dışındaki - Turco Inglés Diccionario
Historia

dışındaki



Significados de "dışındaki" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
dışındaki off site adj.

Significados de "dışındaki" con otros términos en diccionario inglés turco: 260 resultado(s)

Turco Inglés
General
baş yemek dışındaki yiyecek side dish n.
misafir kabul edilebilen oda veya salon (mutfak, banyo ve yatak odası dışındaki) reception room n.
çalışma çağı dışındaki nüfus population who are not in working age n.
şehir dışındaki lüks sitede yaşayan kimse exurbanite n.
cumartesi ve pazar günleri dışındaki resmi tatil bank holiday n.
papaz dışındaki halk laity n.
haftasonu dışındaki her gün weekday n.
kent dışındaki yerler the country n.
diş kökünün dışındaki tabaka cement n.
papaz dışındaki halk temporalty n.
benlik dışındaki dünya nonego n.
atmosfer ve dışındaki boşluk aerospace n.
şehir dışındaki yoğun yapılaşma edge city n.
maaşın dışındaki gelir perk n.
evin dışındaki tuvalet backhouse n.
evin dışındaki tuvalet outhouse n.
evin dışındaki tuvalet outside toilet n.
her gün şehir merkezindeki iş yerlerine seyahat edilen şehir dışındaki yerleşim yerleri commuter town n.
kentin hemen dışındaki banliyöler immediate suburbs n.
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar wider family n.
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar extended family n.
(new england dışındaki eyaletlerde) geniş kapsamlı bir toprak birimi town n.
(ok) hedefin dışındaki halka white n.
hedefin en dışındaki halkayı vuran ok white n.
hane halkı dışındaki kimse extranean n.
karada ağaçlar dışındaki bitki örtüsü vesture n.
evin dışındaki tuvalet biff [dialect] n.
elitler dışındaki tüm insanlar masses n.
yarış pisti (hipodrom) dışındaki bahislerin kayıt altına alındığı liste handbook n.
yarış pisti (hipodrom) dışındaki bahislerin alındığı yer handbook n.
sinyal dışındaki bir kaynağın neden olduğu yüksek sesli gürültü ground noise n.
ikametgahının veya işyerinin bulunduğu yerleşimin dışındaki bölgeye giden kimse guest n.
geminin sahilin dışındaki pozisyonu height [obsolete] n.
görüş alanı dışındaki nesne dissight n.
fransa'da vatandaş dışındaki unvanların kaldırılması citoyen n.
saatte temel saat ekranı dışındaki özellik complication n.
(subaylar dışındaki) gemi mürettebatı people n.
abd'nin sınırları dışındaki bölgelerde gerçekleşen doğal ve beşeri afetlerin yarattığı hasarı azaltmak için yürüttüğü programlar foreign humanitarian assistance n.
ağıl veya kafes dışındaki hayvan outlier n.
kurumun dışındaki dünya outside n.
şehir dışındaki yerleşim bölgesi suburban area n.
alışılmışın dışındaki olgu superphenomenon n.
ev dışındaki tuvalet outhouse n.
şehir dışındaki upstate adj.
kent merkezinin dışındaki uptown adj.
yoğun dönemler dışındaki zaman off-peak adj.
düşünce veya duygulardan ziyade zihnin dışındaki şeyleri kast eden objective adj.
düşünce veya duygulardan ziyade zihnin dışındaki şeylerle uğraşan objective adj.
kendi işi dışındaki gerçeklerden veya tatbiki meselelerden bihaber deskbound adj.
fransa dışındaki fransızlara ait veya ilişkin french adj.
yaşadığı yerin dışındaki yer abroad adv.
dışındaki- meta- pref.
Phrasals
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine girmek telescope into v.
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine sokmak telescope into v.
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine girip bir şekil almak telescope into v.
Colloquial
evin dışındaki tuvalet biffy n.
doğum günü dışındaki günler unbirthday n.
evin dışındaki tuvalet the necessary n.
insan dışındaki tüm hayvanlar dumb animal n.
Idioms
herkesin/konunun dışındaki kişilerin anlayamayacağı ince/küçük ayrıntılar içeren bir tutum inside baseball n.
beyaz ırk dışındaki ırklar bipoc (black, indigenous, and people of color) n.
herkesin/konunun dışındaki kişilerin anlayamayacağı ince/küçük ayrıntılar içeren inside-baseball adj.
kamera dışındaki off camera adv.
karenin dışındaki off camera adv.
kamera dışındaki off camera adv.
karenin dışındaki off camera adv.
Speaking
evin dışındaki çöplük the garbage outside the house n.
Trade/Economic
şehir dışındaki bankalarda yazılan çekleri toplayan banka şubesi transit department n.
abd hazinesi'nin doğrudan sorumlu olduğu altın paralar veya altın sertifikaları dışındaki paralar treasury currency n.
bir işletmede üretim ve satışla ilgili olanların dışındaki masraflar general expenses n.
gelir vergisi dışındaki vergiler taxes other than income taxes n.
hammadde ve direkt işçilik dışındaki maliyet masrafları supplementary cost n.
ikramiye, prim, ek ödeme vb gelirlerin dışındaki asıl ödeme adaptive expectations theory n.
insan dışındaki servet nonhuman wealth n.
içinde bulunduğu ülkenin ulusal parası dışındaki paralardan mevduat kabul eden ve kredi açan banka eurobank n.
konşimentoda gösterilenlerin dışındaki ilave mallar overage n.
özsermaye sahipleri dışındaki borçlar toplamı creditors equity n.
örnekleme hatası dışındaki hata nonsampling error n.
paranın ülke dışındaki değeri external value of money n.
şirket tarafından çıkartılan ve şirket dışındaki kimselerin elinde bulunan hisse senetleri outstanding capital stock n.
şehir dışındaki liman out port n.
üretim dışındaki faktörler göz önüne alınarak yapılan ikramiye ödemesi non-production bonus n.
yiyecek dışındaki kategoriler non-food categories n.
yönetim dışındaki fabrika çalısanları factory floor n.
(ticari aracı) çalıştırıldığı ülke dışındaki bir ülkeye kaydetmek flag out v.
doğduğu ülkenin dışındaki bir ülkede çalışan veya yaşayan expatriate adj.
ülke dışındaki foreign adj.
Law
devletin egemen gücünün kullanımı dışındaki eylemlerinden doğan sorumluluğu acta jure gestionis n.
mahkemenin yetki alanı dışındaki şahitlerin istinabe aracılığıyla ifadesini alan komisyon commission to examine witness n.
miras dışındaki yollarla elde edilmiş mal acquest n.
ölmüş kişinin ikametgahı dışındaki mallarının idaresi ancillary administration n.
koyunlar ve bir yıllık hayvanlar dışındaki besi hayvanları great cattle n.
(abd dışındaki) uluslararası narkotik faaliyetleri international narcotics activities n.
(iskoçya'da) en ağır suçlar dışındaki suçların davalarını gören yargıç sheriff n.
(iskoçya'da) en ağır suçlar dışındaki suçların davalarını gören yargıç sheriff court n.
yerel yargının dışındaki kanuna ait veya ilişkin foreign adj.
Politics
dış sınırları (ab dışındaki) external borders n.
ulusal sınırlar dışındaki istasyonlardan iletilen yayınların korunmasına dair avrupa sözleşmesi european agreement for the prevention of broadcasts transmitted from stations outside national territories n.
ülke dışındaki ulusal kökendeki grup diaspora n.
birleşik krallık'ın dışındaki bir yerde ikamet ederek bazı özel hükümet işlerini yerine getirmesi için atanmış ingiliz bakan minister resident [uk] n.
abd'nin sınırları dışındaki bölgelerdeki felaketlere sağladığı afet yardımı foreign disaster relief n.
yararlanan dışındaki non-beneficiary adj.
Industry
yedek parça gibi teknik malzemeler dışındaki tüketim maddesi common item n.
Insurance
bir yıldan fazla süre için akdedilen hayat poliçesi dışındaki poliçe için geçerli olan indirimli oran term rate n.
mevcut sigortalarının yenilenmesinin dışındaki yeni işler new business n.
sürücüleri yurt dışındaki kazalara karşı koruyan bir seyahat sigorta poliçesi green card n.
Tourism
bir ülkede ikamet edenlerin o ülke dışındaki turizm faaliyetleri outbound tourism n.
ülke vatandaşlarının yurt dışındaki turizm faaliyetleri outbound tourism n.
Advertising
pazarlama bütçesinin medyada yayınlanan reklamlara ait kısmı dışındaki harcamaları below the line n.
Technical
çalışma dışındaki şartlar out-of-service conditions n.
çalışma sırasındaki ve çalışma dışındaki şartlar için sabitleme cihazları anchoring devices for in service and out of service conditions n.
dünya atmosferi dışındaki uzay aerospace n.
kendisi ve bir sayısı dışındaki bir sayı ile bölündüğü zaman kalan bırakmayan sayı composite number n.
90 ° dışındaki herhangi bir açı bevel angle n.
ahşap bir geminin dışındaki ağız kuşağının üstündeki kaplama berthing n.
atmosferik hava dışındaki gaz gas n.
eyerin dışındaki deri örtü rigging n.
dik açı dışındaki bir açıda kesmek bevel v.
Computer
internet protokollerini kullanarak şirket dışındaki bayiler, müşteriler gibi belirli noktalara da bağlanan iç iletişim ağı extranet n.
Electric
bir enerji santralinde enerji üreten ana sistem dışındaki tüm diğer sistemleri ve bu sistemlerin birbiriyle birleştirilmesi balance of plant (bop) n.
bir enerji santralinde enerji üreten ana sistem dışındaki tüm diğer sistemler ve bileşenleri balance of plant (bop) n.
Construction
bina dışındaki hava sıcaklığı ile iç mekandaki hedef sıcaklığın arasındaki ilişki compensation n.
bina dışındaki sıcaklık ile iç mekandaki hedef sıcaklığın arasındaki dengeyi korumaya yarayan bina kontrol cihazı compensator n.
Aeronautic
atmosfer ve dışındaki boşluk aerospace n.
uzayda uzay aracı dışındaki faaliyetler extra-vehicular activity n.
yer ayırtmak için rezervasyon sistemi bulunanlar dışındaki taşıyıcılar off-line carrier n.
Medical
alışılagelmişin dışındaki uygulama yolları route of administration not applicable n.
dermatologlar dışındaki hekimler nondermatologists n.
karaciğer dışındaki safra kanalları extrahepatic biliary tree n.
kalp kasındaki kardiyak impulsların sinüs düğümü dışındaki bir bölgeden kaynaklanması ectopy n.
kalp kasındaki kardiyak impulsların sinüs düğümü dışındaki bir bölgeden kaynaklanması ectopia n.
geleneksel tıbbın dışındaki tedavilerle ilgili holistic adj.
geleneksel tıbbın dışındaki tedavileri kullanan holistic adj.
canlı dışındaki deney ortamında in vitro adv.
Anatomy
kulak kemiğinin en üstündeki ve dışındaki yapı epiotic n.
sertzardaki sinüslerdeki kanı kafatasının dışındaki damarlara boşaltan kafa derisi ile kafa arasındaki bağlantıyı sağlayan damarlardan biri vena emissaria n.
ağız boşluğunun diş ve diş etlerinin dışındaki kısmı vestibule n.
seröz bağ dokunun en dışındaki hassas tabaka serosa n.
vücudun iskelet dışındaki bölümleri ile ilgili nonskeletal adj.
vücudun iskelet dışındaki bölümlerine ait nonskeletal adj.
Psychology
zihnin dışındaki nesnelere yönelik dikkat veya arzu objectivity n.
cansız nesneye veya vücudun cinsel organ dışındaki bir bölümüne dokunarak haz duyma fetishism n.
ortodoks bakış açısı dışındaki (fenomen) metapsychical adj.
Physiology
kanı sert zardaki boşluklardan kafatasının dışındaki damarlara boşaltan emissary adj.
Pathology
belsoğukluğu mikrobu dışındaki bulaşıcı bir etkenden kaynaklanan idrar yolu iltihabı nongonococcal urethritis n.
serebral korteksin dışındaki broca veya wernicke bölgesinin dışındaki lezyonlardan kaynaklanan afazi transcortical aphasia n.
görme dışındaki bir duyu yoksunluğu blindness n.
insan dışındaki primatlara bulaşan lentivirüslere verilen ad simian immunodeficiency virus n.
Parasitology
mısır yeşil kurdu dışındaki çeşitli geceleri ortaya çıkan güve larvalarına verilen ad bollworm n.
Food Engineering
gıdalarda kullanılan tatlandırıcılar ve renklendiriciler dışındaki katkı maddeleri specific purity criteria on food additives other than colors and sweeteners n.
gıdalarda kullanılan tatlandırıcılar ve renklendiriciler dışındaki katkı maddeleri food additives other than colours and sweeteners n.
yağ dışındaki katılar non-fat solids n.
Gastronomy
narenciye kabuğunun en dışındaki renkli kısım zest n.
zeytinyağı dışındaki sofralık bitkisel yağ salad oil n.
Math
bir nicel işlemin katsayı dışındaki değişkeni facient n.
Statistics
örnekleme dışındaki hata nonsampling error n.
Physics
kiplenik dalganın en dışındaki şekil envelope n.
Chemistry
etil ester ve karbamik asit dışındaki esterler urethane n.
keton ve karbonil grubunda oksijen içermeyen bileşikler dışındaki bileşiklerin sonuna gelen bir ek -on suf.
keton ve karbonil grubunda oksijen içermeyen bileşikler dışındaki bileşiklerin sonuna gelen bir ek -on suf.
keton ve karbonil grubundaki oksijen içermeyen bileşikler dışındaki bileşik anlamını veren bir son ek -one suf.
Biology
annenin görevlerini yerine getiren biyolojik anne dışındaki birey allomother n.
ebeveynin görevlerini yerine getiren biyolojik ebeveyn dışındaki birey alloparent n.
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve accessory fruit n.
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve false fruit n.
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve spurious fruit n.
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve pseudofruit n.
çiçeğin yumurtalığı yerine karpellerinin dışındaki dokudan oluşan meyve pseudocarp n.
dünyanın dışındaki hayatın olanaklılığını inceleyen bilim dalı xenobiology n.
insan dışındaki bir canlının insana benzer tepkisi emotion n.
mezotelyum ve ilişkili yapılar dışındaki tüm mezoblastı kapsayan gevşek mezodermal bağ dokusu mesenchym n.
bir organizmanın üreme hücreleri dışındaki bölümü soma n.
canlı dışındaki deney ortamında yapılan (deney) test-tube adj.
canlı organizmanın dışındaki bir yapay ortamdaki ex vivo adj.
yalnızca konakçı türler dışındaki hücrelerde çoğalan xenotropic adj.
(organizma) habitatı dışındaki bölgelere yayılmış intrusive adj.
canlı organizmanın dışındaki bir yapay ortamdaki ex vivo adv.
Marine Biology
deniz canlılarının sıcaklık dışındaki etkilere tepki olarak yüzeyde veya değişen derinliklerde düzensiz dağılımına ait veya ilgili allopelagic adj.
