Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | alkışlamak | clap v. | ||
The large audience clapped at the end of the song. Büyük dinleyici kitlesi şarkının sonunda alkışladı. More Sentences |
||||
Common Usage | alkışlamak | acclaim v. | ||
The audience acclaimed the actors for their performance. Seyirci, performansları için oyuncuları alkışladı. More Sentences |
||||
Common Usage | alkışlamak | applaud v. | ||
I applaud those companies that follow good practice, but many do not. İyi uygulamaları takip eden şirketleri alkışlıyorum ancak çoğu bunu yapmıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | alkışlamak | applaud v. | ||
In June I applauded and supported it. Haziran ayında bunu alkışladım ve destekledim. More Sentences |
||||
General | alkışlamak | cheer v. | ||
The fact that someone like Castro was cheered, is proof that this was an anti-Western meeting'. Castro gibi birinin alkışlanması, bunun Batı karşıtı bir toplantı olduğunun kanıtıdır'. More Sentences |
||||
General | alkışlamak | hail v. | ||
The crowd hailed the winner. Kalabalık, kazananı alkışladı. More Sentences |
||||
General | alkışlamak | give applause v. | ||
General | alkışlamak | hosanna v. | ||
General | alkışlamak | huzza v. | ||
General | alkışlamak | huzzah v. | ||
General | alkışlamak | rise (to) v. | ||
General | alkışlamak | plaudit v. | ||
General | alkışlamak | ovation v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | alkışlamak | clap something together v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | alkışlamak | clap the hands v. | ||
Idioms | alkışlamak | give someone a big hand v. | ||
Idioms | alkışlamak | put your hands together v. | ||
Sport | ||||
Sport | alkışlamak | cheer on v. | ||
Music | ||||
Music | alkışlamak | acclaim v. | ||
Archaic | ||||
Archaic | alkışlamak | plaud v. | ||