|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
aynı fikirde olan |
in agreement adj.
|
|
I can only declare myself in agreement with the honourable Member.
Sayın Üye ile aynı fikirde olduğumu ifade etmekten başka bir şey yapamam.
More Sentences
|
Common Usage |
|
2 |
Common Usage |
aynı doğrultuda olan |
parallel adj.
|
|
General |
|
3 |
General |
aynı türden olan |
congener n.
|
|
4 |
General |
dini aynı olan kimse |
coreligionist n.
|
|
5 |
General |
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri |
spouse n.
|
|
6 |
General |
aynı türden olan şey |
homogenesis n.
|
|
7 |
General |
aynı ülkeden olan |
fellow countryman n.
|
|
8 |
General |
akran/aynı yaşta olan |
agemate n.
|
|
9 |
General |
dini aynı olan kimse |
co-religionist n.
|
|
10 |
General |
hala aynı rütbede olan gözden düşmüş subay |
reformade [obsolete] n.
|
|
11 |
General |
aynı anda dört eşi olan kimse |
quadrigamist n.
|
|
12 |
General |
aynı veya benzer türden olan şeyler |
whatnot n.
|
|
13 |
General |
aynı anda hem iyi bir eş olan hem de profesyonel bir kariyere sahip olabilen bir kadın |
wonder woman n.
|
|
14 |
General |
kutsal görülen bir şeyin adıyla aynı olan, ondan türetilmiş veya o şeyin adını içeren ifade |
oath n.
|
|
15 |
General |
aynı sınıfa ait veya benzer çıkarları ve hedefleri olan kimselerden oluşan birlik |
guild n.
|
|
16 |
General |
birbiriyle aynı tür olan sekiz şeyden sekizincisi |
octuplicate n.
|
|
17 |
General |
aynı kategorideki diğerlerinden farklı olan şey |
odd bod n.
|
|
18 |
General |
iki kişinin normalde aynı olan eşyalarını ayırt etmek için armaya yapılan ilave ya da değişiklik |
difference n.
|
|
19 |
General |
iki tarafında da aynı rakam olan domino taşı |
doublet n.
|
|
|
20 |
General |
bir diğeri ile aynı yasal statüde olan kimse |
peer n.
|
|
21 |
General |
birlikte var olan, aynı ya da benzer şeylerden oluşan grup |
platoon n.
|
|
22 |
General |
aynı türden olan şey |
cogener n.
|
|
23 |
General |
bir diğeriyle aynı fikirde olan kimse |
coincider n.
|
|
24 |
General |
bir diğeriyle aynı rütbede olan kimse |
coordinate n.
|
|
25 |
General |
değişen fenotipi gen kaynaklı fenotipi ile aynı olan canlı |
phenocopy n.
|
|
26 |
General |
aynı fikirde olan kimse |
seconder n.
|
|
27 |
General |
kökü aynı olan |
cognate adj.
|
|
28 |
General |
aynı zamanda olan |
contemporaneous adj.
|
|
29 |
General |
aynı amaçlı olan |
collateral adj.
|
|
30 |
General |
aynı anda birden fazla yerde olan |
omnipresent adj.
|
|
31 |
General |
aynı mesafede olan |
equidistant adj.
|
|
32 |
General |
aynı zamanda iyi ve kötü olan |
dulcamara adj.
|
|
33 |
General |
aynı anda birden fazla yerde olan |
ubiquitous adj.
|
|
34 |
General |
aynı yapılı olan |
homogeneous adj.
|
|
35 |
General |
aynı hizada olan |
flush adj.
|
|
36 |
General |
aynı derecede muhtemel olan |
equiprobable adj.
|
|
37 |
General |
aynı anda olan |
simultaneous adj.
|
|
38 |
General |
aynı zamanda olan |
concurrent adj.
|
|
39 |
General |
aynı zamanda olan |
equitemporaneous adj.
|
|
|
40 |
General |
aynı zamanda olan |
simultaneous adj.
|
|
41 |
General |
aynı fikirde olan |
agreed adj.
|
|
42 |
General |
kökeni aynı olan |
collateral adj.
|
|
43 |
General |
aynı familyadan olan |
congenerous adj.
|
|
44 |
General |
aynı türden olan |
congenerical adj.
|
|
45 |
General |
aynı türden olan |
congeneric adj.
|
|
46 |
General |
tabiatı aynı olan |
connatural adj.
|
|
47 |
General |
yumuşak ama aynı zamanda sakız kıvamında olan |
fudgy adj.
|
|
48 |
General |
tamamen aynı mahiyette olan |
tautoousian adj.
|
|
49 |
General |
aynı anda birden fazla yerde olan |
totipresent [obsolete] adj.
|
|
50 |
General |
aynı etkinliğin üç farklı aşamasında uzman olan |
triple-threat adj.
