|
190 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) yavaş yavaş/hissettirmeden üstüne çökmek |
creep up on (someone or something) v.
|
|
191 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
descend upon someone or something v.
|
|
192 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
descend upon someone or something v.
|
|
193 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
descend on someone or something v.
|
|
194 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
descend on someone or something v.
|
|
195 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne kalmak |
devolve upon (someone or something) v.
|
|
196 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne kalmak |
devolve on (someone or something) v.
|
|
197 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek |
dote on (someone or something) v.
|
|
198 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek |
dote over (someone or something) v.
|
|
199 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sürmek |
drive at (someone or something) v.
|
|
200 |
Phrasals |
birinin üstüne gitmek/varmak |
dump on someone v.
|
|
201 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne kar yağmak |
dump on someone/something v.
|
|
202 |
Phrasals |
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
fall back onto someone or something v.
|
|
203 |
Phrasals |
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
fall back on someone or something v.
|
|
204 |
Phrasals |
birinin üstüne düşmek/kalmak |
fall upon someone v.
|
|
205 |
Phrasals |
birinin üstüne vazife olmak |
fall upon someone v.
|
|
206 |
Phrasals |
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall upon someone v.
|
|
207 |
Phrasals |
birinin üstüne düşen bir görev olmak |
fall upon someone v.
|
|
208 |
Phrasals |
birinin üstüne düşmek/kalmak |
fall on someone v.
|
|
209 |
Phrasals |
birinin üstüne vazife olmak |
fall on someone v.
|
|
210 |
Phrasals |
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall on someone v.
|
|
211 |
Phrasals |
birinin üstüne düşen bir görev olmak |
fall on someone v.
|
|
212 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
213 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak |
fall on (someone or something) v.
|
|
214 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
215 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek |
fall onto (someone or something) v.
|
|
216 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak |
fall onto (someone or something) v.
|
|
217 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
fall onto (someone or something) v.
|
|
218 |
Phrasals |
(birinin) üstüne düşmek |
fall onto (someone) v.
|
|
219 |
Phrasals |
(birinin) üstüne kalmak |
fall onto (someone) v.
|
|
220 |
Phrasals |
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall onto (someone) v.
|
|
221 |
Phrasals |
birinin üstüne düşen bir görev olmak |
fall onto (someone) v.
|
|
222 |
Phrasals |
birinin üstüne vazife olmak |
fall onto (someone) v.
|
|
223 |
Phrasals |
(birinin) üstüne düşmek |
fall on (someone) v.
|
|
224 |
Phrasals |
(birinin) üstüne kalmak |
fall on (someone) v.
|
|
225 |
Phrasals |
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall on (someone) v.
|
|
226 |
Phrasals |
birinin üstüne düşen bir görev olmak |
fall on (someone) v.
|
|
227 |
Phrasals |
birinin üstüne vazife olmak |
fall on (someone) v.
|
|
228 |
Phrasals |
birinin üstüne vazife olmak |
fall to someone v.
|
|
229 |
Phrasals |
birinin üstüne kalmak |
fall to someone v.
|
|
230 |
Phrasals |
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall to someone v.
|
|
231 |
Phrasals |
birinin üstüne düşen bir görev olmak |
fall to someone v.
|
|
232 |
Phrasals |
birinin üstüne vazife olmak |
fall to (one) v.
|
|
233 |
Phrasals |
birinin üstüne kalmak |
fall to (one) v.
|
|
234 |
Phrasals |
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall to (one) v.
|
|
235 |
Phrasals |
birinin üstüne düşen bir görev olmak |
fall to (one) v.
|
|
236 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne yanmak (ışık) |
flash on someone or something v.
|
|
237 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) birdenbire üstüne saldırmak |
fly at (someone or something) v.
|
|
238 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
fly at (someone or something) v.
|
|
239 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne uçmak |
fly at (someone or something) v.
|
|
240 |
Phrasals |
birini/bir şeyi (birinin) üstüne atmak |
fob someone or something off (on or onto someone) v.
