Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Historia
bir şeyi çıkarmak
Significados de
"bir şeyi çıkarmak"
en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
bir şeyi çıkarmak
take something off
v.
Phrasals
2
Phrasals
bir şeyi çıkarmak
chuck something up
v.
3
Phrasals
bir şeyi çıkarmak
file something off
v.
Slang
4
Slang
bir şeyi çıkarmak
honk
v.
Significados de
"bir şeyi çıkarmak"
con otros términos en diccionario inglés turco: 398 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
bir şeyi bir yerden çıkarmak
take something out of
v.
2
General
suya bastırarak bir şeyi çıkarmak
soak out
v.
3
General
bir şeyi ön plana çıkarmak
give something prominence
v.
4
General
bir şeyi satışa çıkarmak
put something up for sale
v.
5
General
kürekleyerek çıkarmak (gömülmüş birini/bir şeyi)
dig out
v.
6
General
bir şeyi meydana çıkarmak
smoke something out
v.
7
General
bir şeyi buhara tutarak çıkarmak
steam something off
v.
8
General
bir şeyi açık artırma ile satışa çıkarmak
put something up for auction
v.
9
General
bir şeyi bir yerden çıkarmak
work something out of
v.
10
General
bir şeyi bir yerden çıkarmak
work something out
v.
11
General
bir şeyi bir yerden çıkarmak
take something out
v.
12
General
çıkarmak (bir şeyi bir yerden)
withdraw from
v.
13
General
(bir şeyi) kuvveden fiile çıkarmak
put/bring/carry something into effect
v.
14
General
(bir şeyi) kuvveden fiile çıkarmak
put something into action
v.
15
General
bir şeyi ortaya çıkarmak
unearth
v.
16
General
(bir şeyi gerçekleştirmede) zorluk çıkarmak
encomber [obsolete]
v.
17
General
(asılı bir şeyi) çıkarmak
unhang
v.
18
General
(sarkan bir şeyi) çıkarmak
unhang
v.
19
General
(sarılı bir şeyi) çıkarmak
unmuffle
v.
20
General
(sarılı bir şeyi) çıkarmak
unplat
v.
21
General
(bir şeyi) kabından çıkarmak
unsheathe
v.
22
General
(bir şeyi) kılıfından çıkarmak
unsheathe
v.
23
General
(bir şeyi) tehditkar bir şekilde çıkarmak
unsheathe
v.
24
General
(bir şeyi) kundaktan çıkarmak
unswaddle
v.
25
General
(sarıp sarmalayan bir şeyi) çıkarmak
unswathe
v.
26
General
(çevreleyen bir şeyi) çıkarmak
unswathe
v.
27
General
(bir şeyi başka bir şeyden) çıkarmak
untack
v.
28
General
(bir şeyi) saklanan yerden çıkarmak
untuck
v.
29
General
(bir şeyi) gizli yerinden çıkarmak
untuck
v.
30
General
bir şeyi öne çıkarmak
obtrude
v.
31
General
(anlaşılması zor bir şeyi) inceleyip anlamını ortaya çıkarmak
decipher
v.
32
General
(bir şeyi) bağırsaklarından çıkarmak
disentrail [obsolete]
v.
Phrasals
33
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyden) kaynatarak çıkarmak
boil (something) out of (something)
v.
34
Phrasals
(gırtlağa takılan bir şeyi) çıkarmak
choke up
v.
35
Phrasals
(birini ya da bir şeyi bir yerden) çıkarmak
conduct (someone or something) out of (some place)
v.
36
Phrasals
bir şeyi kazıyarak çıkarmak
scrape something out
v.
37
Phrasals
bir yerden bir şeyi çekip çıkarmak
draw something out of some place
v.
38
Phrasals
bir yerden bir şeyi çekip çıkarmak
draw something out
v.
39
Phrasals
bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak
steam something
v.
40
Phrasals
bir şeyi kepçe/kaşık ile çıkarmak/almak
ladle something out
v.
41
Phrasals
bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak
steam something out
v.
42
Phrasals
bir şeyi kökünden söküp çıkarmak/atmak
root someone or something out of something
v.
43
Phrasals
bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak
steam something off (of) something
v.
44
Phrasals
bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak
poke something out
v.
45
Phrasals
bir şeyi kepçe/kaşık ile çıkarmak/almak
ladle something out of something
v.
46
Phrasals
bir şeyi birinin huzuruna çıkarmak
take something before someone
v.
47
Phrasals
bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak
steam something out of something
v.
48
Phrasals
bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak
poke something out of something
v.
49
Phrasals
bir şeyi kazıyarak çıkarmak
scrape something out of something
v.
50
Phrasals
bir şeyi satarak/yenisini alarak elden çıkarmak
trade something off
v.
51
Phrasals
bir şeyi kökünden söküp çıkarmak/atmak
root something out
v.
52
Phrasals
(bir şeyi bir yerden) tamamen çıkarmak/silmek/yok etmek
obliterate someone or something from something
v.