|
|
51 |
General |
aynı şekilde olan |
arthen [obsolete] adj.
|
|
52 |
General |
aynı anda birden fazla yerde olan |
ubiquarian [rare] adj.
|
|
53 |
General |
aynı anda birden fazla yerde olan |
ubiquitary [obsolete] adj.
|
|
54 |
General |
aynı fikirde olan |
undiscordant adj.
|
|
55 |
General |
aynı perdede olan |
unisonal adj.
|
|
56 |
General |
aynı çekim gücüne sahip olan |
unisonant adj.
|
|
57 |
General |
aynı şiddette olan |
unisonant adj.
|
|
58 |
General |
aynı fikirde olan |
unisonous adj.
|
|
59 |
General |
aynı isimde olup daha genç olan |
younger adj.
|
|
60 |
General |
ebeveynleri aynı olan (kimse) |
whole adj.
|
|
61 |
General |
aynı ayarda taklit ürün olan |
me-too adj.
|
|
62 |
General |
aynı fikirde olan |
harmonious adj.
|
|
63 |
General |
aynı veya benzer parçaları olan |
homoeomeric adj.
|
|
64 |
General |
aynı yapıya sahip olan |
homologous adj.
|
|
65 |
General |
aynı cinsiyetten olan kimseler arasındaki sosyal ilişkilerle ilgili |
homosocial adj.
|
|
66 |
General |
aynı cinsiyetten olan kimseler arasındaki sosyal ilişkilere ait |
homosocial adj.
|
|
67 |
General |
aynı hiyerarşik düzende olan |
horizontal adj.
|
|
68 |
General |
aynı bireyde erkek ve dişi üreme organlarına sahip olan |
monecious adj.
|
|
69 |
General |
aynı bitkide dişi ve erkek çiçeklerine sahip olan |
monecious adj.
|
|
70 |
General |
aynı anda hem dört kenarlı düşey bir prizmanın kenarlarına hem de yatay bir prizmaya paralel olan dilinimleri bulunan |
diprismatic adj.
|
|
71 |
General |
nedeni aynı olan |
identical adj.
|
|
72 |
General |
(bayram, tatil) her yıl aynı tarihte olan |
immovable adj.
|
|
73 |
General |
aynı ülkeden olan |
compatriot adj.
|
|
74 |
General |
aynı türden olan |
congenious adj.
|
|
75 |
General |
aynı anda olan |
conjugate adj.
|
|
76 |
General |
aynı kandan olan |
consanguined adj.
|
|
77 |
General |
aynı anlamda olan |
cosignificative adj.
|
|
78 |
General |
aynı zamanda var olan |
cotemporary adj.
|
|
79 |
General |
(bir şey ile) aynı olan |
coterminous adj.
|
|
|
80 |
General |
aynı aileden olan |
domesticant adj.
|
|
81 |
General |
aynı yönde olan |
parallel adj.
|
|
82 |
General |
aynı zamanda olan |
parallel adj.
|
|
83 |
General |
aynı yatkınlığı olan |
parallel adj.
|
|
84 |
General |
aynı gruba ait olan |
fellow adj.
|
|
85 |
General |
her yeri aynı renkte olan |
isochroous adj.
|
|
86 |
General |
(özellikle yaş, mevki, sınıf açısından) aynı gruba ait olan |
peer adj.
|
|
87 |
General |
aynı yerde olan |
co-extensive adj.
|
|
88 |
General |
ait olduğu yapı ile aynı olan |
self-similar adj.
|
|
89 |
General |
neredeyse aynı olan |
siamese adj.
|
|
90 |
General |
aynı ebatta olan |
sized adj.
|
|
91 |
General |
aynı bedende olan |
sized adj.
|
|
92 |
General |
tümüyle aynı renk olan |
solid-coloured [uk] adj.
|
|
93 |
General |
aynı ısıda olan |
synthermal adj.
|
|
94 |
General |
aynı rezonans frekansına sahip olan |
syntonic adj.
|
|
95 |
General |
aynı frekansta olan |
synchronously adv.
|
|
Colloquial |
|
96 |
Colloquial |
toplumsal cinsiyeti ile biyolojik cinsiyeti aynı olan kişi |
cis n.
|
|
97 |
Colloquial |
benim olan aynı zamanda senin, senin olan aynı zamanda benim |
what's mine is yours, and what's yours is mine expr.
|
|
Idioms |
|
98 |
Idioms |
aynı kandan/soydan olan akrabaların |
your (own) flesh and blood n.
|
|
99 |
Idioms |
aynı anda iyi/olumlu ve kötü/olumsuz sonuçları olan bir durum |
a mixed blessing n.
|
|
100 |
Idioms |
aynı anda iyi/olumlu ve kötü/olumsuz yanları olan bir durumun tanımı |
a mixed picture n.
|
|
101 |
Idioms |
aynı kandan/soydan olan akrabalar |
your flesh and blood n.
