|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
baş yemek dışındaki yiyecek |
side dish n.
|
|
2 |
General |
misafir kabul edilebilen oda veya salon (mutfak, banyo ve yatak odası dışındaki) |
reception room n.
|
|
3 |
General |
çalışma çağı dışındaki nüfus |
population who are not in working age n.
|
|
4 |
General |
şehir dışındaki lüks sitede yaşayan kimse |
exurbanite n.
|
|
5 |
General |
cumartesi ve pazar günleri dışındaki resmi tatil |
bank holiday n.
|
|
6 |
General |
papaz dışındaki halk |
laity n.
|
|
7 |
General |
haftasonu dışındaki her gün |
weekday n.
|
|
8 |
General |
kent dışındaki yerler |
the country n.
|
|
9 |
General |
diş kökünün dışındaki tabaka |
cement n.
|
|
10 |
General |
papaz dışındaki halk |
temporalty n.
|
|
11 |
General |
benlik dışındaki dünya |
nonego n.
|
|
12 |
General |
atmosfer ve dışındaki boşluk |
aerospace n.
|
|
13 |
General |
şehir dışındaki yoğun yapılaşma |
edge city n.
|
|
14 |
General |
maaşın dışındaki gelir |
perk n.
|
|
15 |
General |
evin dışındaki tuvalet |
backhouse n.
|
|
16 |
General |
evin dışındaki tuvalet |
outhouse n.
|
|
17 |
General |
evin dışındaki tuvalet |
outside toilet n.
|
|
18 |
General |
her gün şehir merkezindeki iş yerlerine seyahat edilen şehir dışındaki yerleşim yerleri |
commuter town n.
|
|
19 |
General |
kentin hemen dışındaki banliyöler |
immediate suburbs n.
|
|
|
20 |
General |
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar |
wider family n.
|
|
21 |
General |
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar |
extended family n.
|
|
22 |
General |
(new england dışındaki eyaletlerde) geniş kapsamlı bir toprak birimi |
town n.
|
|
23 |
General |
(ok) hedefin dışındaki halka |
white n.
|
|
24 |
General |
hedefin en dışındaki halkayı vuran ok |
white n.
|
|
25 |
General |
hane halkı dışındaki kimse |
extranean n.
|
|
26 |
General |
karada ağaçlar dışındaki bitki örtüsü |
vesture n.
|
|
27 |
General |
evin dışındaki tuvalet |
biff [dialect] n.
|
|
28 |
General |
elitler dışındaki tüm insanlar |
masses n.
|
|
29 |
General |
yarış pisti (hipodrom) dışındaki bahislerin kayıt altına alındığı liste |
handbook n.
|
|
30 |
General |
yarış pisti (hipodrom) dışındaki bahislerin alındığı yer |
handbook n.
|
|
31 |
General |
sinyal dışındaki bir kaynağın neden olduğu yüksek sesli gürültü |
ground noise n.
|
|
32 |
General |
ikametgahının veya işyerinin bulunduğu yerleşimin dışındaki bölgeye giden kimse |
guest n.
|
|
33 |
General |
geminin sahilin dışındaki pozisyonu |
height [obsolete] n.
|
|
34 |
General |
görüş alanı dışındaki nesne |
dissight n.
|
|
35 |
General |
fransa'da vatandaş dışındaki unvanların kaldırılması |
citoyen n.
|
|
36 |
General |
saatte temel saat ekranı dışındaki özellik |
complication n.
|
|
37 |
General |
(subaylar dışındaki) gemi mürettebatı |
people n.
|
|
38 |
General |
abd'nin sınırları dışındaki bölgelerde gerçekleşen doğal ve beşeri afetlerin yarattığı hasarı azaltmak için yürüttüğü programlar |
foreign humanitarian assistance n.
|
|
39 |
General |
ağıl veya kafes dışındaki hayvan |
outlier n.
|
|
|
40 |
General |
kurumun dışındaki dünya |
outside n.
|
|
41 |
General |
şehir dışındaki yerleşim bölgesi |
suburban area n.
|
|
42 |
General |
alışılmışın dışındaki olgu |
superphenomenon n.
|
|
43 |
General |
ev dışındaki tuvalet |
outhouse n.
|
|
44 |
General |
şehir dışındaki |
upstate adj.
|
|
45 |
General |
kent merkezinin dışındaki |
uptown adj.
|
|
46 |
General |
yoğun dönemler dışındaki zaman |
off-peak adj.
|
|
47 |
General |
düşünce veya duygulardan ziyade zihnin dışındaki şeyleri kast eden |
objective adj.
|
|
48 |
General |
düşünce veya duygulardan ziyade zihnin dışındaki şeylerle uğraşan |
objective adj.
|
|
49 |
General |
kendi işi dışındaki gerçeklerden veya tatbiki meselelerden bihaber |
deskbound adj.
|
|
50 |
General |
fransa dışındaki fransızlara ait veya ilişkin |
french adj.
|
|
51 |
General |
yaşadığı yerin dışındaki yer |
abroad adv.
|
|
52 |
General |
dışındaki- |
meta- pref.
|
|
Phrasals |
|
53 |
Phrasals |
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine girmek |
telescope into v.
|
|
54 |
Phrasals |
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine sokmak |
telescope into v.
|
|
55 |
Phrasals |
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine girip bir şekil almak |
telescope into v.
|
|
Colloquial |
|
56 |
Colloquial |
evin dışındaki tuvalet |
biffy n.
|
|
57 |
Colloquial |
doğum günü dışındaki günler |
unbirthday n.
|
|
58 |
Colloquial |
evin dışındaki tuvalet |
the necessary n.
|
|
59 |
Colloquial |
insan dışındaki tüm hayvanlar |
dumb animal n.
|
|
Idioms |
|
60 |
Idioms |
herkesin/konunun dışındaki kişilerin anlayamayacağı ince/küçük ayrıntılar içeren bir tutum |
inside baseball n.
|
|
61 |
Idioms |
beyaz ırk dışındaki ırklar |
bipoc (black, indigenous, and people of color) n.
|
|
62 |
Idioms |
herkesin/konunun dışındaki kişilerin anlayamayacağı ince/küçük ayrıntılar içeren |
inside-baseball adj.
|
|
63 |
Idioms |
kamera dışındaki |
off camera adv.
|
|
64 |
Idioms |
karenin dışındaki |
off camera adv.
|
|
65 |
Idioms |
kamera dışındaki |
off camera adv.
|
|
66 |
Idioms |
karenin dışındaki |
off camera adv.
|
|
Speaking |
|
67 |
Speaking |
evin dışındaki çöplük |
the garbage outside the house n.
|
|
Trade/Economic |
|
68 |
Trade/Economic |
şehir dışındaki bankalarda yazılan çekleri toplayan banka şubesi |
transit department n.
|
|
69 |
Trade/Economic |
abd hazinesi'nin doğrudan sorumlu olduğu altın paralar veya altın sertifikaları dışındaki paralar |
treasury currency n.
|
|
70 |
Trade/Economic |
bir işletmede üretim ve satışla ilgili olanların dışındaki masraflar |
general expenses n.
|
|
71 |
Trade/Economic |
gelir vergisi dışındaki vergiler |
taxes other than income taxes n.
|
|
72 |
Trade/Economic |
hammadde ve direkt işçilik dışındaki maliyet masrafları |
supplementary cost n.
|
|
73 |
Trade/Economic |
ikramiye, prim, ek ödeme vb gelirlerin dışındaki asıl ödeme |
adaptive expectations theory n.
|
|
74 |
Trade/Economic |
insan dışındaki servet |
nonhuman wealth n.
|
|
75 |
Trade/Economic |
içinde bulunduğu ülkenin ulusal parası dışındaki paralardan mevduat kabul eden ve kredi açan banka |
eurobank n.
|
|
76 |
Trade/Economic |
konşimentoda gösterilenlerin dışındaki ilave mallar |
overage n.
|
|
77 |
Trade/Economic |
özsermaye sahipleri dışındaki borçlar toplamı |
creditors equity n.
|
|
78 |
Trade/Economic |
örnekleme hatası dışındaki hata |
nonsampling error n.
|
|
79 |
Trade/Economic |
paranın ülke dışındaki değeri |
external value of money n.
|
|
|
80 |
Trade/Economic |
şirket tarafından çıkartılan ve şirket dışındaki kimselerin elinde bulunan hisse senetleri |
outstanding capital stock n.
|
|
81 |
Trade/Economic |
şehir dışındaki liman |
out port n.
|
|
82 |
Trade/Economic |
üretim dışındaki faktörler göz önüne alınarak yapılan ikramiye ödemesi |
non-production bonus n.
|
|
83 |
Trade/Economic |
yiyecek dışındaki kategoriler |
non-food categories n.
|
|
84 |
Trade/Economic |
yönetim dışındaki fabrika çalısanları |
factory floor n.
|
|
85 |
Trade/Economic |
(ticari aracı) çalıştırıldığı ülke dışındaki bir ülkeye kaydetmek |
flag out v.
|
|
86 |
Trade/Economic |
doğduğu ülkenin dışındaki bir ülkede çalışan veya yaşayan |
expatriate adj.
|
|
87 |
Trade/Economic |
ülke dışındaki |
foreign adj.
|
|
Law |
|
88 |
Law |
devletin egemen gücünün kullanımı dışındaki eylemlerinden doğan sorumluluğu |
acta jure gestionis n.
|
|
89 |
Law |
mahkemenin yetki alanı dışındaki şahitlerin istinabe aracılığıyla ifadesini alan komisyon |
commission to examine witness n.
|
|
90 |
Law |
miras dışındaki yollarla elde edilmiş mal |
acquest n.
|
|
91 |
Law |
ölmüş kişinin ikametgahı dışındaki mallarının idaresi |
ancillary administration n.
|
|
92 |
Law |
koyunlar ve bir yıllık hayvanlar dışındaki besi hayvanları |
great cattle n.
|
|
93 |
Law |
(abd dışındaki) uluslararası narkotik faaliyetleri |
international narcotics activities n.
|
|
94 |
Law |
(iskoçya'da) en ağır suçlar dışındaki suçların davalarını gören yargıç |
sheriff n.
|
|
95 |
Law |
(iskoçya'da) en ağır suçlar dışındaki suçların davalarını gören yargıç |
sheriff court n.
|
|
96 |
Law |
yerel yargının dışındaki kanuna ait veya ilişkin |
foreign adj.
|
|
Politics |
|
97 |
Politics |
dış sınırları (ab dışındaki) |
external borders n.
|
|
98 |
Politics |
ulusal sınırlar dışındaki istasyonlardan iletilen yayınların korunmasına dair avrupa sözleşmesi |
european agreement for the prevention of broadcasts transmitted from stations outside national territories n.
|
|
99 |
Politics |
ülke dışındaki ulusal kökendeki grup |
diaspora n.
|
|
100 |
Politics |
birleşik krallık'ın dışındaki bir yerde ikamet ederek bazı özel hükümet işlerini yerine getirmesi için atanmış ingiliz bakan |
minister resident [uk] n.
|
|
101 |
Politics |
abd'nin sınırları dışındaki bölgelerdeki felaketlere sağladığı afet yardımı |
foreign disaster relief n.
|
|
102 |
Politics |
yararlanan dışındaki |
non-beneficiary adj.
|
|
Industry |
|
103 |
Industry |
yedek parça gibi teknik malzemeler dışındaki tüketim maddesi |
common item n.
|
|
Insurance |
|
104 |
Insurance |
bir yıldan fazla süre için akdedilen hayat poliçesi dışındaki poliçe için geçerli olan indirimli oran |
term rate n.
|
|
105 |
Insurance |
mevcut sigortalarının yenilenmesinin dışındaki yeni işler |
new business n.
|
|
106 |
Insurance |
sürücüleri yurt dışındaki kazalara karşı koruyan bir seyahat sigorta poliçesi |
green card n.
|
|
Tourism |
|
107 |
Tourism |
bir ülkede ikamet edenlerin o ülke dışındaki turizm faaliyetleri |
outbound tourism n.
|
|
108 |
Tourism |
ülke vatandaşlarının yurt dışındaki turizm faaliyetleri |
outbound tourism n.
|
|
Advertising |
|
109 |
Advertising |
pazarlama bütçesinin medyada yayınlanan reklamlara ait kısmı dışındaki harcamaları |
below the line n.
|
|
Technical |
|
110 |
Technical |
çalışma dışındaki şartlar |
out-of-service conditions n.
|
|
111 |
Technical |
çalışma sırasındaki ve çalışma dışındaki şartlar için sabitleme cihazları |
anchoring devices for in service and out of service conditions n.
|
|
112 |
Technical |
dünya atmosferi dışındaki uzay |
aerospace n.
|
|
113 |
Technical |
kendisi ve bir sayısı dışındaki bir sayı ile bölündüğü zaman kalan bırakmayan sayı |
composite number n.
|
|
114 |
Technical |
90 ° dışındaki herhangi bir açı |
bevel angle n.
|
|
115 |
Technical |
ahşap bir geminin dışındaki ağız kuşağının üstündeki kaplama |
berthing n.
|
|
116 |
Technical |
atmosferik hava dışındaki gaz |
gas n.
|
|
117 |
Technical |
eyerin dışındaki deri örtü |
rigging n.
|
|
118 |
Technical |
dik açı dışındaki bir açıda kesmek |
bevel v.
|
|
Computer |
|
119 |
Computer |
internet protokollerini kullanarak şirket dışındaki bayiler, müşteriler gibi belirli noktalara da bağlanan iç iletişim ağı |
extranet n.
|
|
Electric |
|
120 |
Electric |
bir enerji santralinde enerji üreten ana sistem dışındaki tüm diğer sistemleri ve bu sistemlerin birbiriyle birleştirilmesi |
balance of plant (bop) n.
|
|
121 |
Electric |
bir enerji santralinde enerji üreten ana sistem dışındaki tüm diğer sistemler ve bileşenleri |
balance of plant (bop) n.
|
|
Construction |
|
122 |
Construction |
bina dışındaki hava sıcaklığı ile iç mekandaki hedef sıcaklığın arasındaki ilişki |
compensation n.
|
|
123 |
Construction |
bina dışındaki sıcaklık ile iç mekandaki hedef sıcaklığın arasındaki dengeyi korumaya yarayan bina kontrol cihazı |
compensator n.
|
|
Aeronautic |
|
124 |
Aeronautic |
atmosfer ve dışındaki boşluk |
aerospace n.
|
|
125 |
Aeronautic |
uzayda uzay aracı dışındaki faaliyetler |
extra-vehicular activity n.
|
|
126 |
Aeronautic |
yer ayırtmak için rezervasyon sistemi bulunanlar dışındaki taşıyıcılar |
off-line carrier n.
|
|
Medical |
|
127 |
Medical |
alışılagelmişin dışındaki uygulama yolları |
route of administration not applicable n.
|
|
128 |
Medical |
dermatologlar dışındaki hekimler |
nondermatologists n.
|
|
129 |
Medical |
karaciğer dışındaki safra kanalları |
extrahepatic biliary tree n.
|
|
130 |
Medical |
kalp kasındaki kardiyak impulsların sinüs düğümü dışındaki bir bölgeden kaynaklanması |
ectopy n.
|
|
131 |
Medical |
kalp kasındaki kardiyak impulsların sinüs düğümü dışındaki bir bölgeden kaynaklanması |
ectopia n.
|
|
132 |
Medical |
geleneksel tıbbın dışındaki tedavilerle ilgili |
holistic adj.
|
|
133 |
Medical |
geleneksel tıbbın dışındaki tedavileri kullanan |
holistic adj.
|
|
134 |
Medical |
canlı dışındaki deney ortamında |
in vitro adv.
|
|
Anatomy |
|
135 |
Anatomy |
kulak kemiğinin en üstündeki ve dışındaki yapı |
epiotic n.
|
|
136 |
Anatomy |
sertzardaki sinüslerdeki kanı kafatasının dışındaki damarlara boşaltan kafa derisi ile kafa arasındaki bağlantıyı sağlayan damarlardan biri |
vena emissaria n.
|
|
137 |
Anatomy |
ağız boşluğunun diş ve diş etlerinin dışındaki kısmı |
vestibule n.
|
|
138 |
Anatomy |
seröz bağ dokunun en dışındaki hassas tabaka |
serosa n.
|
|
139 |
Anatomy |
vücudun iskelet dışındaki bölümleri ile ilgili |
nonskeletal adj.
|
|
140 |
Anatomy |
vücudun iskelet dışındaki bölümlerine ait |
nonskeletal adj.
|
|
Psychology |
|
141 |
Psychology |
zihnin dışındaki nesnelere yönelik dikkat veya arzu |
objectivity n.
|
|
142 |
Psychology |
cansız nesneye veya vücudun cinsel organ dışındaki bir bölümüne dokunarak haz duyma |
fetishism n.
|
|
143 |
Psychology |
ortodoks bakış açısı dışındaki (fenomen) |
metapsychical adj.
|
|
Physiology |
|
144 |
Physiology |
kanı sert zardaki boşluklardan kafatasının dışındaki damarlara boşaltan |
emissary adj.
|
|
Pathology |
|
145 |
Pathology |
belsoğukluğu mikrobu dışındaki bulaşıcı bir etkenden kaynaklanan idrar yolu iltihabı |
nongonococcal urethritis n.
|
|
146 |
Pathology |
serebral korteksin dışındaki broca veya wernicke bölgesinin dışındaki lezyonlardan kaynaklanan afazi |
transcortical aphasia n.
|
|
147 |
Pathology |
görme dışındaki bir duyu yoksunluğu |
blindness n.
|
|
148 |
Pathology |
insan dışındaki primatlara bulaşan lentivirüslere verilen ad |
simian immunodeficiency virus n.
|
|
Parasitology |
|
149 |
Parasitology |
mısır yeşil kurdu dışındaki çeşitli geceleri ortaya çıkan güve larvalarına verilen ad |
bollworm n.
|
|
Food Engineering |
|
150 |
Food Engineering |
gıdalarda kullanılan tatlandırıcılar ve renklendiriciler dışındaki katkı maddeleri |
specific purity criteria on food additives other than colors and sweeteners n.
|
|
151 |
Food Engineering |
gıdalarda kullanılan tatlandırıcılar ve renklendiriciler dışındaki katkı maddeleri |
food additives other than colours and sweeteners n.
|
|
152 |
Food Engineering |
yağ dışındaki katılar |
non-fat solids n.
|
|
Gastronomy |
|
153 |
Gastronomy |
narenciye kabuğunun en dışındaki renkli kısım |
zest n.
|
|
154 |
Gastronomy |
zeytinyağı dışındaki sofralık bitkisel yağ |
salad oil n.
|
|
Math |
|
155 |
Math |
bir nicel işlemin katsayı dışındaki değişkeni |
facient n.
|
|
Statistics |
|
156 |
Statistics |
örnekleme dışındaki hata |
nonsampling error n.
|
|
Physics |
|
157 |
Physics |
kiplenik dalganın en dışındaki şekil |
envelope n.
|
|
Chemistry |
|
158 |
Chemistry |
etil ester ve karbamik asit dışındaki esterler |
urethane n.
|
|
159 |
Chemistry |
keton ve karbonil grubunda oksijen içermeyen bileşikler dışındaki bileşiklerin sonuna gelen bir ek |
-on suf.
|
|
160 |
Chemistry |
keton ve karbonil grubunda oksijen içermeyen bileşikler dışındaki bileşiklerin sonuna gelen bir ek |
-on suf.
|
|
161 |
Chemistry |
keton ve karbonil grubundaki oksijen içermeyen bileşikler dışındaki bileşik anlamını veren bir son ek |
-one suf.
|
|
Biology |
|
162 |
Biology |
annenin görevlerini yerine getiren biyolojik anne dışındaki birey |
allomother n.
|
|
163 |
Biology |
ebeveynin görevlerini yerine getiren biyolojik ebeveyn dışındaki birey |
alloparent n.
|
|
164 |
Biology |
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve |
accessory fruit n.
|
|
165 |
Biology |
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve |
false fruit n.
|
|
166 |
Biology |
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve |
spurious fruit n.
|
|
167 |
Biology |
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve |
pseudofruit n.
|
|
168 |
Biology |
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve |
pseudocarp n.
|
|
169 |
Biology |
dünyanın dışındaki hayatın olanaklılığını inceleyen bilim dalı |
xenobiology n.
|
|
170 |
Biology |
insan dışındaki bir canlının insana benzer tepkisi |
emotion n.
|
|
171 |
Biology |
mezotelyum ve ilişkili yapılar dışındaki tüm mezoblastı kapsayan gevşek mezodermal bağ dokusu |
mesenchym n.
|
|
172 |
Biology |
bir organizmanın üreme hücreleri dışındaki bölümü |
soma n.
|
|
173 |
Biology |
canlı dışındaki deney ortamında yapılan (deney) |
test-tube adj.
|
|
174 |
Biology |
canlı organizmanın dışındaki bir yapay ortamdaki |
ex vivo adj.
|
|
175 |
Biology |
yalnızca konakçı türler dışındaki hücrelerde çoğalan |
xenotropic adj.
|
|
176 |
Biology |
(organizma) habitatı dışındaki bölgelere yayılmış |
intrusive adj.
|
|
177 |
Biology |
canlı organizmanın dışındaki bir yapay ortamdaki |
ex vivo adv.
|
|
Marine Biology |
|
178 |
Marine Biology |
deniz canlılarının sıcaklık dışındaki etkilere tepki olarak yüzeyde veya değişen derinliklerde düzensiz dağılımına ait veya ilgili |
allopelagic adj.
|
|
Astronomy |
|
179 |
Astronomy |
güneş sisteminin dışındaki buzlu cisimlerin yüzeyinde bulunan kırmızımsı bir organik madde |
tholin n.
|
|
180 |
Astronomy |
güneş sistemi dışındaki gezegen |
extrasolar planet n.
|
|
181 |
Astronomy |
güneş sisteminin dışındaki gezegen |
exoplanet n.
|
|
182 |
Astronomy |
güneş sistemi dışındaki diğer gezegenler |
extrasolar planets n.
|
|
183 |
Astronomy |
güneş sistemi dışındaki gezegenler |
extrasolar planets n.
|
|
184 |
Astronomy |
güneş sistemi dışındaki gezegen |
exoplanet n.
|
|
185 |
Astronomy |
güneş sistemi dışındaki gezegenler |
exoplanets n.
|
|
186 |
Astronomy |
dünya dışındaki bir gök cisminin yörüngesindeki analog nokta |
epigee n.
|
|
187 |
Astronomy |
dünya dışındaki bir gök cisminin yörüngesindeki analog nokta |
epigeum n.
|
|
188 |
Astronomy |
dünya dışındaki bir gök cisminin yörüngesindeki benzer nokta |
perigee n.
|
|
189 |
Astronomy |
güneş sistemi dışındaki kuyruklu yıldız |
extrasolar comet n.
|
|
190 |
Astronomy |
güneş sistemi dışındaki ay |
extrasolar moon n.
|
|
191 |
Astronomy |
güneş sistemi dışındaki uydu |
extrasolar moon n.
|
|
192 |
Astronomy |
muazzam miktarda enerji ve ışık yayan ve teleskopla bakınca yıldız benzeri bir görünüme sahip olan gökada dışındaki son derece yaşlı ve uzak gök cismi |
quasi-stellar object n.
|
|
193 |
Astronomy |
muazzam miktarda enerji ve ışık yayan ve teleskopla bakınca yıldız benzeri bir görünüme sahip olan gökada dışındaki son derece yaşlı ve uzak gök cismi |
quasi-stellar radio source n.
|
|
194 |
Astronomy |
muazzam miktarda enerji ve ışık yayan ve teleskopla bakınca yıldız benzeri bir görünüme sahip olan gökada dışındaki son derece yaşlı ve uzak gök cismi |
quasar n.
|
|
Astrology |
|
195 |
Astrology |
güneş sisteminin dışındaki gezegen |
extrasolar planet n.
|
|
Zoology |
|
196 |
Zoology |
bazı hayvanlarda sarı ve turuncu dışındaki tüm cilt pigmentlerinin kaybolmasına yol açan bir bozukluk |
xanthochroism n.
|
|
197 |
Zoology |
insan dışındaki hayvanlarda ön ayak |
metacarpus n.
|
|
198 |
Zoology |
insan dışındaki omurgalılardaki bilek benzeri bir eklem |
wrist n.
|
|
199 |
Zoology |
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan bir yumuşakça şubesi |
odontophora n.
|
|
200 |
Zoology |
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan yumuşakça familyasından olan bir hayvan |
odontophoran n.
|
|
201 |
Zoology |
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan bir yumuşakça familyasına ait |
odontophoran adj.
|
|
202 |
Zoology |
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan bir yumuşakça familyası ile ilgili |
odontophoran adj.
