Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | alacaklı | creditor n. | ||
Turkish rules give sufficient protection to shareholders and creditors. Türk kuralları, hissedarlara ve alacaklılara yeterli koruma sağlamaktadır. More Sentences |
||||
Common Usage | alacaklı | payee n. | ||
Tom wrote Mary's name as the cheque payee. Tom çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazdı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | alacaklı | holdout n. | ||
Barbara might have the same disease, and the holdout advised against execution, the juror said. Alacaklı, şirketin de aynı sorunu yaşayabileceğini ve bu nedenle kararın uygulanmamasın önerdiğini belirtmiştir. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | alacaklı | payee n. | ||
Tom wrote Mary's name as the cheque payee. Tom, çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazmış. More Sentences |
||||
Trade/Economic | alacaklı | creditor n. | ||
We are also familiar with this concept with regard to debt payable to, and debt collectible by, the creditor. Bu kavrama alacaklıya ödenecek ve alacaklı tarafından tahsil edilebilecek borçlar bakımından da aşinayız. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | alacaklı | creditor n. | ||
We need to ask all creditors to come forward to present their case. Tüm alacaklılardan kendi durumlarını ortaya koymalarını istemeliyiz. More Sentences |
||||
Law | alacaklı | creditor n. | ||
His creditors are after him. Alacaklıları onun peşinde. More Sentences |
||||
General | ||||
General | alacaklı | encumbrancer n. | ||
General | alacaklı | demander n. | ||
General | alacaklı | claimant n. | ||
General | alacaklı | debtee n. | ||
General | alacaklı | unpaid adj. | ||
Idioms | ||||
Idioms | alacaklı | wolf at the door n. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | alacaklı | drawer n. | ||
Trade/Economic | alacaklı | supplier n. | ||
Trade/Economic | alacaklı | obligee n. | ||
Trade/Economic | alacaklı | debtee n. | ||
Law | ||||
Law | alacaklı | claimant n. | ||
Law | alacaklı | creansor n. | ||
Law | alacaklı | obligee n. | ||
Law | alacaklı | debtee n. | ||
Law | alacaklı | creancer adj. |