53
Phrasals
(üzerinden) bir şeyi çıkarmak
shuck something off
v.
54
Phrasals
birini ya da bir şeyi fotoğraftan çıkarmak
crop someone or something out
v.
55
Phrasals
birini/bir şeyi suyun dibinden çıkarmak
dredge someone or something
v.
56
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) çıkarmak
eliminate (someone or something) from (something)
v.
57
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
eliminate someone or something from something
v.
58
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin içinden) çıkarmak
scoop (something) out of (something else)
v.
59
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin içinden) kepçeyle/kaşıkla çıkarmak
scoop (something) out of (something else)
v.
60
Phrasals
(bir şeyi bir şeyin içinden) çekip çıkarmak
scoop (something) out of (something else)
v.
61
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden çıkarmak
scoop something out of something
v.
62
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyle/kaşıkla çıkarmak
scoop something out of something
v.
63
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden çekip çıkarmak
scoop something out of something
v.
64
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyi/kaşığı daldırıp çıkarmak
scoop something out of something
v.
65
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden çıkarmak
scoop something out
v.
66
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyle/kaşıkla çıkarmak
scoop something out
v.
67
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden çekip çıkarmak
scoop something out
v.
68
Phrasals
bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyi/kaşığı daldırıp çıkarmak
scoop something out
v.
69
Phrasals
birini/bir şeyi bir şey olarak göklere çıkarmak
extol someone or something as something
v.
70
Phrasals
(birini/bir şeyi/kendini) zor durumdan çıkarmak
extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something)
v.
71
Phrasals
(birini/bir şeyi/kendini) sıkıştığı yerden çıkarmak/kurtarmak
extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something)
v.
72
Phrasals
bir şeyi filtreleyerek bir şeyden gidermek/çıkarmak
filter out
v.
73
Phrasals
bir şeyi süzerek atmak/çıkarmak
filter out
v.
74
Phrasals
bir şeyi bulup çıkarmak
filter out
v.
75
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla çıkarmak
force (someone or something) off (of) (something)
v.
76
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla çıkarmak
force off
v.
77
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden zorla çıkarmak
force someone or something off (of) something
v.
78
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden zorla çıkarmak
and force someone or something off
v.
79
Phrasals
birini/bir şeyi boşa çıkarmak
free up
v.
80
Phrasals
(bir şeyi) bir şeyin içinden zorlayarak çıkarmak
prize (something) from
v.
81
Phrasals
(bir şeyi) bir şeyin içinden manivelayla çıkarmak
prize (something) from
v.
82
Phrasals
(bir şeyi) içinde bulunduğu kötü/zor durumdan çıkarmak/kurtarmak
raise (someone or something) from (some state)
v.
83
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir şeyden veya bir yerden çıkarmak
remove from (someone or something)
v.
84
Phrasals
(bir şeyi) bir yüzeyden kazımak/kazıyarak çıkarmak
scratch from (something)
v.
85
Phrasals
(bir şeyi) listeden çıkarmak/elemek
scratch from (something)
v.
86
Phrasals
birini, bir şeyi veya bir sayıyı bir gruptan veya daha büyük bir şeyden çıkarmak
subtract from (something)
v.
87
Phrasals
(bir şeyi) burup suyunu çıkarmak
wring (something) from (someone or something)
v.
88
Phrasals
(bir şeyi) sıkıp suyunu çıkarmak
wring (something) from (someone or something)
v.
89
Phrasals
bir şeyi sıkıp suyunu çıkarmak
wring something from something
v.
90
Phrasals
bir şeyi sıkıp suyunu çıkarmak
wring something out of something
v.
91
Phrasals
bir şeyi/birini bir şeyden çıkarmak
dislodge someone or something from someone or something
v.
92
Phrasals
bir şeyi/birini bir şeyden söküp çıkarmak
dislodge someone or something from someone or something
v.
93
Phrasals
bir şeyi/birini gevşetip çıkarmak
dislodge someone or something from someone or something
v.
94
Phrasals
(bir şeyi) birinin vücudundan çıkarmak
remove from (someone or something)
v.
95
Phrasals
(bir şeyi) kesip parçalarını çıkarmak
hack away at (something)
v.
96
Phrasals
bir şeyi dışarı çıkarmak
bring out
v.
97
Phrasals
tümüyle çıkarmak (bir şeyi)
zero out
v.
98
Phrasals
(bir şeyden bir şeyi) kazıyarak çıkarmak/temizlemek
gouge (something) out of (something)
v.
99
Phrasals
(bir şeyden bir şeyi) oyarak/kazarak çıkarmak
gouge (something) out of (something)
v.
100
Phrasals
bir şeyi bir şeye basıp/bastırıp izini çıkarmak
impress something upon something
v.
101
Phrasals
bir şeyi bir şeye basıp/bastırıp izini çıkarmak
impress something on something
v.
102
Phrasals
birini/bir şeyi listeden çıkarmak
mark someone or something off
v.