|
|
241 |
Phrasals |
birini/bir şeyi (birinin) üstüne atıp başından savmak |
fob someone or something off (on or onto someone) v.
|
|
242 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atıp başından savmak |
fob (someone or something) off on (someone) v.
|
|
243 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atıp başından savmak |
foist (someone something) (up)on (one) v.
|
|
244 |
Phrasals |
(birinin) üstüne (bir şey) yıkmak |
force (something) on (one) v.
|
|
245 |
Phrasals |
(birinin üstüne bir şeyin) suçunu atmak |
frame (someone) for (something) v.
|
|
246 |
Phrasals |
(bir suçu birinin) üstüne atmak |
frame (someone) for (something) v.
|
|
247 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek |
fuss over (someone or something) v.
|
|
248 |
Phrasals |
hep birlikte (birinin) üstüne gitmek |
gang up (on someone) v.
|
|
249 |
Phrasals |
hep birlikte (birinin) üstüne gitmek |
gang up on (one) v.
|
|
250 |
Phrasals |
(birinin) üstüne gitmek |
get at (someone) v.
|
|
251 |
Phrasals |
(birinin/bir hayvanın) üstüne çullanmak |
get at (someone or an animal) v.
|
|
252 |
Phrasals |
(birinin) üstüne gitmek |
get on (one) v.
|
|
253 |
Phrasals |
birinin üstüne gitmek |
get on someone v.
|
|
254 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne gitmek |
get on (someone or something) v.
|
|
255 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne saldırmak/atlamak |
go at someone or something v.
|
|
256 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne çullanmak |
go at someone or something v.
|
|
257 |
Phrasals |
(birinin) çok üstüne gitmek |
go at (someone) v.
|
|
258 |
Phrasals |
(birinin) üstüne saldırmak |
go for (someone) v.
|
|
259 |
Phrasals |
(birinin) üstüne çullanmak |
go for (someone) v.
|
|
260 |
Phrasals |
(birinin) üstüne gitmek |
go for (someone) v.
|
|
261 |
Phrasals |
(birinin) üstüne varmak/gitmek |
go on at (one) v.
|
|
262 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
grasp at (someone or something) v.
|
|
263 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne asmak |
hang something over someone or something v.
|
|
264 |
Phrasals |
bir şeyi birinin üstüne atmak |
hang something on someone v.
|
|
265 |
Phrasals |
birinin üstüne bir şeyin suçunu atmak |
hang something on someone v.
|
|
266 |
Phrasals |
bir suçu birinin üstüne atmak |
hang something on someone v.
|
|
267 |
Phrasals |
(birini birinin) üstüne atmak/yıkmak |
inflict (someone) upon (one) v.
|
|
268 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) çağırmak |
invoke (something) (up)on (someone or something) v.
|
|
269 |
Phrasals |
(birinin) üstüne fazla gitmek |
jaw at (one) v.
|
|
270 |
Phrasals |
(birinin) üstüne zıplamak |
jump out at (one) v.
|
|
271 |
Phrasals |
(birinin) birden üstüne atlamak |
jump out at (one) v.
|
|
272 |
Phrasals |
(birinin) üstüne saldırmak |
jump out at (one) v.
|
|
273 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşürmek/itmek |
knock into (someone or something) v.
|
|
274 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak/saldırmak |
lash out against (someone or something) v.
|
|
275 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) aniden üstüne atlamak/saldırmak |
lash out at (someone or something) v.
|
|
276 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
leap at someone or something v.
|
|
277 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak |
leap at someone or something v.
|
|
278 |
Phrasals |
(suçu birinin) üstüne yıkmak/atmak |
pin (something) on (one) v.
|
|
279 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne/yükseğine koymak |
place (someone or something) above (someone or something) v.
|
|
280 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
pounce on (someone or something) v.
|
|
281 |
Phrasals |
(birinin) üstüne gitmek |
pounce on (someone) v.