|
|
Formal |
|
102 |
Formal |
aynı tonda olan |
homotonic adj.
|
|
Trade/Economic |
|
103 |
Trade/Economic |
sahibi veya yönetimi aynı olan kuruluşlar (otel, mağaza, sinema vb.) |
chain n.
|
|
104 |
Trade/Economic |
aynı türden birden fazla finansal araç satın alındığında riskin arttığı, döviz kuru riskine karşı vadeli piyasalarda işlem yapmanın tam tersi olan işlem |
texas hedge n.
|
|
105 |
Trade/Economic |
aynı meslekten olan kişiler topluluğu |
profession n.
|
|
106 |
Trade/Economic |
her ürün için aynı olan maliyetler |
joint costs n.
|
|
107 |
Trade/Economic |
bir hisse senedi endeksiyle aynı oranlarda olan büyük hisse senedi grubu |
basket n.
|
|
108 |
Trade/Economic |
aynı zamanda olan |
simultaneous adj.
|
|
Law |
|
109 |
Law |
(özellikle aynı ev sahibine sahip olan) kiracılar |
tenantry n.
|
|
110 |
Law |
aynı ana ve babadan olan kardeşler arasındaki akrabalık bağı |
whole blood n.
|
|
111 |
Law |
aynı anda iki kişiyle evli olan kimse |
bigamist n.
|
|
Politics |
|
112 |
Politics |
mecliste gelecekteki seçimle yine aynı partinin alacağı kesin olan koltuk |
safe seat n.
|
|
113 |
Politics |
(ingiltere'de) tory partisiyle aynı görüşten olan |
tory adj.
|
|
Industry |
|
114 |
Industry |
sahibi aynı olan başka bir şirkete taşeronluk yapma |
insourcing n.
|
|
115 |
Industry |
aynı toplu sözleşmeye tabi olan çalışan grubu |
bargaining unit n.
|
|
Tourism |
|
116 |
Tourism |
bitişik odayla aynı duvarı paylaşıp o odaya açılan özel kapısı olan otel odası |
connecting room n.
|
|
Technical |
|
117 |
Technical |
aynı hatta olan depolar |
inline reservoir n.
|
|
118 |
Technical |
devamlı aynı tonda olan malzeme |
monochrome continuous tone material n.
|
|
119 |
Technical |
merkezleri aynı olan |
concentric circles n.
|
|
120 |
Technical |
her noktası aynı potansiyelde olan bölge |
equipotential n.
|
|
121 |
Technical |
dik açılardaki iki düzlemde titreşim süreleri birbiriyle aynı olan esnek çubuklar |
wheatstone's rods n.
|
|
122 |
Technical |
yükleri farklı olup diğer özellikler bakımından aynı olan bir grup temel parçacık |
multiplet n.
|
|
123 |
Technical |
aynı doğrultuda olan |
collinear adj.
|
|
124 |
Technical |
aynı eksene sahip olan |
coaxial adj.
|
|
125 |
Technical |
aynı fazda olan |
inphase adj.
|
|
126 |
Technical |
aynı sınırlara sahip olan |
conterminous adj.
|
|
127 |
Technical |
ölçüleri aynı olan |
commeasurable adj.
|
|
128 |
Technical |
aynı boyutta tekerlekleri olan |
equirotal adj.
|
|
129 |
Technical |
(aynı enerji veya frekans) iki durumu olan |
degenerate adj.
|
|
130 |
Technical |
(aynı enerji veya frekans) ikiden fazla durumu olan |
degenerate adj.
|
|
Mechanic |
|
131 |
Mechanic |
yükün asıldığı küçük bir tamburu olup aynı aks üzerinde halat etrafında döndürülerek yükün çıkarıldığı daha büyük bir tamburu olan bir basit vinç |
whip crane n.
|
|
Construction |
|
132 |
Construction |
bir arazi üzerine inşa edilmiş birbirinin aynı olan evler |
tract house n.
|
|
133 |
Construction |
geminin transvers formunda orta veya en geniş bölümle aynı biçimde olan kısım |
dead flat n.
|
|
134 |
Construction |
geminin transvers formunda orta veya en geniş bölümle aynı biçimde olan kısım |
straight-of-breadth n.
|
|
135 |
Construction |
kristal doğrultusu anayapı ile aynı olan |
epitaxial adj.
|
|
Dyeing |
|
136 |
Dyeing |
ağaçla aynı renkte olan |
woodtone adj.
|
|
Aeronautic |
|
137 |
Aeronautic |
mekanik özelliği her yönde aynı olan tabaka |
isotropic laminate n.
|
|
138 |
Aeronautic |
(yörünge) aynı yönde olan |
posigrade adj.
|
|
Marine |
|
139 |
Marine |
aynı düzlemde farklı çaplarda iki kasnağı olan palanga makarası |
thick-and-thin block n.
|
|
140 |
Marine |
aynı düzlemde farklı çaplarda iki kasnağı olan palanga makarası |
fiddle block n.
|
|
141 |
Marine |
teknenin burnuyla aynı yönde olan dalga (hareketi) |
following sea n.
|
|
142 |
Marine |
gemideki göz demiriyle hemen hemen aynı boyutta olan bir yedek çapa |
best bower n.
|
|
143 |
Marine |
geminin genel güzergahı ile aynı yönde olan (akıntı) |
fair adj.
|
|
144 |
Marine |
başta ve kıçta çektiği su yaklaşık aynı olan (gemi) |
on-air adj.
|
|
Medical |
|
145 |
Medical |
aynı kimyasal formülü olan fakat farklı topolojik yapıları olan molekül grubu |
topoisomer n.
|
|
146 |
Medical |
hastalığa neden olan etkene benzer ancak onunla aynı olmayan bir etkenin kullanıldığı tedavi yöntemi |
homoeotherapy n.
|
|
147 |
Medical |
aynı anda olan |
monochronic adj.
|
|
148 |
Medical |
yapısı aynı olan (dokular) |
homologous adj.
|
|
149 |
Medical |
aynı ilişkiye sahip olan |
homonymous adj.
|
|
150 |
Medical |
her parçasında aynı gerilim veya tona sahip olan |
homotonic adj.
|
|
151 |
Medical |
çözünen madde yoğunluğu kandakiyle aynı olan |
isotonic adj.
|
|
Anatomy |
|
152 |
Anatomy |
sternum plakası ile aynı yerde olan |
sternal adj.
|
|
Pharmaceutics |
|
153 |
Pharmaceutics |
aynı hukuki kontrollere ve kısıtlamalara tabi olan ilaçların bulunduğu resmi liste |
schedule n.
|
|
154 |
Pharmaceutics |
aynı hukuki kontrollere ve kısıtlamalara tabi olan ilaçların bulundukları resmi listede belirtilen istismar veya bağımlılık derecelerinden biri |
schedule n.
|
|
Optics |
|
155 |
Optics |
göze aynı görünüp farklı spektral bileşimlere sahip olan iki renk |
metamerism n.
|
|
156 |
Optics |
ışını iki kat kıran bir ortamda yer alan ve düzlemsel ucaylanmış ışığın tüm bileşenlerinin aynı hızla yol aldığı doğrultuya paralel olan eksen |
optical axis n.
|
|
157 |
Optics |
aktinik ve en parlak ışınlar için odağı aynı olan (akromatik mercek) |
photovisual adj.
|
|
Printing |
|
158 |
Printing |
sonradan elle eklenecek olan parça yerine konan aynı genişlikte geçici baskı elemanı |
turn n.
|
|
Math |
|
159 |
Math |
karesinin son basamağı ile aynı olan sayılar |
circular numbers n.
|
|
160 |
Math |
aynı çizgide bulunmayan noktalarla ilgili olan |
noncollinear adj.
|
|
161 |
Math |
aynı daire içinde olan |
concyclic adj.
|
|
162 |
Math |
aynı daire içinde olan |
cocyclic adj.
|
|
163 |
Math |
her terimi aynı matematiksel derecede veya boyutta olan (gösterim) |
homogeneal adj.
|
|
164 |
Math |
diğer sayılara bölünüp aynı kalanı veren bir sayıya sahip olan |
modulo adj.
|
|
165 |
Math |
kendi alt kümesi ile aynı güçte olan |
infinite adj.
|
|
166 |
Math |
aynı boyuttaki birimlere sahip olup tüm sayılarla ilişkili olan |
commensurable adj.
|
|
167 |
Math |
başlangıcı aynı olan |
coinitial adj.
|
|
Geometry |
|
168 |
Geometry |
iki sabit noktaya mesafeleri aynı lineer kombinasyona sahip olan noktaların oluşturduğu eğri |
cartesian oval n.
|
|
169 |
Geometry |
merkezi küreninki ile aynı olan çember |
great circle n.
|
|
170 |
Geometry |
merkezi küreninki ile aynı olan çember |
great circle of a sphere n.
|
|
171 |
Geometry |
belirli bir eğriyle belirli bir noktadan teması aynı türdeki diğer eğrilerinkinden daha yüksek dereceli olan eğri |
osculatrix n.
|
|
172 |
Geometry |
hem saat yönünde hem de tersi yönünde aynı sayıda köşe veya kenara sahip olan (iki düzgün çokgen köşesi veya kenarı) belirtilen açının karşısında bulunan (dik üçgen kenarı) |
opposite adj.
|
|
173 |
Geometry |
paralelkenar ile aynı özellikte olan |
parallelogrammic adj.
|
|
174 |
Geometry |
çapları aynı uzunlukta olan |
isodiametrical adj.