103
Phrasals
birini/bir şeyi listeden çıkarmak
mark someone or something out
v.
104
Phrasals
bir şeyi (bir şeyle) silip çıkarmak
mop up with (something)
v.
105
Phrasals
bir şeyi bir şeyle silip çıkarmak
mop something up with something
v.
106
Phrasals
bir şeyi bastırarak bir şeyin içinden/yerinden çıkarmak
punch something out of something
v.
107
Phrasals
bir şeyi bastırarak bir şeyin içinden/yerinden çıkarmak
punch something out
v.
108
Phrasals
bir şeyi sıkıp bir şey çıkarmak
squeeze (something) out of (something)
v.
109
Phrasals
bir şeyi sıkıp içindekini çıkarmak
squeeze (something) out of (something)
v.
110
Phrasals
(bir şeyi) sıkıp içinden çıkarmak
squeeze out (of something)
v.
111
Phrasals
(bir şeyi) sıkıp/sıkarak çıkarmak
squeeze out (of something)
v.
112
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
take someone or something out of something
v.
113
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak
take someone or something out of something
v.
114
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
and take someone or something out
v.
115
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak
and take someone or something out
v.
116
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak
take something out of someone or something
v.
117
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak
take something out of someone or something
v.
118
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak
take something out
v.
119
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak
take something out
v.
120
Phrasals
(birini/bir şeyi) -e çıkarmak
take (someone or something) for
v.
121
Phrasals
(bir şeyi birinin)bir şeyin) üzerinden yıkayarak çıkarmak
wash (something) off (of) (someone or something)
v.
122
Phrasals
birini/bir şeyi uğraşıp bir seviyeye çıkarmak
work to
v.
123
Phrasals
bir şeyi (bir şeyden bir şeye) çıkarmak
increase something (from something) (to something)
v.
124
Phrasals
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi çıkarmak
denude someone or something of something
v.
125
Phrasals
bir şeyi bir şeyin üzerine sürmek/çıkarmak
run something onto something
v.
126
Phrasals
bir şeyi bir şeyden pat diye çıkarmak
snap something out of something
v.
127
Phrasals
bir şeyi bir şeyden pat diye çıkarmak
snap somethingout
v.
128
Phrasals
sivri bir şeyi saplayarak çıkarmak
spear out
v.
129
Phrasals
bir şeyi (bir şeyden) zıpkınla çıkarmak
spear something out (of something)
v.
130
Phrasals
bir şeyi (bir şeyden) şişe, mızrağa saplayarak çıkarmak
spear something out (of something)
v.
131
Phrasals
bir şeyi (bir şeyden) sivri bir şeyin ucuna saplayarak çıkarmak
spear something out (of something)
v.
132
Phrasals
(birinin/bir şeyin) karşısına (bir şeyi) engel olarak çıkarmak
stack (something) against (someone or something)
v.
133
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinden (bir şeyi) çıkarmak
strip (someone or something) of (something)
v.
134
Phrasals
(birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden) üstüne çıkarmak
prize (someone or something) above (someone or something else)
v.
135
Phrasals
birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden üstüne çıkarmak
prize someone or something above someone or something
v.
136
Phrasals
birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden üstüne çıkarmak
put (someone or something) above (someone or something)
v.
137
Phrasals
birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden üstüne çıkarmak
put someone or something above someone or something
v.
138
Phrasals
bir şeyi tekrar ortaya çıkarmak
warm something over
v.
139
Phrasals
bir şeyi bir şeyden gıdım gıdım çıkarmak
edge something out of something
v.
140
Phrasals
bir şeyi bir şeyden yavaş yavaş çıkarmak
edge something out of something
v.
141
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ağır ağır çıkarmak
edge something out of something
v.
142
Phrasals
bir şeyi bir şeyden aşama aşama çıkarmak
edge something out of something
v.
143
Phrasals
bir şeyi bir şeyden çok dikkatlice çıkarmak
edge something out of something
v.
144
Phrasals
bir şeyi bir şeyden özenli bir şekilde çıkarmak
edge something out of something
v.
145
Phrasals
bir şeyi bir şeyden itinayla çıkarmak
edge something out of something
v.
146
Phrasals
bir şeyi bir şeyden kıl payıyla çıkarmak
edge something out of something
v.
147
Phrasals
bir şeyi bir şeyden gıdım gıdım çıkarmak
edge somethingout
v.
148
Phrasals
bir şeyi bir şeyden yavaş yavaş çıkarmak
edge somethingout
v.
149
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ağır ağır çıkarmak
edge somethingout
v.
150
Phrasals
bir şeyi bir şeyden aşama aşama çıkarmak
edge somethingout
v.
151
Phrasals
bir şeyi bir şeyden çok dikkatlice çıkarmak
edge somethingout
v.
152
Phrasals
bir şeyi bir şeyden özenli bir şekilde çıkarmak
edge somethingout
v.
153
Phrasals
bir şeyi bir şeyden itinayla çıkarmak
edge somethingout
v.
