Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
we who labor here seek only the truth
aniversario de póliza
focal field
eventualplan
as tight as a tick
radar gun-laying
alıyor
Historia
Frases
Significados de
"alıyor"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Computer
1
Computer
alıyor
receiving
expr.
Significados de
"alıyor"
con otros términos en diccionario inglés turco: 27 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Speaking
1
Speaking
hala nefes alıyor
he's still breathing
expr.
He's still breathing.
Hala nefes alıyor.
More Sentences
General
2
General
depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen kimse
miserabilist
n.
3
General
hüzünlü şarkılar söyleyip depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen şarkıcı
miserabilist
n.
4
General
hüzünlü şarkılar dinleyip depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen dinleyici
miserabilist
n.
5
General
depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen kimse
miserablist
n.
6
General
hüzünlü şarkılar söyleyip depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen şarkıcı
miserablist
n.
7
General
hüzünlü şarkılar dinleyip depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen dinleyici
miserablist
n.
8
General
çok fazla ilaç alıyor olmak
be on a load of medication
v.
9
General
depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen
miserabilist
adj.
10
General
depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen
miserablist
adj.
Colloquial
11
Colloquial
doğum kontrol hapı alıyor olmak
be prepared
v.
12
Colloquial
(biri) bu cesareti nereden alıyor/buluyor?
where does (one) get the nerve?
expr.
13
Colloquial
(biri) nereden cesaret alıyor/buluyor?
where does (one) get the nerve?
expr.
Idioms
14
Idioms
gözünü güneş alıyor
the sun is in someone's eyes
expr.
15
Idioms
(biri) yiyebileceğinden fazla yiyecek alıyor/almış
(one's) eyes are bigger than (one's) belly
expr.
16
Idioms
(biri) yiyebileceğinden fazla yiyecek almış/alıyor
(one's) eyes are bigger than (one's) stomach
expr.
17
Idioms
yiyebileceğinden fazla yiyecek almış/alıyor
one's eyes are bigger than stomach
expr.
18
Idioms
durum karışık bir hal alıyor
the thick plottens
expr.
Speaking
19
Speaking
bir koku alıyor musun?
do you smell something?
expr.
20
Speaking
durum karışık bir hal alıyor
the plot thickens
expr.
21
Speaking
hangi ilaçları alıyor?
what pills does she take?
expr.
22
Speaking
öğretmenlikten keyif alıyor musun?
do you enjoy teaching?
expr.
23
Speaking
nefes alıyor mu?
is she/he breathing?
expr.
Computer
24
Computer
dosyaları alıyor
receiving files
expr.
Slang
25
Slang
uyuşturucu/ilaç alıyor olmak
be on
v.
26
Slang
işler zor bir hal alıyor
things are getting hairy
expr.
27
Slang
durum sinir bozucu bir hal alıyor
things are getting hairy
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of alıyor
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy