Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | bir yaşında | one year old adv. | ||
Roger Miller's father died when he was only one year old and his mother became sick soon after, so he was sent to live with his uncle in Erick, Oklahoma. Henüz bir yaşındayken Roger Miller'ın babası öldü ve hemen ardından annesi hasta oldu, o bu nedenle Oklahoma'daki amcası Erick'le yaşamaya gönderildi. More Sentences |
||||
General | bir yaşında | at the age of one adj. | ||
Botanic | ||||
Botanic | bir yaşında | annotinous adj. | ||
Latin | ||||
Latin | bir yaşında | annulatus expr. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | bir yaşında hayvan | yearling n. |
General | bir yaşında hayvan yavrusu | yearling n. |
General | 3 yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak | have the intellect of a 3 year old v. |
General | üç yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak | have the intellect of a 3 year old v. |
General | 3 yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak | have the intelligence of a three year old child v. |
General | üç yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak | have the intelligence of a three year old child v. |
General | bir yaşında olan | yearling adj. |
General | bir yaşında olan | one adj. |
Colloquial | ||
Colloquial | beş yaşında bir erkek çocuk | a 5-year-old boy n. |
Colloquial | dört yaşında bir çocuk | a four-year-old child n. |
Colloquial | 16 yaşında bir çocuk | a 16-year-old kid n. |
Idioms | ||
Idioms | özgür, beyaz ve yirmi bir yaşında | free, white, and twenty-one expr. |
Speaking | ||
Speaking | bir insan kaç yaşında yaşlı sayılır? | at what age do you consider someone old? expr. |
Medical | ||
Medical | üç yaşında bir kız çocuğu | a 3 years old girl n. |