|
|
Logic |
|
175 |
Logic |
aynı sözdizimsel ilişkiye dahil olan elemanlar |
type n.
|
|
176 |
Logic |
aynı bireyi mümkün olan her dünyada tanımlayan ifade |
rigid designator n.
|
|
177 |
Logic |
aynı sayıda elemanı olan |
equinumerous adj.
|
|
Statistics |
|
178 |
Statistics |
(çok değişkenli dağılımda) varyansı diğerlerinin tüm değerleri için aynı olan (değişken) |
homoscedastic adj.
|
|
Physics |
|
179 |
Physics |
bileşenlerinin hareketleri dışında her açıdan aynı olan sistemler grubu |
ensemble n.
|
|
180 |
Physics |
atom ve kütle sayısı aynı, enerji düzeyleri ve yarı ömürleri farklı olan birden fazla nüklit arasındaki ilişki |
isomerism n.
|
|
181 |
Physics |
dönme yönü hareket yönüyle aynı olan (parçacık) |
right-handed adj.
|
|
182 |
Physics |
yönü birincil akımla aynı olan (ikincil indüksiyon akımı) |
direct adj.
|
|
183 |
Physics |
(atomaltı partikül) karşıt parçacığı ile aynı olan |
self-conjugate adj.
|
|
Chemistry |
|
184 |
Chemistry |
aynı kiralite özelliğine sahip olan bir grup molekül |
homochirality n.
|
|
185 |
Chemistry |
aynı kimyasal bileşimde olup atomlar arası bağlantı yapıları farklı olan moleküller |
isomers n.
|
|
186 |
Chemistry |
tüm ligantları aynı olan |
homoleptic adj.
|
|
187 |
Chemistry |
aynı madde halinde olan |
homogeneal adj.
|
|
188 |
Chemistry |
aynı bileşenlerin ötektik bileşimindekinden daha az miktarda küçük bileşene sahip olan |
hypoeutectic adj.
|
|
189 |
Chemistry |
aynı kaloride olan |
isocaloric adj.
|
|
Biology |
|
190 |
Biology |
organizmada aynı eksen üzerinde birebir karşılığı olan uzuv |
antimere n.
|
|
191 |
Biology |
organizmada aynı eksen üzerinde birebir karşılığı olan uzuv |
actinomere n.
|
|
192 |
Biology |
aynı türden türetilmiş ikiden fazla kromozom dizisi olan bir organizma |
autopolyploid n.
|
|
193 |
Biology |
ekolojik ihtiyaçları aynı olan iki türün aynı anda aynı alanda olamayacağı ilkesi |
gause's principle n.
|
|
194 |
Biology |
ekolojik ihtiyaçları aynı olan iki türün aynı anda aynı alanda olamayacağı ilkesi |
gause's rule n.
|
|
195 |
Biology |
beslenme gereksinimleri ana organizma ile aynı olan mikroorganizma |
prototroph n.
|
|
196 |
Biology |
aynı amino asit için birden fazla kodonu olan |
redundant adj.
|
|
197 |
Biology |
aynı işleve sahip fakat farklı evrimsel kökenleri olan |
analogous adj.
|
|
198 |
Biology |
aynı işlevi gören ancak farklı evrim kökenli olan |
analogous adj.
|
|
199 |
Biology |
aynı spor hücreleri olan |
homosporous adj.
|
|
200 |
Biology |
aynı türde olan |
conspecific adj.
|
|
201 |
Biology |
genetik yapısı tıpa tıp aynı olan |
genetically identical adj.
|
|
202 |
Biology |
aynı türden türetilmiş ikiden fazla kromozom dizisi olan |
autopolyploid adj.
|
|
203 |
Biology |
gametleri temelde vejetatif hücrelerle aynı boyut ve yapısal özelliklere sahip olan |
hologamous adj.
|
|
204 |
Biology |
(memeli olmayan omurgalılarda) hepsi aynı tipte dişlere sahip olan |
homodont adj.
|
|
205 |
Biology |
aynı düzende aynı alellere veya genlere sahip olan |
homologic adj.
|
|
206 |
Biology |
aynı düzende aynı alel veya genlere sahip olan |
homological adj.
|
|
207 |
Biology |
aynı tip yapıda olan |
homotypal adj.
|
|
208 |
Biology |
tüm üyeleri aynı veya benzer yapıda olan |
monomorphic adj.
|
|
209 |
Biology |
tüm üyeleri aynı veya benzer yapıda olan |
monomorphous adj.
|
|
210 |
Biology |
bir dna veya rna molekülüyle aynı yönde olan |
downstream adj.
|
|
211 |
Biology |
(aynı bitki üzerinde) çok sayıda gamet üreten formu olan |
polyoicous adj.
|
|
212 |
Biology |
aynı takımdan olan (canlılar) |
coordinal adj.
