dünyevi - Turco Inglés Diccionario
Historia

dünyevi



Significados de "dünyevi" en diccionario inglés turco : 34 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
dünyevi earthly adj.
dünyevi secular adj.
General
dünyevi terrene adj.
dünyevi secular adj.
dünyevi carnal adj.
dünyevi fleshly adj.
dünyevi worldly adj.
dünyevi laic adj.
dünyevi mundane adj.
dünyevi earthy adj.
dünyevi temporal adj.
dünyevi earth-born adj.
dünyevi planetary adj.
dünyevi terrestrial adj.
dünyevi sublunary adj.
dünyevi temporary [obsolete] adj.
dünyevi terrestre [obsolete] adj.
dünyevi animal adj.
dünyevi earthborn adj.
dünyevi earthen adj.
dünyevi earthly adj.
dünyevi earthly-minded adj.
dünyevi worldly-minded adj.
dünyevi mortal adj.
dünyevi glandular adj.
dünyevi gross adj.
dünyevi sensual adj.
dünyevi subsolary adj.
dünyevi laically adv.
Technical
dünyevi terrestrial adj.
Psychology
dünyevi profane n.
Social Sciences
dünyevi mondain adj.
dünyevi mondaine adj.
Archaic
dünyevi earthy adj.

Significados de "dünyevi" con otros términos en diccionario inglés turco: 85 resultado(s)

Turco Inglés
General
dünyevi oluş earthliness n.
konforsuz ve dünyevi zevklerden yoksun bir yaşam austerity n.
dünyevi bilgi carnal knowledge n.
kilisenin dünyevi mülkleri temporality n.
kilisenin dünyevi mülkleri temporalty n.
dünyevi varlıklar temporalty n.
dünyevi işler earthly affairs n.
dünyevi zevkler earthly pleasures n.
dünyevi zevk earthly pleasure n.
dünyevi çilecilik worldly asceticism n.
dünyevi zevkler cakes and ale n.
papa'nın finansal ve dünyevi işlerini yürüten kardinal camerlengo n.
papa'nın finansal ve dünyevi işlerini yürüten kardinal camerlingo n.
dünyevi olma temporariness n.
dünyevi olma terreity [obsolete] n.
dünyevi zevk secular enjoyment n.
dünyevi ilişkiler earth n.
dünyevi işler earth n.
dünyevi kaygı earthly concern n.
dünyaya ve dünyevi meselelere yüz çeviren tutum quietism n.
dünyevi mal worldly good n.
dünyevi mal worldly possession n.
dünyevi endişeler worldly concern n.
dünyevi kaygılar worldly concern n.
(islamiyet'te veya hinduizm'de) dünyevi serveti reddeden münzevi fakir n.
(islamiyet'te) dünyevi serveti reddeden münzevi faqir n.
(hinduizm'de) dünyevi serveti reddeden münzevi faqir n.
(islamiyet'te) dünyevi serveti reddeden münzevi fakeer n.
(hinduizm'de) dünyevi serveti reddeden münzevi fakeer n.
(dünyevi zevklerden) vazgeçen kimse renunciant n.
dünyevi hevesler mundanity n.
ilahi düzen ve dünyevi işlerin idaresi dispensation n.
dünyevi varlık şeklini alma incarnation n.
dünyevi meselelerden uzaklaşma weanedness n.
dünyevi olmayan düşünceler alemi dream world n.
dünyevi dertler worldly worries n.
dünyevi dertler worldly troubles n.
dünyevi zevklere düşkün kimse fleshling n.
dünyevi hususlara odaklı kimse fleshworm [obsolete] n.
dünyevi olan şey secularity n.
dünyevi unsur sublunary [obsolete] n.
dünyevi hale getirmek terrestrify v.
en dünyevi worldliest adj.
dünyevi işlerle en çok ilgili olan worldliest adj.
dünyevi olmayan nonsecular adj.
dünyevi olmayan ethereal adj.
dünyevi işlerle daha çok ilgili olan worldlier adj.
dünyevi olmayan aethereal adj.
dünyevi olmayan aery adj.
dünyevi görüşlü carnal-minded adj.
dünyevi dertleri olan earthbound adj.
dünyevi olmayan unterrestrial adj.
dünyevi olmama unworldliness adj.
dünyevi olmayan unworldly adj.
dünyevi bir şekilde worldly adj.
dünyevi veya bedensel zevklere duyarsız mortified adj.
dünyevi işlerden uzak obscure adj.
dünyevi şeylerden üstün olan olympian adj.
dünyevi olarak earthily adv.
dünyevi olarak mundanely adv.
dünyevi şekilde terrestrially adv.
dünyevi şekilde sensually adv.
Idioms
dünyevi arzular/istekler earthly desires n.
dünyevi arzular/istekler worldly desires n.
dünyevi şeylere takılıp kalmak be in a groove v.
Speaking
tüm dünyevi dertlerden azade bir yer istiyorum I want a place free from all worldly troubles expr.
tüm dünyevi dertlerden azade bir yer istiyorum I want a place free from all worldly worries expr.
Law
iskoç hukukunda reform neticesinde oluşmuş dünyevi bir lordluk makamı titular n.
iskoç hukukunda reform neticesinde oluşmuş dünyevi bir lordluk makamı lord of erection n.
iskoç hukukunda reform neticesinde oluşmuş dünyevi bir lordluk makamı titular of erection n.
iskoç hukukunda reform neticesinde oluşmuş dünyevi bir lordluk makamı titular of the teinds n.
iskoç hukukunda reform neticesinde oluşmuş dünyevi bir lordluk makamı titular of the tithes n.
dünyevi yaşamdan çıkıp ruhani hayata geçme yemini abjuration n.
Politics
dünyevi olmayan hale getirmek unsecularize v.
Psychology
kutsal ve dünyevi sacred vs. profane n.
Literature
(shakespeare'in deyimiyle) dünyevi işler sarmalı coil n.
Religious
(hinduizm'de) vişnu'nun dünyevi enkarnasyonu kistna n.
vişnu'nun 8. dünyevi inkarnasyonu olan krişna'ya tapınma krishnaism n.
(yeni ahit'te) sahte tanrı olarak temsil edilen zenginlik, para hırsı ve dünyevi kazanç mammon n.
dünyevi yaşam ve kaygılar world n.
(hristiyanlık'ta) dünyevi zevklerden feragat ederek münzevi yaşam süren dindar kimse renunciate n.
dünyevi zevklere dalmak walk after the flesh v.
(hristiyanlık'ta) dünyevi zevklerden feragat ederek münzevi yaşam süren dindar kimseye ait veya ilişkin renunciate [rare] adj.
Philosophy
dünyevi olmayan ultramundane adj.
Mythology
hint mitolojisinde bir tanrının özellikle vishnu'nun dünyevi enkarnasyonu avatar n.