|
|
282 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne/üstünden bastırmak |
push down on (someone or something) v.
|
|
283 |
Phrasals |
(bir yerden birinin/bir şeyin) üstüne yağmak |
rain in on (someone or something) v.
|
|
284 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek |
run out at (someone or something) v.
|
|
285 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek |
run up on (someone or something) v.
|
|
286 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek |
rush at (someone or something) v.
|
|
287 |
Phrasals |
birinin parasının/malının üstüne konmak |
screw someone out of something v.
|
|
288 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin) üstüne salmak |
set (someone or something) upon (one) v.
|
|
289 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin) üstüne salmak |
set (someone or something) on (one) v.
|
|
290 |
Phrasals |
suçu (birinin) üstüne atmak |
set (someone) up v.
|
|
291 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak |
spatter on (someone or something) v.
|
|
292 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak |
spatter on (someone or something) v.
|
|
293 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek |
spit on (someone or something) v.
|
|
294 |
Phrasals |
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak |
spit on (someone or something) v.
|
|
295 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek |
spit onto (someone or something) v.
|
|
296 |
Phrasals |
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak |
spit onto (someone or something) v.
|
|
297 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak |
splash on (someone or something) v.
|
|
298 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak |
splash on (someone or something) v.
|
|
299 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak |
splash onto (someone or something) v.
|
|
300 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak |
splash onto (someone or something) v.
|
|
301 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak |
tread on (someone or something) v.
|
|
302 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak |
tread upon (someone or something) v.
|
|
303 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) altını üstüne getirmek |
turn (someone or something) upside down v.
|
|
304 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak |
unleash (someone or something) against (someone or something) v.
|
|
305 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak |
unleash (someone or something) on (someone or something) v.
|
|
306 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak |
wish (someone or something) off on (someone or something else) v.
|
|
Phrases |
|
307 |
Phrases |
birinin/bir şeyin üstüne doğru eğilmek |
slant toward someone or something v.
|
|
308 |
Phrases |
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
|
309 |
Phrases |
(birinin) üstüne düşen (görev/sorumluluk) |
on (one's) shoulders expr.
|
|
310 |
Phrases |
birinin üstüne düşen (görev/sorumluluk) |
on someone's shoulders expr.
|
|
311 |
Phrases |
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden üstüne almak suretiyle |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
|
312 |
Phrases |
(birinin) üstüne vazife değil |
far be it from (someone) expr.
|
|
313 |
Phrases |
(bir şey yapmak birinin) üstüne vazife değil |
far be it from (one) to (do something) expr.
|
|
314 |
Phrases |
... yapmak birinin üstüne vazife değil |
far be it from one to expr.
|
|
Colloquial |
|
315 |
Colloquial |
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırma |
a go (at someone or something) n.
|
|
316 |
Colloquial |
(birinin) üstüne varma |
a go (at someone) n.
|
|
317 |
Colloquial |
(birinin) üstüne gitme |
a go (at someone) n.
|
|
318 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin üstüne çarpı atmak |
x someone or something out v.
|
|
319 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin üstüne listede çarpı atmak |
x someone or something out v.
|
|
320 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin silinmesi/iptal edilmesi/dikkate alınmaması için üstüne çarpı atmak |
x someone or something out v.
|
|
321 |
Colloquial |
birinin üstüne atmak/yıkmak |
lay something on someone v.
|
|
322 |
Colloquial |
(birinin) üstüne yüklemek |
put it to (someone) v.
|
|
323 |
Colloquial |
(birinin) üstüne yıkmak |
put it to (someone) v.
|
|
324 |
Colloquial |
(birinin) üstüne atmak |
put it to (someone) v.
|
|
325 |
Colloquial |
(birinin) üstüne yıkmak |
put it to (someone) v.
|
|
326 |
Colloquial |
(birinin) üstüne gitmek |
be all over (one) v.
|
|
327 |
Colloquial |
(birinin) üstüne gitmek |
be at (one) v.