|
|
Botanic |
|
203 |
Botanic |
böcekler dışındaki hayvanlarca yapılan tozlaşmaya uygun |
zoophilic adj.
|
|
Tobacco |
|
204 |
Tobacco |
filtrenin dışındaki hem filtre birimini sararak bir arada tutan hem de sigarayla bağlantısını sağlayan kağıt kısım |
tipping paper n.
|
|
Education |
|
205 |
Education |
okul dışındaki günler |
non-school days n.
|
|
206 |
Education |
okul dışındaki günler |
days out of school n.
|
|
207 |
Education |
örgün öğrenme dışındaki öğrenme |
informal learning n.
|
|
208 |
Education |
öğrencinin ikamet ettiği yerdeki okul dışındaki devlet okuluna kaydolması |
open enrollment n.
|
|
209 |
Education |
oxford veya cambridge dışındaki ingiliz üniversitelerine giriş sınavından sonraki ilk yılda alınan |
intermediate adj.
|
|
Linguistics |
|
210 |
Linguistics |
kanton ve çevresindeki illerde, hong kong'da ve çin dışındaki bölgelerde konuşulan çince lehçesi |
cantonese dialect n.
|
|
211 |
Linguistics |
kendi dışındaki nesne veya varlıkları belirten dil |
object language n.
|
|
212 |
Linguistics |
(bazı sınıflandırmalarda) duraklamalı veya yarı kapantılı dışındaki ünsüzler |
durative n.
|
|
213 |
Linguistics |
(bazı sınıflandırmalarda) duraklamalı, yarı kapantılı, genizsel ünsüzler veya yarı ünlüler dışındaki ünsüzler |
durative n.
|
|
214 |
Linguistics |
(bazı sınıflandırmalarda) kapantılı ve yarı kapantılı ünsüzler dışındaki ünsüz |
continuant n.
|
|
215 |
Linguistics |
(bazı sınıflandırmalarda) kapantılı ünsüzler, yarı kapantılı ünsüzler, genizsi sesler ve yarı ünlüler dışındaki ünsüz |
continuant n.
|
|
216 |
Linguistics |
yalın hal veya seslenme hali dışındaki (isim hali) |
oblique adj.
|
|
217 |
Linguistics |
(yunanca ve latince dışındaki dillerdeki sözcükler) kendisinden önce gelen sözcüğün parçası gibi okunan |
inclining adj.
|
|
History |
|
218 |
History |
(hanedan armalarında) kalkanın dışındaki dar iç kenarlık |
tressure n.
|
|
Religious |
|
219 |
Religious |
meryem ana dışındaki mary isimli başka birinin destekçisi |
marian n.
|
|
Philosophy |
|
220 |
Philosophy |
fiziksel arzular dışındaki her şeye ilgisizlik |
animalism n.
|
|
221 |
Philosophy |
benliğin dışındaki |
alter adj.
|
|
222 |
Philosophy |
benliğin dışındaki |
alterum adj.
|
|
Environment |
|
223 |
Environment |
ormanda fidanlar dışındaki tüm bitkiler |
groundcover n.
|
|
Geography |
|
224 |
Geography |
atmosfer ve dışındaki boşluk |
aerospace n.
|
|
225 |
Geography |
yeryüzünün, atmosfer, hidrosfer ve biyosfer dışındaki katı, cansız bölümü |
geosphere n.
|
|
226 |
Geography |
londra dışındaki bölgeler |
the provinces n.
|
|
Geology |
|
227 |
Geology |
ilk jeolojik ufuk dışındaki bir yerde yeniden ortaya çıkan |
recurrent adj.
|
|
Military |
|
228 |
Military |
tören giysileri dışındaki giysiler |
undress n.
|
|
229 |
Military |
(ingiltere'de) hem yurt içinde hem de dışındaki tüm karargahlarda hizmet vermeye uygun alay |
marching regiment n.
|
|
230 |
Military |
abd dışındaki bir hükümet organına veya kuruluşa ait olan silahlı kuvvet |
foreign armed force n.
|
|
231 |
Military |
fransız ordusunun yabancı uyruklu gönüllüleri de içeren ve ülke dışındaki askeri operasyon ve görevlere gönderilen özel birimi |
foreign legion n.
|
|
232 |
Military |
ulusal sınırlar dışındaki savaş veya operasyonlara ortak anlaşmalar çerçevesinde sağlanan sivil veya askeri yardım |
foreign nation support n.
|
|
Sport |
|
233 |
Sport |
ragbide temas çizgileri dışındaki alan |
touch n.
|
|
234 |
Sport |
yarışın süre dışındaki kısmıyla ilgili |
away adj.
|
|
Football |
|
235 |
Football |
(amerikan futbolu) dizilme çizgisinin en dışındaki oyunculardan biri |
end n.
|
|
Chess |
|
236 |
Chess |
(piyonlar dışındaki) satranç taşları |
chesspiece n.
|
|
Music |
|
237 |
Music |
ingilizce ve ispanyolca dışındaki dillerde yapılan rap müziği |
foreign language rap n.
|
|
Painting |
|
238 |
Painting |
klasik sanat anlayışının dışındaki bir tarzda |
naivist adj.
|
|
Theatre |
|
239 |
Theatre |
new york'ta broadway dışındaki küçük tiyatrolarda sahnelenen profesyonel oyunlar |
off broadway n.
|
|
Cinema |
|
240 |
Cinema |
stüdyo dışındaki çekim yeri |
location n.
|
|
241 |
Cinema |
başrollerin dışındaki oyuncu kadrosu |
ensemble n.
|
|
242 |
Cinema |
film şirketinde çalışan, oyuncular ve yapımcılar dışındaki ekip |
film crew n.
|
|
Bookbindery |
|
243 |
Bookbindery |
kitabın kapağı dışındaki kalınlığı |
bulk n.
|
|
Abbreviation |
|
244 |
Abbreviation |
yurt içi veya yurt dışındaki ingiliz askeri personeli için kantin, dükkan vb. hizmet sağlayan kurum |
naafi (navy, army, and air force institutes) n.
|
|
245 |
Abbreviation |
çok hücreli bir organizmanın hücre dışındaki tüm sıvılarına verilen ad |
ecf (extracellular fluid) n.
|
|
Archaic |
|
246 |
Archaic |
dini mülkiyeti bulunan ruhban sınıfı dışındaki kimse |
impropriator n.
|
|
247 |
Archaic |
dini mülkiyeti bulunan ruhban sınıfı dışındaki kadın |
impropriatrix n.
|
|
248 |
Archaic |
ofis, okul, fabrika veya laboratuvar dışındaki pratik uygulamaya ayrılmış alan |
field n.
|
|
249 |
Archaic |
papaz dışındaki halk |
folk n.
|
|
Slang |
|
250 |
Slang |
cezaevinin dışındaki hayat |
free world n.
|
|
251 |
Slang |
normalin dışındaki bir yol |
greek way n.
|
|
252 |
Slang |
evin dışındaki tuvalet |
craphouse n.
|
|
253 |
Slang |
çizginin dışındaki kimse |
offbeat n.
|
|
254 |
Slang |
evin dışındaki tuvalet |
shit-house n.
|
|
255 |
Slang |
sosyal egemenliği, istediğiyle yatıp kalkma özgürlüğünü, saldırganlığı, şiddete meyilli olmayı ve öfke dışındaki duygularını bastırmayı içeren olumsuz maskülen davranışlar |
toxic masculinity n.
|
|
Modern Slang |
|
256 |
Modern Slang |
nesneleri gerçekte olduğundan daha büyük ya da küçük veya daha uzak ya da yakın algılama veya görsel dışındaki diğer duyuların bozulmasıyla gelişen bir algı bozukluğu |
alice in wonderland syndrome n.
|
|
257 |
Modern Slang |
bitcoin dışındaki kripto para birimleri |
altcoin n.
|
|
258 |
Modern Slang |
doğal saç renkleri dışındaki pembe, mavi, mor gibi saç rengi |
alternative hair color n.
|
|
259 |
Modern Slang |
tablet, video oyunu gibi teknolojik oyuncaklar dışındaki futbol topu, bisiklet gibi fiziksel/geleneksel oyuncaklar |
analog toys n.
|
|
Paleontology |
|
260 |
Paleontology |
50 milyon yıl önce yaşamış olan balinaların su dışındaki atası |
pakicetus n.
|
|