bakımından zengin - Turco Inglés Diccionario

bakımından zengin

Significados de "bakımından zengin" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
Colloquial
bakımından zengin rich with adj.

Significados de "bakımından zengin" con otros términos en diccionario inglés turco: 50 resultado(s)

Turco Inglés
General
av yeri bakımından zengin bölge coverside n.
yağ bakımından zengin olma fatness n.
protein bakımından zengin yem supplement n.
bir şey bakımından zengin olmak be rich in something v.
tahıl bakımından zengin corny adj.
lif bakımından zengin fiber-rich adj.
şeker bakımından zengin sugar rich adj.
otsu bitki örtüsü bakımından zengin olan herbose adj.
otsu bitki örtüsü bakımından zengin olan herbous adj.
(tını veya rezonans bakımından) zengin ve yumuşak golden adj.
esas unsur bakımından zengin concentrate adj.
yengeç bakımından zengin crabby adj.
olay veya deneyim bakımından zengin crowded adj.
Colloquial
bir şey bakımından zengin strong on adj.
(bir şey) bakımından zengin rich with (something) adj.
Idioms
(bir şey) bakımından zengin olmak be steeped in (something) v.
bir şey bakımından zengin olmak be steeped in something v.
Technical
(metali) oksijen bakımından zengin alevle yakmak burn v.
Mining
kuzey ontario'daki sudbury civarlarında nikel bakımından zengin bölge nickel belt n.
Medical
lif bakımından zengin diyet fiber rich diet n.
Gastronomy
nişasta bakımından zengin besinler starches n.
Chemistry
genellikle alkali, titanyum bakımından zengin bir bazaltik ojit titanaugite n.
Botanic
kuzeydoğu afrika’da yetişen, sarı çiçekleri ve yağ bakımından zengin tohumları olan, kuş yemi olarak da kullanılan bir bitki niger (guizotia abyssinica) n.
genellikle turuncu veya kırmızı renkli çiçekliği ve yağ bakımından zengin tohumları olan, eski dünya'ya özgü bileşikgiller familyasından bir ot thistle saffron (carthamus tinctorius) n.
idaho'da yetişen nişasta bakımından zengin uzun bir patates çeşidi idaho n.
kireç bakımından zengin topraklarda yetişen bitki calcicole n.
kireç bakımından zengin topraklarda yetişen bitki calciphyte n.
kireç bakımından zengin topraklarda yetişen bitki calciphile n.
nektar bakımından zengin nectar-rich adj.
büyümeyi sürdürecek malzeme bakımından zengin fertile adj.
silika bakımından zengin topraklarda yetişen (bitki) siliceous adj.
silika bakımından zengin topraklarda yetişen (bitki) silicious adj.
Agriculture
enerji bakımından zengin yem energy rich feed n.
humus bakımından zengin (toprak) humusy adj.
Education
içerik bakımından zengin eğitim content-rich education n.
Literature
su bakımından zengin fountful adj.
Environment
organik madde bakımından zengin yüzey toprağı a-horizon n.
(göl) içerik bakımından zengin polytrophic adj.
Geography
güney afrika'da altın, mercan ve manganez bakımından oldukça zengin olan kayalık bir bölge reef n.
orta avrupa'da yer alan, kömür ve demir bakımından zengin bir bölge slask n.
orta avrupa'da yer alan, kömür ve demir bakımından zengin bir bölge schlesien n.
organik madde bakımından zengin unctuous adj.
içinde az bitki ve organizma bulunup derin kısımları oksijen bakımından zengin olan (göl) oligotrophic adj.
Geology
alüminyum yönünden zengin ve potasyum bakımından zayıf bir bazalt kayaç tholeiite n.
hümik asit bakımından zengin şist humic shale n.
kil ve silt bakımından zengin sığ çöküntü claypan [australia] n.
jips bakımından zengin kayaç gyprock n.
toprağın silika ve alümin bakımından zengin dış tabakası sial n.
yeryüzünün denizel kabuğunda bulunan, silisyum ve magnezyum bakımından zengin kayalar sima n.
demir bakımından zengin olan kontak metamorfik bir kayaç çeşidi skarn n.