|
|
328 |
Colloquial |
(birinin) tam üstüne göre olmak |
be made for (someone) v.
|
|
329 |
Colloquial |
(birinin) üstüne cuk oturmak |
be made for (someone) v.
|
|
330 |
Colloquial |
birinin üstüne varmak |
be on at somebody v.
|
|
331 |
Colloquial |
birinin üstüne gitmek |
be on at somebody v.
|
|
332 |
Colloquial |
birinin üstüne varmak |
go on at somebody v.
|
|
333 |
Colloquial |
birinin üstüne gitmek |
go on at somebody v.
|
|
334 |
Colloquial |
birinin üstüne varmak |
keep on at somebody v.
|
|
335 |
Colloquial |
birinin üstüne gitmek |
keep on at somebody v.
|
|
336 |
Colloquial |
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek |
be on at somebody (to do something) v.
|
|
337 |
Colloquial |
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek |
go on at somebody (to do something) v.
|
|
338 |
Colloquial |
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek |
keep on at somebody (to do something) v.
|
|
339 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin üstüne varmak |
keep (going) on at someone or something v.
|
|
340 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin üstüne gitmek |
keep (going) on at someone or something v.
|
|
341 |
Colloquial |
birinin üstüne dikilmiş |
tailor-made adj.
|
|
342 |
Colloquial |
(birinin) üstüne atlamış/çullanmış |
all over (someone) adj.
|
|
343 |
Colloquial |
(birinin) üstüne atlamış/çullanmış |
all over one adj.
|
|
344 |
Colloquial |
(birinin) üstüne atlamış/çullanmış |
all over (someone) adj.
|
|
345 |
Colloquial |
(birinin) üstüne atlamış/çullanmış |
all over one adj.
|
|
346 |
Colloquial |
birinin üstüne giden |
tough on someone adj.
|
|
347 |
Colloquial |
(birinin) üstüne kalmış |
upon (one) adj.
|
|
348 |
Colloquial |
birinin üstüne giden |
in someone's face expr.
|
|
Idioms |
|
349 |
Idioms |
birinin üstüne gitmek/birini cezalandırmak için bulunan açık |
a rod to beat somebody with n.
|
|
350 |
Idioms |
birinin üstüne gitmek/birini cezalandırmak için bulunan açık |
a stick to beat somebody with n.
|
|
351 |
Idioms |
(birinin) üstüne varma |
a shot at (someone) n.
|
|
352 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitme |
a whack at (someone) n.
|
|
353 |
Idioms |
sarhoş olup birinin kucağına/üstüne kusan kimse |
admiral of the narrow seas [obsolete] n.
|
|
354 |
Idioms |
birinin üstüne gitmek |
pick on someone v.
|
|
355 |
Idioms |
(birinin) üstüne/tepesine inmesine neden olmak |
bring (something) down on (one's) head v.
|
|
356 |
Idioms |
(birinin) üstüne/başına düşürmek |
bring (something) down on (one's) head v.
|
|
357 |
Idioms |
birinin üstüne titremek |
fall all over someone v.
|
|
358 |
Idioms |
bir şeyin sorumluluğunu birinin üstüne atmak/yıkmak |
father something on someone v.
|
|
359 |
Idioms |
bir konuda birinin üstüne gitmek |
ride someone about something v.
|
|
360 |
Idioms |
birinin üstüne iş yıkmak |
pile the work on someone v.
|
|
361 |
Idioms |
birinin üstüne büyük bir etkisi olmak |
have a strong hold on someone v.
|
|
362 |
Idioms |
birinin üstüne büyük bir etkisi olmak |
get a strong hold on someone v.
|
|
363 |
Idioms |
birinin üstüne büyük bir etkisi olmak |
have secure influence on someone v.
|
|
364 |
Idioms |
birinin üstüne büyük bir etkisi olmak |
get secure influence on someone v.
|
|
365 |
Idioms |
birinin üstüne üstüne gitmek |
poke the bear v.