|
|
213 |
Biology |
aynı takımdan olan (canlılar) |
co-ordinal adj.
|
|
214 |
Biology |
aynı gene sahip olan |
syngenic adj.
|
|
Biochemistry |
|
215 |
Biochemistry |
aynı gen sırasında olan |
synteny n.
|
|
216 |
Biochemistry |
ozmotik basıncı kanla aynı olan solüsyon |
isosmotic solution n.
|
|
Zoology |
|
217 |
Zoology |
başı ve vücudu asimetrik, her iki gözü aynı tarafta olan balıkların bulunduğu takımın adı |
heterosomati n.
|
|
218 |
Zoology |
aynı türden olan hayvanların kurduğu geçici birlik |
coalition n.
|
|
219 |
Zoology |
aynı türden hayvanlar arasında tanıtıcı olan (özellik, renk) |
episematic adj.
|
|
Botanic |
|
220 |
Botanic |
aynı salkımda hem erkek hem dişi çiçekleri olan, erkek çiçeğe dokunulduğunda havaya polen püskürten orkide türü |
jumping orchid (catasetum macrocarpum) n.
|
|
221 |
Botanic |
yuvarlak yaprakları ve aynı büyüklükte mavi veya morumsu pembe çiçekleri olan çok büyük bir nilüfer |
australian water lily (nymphaea gigantea) n.
|
|
222 |
Botanic |
aynı çiçekte hem dişi organ hem de erkeklik organı olan çiçekler |
united flowers n.
|
|
223 |
Botanic |
avrupa dağlarına özgü beyaz çiçekli, kısa ve aynı boyda dal kümeleri olan çok yıllık bir bitki |
mossy saxifrage (saxifraga hypnoides) n.
|
|
224 |
Botanic |
aynı türden olan parçaların doğuştan birleşik olması |
cohesion n.
|
|
225 |
Botanic |
çiçekliğinde aynı anda üç farklı seks organı (erkek, dişi ve erdişi) olan |
trigamous adj.
|
|
226 |
Botanic |
kısa ve aynı boyda dal kümeleri olan (bitki) |
tufted adj.
|
|
227 |
Botanic |
aynı bitki üzerinde hem erdişi hem de erkek çiçekleri olan |
andromonoecious adj.
|
|
228 |
Botanic |
her yaprak dizilişinde aynı sayıda yaprağı olan |
eucyclic adj.
|
|
229 |
Botanic |
eksen ile aynı yönde olan |
vertical adj.
|
|
230 |
Botanic |
aynı başakçıktaki iki çiçeğinden biri kısır diğeri ise tek eşeyli olan (çimen) |
hemigamous adj.
|
|
231 |
Botanic |
aynı çiçekte hem erkek hem de dişi organları olan |
hermaphrodite adj.
|
|
232 |
Botanic |
aynı çiçekte hem erkek hem de dişi organları olan bitkilerle ilgili |
hermaphroditic adj.
|
|
233 |
Botanic |
aynı bitkinin aynı dalında veya farklı dallarında erkek ve dişi organı olan |
heteroecious adj.
|
|
234 |
Botanic |
aynı bitkide farklı şekillerde eşey hücreleri olan |
heteroicous adj.
|
|
235 |
Botanic |
bir salkımındaki tüm çiçekleri aynı cinsiyetten veya hermafrodit olan (bitki) |
homogamic adj.
|
|
236 |
Botanic |
çiçek boyuncukları aynı uzunlukta olan |
homostyled adj.
|
|
237 |
Botanic |
aynı uzunlukta boyuncukları olan |
homostylic adj.
|
|
238 |
Botanic |
çiçek boyuncukları aynı uzunlukta olan |
homostylous adj.
|
|
239 |
Botanic |
aynı sapın farklı yerlerinde erkek ve dişi üreme organı olan |
parecious adj.
|
|
Breeding |
|
240 |
Breeding |
aynı veya yakın soyun daha sonraki nesillerinde olan |
in-and-in adj.
|
|
241 |
Breeding |
aynı veya yakın soyun daha sonraki nesillerinde olan |
in-and-in adj.
|
|
Social Sciences |
|
242 |
Social Sciences |
özellikle çin'in hunan bölgesinde yaygın olarak uygulanmakta olan kız çocuklarının aynı yaşta başka kız çocuklarıyla arkadaş edilmesi geleneği |
laotang n.
|
|
243 |
Social Sciences |
toplumsal cinsiyeti ve biyolojik cinsiyeti aynı olan |
cisgender n.
|
|
244 |
Social Sciences |
(abd'nin güneyinde) iç savaş'ta birlik'le aynı tarafta olan eyaletlere özgü dil veya kültür özelliği |
yankeeism n.
|
|
245 |
Social Sciences |
başka biriyle aynı ırk, kültür veya uyruktan olan erkek |
kinsman n.