154
Phrasals
bir şeyi bir şeyden kıl payıyla çıkarmak
edge somethingout
v.
155
Phrasals
bir şeyi bir şeyden çıkarmak
fetch something out of something
v.
156
Phrasals
bir şeyi bir şeyden çıkarmak
fetch something out
v.
157
Phrasals
bir şeyi sıkıp suyunu çıkarmak
spin something out of something
v.
158
Phrasals
bir şeyi sıkıp suyunu çıkarmak
spin something out
v.
159
Phrasals
yıkayarak (bir şeyi bir şeyden) çıkarmak
wash (something) out of (something)
v.
160
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out of something
v.
161
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir şeyin üzerinde bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out of something
v.
162
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden dışarı çıkarmak
wheel someone or something out of something
v.
163
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
wheel someone or something out of something
v.
164
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli sandalyeyle bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out of something
v.
165
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out
v.
166
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir şeyin üzerinde bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out
v.
167
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla bir şeyden dışarı çıkarmak
wheel someone or something out
v.
168
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
wheel someone or something out
v.
169
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli sandalyeyle bir şeyden çıkarmak
wheel someone or something out
v.
170
Phrasals
(bir şeyi) dürterek (bir şeyden) çıkarmak
worry (something) out of (something)
v.
171
Phrasals
(bir şeyi) dürtükleyerek (bir şeyden) çıkarmak
worry (something) out of (something)
v.
172
Phrasals
(bir şeyi) rahatsız ederek (bir şeyden) çıkarmak
worry (something) out of (something)
v.
173
Phrasals
(bir şeyi) tedirgin ederek (bir şeyden) çıkarmak
worry (something) out of (something)
v.
174
Phrasals
(bir şeyi) taciz ederek (bir şeyden) çıkarmak
worry (something) out of (something)
v.
175
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) çekip çıkarmak
wrench (someone or something) out of (something or some place)
v.
176
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) zorla çıkarmak
wrench (someone or something) out of (something or some place)
v.
177
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) zor kullanarak çıkarmak
wrench (someone or something) out of (something or some place)
v.
178
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) tehditle almak/çıkarmak
wrench (someone or something) out of (something or some place)
v.
179
Phrasals
bir şeyi bir şeyden söküp çıkarmak
wrench something out of something
v.
180
Phrasals
(birini/bir şeyi) açığa çıkarmak
blow upon (someone or something) [obsolete]
v.
181
Phrasals
(birini/bir şeyi) açığa çıkarmak
blow on (someone or something) [obsolete]
v.
182
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) çıkarmak
draw (someone or something) out of (something)
v.
183
Phrasals
bir şeyi bir şey için ilana çıkarmak
advertise something for something
v.
184
Phrasals
bir şeyi bir şey için ilana çıkarmak
advertise something for something
v.
185
Phrasals
bir şeyi açık artırmaya çıkarmak
auction something off
v.
186
Phrasals
birini/bir şeyi (bir şeyden) geri geri çıkarmak
back someone or something out (from something)
v.
187
Phrasals
birini/bir şeyi (bir şeyden) geri çıkarmak
back someone or something out (from something)
v.
188
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) zorla çıkarmak/silmek
blast (something) off (something else)
v.
189
Phrasals
(birinin içindeki) bir şeyi ortaya çıkarmak
bring something out (in someone)
v.
190
Phrasals
(birinin içindeki) bir şeyi açığa çıkarmak
bring something out (in someone)
v.
191
Phrasals
bir şeyi (bir şeyden) fırçalayarak çıkarmak/temizlemek
brush something away (from something)
v.
192
Phrasals
birini/bir şeyi alıp dışarı çıkarmak
carry someone or something out
v.
193
Phrasals
bir şeyi elden çıkarmak
cast something aside
v.
194
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerden) kovalayıp/kovalayarak çıkarmak
chase (someone or something) out of (some place)
v.
195
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden (zorla) göndermek/çıkarmak
chase someone or something out of some place
v.
196
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden kovalayıp/kovalayarak çıkarmak
chase someone or something out of some place
v.
197
Phrasals
gerekli adımları yerine getirip (bir yerden) bir şeyi almak/çıkarmak
check out from (something)
v.
198
Phrasals
gerekli adımları yerine getirip (bir yerden) bir şeyi almak/çıkarmak
check out of (something)
v.
199
Phrasals
soluk borusunu tıkayan bir şeyi öksürerek atmak/çıkarmak
choke something up
v.
200
Phrasals
bir şeyi birinden/bir şeyden yırtarak çıkarmak
claw something off someone or something
v.
201
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden soymak/çıkarmak
claw something off someone or something
v.
202
Phrasals
(bir şeyin) içinden (bir şeyi) atmak/çıkarmak
clean (something) out of (something)
v.
203
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerden) çıkarmak
clear (someone or something) out of (some place)
v.
204
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) çıkarmak/atmak
clear (something) out of (some place)
v.