|
|
366 |
Idioms |
birinin üstüne üstüne gitmek |
poke a bear v.
|
|
367 |
Idioms |
birinin üstüne giderek onu sinirlendirmeye çalışmak |
poke the bear v.
|
|
368 |
Idioms |
birinin üstüne giderek onu sinirlendirmeye çalışmak |
poke a bear v.
|
|
369 |
Idioms |
birinin üstüne çok gitmek |
push someone too far v.
|
|
370 |
Idioms |
suçu birinin üstüne atmak |
put something at someone's door v.
|
|
371 |
Idioms |
birinin üstüne gitmemek |
give (one) some slack v.
|
|
372 |
Idioms |
bir şeyi başka birinin üstüne atmak |
drop/dump something in somebody’s ˈlap v.
|
|
373 |
Idioms |
(birinin) çok üstüne gitmemek |
let (one) off easy v.
|
|
374 |
Idioms |
birinin üstüne gitmek/gelmek |
get in someone's face v.
|
|
375 |
Idioms |
(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek |
get run off (one's) feet v.
|
|
376 |
Idioms |
(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek |
get rushed off (one's) feet v.
|
|
377 |
Idioms |
kızgın birinin üstüne gitmek |
pour fuel on the fire v.
|
|
378 |
Idioms |
kızgın birinin üstüne gitmek |
pour gas/gasoline on the fire v.
|
|
379 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıkıca abanmak |
have a firm grip on (someone or something) v.
|
|
380 |
Idioms |
(bir şeyi birinin) üstüne yağdırmak |
pump (one) full of (something) v.
|
|
381 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
get (one's) knife into (someone) v.
|
|
382 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
get the knife into (someone) v.
|
|
383 |
Idioms |
(birinin) üstüne varmak |
keep (going) on at (one) v.
|
|
384 |
Idioms |
birinin üstüne varmak |
keep (going) on at someone v.
|
|
385 |
Idioms |
(birinin) üstüne fazla gitmemek |
go soft on (someone) v.
|
|
386 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkan bir özelliği olmamak |
have got nothing on (someone or something) v.
|
|
387 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) eleştirel bir şekilde üstüne gitmek |
do a hatchet job on (someone or something) v.
|
|
388 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek |
hang/lie heavy (on somebody/something) v.
|
|
389 |
Idioms |
bir şeyin ihalesi birinin üstüne kalmak |
fall heir to something v.
|
|
390 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
make things hot for (one) v.
|
|
391 |
Idioms |
(birinin) üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak |
make things hot for (one) v.
|
|
392 |
Idioms |
(birinin) fena üstüne gitmek |
come down hard on (someone) v.
|
|
393 |
Idioms |
(birinin) üstüne kurşun yağdırmak |
pump (one) full of lead v.
|
|
394 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) üstüne elini koymak |
put (one's) hands on (someone or something) v.
|
|
395 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak |
put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
|
|
396 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak |
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
|
|
397 |
Idioms |
(birinin) bir şeyin üstüne gitmek |
put (someone or something) through the ringer v.
|
|
398 |
Idioms |
(bir işi, sorumluluğu birinin) üstüne atmak |
dump (something) in (someone's) lap v.
|
|
399 |
Idioms |
bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak |
dump something in somebody's lap v.
|
|
400 |
Idioms |
bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak |
drop something in somebody's lap v.
|
|
401 |
Idioms |
birinin/bir şeyin sorumluluğunu üstüne alıp birini rahatlatmak |
take something/somebody off somebody’s hands v.
|
|
402 |
Idioms |
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak |
be on at somebody (to do something) v.
|
|
403 |
Idioms |
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak |
go on at somebody (to do something) v.
|
|
404 |
Idioms |
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak |
keep on at somebody (to do something) v.
|
|
405 |
Idioms |
birinin üstüne gitmek/varmak |
be on at someone [uk] v.