|
|
246 |
Social Sciences |
başka biriyle aynı ırk, kültür veya uyruktan olan kadın |
kinswoman n.
|
|
Education |
|
247 |
Education |
farklı akademik programlardan olan aynı sınıf veya yaştaki öğrencilerin öğretmenden danışmanlık almak için bir araya getirildikleri sınıf |
home room n.
|
|
248 |
Education |
(aynı yıl mezun olan) mezunlar grubu |
class n.
|
|
249 |
Education |
(aynı yıl mezun olan) öğrenci grubu |
class n.
|
|
Literature |
|
250 |
Literature |
aynı nazım ölçüsünde olan (mısralar) |
unstopped adj.
|
|
251 |
Literature |
aynı isimli iki veya daha fazla şeyin daha eskisi olan |
old adj.
|
|
Linguistics |
|
252 |
Linguistics |
aynı biçimde söylenen ancak farklı anlamları olan |
heteronym n.
|
|
253 |
Linguistics |
aynı gibi görünen ancak farklı anlamları olan ayrı dillerdeki iki kelime |
false friend n.
|
|
254 |
Linguistics |
eril ve dişil hali aynı olan kelime |
epicene n.
|
|
255 |
Linguistics |
hem baştan hem sondan okunuşu aynı olan kelime |
palindrome n.
|
|
256 |
Linguistics |
okunuşu aynı olup anlamı, türetimi veya yazılışı farklı olan kelimelerden her biri |
homonym n.
|
|
257 |
Linguistics |
aynı kökten olan |
akin adj.
|
|
258 |
Linguistics |
bir ünlü harfle aynı hecede olan (ünsüz harf) |
nonsyllabic adj.
|
|
259 |
Linguistics |
aynı oranda geçerli olan |
equipollent adj.
|
|
260 |
Linguistics |
aynı biçimbirime ait olan bir sesbirim sınıfıyla ilgili |
morphophonemic adj.
|
|
261 |
Linguistics |
aynı biçimbirime ait olan bir sesbirim sınıfına ait |
morphophonemic adj.
|
|
262 |
Linguistics |
aynı biçimbirime ait olan sesbirim sınıfları arasındaki ilişkiler ve bunların oluşumlarını belirleyen koşullara ait veya ilgili |
morphophonemic adj.
|
|
263 |
Linguistics |
aynı söz dizimsel ögelere sahip olan |
parallel adj.
|
|
264 |
Linguistics |
aynı söz dizimsel yapıda olan |
parallel adj.
|
|
Religious |
|
265 |
Religious |
iznik konsili'nde geçen tanrı'nın oğlu olan isa'nın baba tanrı ile aynı özde sahip olduğu öğretisini destekleyen hristiyan kimse |
homoousian n.
|
|
266 |
Religious |
aşai rabbani ayinin her gün aynı olan kısmı |
ordinary of the mass n.
|
|
267 |
Religious |
(aynı zamanda ingiliz kilisesi rahibi olan) arazi sahibi |
squarson n.
|
|
268 |
Religious |
tanrı'nın oğlu'nun baba tanrı ile aynı özden veya maddeden olduğuna dair bir iznik konsili doktrinine bağlı olan |
homoousian adj.
|
|
269 |
Religious |
tesliste aynı töze sahip olan (baba ve oğul) |
consubstantial adj.
|
|
Philosophy |
|
270 |
Philosophy |
çeşitli kişilerce aynı ölçüde anlaşılabilir olan |
intersubjective adj.
|
|
Meteorology |
|
271 |
Meteorology |
ortalama kış sıcaklıkları aynı olan yerleri harita üzerinde birleştiren çizgi |
isochime n.
|
|
272 |
Meteorology |
ortalama kış sıcaklıkları aynı olan yerleri harita üzerinde birleştiren çizgilere ait veya ilgili |
isocheimenal adj.
|
|
273 |
Meteorology |
ortalama kış sıcaklıkları aynı olan yerleri harita üzerinde birleştiren (çizgi) |
isocheimenal adj.
|
|
Geology |
|
274 |
Geology |
ingiltere'nin dağ ve tepelerinde bulunan ve kuzey amerika'nın alt karbonifer dönemi ile hemen hemen aynı zamana ait olan karbonifer kireç taşı |
mountain limestone n.
|
|
275 |
Geology |
tümü neredeyse aynı eğimde olan tortul kayaç tabakasında genellikle erozyon nedeniyle kırılma |
disconformity n.
|
|
276 |
Geology |
aynı bölgeye ait olan |
tautozonal adj.
|
|
277 |
Geology |
çevreleyen kaya katmanı ile aynı yönde eğimli olan |
cataclinal adj.
|
|
278 |
Geology |
katılaşmış lav içinde olup aynı püskürük kayacın parçası olan (volkanik parçacık) |
cognate adj.
|
|
279 |
Geology |
(tortul malzemeler) aynı büyüklükte olan |
sorted adj.
|
|
Military |
|
280 |
Military |
hala aynı rütbede olan gözden düşmüş subay |
reformado n.
|
|
Hunting |
|
281 |
Hunting |
aynı kubuz üzerinde birden fazla kalibrede yivli-yivsiz namluları olan çok amaçlı silah |
combination gun n.
|
|
Sport |
|
282 |
Sport |
krikette kabaca forvet ile aynı hizada olan ofsayt pozisyonu |
third man n.
|
|
283 |
Sport |
aynı anda çeşitli boks organizasyonlarında şampiyon olan boksör |
undisputed world champion n.
|
|
284 |
Sport |
(yarış pisti) başlangıç ve bitiş noktası aynı olan |
closed adj.
|
|
Basketball |
|
285 |
Basketball |
aynı sene içinde hem ülkesinin liginde şampiyon olan hem ulusal basketbol kupasını kazanan hem de avrupa'da euroleague'i kazanıp üçleme yapan basketbol takımı |
triple crown n.
|
|
Card |
|
286 |
Card |
aynı renkten olan tüm kartları toplayarak (desteyi) kazanmak |
establish v.
|
|
Music |
|
287 |
Music |
aynı türden iki notanın zaman değerine sahip olan üç notalık grup |
tercet n.
|
|
288 |
Music |
aynı türden iki notanın zaman değerine sahip olan üç notalık grup |
triplet n.
|
|
289 |
Music |
aynı perdede akort edilmiş telleri olan arp |
wind harp n.
|
|
290 |
Music |
aynı perdede olan |
unisonant adj.
|
|
291 |
Music |
aynı tizlikte olan |
unisonant adj.
|
|
292 |
Music |
aynı tonda olan |
homotonic adj.
|
|
293 |
Music |
aynı tenor veya tonda olan |
homotonous adj.
|
|
294 |
Music |
aynı yönde olan (melodik perde değişimi) |
direct adj.
|
|
295 |
Music |
(makam) otantik makamın çekeniyle başlayıp sonu otantik makamla aynı olan |
plagal adj.
|
|
Theatre |
|
296 |
Theatre |
aynı yapımın bir önceki gösterisini de izlemiş olan seyirci |
repeater n.
|
|
Photography |
|
297 |
Photography |
orijinaliyle neredeyse aynı tonlarda olan (ardıl görüntü) |
homochromatic adj.
|
|
Mythology |
|
298 |
Mythology |
(roma mitolojisinde) aynı zamanda satürn'ün karısı olan bolluk ve bereket tanrıçası |
ops n.
|
|
Printery |
|
299 |
Printery |
aynı ad ve yüze sahip olup farklı boyutlarda olan baskı türleri |
type series n.
|
|
300 |
Printery |
aynı ad ve yüze sahip olup farklı boyutlarda olan baskı türleri |
series n.
|
|
301 |
Printery |
metindeki büyük harflerden belirgin şekilde daha büyük olan ancak altı aynı satırda hizalanan harf veya karakter |
cockup n.
|
|
302 |
Printery |
görme engelliler için tasarlanmış olan kabartmalı yazı ile sıradan yazıyı aynı anda üreten bir cihaz |
diplograph n.
|
|
303 |
Printery |
büyük harf ile aynı formu paylaşıp boyutça onun üçte ikisi kadar olan ve genellikle dipnotlarda ve kısaltmalarda kullanılan harf |
small capital n.
|
|
304 |
Printery |
büyük harf ile aynı formu paylaşıp boyutu küçük harfin gövdesi kadar olan harfler |
small capital letters n.
|
|
Ottoman Turkish |
|
305 |
Ottoman Turkish |
aynı erkekle birlikte olan kadınlar |
harem n.
|
|
Archaic |
|
306 |
Archaic |
aynı etki alanına sahip olan |
commensurate adj.
|
|
307 |
Archaic |
aynı zamanda olan |
cotemporaneous adj.
|
|
308 |
Archaic |
aynı fikirde olan |
sooth adj.
|
|
Ornithology |
|
309 |
Ornithology |
madagaskar'a özgü nesli tükenmiş olan epiornis ile aynı tür olduğu düşünülen büyük bir kuş |
rukh n.
|
|
Slang |
|
310 |
Slang |
hilebazların kullandığı, iki yüzü de aynı olan yarım peni |
gray n.
|
|
Modern Slang |
|
311 |
Modern Slang |
aynı anda hem dişi hem erkek olan |
ambigenderous adj.
|
|
Anthropology |
|
312 |
Anthropology |
(polinezya'da) aynı anda hem kutsal hem de yasak olan |
taboo adj.
|
|
313 |
Anthropology |
(polinezya'da) aynı anda hem kutsal hem de yasak olan |
tabu adj.
|
|