205
Phrasals
birini/bir şeyi listeden/kayıttan çıkarmak
cross someone or something off (of) something
v.
206
Phrasals
birini/bir şeyi listeden/kayıttan çıkarmak
cross someone or something off
v.
207
Phrasals
birini/bir şeyi (listeden/kayıttan) çıkarmak
cross someone or something out
v.
208
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) sıkıştırarak çıkarmak
crowd (someone or something) out of (something)
v.
209
Phrasals
(bir şeyi) ezip/sıkıp suyunu çıkarmak
crush (something) out of (something)
v.
210
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) çıkarmak
cull (someone or something) out of (something)
v.
211
Phrasals
birini/bir şeyi çıkarmak
cut someone or something out
v.
212
Phrasals
(bir şeyden bir şeyi, miktarı) çıkarmak
deduct (something) from (something)
v.
213
Phrasals
üstünden (bir şeyi) çıkarmak
denude of
v.
214
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyden kazarak çıkarmak
dig someone or something out of something
v.
215
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyden kazarak çıkarmak
dig someone or something out
v.
216
Phrasals
bir şeyi bir şey olarak aklından çıkarmak
dismiss something as something
v.
217
Phrasals
(birini/bir şeyi) sürükleyerek götürmek/çıkarmak
drag (someone or something) away
v.
218
Phrasals
(birini/bir şeyi) çekerek uzaklaştırmak/çıkarmak
drag (someone or something) away
v.
219
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden çekip çıkarmak
draw someone or something out of some place
v.
220
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden çekip çıkarmak
draw someone or something out
v.
221
Phrasals
bir şeyi göz önüne çıkarmak
drum something up
v.
222
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) çıkarmak
exclude (someone or something) from (something)
v.
223
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şey) kapsamından çıkarmak
exclude (someone or something) from (something)
v.
224
Phrasals
birini/bir şeyi zor durumdan çıkarmak
extricate someone or something from someone or something
v.
225
Phrasals
birini/bir şeyi sıkıştığı yerden çıkarmak/kurtarmak
extricate someone or something from someone or something
v.
226
Phrasals
bir şeyi (bir şeyden) çıkarmak
ferret something out (from something)
v.
227
Phrasals
bir şeyi (birinden/bir şeyden) ortaya çıkarmak
ferret something out (of someone or something)
v.
228
Phrasals
bir şeyi (birinden/bir şeyden) ortaya çıkarmak
ferret something out
v.
229
Phrasals
bir şeyi (bir şeyden) çıkarmak
file something away (from something)
v.
230
Phrasals
bir şeyi (bir şeyden) çıkarmak
file something off ((of) something)
v.
231
Phrasals
bir şeyi (bir şeyden) çıkarmak
file something off
v.
232
Phrasals
(bir şeyi) filtreden geçirip (bir şeyden) gidermek/çıkarmak
filter (something) out of (something)
v.
233
Phrasals
bir şeyi bulmak/ortaya çıkarmak
find something out
v.
234
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) bulup çıkarmak
fish (someone or something) out of (something)
v.
235
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) çekip çıkarmak
fish (someone or something) out of (something)
v.
236
Phrasals
birini/bir şeyi saklandığı yerden çıkarmak
flush someone or something out of some place
v.
237
Phrasals
birini/bir şeyi gizlendiği yerden çıkarmak
flush someone or something out of some place
v.
238
Phrasals
birini/bir şeyi saklandığı yerden çıkarmak
flush someone or something out
v.
239
Phrasals
birini/bir şeyi gizlendiği yerden çıkarmak
flush someone or something out
v.
240
Phrasals
(birini/bir şeyi saklandığı şeyden/yerden) çıkarmak
flush (someone or something) out of (some thing or place)
v.
241
Phrasals
(birini/bir şeyi gizlendiği şeyden/yerden) çıkarmak
flush (someone or something) out of (some thing or place)
v.
242
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden zorla çıkarmak
force someone or something out of something
v.
243
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden zorla çıkarmak
force someone or something out
v.
244
Phrasals
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden çıkarmak
get someone or something out of someone or something
v.
245
Phrasals
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden çıkarmak
get someone or something out
v.
246
Phrasals
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden çıkarmak/almak
get someone or something off someone or something
v.
247
Phrasals
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden çıkarmak/almak
get someone or something off
v.
248
Phrasals
bir şeyi (birinin/bir şeyin) içinden çıkarmak/almak
get something out (of someone or something)
v.
249
Phrasals
bir şeyi (birinden/bir şeyden) çıkarmak/almak
get something out (of someone or something)
v.
250
Phrasals
bir şeyi (birinden/bir şeyden) dışarı çıkarmak/almak
get something out (of someone or something)
v.
251
Phrasals
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak/almak
get someone or something out of someone or something
v.
252
Phrasals
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden çıkarmak/almak
get someone or something out of someone or something
v.
253
Phrasals
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden dışarı çıkarmak/almak
get someone or something out of someone or something
v.
254
Phrasals
(bir şeyi) kazıyarak çıkarmak/temizlemek
gouge (something) out
v.
255
Phrasals
(bir şeyi) oyarak/kazarak çıkarmak
gouge (something) out
v.
256
Phrasals
(bir şeyi) öğüterek çıkarmak
grind away (at something)
v.
257
Phrasals
bir şeyi (bir yerden) çekip çıkarmak
haul something up (from something)
v.
258
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) çekip çıkarmak/almak
jerk (someone or something) out of (something or some place)
v.
259
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) zorla çekip çıkarmak
jerk (someone or something) out of (something or some place)
v.
260
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) cart diye çekip çıkarmak/almak
jerk (someone or something) out of (something or some place)
v.
261
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden/durumdan) hemen/hızlıca çıkarmak
jerk (someone or something) out of (something or some place)
v.
262
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) çekip çıkarmak/almak
jerk (someone or something) out of (something)
v.
263
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) zorla çekip çıkarmak
jerk (someone or something) out of (something)
v.
264
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) cart diye çekip çıkarmak/almak
jerk (someone or something) out of (something)
v.
265
Phrasals
bir şeyi (düşünceyi bir şey yaparak) temize çıkarmak
justify (something) by (doing something)
v.
266
Phrasals
bir şeyi (düşünceyi bir şey yaparak) haklı çıkarmak
justify (something) by (doing something)
v.
267
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else)
v.
268
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match (someone or something) against (someone or something else)
v.
269
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match up (someone or something) with (someone or something else)
v.
270
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamen çıkarmak
obliterate (someone or something) from (something or some place)
v.
271
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) çıkarmak
pick (someone or something) out of (something)
v.
272
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) bastırarak/baskı uygulayarak/sıkarak çıkarmak
press (something) out of (something else)
v.
273
Phrasals
(bir şeyden bir şeyi) çıkarmak
prune (something) of (something else)
v.
274
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) emerek/vakumlayarak çıkarmak
pump (something) out of (something)
v.
275
Phrasals
(bir şeyi) pompayla çekmek/çıkarmak
pump for
v.
276
Phrasals
(bir şeyi) emerek/vakumlayarak çıkarmak
pump for
v.
277
Phrasals
(bir şeyi aklından) çıkarmak
purge (something) from (something)
v.
278
Phrasals
(birini/bir şeyi bir seviyenin) üstüne çıkarmak/yükseltmek
push (someone or something) over
v.
279
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önüne/huzuruna çıkarmak
put (someone or something) before (someone or something)
v.
280
Phrasals
(bir şeyi) satışa çıkarmak
put (something) up for (something)
v.
281
Phrasals
(bir şeyi) göklere çıkarmak
rave about (something)
v.
282
Phrasals
(bir şeyi) göklere çıkarmak
rave over (something)
v.
283
Phrasals
(bir şeyi biri) için yeniden basmak/çıkarmak
reissue (something) to (one)
v.
284
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) söküp/çekip çıkarmak
rip (someone or something) out of (something)
v.
285
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamıyla çıkarmak/atmak
root (someone or something) out of (something or some place)
v.
286
Phrasals
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak
sacrifice (someone or something) for (someone or something else)
v.
287
Phrasals
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak
sacrifice (someone or something) to (someone or something else)
v.
288
Phrasals
(bir şeyi kötü bir durumdan) sağ salim çıkarmak
salvage (something) from (something or some place)
v.
289
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) ilgili (bir şeyi) ortaya çıkarmak/açığa vurmak/belli etmek
say (something) about (someone or something)
v.
290
Phrasals
(bir şeyi) listeden çıkarmak
score off (something)
v.
291
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) ovarak çıkarmak
scour (something) off of (something else)
v.
292
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) kazıyarak çıkarmak
scrape (someone or something) up off (something)
v.
293
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) kazıyarak çıkarmak
scrape (something) off of (something)
v.
294
Phrasals
(bir şeyi) kazıyarak çıkarmak
scrape away at (something)
v.
295
Phrasals
içindeki bir şeyi silerek/ovarak çıkarmak/temizlemek
scrub out
v.
296
Phrasals
bir yeri dumanla doldurarak (birini/bir şeyi bir yerden) çıkarmak
smoke (someone or something) out of (some place)
v.
297
Phrasals
bir yeri dumanla doldurarak (birini/bir şeyi bir yerden) çıkarmak
smoke out of
v.
298
Phrasals
birini/bir şeyi dışarı çıkarmak/sürmek
smoke someone/something out
v.
299
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerden) kaçak olarak çıkarmak
smuggle (someone or something) out (of some place)
v.
300
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yerden) gizlice çıkarmak
smuggle (someone or something) out (of some place)
v.
301
Phrasals
(bir şeyi) ıslatarak (bir şeyin yüzeyinden) çıkarmak
soak (something) off of (something else)
v.
302
Phrasals
(bir şeyi) bir sıvı kullanarak (başka bir şeyin yüzeyinden) çıkarmak/temizlemek
soak (something) off of (something else)
v.
303
Phrasals
bir şeyi (bir şeyin) içine tükürmek/çıkarmak
spit in (something)
v.
304
Phrasals
bir şeyi (bir şeyin) içine tükürmek/çıkarmak
spit into (something)
v.
305
Phrasals
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak
spit on (someone or something)
v.
306
Phrasals
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak
spit onto (someone or something)
v.
307
Phrasals
(bir şeyi) buharla/buhar tutarak çıkarmak
steam (something)
v.
308
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) süzerek ayırmak/çıkarmak
strain (something) off of (something else)
v.
309
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) seçip çıkarmak
strain (something) off of (something else)
v.
310
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
take (someone or something) before (someone or something)
v.
311
Phrasals
(bir şeyi birinden/bir şeyden) çıkarmak
take (something) out of (someone or something)
v.
312
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) dışına çıkarmak
take (something) out of (someone or something)
v.
313
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) içinden çıkarmak/almak
take (something) out of (someone or something)
v.
314
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) çıkarmak
turn (someone or something) out of (something or some place)
v.
315
Phrasals
(birini/bir şeyi belli bir dönemden) çıkarmak
usher (someone or something) out of (something)
v.
316
Phrasals
(bir şeyden) istenmeyen (bir şeyi) çıkarmak
wash (something) of (something else)
v.
317
Phrasals
'-den istenmeyen (bir şeyi) çıkarmak
wash of
v.
318
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) uğraşıp çıkarmak
work (something) out of (something else)
v.
319
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) çekip almak/çıkarmak
wrest (someone or something) out of (something)
v.
320
Phrasals
(birini/bir şeyi bir durumdan) aniden çıkarmak/ayıltmak
wrest (someone or something) out of (something)
v.
Colloquial
321
Colloquial
birini/bir şeyi listeden çıkarmak
x someone or something out
v.
322
Colloquial
(bir şeyi yaparken/yapmak için kendi) canını çıkarmak
kill (oneself) (doing something)
v.
323
Colloquial
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendi) canını çıkarmak
kill yourself doing something
v.
324
Colloquial
(bir şeyi) kusmak/çıkarmak
yak up
v.
325
Colloquial
(üzerindeki bir şeyi) çıkarmak
do off (something)
v.
Idioms
326
Idioms
bir şeyi elden çıkarmak/bırakmak
bid adieu to (someone or something)
v.
327
Idioms
bir şeyi aklından çıkarmak
get something out of one's mind
v.
328
Idioms
bir şeyi açığa çıkarmak
get something out in the open
v.
329
Idioms
bir şeyi aklından çıkarmak
put something out of one's mind
v.
330
Idioms
(hoş olmayan bir şeyi) gün yüzüne çıkarmak/gündeme getirmek
rake something up
v.
331
Idioms
(birini/bir şeyi) çekerek (bir şeyden) uzaklaştırmak/çıkarmak
drag (someone or something) away from (something)
v.
332
Idioms
çok değerli bir şeyi elden çıkarmak
sell the family silver
v.
333
Idioms
değerli bir şeyi ilerisi için saklamaktansa elden çıkarmak
sell the family silver
v.
334
Idioms
hızlı fayda/para elde etmek için değerli bir bir şeyi elden çıkarmak
sell the family silver
v.
335
Idioms
(bir şeyi) aklından çıkarmak
push (something) to the back of (one's) mind
v.
336
Idioms
(bir şeyi) ıskartaya çıkarmak
turn (something) out to grass
v.
337
Idioms
bir şeyi yapıp aradan çıkarmak
get something out of the way
v.
338
Idioms
(birini/bir şeyi) aklından çıkarmak
put (someone or something) out of (one's) head
v.
339
Idioms
(bir şeyi) net bir şekilde açığa çıkarmak
bring (something) into sharp relief
v.
340
Idioms
(bir şeyi) ıskartaya çıkarmak/ayırmak
put (something) out to pasture
v.
341
Idioms
(bir şeyi) ıskartaya çıkarmak/ayırmak
send (something) out to grass
v.
342
Idioms
(bir şeyi) bokunu çıkarmak
be not above (doing something)
v.
343
Idioms
bir şeyi bokunu çıkarmak
not be above doing something
v.
344
Idioms
(bir şeyi) söz konusu olmaktan çıkarmak
take (something) off the table
v.
345
Idioms
(birini/bir şeyi) gözden çıkarmak
kick (someone or something) to the curb
v.
346
Idioms
(bir şeyi) zorla (bir şeyin) içerisinden çıkarmak
knock (someone or something) out of (someone or something)
v.
347
Idioms
(bir şeyi) vura vura (bir şeyin) içerisinden çıkarmak
knock (someone or something) out of (someone or something)
v.
348
Idioms
(bir şeyi bir şeyden) vura vura çıkarmak
knock (someone or something) out of (someone or something)
v.
349
Idioms
(birini/bir şeyi) mahkemeye/hakim önüne çıkarmak
bring (someone or something) to trial
v.
350
Idioms
(bir şeyi) doruk noktasına çıkarmak
bring (something) to a climax
v.
351
Idioms
öksürerek bir şeyi atmak/çıkarmak
bring something up
v.
352
Idioms
bir şeyi gün ışığına çıkarmak
bring something to light
v.
353
Idioms
bir şeyi gün yüzüne çıkarmak
bring something to light
v.
354
Idioms
(birini/bir şeyi) seçenekler arasından çıkarmak
close the book on (someone or something)
v.
355
Idioms
(birini/bir şeyi) seçenekler arasından çıkarmak
close the books on (someone or something)
v.
356
Idioms
(bir şeyi) kesip (birini/bir şeyi) ayırmak/çıkarmak
cut (someone or something) loose
v.
357
Idioms
birini/bir şeyi göklere çıkarmak
praise someone or something to the skies
v.
358
Idioms
birini/bir şeyi öve öve göklere çıkarmak
praise someone or something to the skies
v.
359
Idioms
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak
extoll the virtues of (someone or something)
v.
360
Idioms
bir şeyi aklından çıkarmak
put something out of your head
v.
361
Idioms
(birini/bir şeyi) aklından atmak/çıkarmak
get (someone or something) out of (one's) head
v.
362
Idioms
(birini/bir şeyi) kafasından çıkarmak
get (someone or something) out of (one's) head
v.
363
Idioms
(birini/bir şeyi) aklından atmak/çıkarmak
get (someone or something) out of (one's) mind
v.
364
Idioms
(birini/bir şeyi) kafasından çıkarmak
get (someone or something) out of (one's) mind
v.
365
Idioms
(birini/bir şeyi) zihninden atmak/çıkarmak
get (someone or something) out of (one's) mind
v.
366
Idioms
(birine bir şeyi) kabul etmesi/(bir şeye) ev sahipliği yapması için) izin çıkarmak
give (one) (the) clearance to have (something)
v.
367
Idioms
(birini/bir şeyi) cebinden çıkarmak
knock (the) spots off (someone or something) [uk/australia]
v.
368
Idioms
(birini/bir şeyi) cebinden çıkarmak
knock the socks off (someone or something)
v.
369
Idioms
(bir şeyi) kontrolden çıkarmak
let (something) loose
v.
370
Idioms
(bir şeyi) meydana çıkarmak
lift the lid off (something)
v.
371
Idioms
bir şeyi meydana çıkarmak
lift the lid off something
v.
372
Idioms
bir şeyi meydana çıkarmak
lift the lid on something
v.
373
Idioms
(bir şeyi) meydana/ortaya çıkarmak
lift the veil (on something)
v.
374
Idioms
(bir şeyi) su yüzüne çıkarmak
lift the veil (on something)
v.
375
Idioms
(bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak
pluck (something) out of the air
v.
376
Idioms
(bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak
pluck (something) out of the thin air
v.
377
Idioms
(bir şeyi) tesadüfen ortaya çıkarmak
pull (something) out of the/thin air
v.
378
Idioms
(bir şeyi) tam çıkarmak
put (one's) finger on (something)
v.
379
Idioms
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak
put (someone or something) (up) on a pedestal
v.
380
Idioms
(birini/bir şeyi) aklından çıkarmak
put (someone or something) out of (one's) mind
v.
381
Idioms
(bir şeyi) ıskartaya çıkarmak
put (something) out to grass
v.
382
Idioms
bir şeyi aklından çıkarmak
put something out of your mind
v.
383
Idioms
bir şeyi aklından çıkarmak
get something out of your mind
v.
384
Idioms
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak
set (someone or something) (up) on a pedestal
v.
385
Idioms
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak
sing (someone's or something's) praises
v.
386
Idioms
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak
sing somebody's/something's praises
v.
387
Idioms
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak
sing the praises of (someone or something)
v.
388
Idioms
(bir şeyi) açığa çıkarmak
take the lid off (of) (something)
v.
389
Idioms
(birini/bir şeyi) çürüğe çıkarmak
throw (someone or something) on the scrap heap
v.
390
Idioms
bir şeyi kutudan çıkarmak
pull out
v.
Law
391
Law
toprağa gömülmüş bir şeyi çıkarmak
exhume
v.
Technical
392
Technical
(bir şeyden) sıkışan bir şeyi çıkarmak
unjam
v.
Slang
393
Slang
birini/bir şeyi elden çıkarmak
deep-six someone or something
v.
394
Slang
(bir şeyi) çıkarmak
puke (something) up
v.
395
Slang
(bir şeyi) kusarak çıkarmak
puke (something) up
v.
396
Slang
midesindeki bir şeyi kusarak çıkarmak/atmak
puke up
v.
397
Slang
(bir şeyi) elden çıkarmak
87 (something)
v.
398
Slang
yuttuğu bir şeyi sıçıp çıkarmak
shit out
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir şeyi çıkarmak
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy