(birinin) üstüne - Turco Inglés Diccionario

(birinin) üstüne

Significados de "(birinin) üstüne" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
Idioms
(birinin) üstüne at (someone's) door adv.
(birinin) üstüne on head expr.

Significados de "(birinin) üstüne" con otros términos en diccionario inglés turco: 482 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir şeyi birinin üstüne yapmak make something over to v.
suçu birinin üstüne atmak blame v.
suçu birinin üstüne atmak lay at someone's door v.
birinin üstüne atmak tag someone with v.
suçu birinin üstüne atmak shift the blame onto v.
kabahati birinin üstüne atmak shift the blame v.
suçu birinin üstüne atmak fasten the blame on someone v.
birinin üstüne suçu yıkmak pin a crime on someone v.
birinin üstüne katran sürüp tüye bulamak tar and feather a person v.
Phrasals
(birinin/bir şeyin) kadar üstüne geçmek exceed (someone or something) by (something) v.
(birinin/bir şeyin) kadar üstüne geçmek exceed someone or something by something v.
birinin üstüne fazla gitmek jaw at someone v.
birinin üstüne kusmak get sick on someone v.
birinin/bir şeyin üstüne (taş vb) yağdırmak pelt someone or something with something v.
birinin üstüne bir şey (battaniye/örtü) sermek lay something on someone v.
birinin üstüne kusmak puke on someone v.
birinin üstüne kusmak throw up on someone v.
suçu birinin üstüne yıkmak/atmak pin something on someone v.
(birinin ya da bir şeyin) üstüne yıkılmak crush (up) against (someone or something) v.
birinin veya bir şeyin üstüne dört nala koşmak charge down on someone or something v.
birinin veya bir şeyin üstüne hızla sürmek charge down on someone or something v.
birinin veya bir şeyin üstüne çullanmak charge down on someone or something v.
(birinin veya bir şeyin) üstüne gitmek get down on (someone or something) v.
birinin üstüne gitmek get down on someone v.
birinin veya bir şeyin üstüne indirmek (yağmur veya akışkan madde) pour down v.
birinin veya bir şeyin üstüne akışkan bir maddeyi boca etmek/dökmek/yağdırmak pour down v.
birinin üstüne indirmek (yağmur) pour down v.
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) sermek drape (someone or something) with (something) v.
birini/bir şeyi başka birinin/bir şeyin üstüne düşürmek drop someone or something on someone or something v.
bir şeyi birinin üstüne düşürmek drop something on someone v.
(birinin/bir) şeyin üstüne kar yağmak dump on (someone or something) v.
(birinin) üstüne gitmek/haksız yere eleştirmek dump on (someone or something) v.
(birinin) üstüne yüklenmek/kalmak fall (squarely) on (someone's) shoulders v.
(birinin/bir şeyin) üstüne göçmek fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek fall upon (someone or something) v.
(birinin) üstüne düşmek (iş) fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne göçmek fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek fall on (someone or something) v.
(birinin) üstüne kalmak fall on (someone or something) v.
(birinin) üstüne düşmek (iş) fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek fall onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek fall on (someone or something) v.
birinin üstüne düşmek (bir görev) fall upon someone v.
birinin üstüne kalmak fall upon someone v.
birinin üstüne düşmek (bir görev) fall on someone v.
birinin üstüne kalmak fall on someone v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak fall on v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall on v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak fall upon v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall upon v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne atmak force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne yıkmak force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne atmak and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi başka birinin) üstüne yıkmak and force someone or something off v.
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey yıkmak force on (someone or something) v.
birinin üstüne bir şey giydirmek garb someone in something v.
birinin üstüne gitmek get on someone v.
(birinin) üstüne kalmak fall upon (something) v.
(birinin) üstüne varmak set at v.
(birinin) üstüne atılmak throw at v.
geriye doğru giderken (birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak back over (someone or something) v.
(birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak barrel in v.
(birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak barrel into v.
işi (birinin) üstüne yıkmak dump on (someone or something) v.
işi (birinin) üstüne yıkmak dump on v.
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek handle (someone or something) with gloves v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak heap something upon someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek heap something upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak heap something on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek heap something on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne düşmek fall down on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne atılmak jump on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak/zıplamak jump on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne/üstünde hoplamak jump on someone or something v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne koymak lay (something) on (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bırakmak lay (something) on (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne sermek lay (something) on (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak lay (something) on (someone or something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek load something on v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek load something on v.
(birinin) üstüne gitmek pounce on (someone) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlanmak roll onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlamak roll onto (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne pat diye bir şey koymak slap something onto someone or something v.
birinin görevini başkasının üstüne atmak slough off v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey sıkmak spray someone or something with something v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey püskürtmek spray someone or something with something v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey serpmek sprinkle someone or something with something v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey püskürtmek sprinkle someone or something with something v.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne yıkmak stick (one) with (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atmak stick (one) with (someone or something) v.
birini/bir şeyi birinin üstüne yıkmak stick someone with someone or something v.
birini/bir şeyi birinin üstüne atmak stick someone with someone or something v.
bir şeyi birinin üstüne yıkmak stick someone with something v.
bir şeyi birinin üstüne atmak stick someone with something v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne takmak strap (someone or something) onto (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bağlamak strap (someone or something) onto (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bağlamak strap (someone or something) with (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) bağlamak strap (someone or something) with (something) v.
(birinin) üstüne (bir şey) yıkmak strap (someone) with (something) v.
(birinin) üstüne gitmek/gelmek strike out at (one) v.
(birinin) üstüne çullanmak toss at (someone) v.
(birinin) üstüne saldırmak toss at (someone) v.
(birinin) üstüne hücum etmek toss at (someone) v.
birinin/bir şeyin üstüne düşmek tumble into someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne yuvarlanmak tumble into someone or something v.
birinin üstüne gitmek/varmak pull someone about v.
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey döküp/sıçratıp sırılsıklam etmek splash all over (someone or something) v.
(birini ya da bir şeyi başka birinin ya da bir şeyin) üstüne yerleştirmek put (someone or something) above (someone or something) v.
birini ya da bir şeyi başka birinin ya da bir şeyin üstüne yerleştirmek put someone or something above someone or something v.
havadan birinin/bir şeyin üstüne imek land upon v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak smear something on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak smear something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak smear something on v.
birinin/bir şeyin üstüne hapşırmak sneeze on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne aksırmak sneeze on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne doğru hapşırmak sneeze on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne taşmak spill over on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek spill over on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne taşmak spill over onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek spill over onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek unload on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak unload on (someone or something) v.
birini/bir şeyi birinin üstüne atmak unload someone or something on (to) someone v.
birini/bir şeyi birinin üstüne yıkmak unload someone or something on (to) someone v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek unload onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak unload onto (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne akmak sweep down on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek sweep down on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne inmek için aşağı süzülmek swoop down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek swoop down on (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek için aşağı süzülmek swoop down upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek için aşağı süzülmek swoop down on someone or something v.
(birinin) üstüne çıkmak step all over (one) v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek alight upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne konmak alight upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek alight on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne konmak alight on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek alight upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne konmak alight upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek alight on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne konmak alight on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne atmak ascribe something to someone or something v.
bir şeyi birinin üstüne atmak assign something to someone v.
birinin üstüne yapışmak attach to someone v.
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak jump at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak jump at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne sıçramak jump at someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek bear down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek bear down on (someone or something) v.
(birinin) üstüne varmak/gitmek go on (at someone) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hohlamak breathe upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne nefesini vermek breathe upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hohlamak breathe on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne nefesini vermek breathe on (someone or something) v.
(birinin) canını üstüne getirmek bring (someone) back to life v.
(birinin üstüne) tanrı'nın gazabını yollamak call something down v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkmak/tırmanmak climb onto (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne binmek climb onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkmak/tırmanmak climb on (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne binmek climb on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek come at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek come at (someone or something) v.
(birinin) üstüne gelmek come at (someone) v.
(birinin) üstüne fırlatılmak come at (someone) v.
(birinin) üstüne yağmak come at (someone) v.
(birinin) üstüne gelmek come down on (someone) v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out at someone or something v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out at someone or something v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out toward someone or something v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out toward someone or something v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out towards someone or something v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out towards someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak come out toward (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak come out toward (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek come out toward (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak come out towards (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak come out towards (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek come out towards (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) örtmek cover (someone or something) in (something) v.
birinin üstüne bir şey örtmek cover someone in something v.
(birinin/bir şeyin) yavaş yavaş/hissettirmeden üstüne çökmek creep up on (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne düşmek descend upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek descend upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne düşmek descend on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek descend on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne kalmak devolve upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne kalmak devolve on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek dote on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek dote over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sürmek drive at (someone or something) v.
birinin üstüne gitmek/varmak dump on someone v.
birinin/bir şeyin üstüne kar yağmak dump on someone/something v.
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek fall back onto someone or something v.
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek fall back on someone or something v.
birinin üstüne düşmek/kalmak fall upon someone v.
birinin üstüne vazife olmak fall upon someone v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall upon someone v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak fall upon someone v.
birinin üstüne düşmek/kalmak fall on someone v.
birinin üstüne vazife olmak fall on someone v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall on someone v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak fall on someone v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek fall onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak fall onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek fall onto (someone or something) v.
(birinin) üstüne düşmek fall onto (someone) v.
(birinin) üstüne kalmak fall onto (someone) v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall onto (someone) v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak fall onto (someone) v.
birinin üstüne vazife olmak fall onto (someone) v.
(birinin) üstüne düşmek fall on (someone) v.
(birinin) üstüne kalmak fall on (someone) v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall on (someone) v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak fall on (someone) v.
birinin üstüne vazife olmak fall on (someone) v.
birinin üstüne vazife olmak fall to someone v.
birinin üstüne kalmak fall to someone v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall to someone v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak fall to someone v.
birinin üstüne vazife olmak fall to (one) v.
birinin üstüne kalmak fall to (one) v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall to (one) v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak fall to (one) v.
birinin/bir şeyin üstüne yanmak (ışık) flash on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) birdenbire üstüne saldırmak fly at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak fly at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne uçmak fly at (someone or something) v.
birini/bir şeyi (birinin) üstüne atmak fob someone or something off (on or onto someone) v.
birini/bir şeyi (birinin) üstüne atıp başından savmak fob someone or something off (on or onto someone) v.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atıp başından savmak fob (someone or something) off on (someone) v.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atıp başından savmak foist (someone something) (up)on (one) v.
(birinin) üstüne (bir şey) yıkmak force (something) on (one) v.
(birinin üstüne bir şeyin) suçunu atmak frame (someone) for (something) v.
(bir suçu birinin) üstüne atmak frame (someone) for (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek fuss over (someone or something) v.
hep birlikte (birinin) üstüne gitmek gang up (on someone) v.
hep birlikte (birinin) üstüne gitmek gang up on (one) v.
(birinin) üstüne gitmek get at (someone) v.
(birinin/bir hayvanın) üstüne çullanmak get at (someone or an animal) v.
(birinin) üstüne gitmek get on (one) v.
birinin üstüne gitmek get on someone v.
(birinin/bir şeyin) üstüne gitmek get on (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne saldırmak/atlamak go at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne çullanmak go at someone or something v.
(birinin) çok üstüne gitmek go at (someone) v.
(birinin) üstüne saldırmak go for (someone) v.
(birinin) üstüne çullanmak go for (someone) v.
(birinin) üstüne gitmek go for (someone) v.
(birinin) üstüne varmak/gitmek go on at (one) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak grasp at (someone or something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne asmak hang something over someone or something v.
bir şeyi birinin üstüne atmak hang something on someone v.
birinin üstüne bir şeyin suçunu atmak hang something on someone v.
bir suçu birinin üstüne atmak hang something on someone v.
(birini birinin) üstüne atmak/yıkmak inflict (someone) upon (one) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) çağırmak invoke (something) (up)on (someone or something) v.
(birinin) üstüne fazla gitmek jaw at (one) v.
(birinin) üstüne zıplamak jump out at (one) v.
(birinin) birden üstüne atlamak jump out at (one) v.
(birinin) üstüne saldırmak jump out at (one) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşürmek/itmek knock into (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak/saldırmak lash out against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) aniden üstüne atlamak/saldırmak lash out at (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak leap at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak leap at someone or something v.
(suçu birinin) üstüne yıkmak/atmak pin (something) on (one) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne/yükseğine koymak place (someone or something) above (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak pounce on (someone or something) v.
(birinin) üstüne gitmek pounce on (someone) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne/üstünden bastırmak push down on (someone or something) v.
(bir yerden birinin/bir şeyin) üstüne yağmak rain in on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek run out at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek run up on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek rush at (someone or something) v.
birinin parasının/malının üstüne konmak screw someone out of something v.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne salmak set (someone or something) upon (one) v.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne salmak set (someone or something) on (one) v.
suçu (birinin) üstüne atmak set (someone) up v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak spatter on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak spatter on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek spit on (someone or something) v.
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak spit on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek spit onto (someone or something) v.
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak spit onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak splash on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak splash on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak splash onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak splash onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak tread on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak tread upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) altını üstüne getirmek turn (someone or something) upside down v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak unleash (someone or something) against (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak unleash (someone or something) on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak wish (someone or something) off on (someone or something else) v.
Phrases
birinin/bir şeyin üstüne doğru eğilmek slant toward someone or something v.
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle at risk to yourself/somebody/something v.
(birinin) üstüne düşen (görev/sorumluluk) on (one's) shoulders expr.
birinin üstüne düşen (görev/sorumluluk) on someone's shoulders expr.
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden üstüne almak suretiyle at risk to (someone, something, or oneself) expr.
(birinin) üstüne vazife değil far be it from (someone) expr.
(bir şey yapmak birinin) üstüne vazife değil far be it from (one) to (do something) expr.
... yapmak birinin üstüne vazife değil far be it from one to expr.
Colloquial
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırma a go (at someone or something) n.
(birinin) üstüne varma a go (at someone) n.
(birinin) üstüne gitme a go (at someone) n.
birinin/bir şeyin üstüne çarpı atmak x someone or something out v.
birinin/bir şeyin üstüne listede çarpı atmak x someone or something out v.
birinin/bir şeyin silinmesi/iptal edilmesi/dikkate alınmaması için üstüne çarpı atmak x someone or something out v.
birinin üstüne atmak/yıkmak lay something on someone v.
(birinin) üstüne yüklemek put it to (someone) v.
(birinin) üstüne yıkmak put it to (someone) v.
(birinin) üstüne atmak put it to (someone) v.
(birinin) üstüne yıkmak put it to (someone) v.
(birinin) üstüne gitmek be all over (one) v.
(birinin) üstüne gitmek be at (one) v.
(birinin) tam üstüne göre olmak be made for (someone) v.
(birinin) üstüne cuk oturmak be made for (someone) v.
birinin üstüne varmak be on at somebody v.
birinin üstüne gitmek be on at somebody v.
birinin üstüne varmak go on at somebody v.
birinin üstüne gitmek go on at somebody v.
birinin üstüne varmak keep on at somebody v.
birinin üstüne gitmek keep on at somebody v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek be on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek go on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek keep on at somebody (to do something) v.
birinin/bir şeyin üstüne varmak keep (going) on at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne gitmek keep (going) on at someone or something v.
birinin üstüne dikilmiş tailor-made adj.
(birinin) üstüne atlamış/çullanmış all over (someone) adj.
(birinin) üstüne atlamış/çullanmış all over one adj.
(birinin) üstüne atlamış/çullanmış all over (someone) adj.
(birinin) üstüne atlamış/çullanmış all over one adj.
birinin üstüne giden tough on someone adj.
(birinin) üstüne kalmış upon (one) adj.
birinin üstüne giden in someone's face expr.
Idioms
birinin üstüne gitmek/birini cezalandırmak için bulunan açık a rod to beat somebody with n.
birinin üstüne gitmek/birini cezalandırmak için bulunan açık a stick to beat somebody with n.
(birinin) üstüne varma a shot at (someone) n.
(birinin) üstüne gitme a whack at (someone) n.
sarhoş olup birinin kucağına/üstüne kusan kimse admiral of the narrow seas [obsolete] n.
birinin üstüne gitmek pick on someone v.
(birinin) üstüne/tepesine inmesine neden olmak bring (something) down on (one's) head v.
(birinin) üstüne/başına düşürmek bring (something) down on (one's) head v.
birinin üstüne titremek fall all over someone v.
bir şeyin sorumluluğunu birinin üstüne atmak/yıkmak father something on someone v.
bir konuda birinin üstüne gitmek ride someone about something v.
birinin üstüne iş yıkmak pile the work on someone v.
birinin üstüne büyük bir etkisi olmak have a strong hold on someone v.
birinin üstüne büyük bir etkisi olmak get a strong hold on someone v.
birinin üstüne büyük bir etkisi olmak have secure influence on someone v.
birinin üstüne büyük bir etkisi olmak get secure influence on someone v.
birinin üstüne üstüne gitmek poke the bear v.
birinin üstüne üstüne gitmek poke a bear v.
birinin üstüne giderek onu sinirlendirmeye çalışmak poke the bear v.
birinin üstüne giderek onu sinirlendirmeye çalışmak poke a bear v.
birinin üstüne çok gitmek push someone too far v.
suçu birinin üstüne atmak put something at someone's door v.
birinin üstüne gitmemek give (one) some slack v.
bir şeyi başka birinin üstüne atmak drop/dump something in somebody’s ˈlap v.
(birinin) çok üstüne gitmemek let (one) off easy v.
birinin üstüne gitmek/gelmek get in someone's face v.
(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek get run off (one's) feet v.
(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek get rushed off (one's) feet v.
kızgın birinin üstüne gitmek pour fuel on the fire v.
kızgın birinin üstüne gitmek pour gas/gasoline on the fire v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıkıca abanmak have a firm grip on (someone or something) v.
(bir şeyi birinin) üstüne yağdırmak pump (one) full of (something) v.
(birinin) üstüne gitmek get (one's) knife into (someone) v.
(birinin) üstüne gitmek get the knife into (someone) v.
(birinin) üstüne varmak keep (going) on at (one) v.
birinin üstüne varmak keep (going) on at someone v.
(birinin) üstüne fazla gitmemek go soft on (someone) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkan bir özelliği olmamak have got nothing on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) eleştirel bir şekilde üstüne gitmek do a hatchet job on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek hang/lie heavy (on somebody/something) v.
bir şeyin ihalesi birinin üstüne kalmak fall heir to something v.
(birinin) üstüne gitmek make things hot for (one) v.
(birinin) üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak make things hot for (one) v.
(birinin) fena üstüne gitmek come down hard on (someone) v.
(birinin) üstüne kurşun yağdırmak pump (one) full of lead v.
(birinin/bir şeyin) üstüne elini koymak put (one's) hands on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birinin) bir şeyin üstüne gitmek put (someone or something) through the ringer v.
(bir işi, sorumluluğu birinin) üstüne atmak dump (something) in (someone's) lap v.
bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak dump something in somebody's lap v.
bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak drop something in somebody's lap v.
birinin/bir şeyin sorumluluğunu üstüne alıp birini rahatlatmak take something/somebody off somebody’s hands v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak be on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak go on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak keep on at somebody (to do something) v.
birinin üstüne gitmek/varmak be on at someone [uk] v.
öfkeyle birinin üstüne gitmek/yürümek be/come down on somebody like a ton of ˈbricks v.
(birinin) üstüne gitmek bring (one) to account v.
(birinin) üstüne gitmek bring (one) to book v.
birinin (bir şey için) üstüne gitmek bring somebody to book (for something) [uk] v.
(birinin) canını üstüne getirmek bring (someone) to life v.
dikkati/dikkatleri (birinin/bir şeyin) üstüne çekmek call attention to (someone or something) v.
dikkati/dikkatleri birinin/bir şeyin üstüne çekmek call attention to someone or something v.
(birinin) üstüne gelmek come down hard on (someone) v.
(birinin) üstüne fazla gitmek come on strong (with somebody) v.
(birinin/bir şeyin) çok üstüne gitmek come down (hard) (on someone or something) v.
(birinin) eleştirisini üstüne çekmek draw (someone's) fire v.
dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne yöneltmek draw attention to (oneself, someone, or something) v.
dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne çekmek draw attention to (oneself, someone, or something) v.
(birinin) üstüne kalmak fall to (one's) lot v.
(birinin) üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall to (one's) lot v.
(birinin) üstüne düşen bir görev olmak fall to (one's) lot v.
birinin üstüne kalmak fall to someone's lot v.
birinin üstüne kalan bir sorumluluk olmak fall to someone's lot v.
birinin üstüne düşen bir görev olmak fall to someone's lot v.
(birinin) üstüne düşmek fling (oneself) at (someone's) head v.
birinin/bir şeyin üstüne titremek make a fuss of somebody/something v.
birinin/bir şeyin üstüne titremek make a fuss over somebody/something v.
(birinin) üstüne gitmek get one's knife into (someone) v.
(birinin) üstüne gitmek get the knife into (someone) v.
birinin üstüne gitmek/gelmek get in (one's) face v.
birinin üstüne gitmek/gelmek get in somebody's face [us] v.
(birinin) üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmak get off (one's) back v.
birinin üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmak get off somebody's back v.
(birinin) üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmak get off (one's) case v.
(birinin) üstüne gitmek get on (one's) case v.
(birinin) çok üstüne gitmek go at (one) hammer and tongs v.
(birinin) fazla üstüne gitmemek go light on (someone) v.
(birinin) üstüne/kucağına atılmak land in (one's) lap v.
(bir şeyi birinin) üstüne atmak lay (something) at (one's) feet v.
(bir şeyi birinin) üstüne atmak lay (something) at the feet of (someone) v.
suçu (birinin) üstüne yıkmak leave (one) holding the baby [uk] v.
suçu (birinin) üstüne yıkmak leave (one) holding the bag [us] v.
(bir şeyi) birinin üstüne dikmek make (something) to measure v.
birinin üstüne gitmek make it hot for somebody v.
birinin üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak make it hot for somebody v.
(birinin) üstüne gitmek make it warm for (one) v.
(birinin) üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak make it warm for (one) v.
(birinin) üstüne gitmek make things warm for (one) v.
(birinin) üstüne giderek/sıkıştırarak davranışlarını düzeltmesini sağlamaya çalışmak make things warm for (one) v.
(birinin dediğinin/yaptığının) üstüne çıkmak one-up (someone) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne doğru çekmek/indirmek pull (something) down over (someone or something) v.
(suçu birinin) üstüne atmak put (something) at (one's) door v.
suçu (birinin/bir şeyin) üstüne atmak put the blame on (someone or something) v.
suçu (birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak put the blame on (someone or something) v.
(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek run (one) off (one's) feet v.
(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek run (one's) feet off v.
(birinin) üstüne hücum etmek set about (one) [old-fashioned] v.
(birinin) üstüne (bir şey) yığmak snow (one) under with (something) v.
(birinin/bir şeyin) yönetimini/idaresini üstüne almak/üstlenmek take (someone or something) in hand v.
birinin üstüne titremek wrap someone in cotton wool v.
birinin üstüne giden hard on someone adj.
(birinin) üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmış off (one's) case adj.
birinin üstüne gelmeyi/gitmeyi bırakmış off someone's back adj.
Religious
(birinin) üstüne haç işareti yapmak croise [obsolete] v.
Slang
birinin üstüne titreyen kimse mollycoddler n.
(birinin) üzerine/üstüne gitmek break (one's) balls v.
(birinin) üzerine/üstüne gitmek break (someone's) balls v.
birinin üstüne atlamak jump someone's bones v.
suçu birinin üstüne atmak lay something on someone v.
(birinin) üstüne gitmek bust (one's) ass v.
(birinin) üstüne gitmek bust (one's) balls v.
birinin üstüne varmak bust someone's chops v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yapışmak stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yapışıp kalmak stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
(birinin/bir şeyin) üstüne kara bir leke gibi yapışıp kalmak stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
birinin üstüne atlamak/saldırmak jump v.
birinin üstüne varmak/gitmek kick-ass on someone v.
(birinin) üstüne çizgi çekmek cancel (someone) v.
öfkeyle birinin üstüne gelmek/yürümek come down on (one) like a ton of bricks v.
öfkeyle birinin üstüne gelmek/yürümek come down on someone like a ton of bricks v.
(birinin) üstüne atlamak (cinsel anlamda) jump (one's) bones v.
(birinin) üstüne atlamak step to (one) [us] v.