|
|
406 |
Idioms |
öfkeyle birinin üstüne gitmek/yürümek |
be/come down on somebody like a ton of ˈbricks v.
|
|
407 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
bring (one) to account v.
|
|
408 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
bring (one) to book v.
|
|
409 |
Idioms |
birinin (bir şey için) üstüne gitmek |
bring somebody to book (for something) [uk] v.
|
|
410 |
Idioms |
(birinin) canını üstüne getirmek |
bring (someone) to life v.
|
|
411 |
Idioms |
dikkati/dikkatleri (birinin/bir şeyin) üstüne çekmek |
call attention to (someone or something) v.
|
|
412 |
Idioms |
dikkati/dikkatleri birinin/bir şeyin üstüne çekmek |
call attention to someone or something v.
|
|
413 |
Idioms |
(birinin) üstüne gelmek |
come down hard on (someone) v.
|
|
414 |
Idioms |
(birinin) üstüne fazla gitmek |
come on strong (with somebody) v.
|
|
415 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) çok üstüne gitmek |
come down (hard) (on someone or something) v.
|
|
416 |
Idioms |
(birinin) eleştirisini üstüne çekmek |
draw (someone's) fire v.
|
|
417 |
Idioms |
dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne yöneltmek |
draw attention to (oneself, someone, or something) v.
|
|
418 |
Idioms |
dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne çekmek |
draw attention to (oneself, someone, or something) v.
|
|
419 |
Idioms |
(birinin) üstüne kalmak |
fall to (one's) lot v.
|
|
420 |
Idioms |
(birinin) üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall to (one's) lot v.
|
|
421 |
Idioms |
(birinin) üstüne düşen bir görev olmak |
fall to (one's) lot v.
|
|
422 |
Idioms |
birinin üstüne kalmak |
fall to someone's lot v.
|
|
423 |
Idioms |
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak |
fall to someone's lot v.
|
|
424 |
Idioms |
birinin üstüne düşen bir görev olmak |
fall to someone's lot v.
|
|
425 |
Idioms |
(birinin) üstüne düşmek |
fling (oneself) at (someone's) head v.
|
|
426 |
Idioms |
birinin/bir şeyin üstüne titremek |
make a fuss of somebody/something v.
|
|
427 |
Idioms |
birinin/bir şeyin üstüne titremek |
make a fuss over somebody/something v.
|
|
428 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
get one's knife into (someone) v.
|
|
429 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
get the knife into (someone) v.
|
|
430 |
Idioms |
birinin üstüne gitmek/gelmek |
get in (one's) face v.
|
|
431 |
Idioms |
birinin üstüne gitmek/gelmek |
get in somebody's face [us] v.
|
|
432 |
Idioms |
(birinin) üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmak |
get off (one's) back v.
|
|
433 |
Idioms |
birinin üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmak |
get off somebody's back v.
|
|
434 |
Idioms |
(birinin) üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmak |
get off (one's) case v.
|
|
435 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
get on (one's) case v.
|
|
436 |
Idioms |
(birinin) çok üstüne gitmek |
go at (one) hammer and tongs v.
|
|
437 |
Idioms |
(birinin) fazla üstüne gitmemek |
go light on (someone) v.
|
|
438 |
Idioms |
(birinin) üstüne/kucağına atılmak |
land in (one's) lap v.
|
|
439 |
Idioms |
(bir şeyi birinin) üstüne atmak |
lay (something) at (one's) feet v.
|
|
440 |
Idioms |
(bir şeyi birinin) üstüne atmak |
lay (something) at the feet of (someone) v.
|
|
441 |
Idioms |
suçu (birinin) üstüne yıkmak |
leave (one) holding the baby [uk] v.
|
|
442 |
Idioms |
suçu (birinin) üstüne yıkmak |
leave (one) holding the bag [us] v.
|
|
443 |
Idioms |
(bir şeyi) birinin üstüne dikmek |
make (something) to measure v.
|
|
444 |
Idioms |
birinin üstüne gitmek |
make it hot for somebody v.
|
|
445 |
Idioms |
birinin üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak |
make it hot for somebody v.
|
|
446 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
make it warm for (one) v.
|
|
447 |
Idioms |
(birinin) üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak |
make it warm for (one) v.
|
|
448 |
Idioms |
(birinin) üstüne gitmek |
make things warm for (one) v.
|
|
449 |
Idioms |
(birinin) üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak |
make things warm for (one) v.
|
|
450 |
Idioms |
(birinin dediğinin/yaptığının) üstüne çıkmak |
one-up (someone) v.
|
|
451 |
Idioms |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne doğru çekmek/indirmek |
pull (something) down over (someone or something) v.
|
|
452 |
Idioms |
(suçu birinin) üstüne atmak |
put (something) at (one's) door v.
|
|
453 |
Idioms |
suçu (birinin/bir şeyin) üstüne atmak |
put the blame on (someone or something) v.
|
|
454 |
Idioms |
suçu (birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak |
put the blame on (someone or something) v.
|
|
455 |
Idioms |
(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek |
run (one) off (one's) feet v.
|
|
456 |
Idioms |
(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek |
run (one's) feet off v.
|
|
457 |
Idioms |
(birinin) üstüne hücum etmek |
set about (one) [old-fashioned] v.
|
|
458 |
Idioms |
(birinin) üstüne (bir şey) yığmak |
snow (one) under with (something) v.
|
|
459 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) yönetimini/idaresini üstüne almak/üstlenmek |
take (someone or something) in hand v.
|
|
460 |
Idioms |
birinin üstüne titremek |
wrap someone in cotton wool v.
|
|
461 |
Idioms |
birinin üstüne giden |
hard on someone adj.
|
|
462 |
Idioms |
(birinin) üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmış |
off (one's) case adj.
|
|
463 |
Idioms |
birinin üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmış |
off someone's back adj.
|
|
Religious |
|
464 |
Religious |
(birinin) üstüne haç işareti yapmak |
croise [obsolete] v.
|
|
Slang |
|
465 |
Slang |
birinin üstüne titreyen kimse |
mollycoddler n.
|
|
466 |
Slang |
(birinin) üzerine/üstüne gitmek |
break (one's) balls v.
|
|
467 |
Slang |
(birinin) üzerine/üstüne gitmek |
break (someone's) balls v.
|
|
468 |
Slang |
birinin üstüne atlamak |
jump someone's bones v.
|
|
469 |
Slang |
suçu birinin üstüne atmak |
lay something on someone v.
|
|
470 |
Slang |
(birinin) üstüne gitmek |
bust (one's) ass v.
|
|
471 |
Slang |
(birinin) üstüne gitmek |
bust (one's) balls v.
|
|
472 |
Slang |
birinin üstüne varmak |
bust someone's chops v.
|
|
473 |
Slang |
(birinin/bir şeyin) üstüne yapışmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
|
|
474 |
Slang |
(birinin/bir şeyin) üstüne yapışıp kalmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
|
|
475 |
Slang |
(birinin/bir şeyin) üstüne kara bir leke gibi yapışıp kalmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
|
|
476 |
Slang |
birinin üstüne atlamak/saldırmak |
jump v.
|
|
477 |
Slang |
birinin üstüne varmak/gitmek |
kick-ass on someone v.
|
|
478 |
Slang |
(birinin) üstüne çizgi çekmek |
cancel (someone) v.
|
|
479 |
Slang |
öfkeyle birinin üstüne gelmek/yürümek |
come down on (one) like a ton of bricks v.
|
|
480 |
Slang |
öfkeyle birinin üstüne gelmek/yürümek |
come down on someone like a ton of bricks v.
|
|
481 |
Slang |
(birinin) üstüne atlamak (cinsel anlamda) |
jump (one's) bones v.
|
|
482 |
Slang |
(birinin) üstüne atlamak |
step to (one) [us] v.
|
|