Astronomy
güneş sisteminin dışındaki buzlu cisimlerin yüzeyinde bulunan kırmızımsı bir organik madde tholin n.
güneş sistemi dışındaki gezegen extrasolar planet n.
güneş sisteminin dışındaki gezegen exoplanet n.
güneş sistemi dışındaki diğer gezegenler extrasolar planets n.
güneş sistemi dışındaki gezegenler extrasolar planets n.
güneş sistemi dışındaki gezegen exoplanet n.
güneş sistemi dışındaki gezegenler exoplanets n.
dünya dışındaki bir gök cisminin yörüngesindeki analog nokta epigee n.
dünya dışındaki bir gök cisminin yörüngesindeki analog nokta epigeum n.
dünya dışındaki bir gök cisminin yörüngesindeki benzer nokta perigee n.
güneş sistemi dışındaki kuyruklu yıldız extrasolar comet n.
güneş sistemi dışındaki ay extrasolar moon n.
güneş sistemi dışındaki uydu extrasolar moon n.
muazzam miktarda enerji ve ışık yayan ve teleskopla bakınca yıldız benzeri bir görünüme sahip olan gökada dışındaki son derece yaşlı ve uzak gök cismi quasi-stellar object n.
muazzam miktarda enerji ve ışık yayan ve teleskopla bakınca yıldız benzeri bir görünüme sahip olan gökada dışındaki son derece yaşlı ve uzak gök cismi quasi-stellar radio source n.
muazzam miktarda enerji ve ışık yayan ve teleskopla bakınca yıldız benzeri bir görünüme sahip olan gökada dışındaki son derece yaşlı ve uzak gök cismi quasar n.
Astrology
güneş sisteminin dışındaki gezegen extrasolar planet n.
Zoology
bazı hayvanlarda sarı ve turuncu dışındaki tüm cilt pigmentlerinin kaybolmasına yol açan bir bozukluk xanthochroism n.
insan dışındaki hayvanlarda ön ayak metacarpus n.
insan dışındaki omurgalılardaki bilek benzeri bir eklem wrist n.
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan bir yumuşakça şubesi odontophora n.
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan yumuşakça familyasından olan bir hayvan odontophoran n.
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan bir yumuşakça familyasına ait odontophoran adj.
çift kabuklular dışındaki tüm türleri kapsayan kafa kısmı belirgin şekilde gelişmiş olan bir yumuşakça familyası ile ilgili odontophoran adj.
Botanic
böcekler dışındaki hayvanlarca yapılan tozlaşmaya uygun zoophilic adj.
Tobacco
filtrenin dışındaki hem filtre birimini sararak bir arada tutan hem de sigarayla bağlantısını sağlayan kağıt kısım tipping paper n.
Education
okul dışındaki günler non-school days n.
okul dışındaki günler days out of school n.
örgün öğrenme dışındaki öğrenme informal learning n.
öğrencinin ikamet ettiği yerdeki okul dışındaki devlet okuluna kaydolması open enrollment n.
oxford veya cambridge dışındaki ingiliz üniversitelerine giriş sınavından sonraki ilk yılda alınan intermediate adj.
Linguistics
kanton ve çevresindeki illerde, hong kong'da ve çin dışındaki bölgelerde konuşulan çince lehçesi cantonese dialect n.
kendi dışındaki nesne veya varlıkları belirten dil object language n.
(bazı sınıflandırmalarda) duraklamalı veya yarı kapantılı dışındaki ünsüzler durative n.
(bazı sınıflandırmalarda) duraklamalı, yarı kapantılı, genizsel ünsüzler veya yarı ünlüler dışındaki ünsüzler durative n.
(bazı sınıflandırmalarda) kapantılı ve yarı kapantılı ünsüzler dışındaki ünsüz continuant n.
(bazı sınıflandırmalarda) kapantılı ünsüzler, yarı kapantılı ünsüzler, genizsi sesler ve yarı ünlüler dışındaki ünsüz continuant n.
yalın hal veya seslenme hali dışındaki (isim hali) oblique adj.
(yunanca ve latince dışındaki dillerdeki sözcükler) kendisinden önce gelen sözcüğün parçası gibi okunan inclining adj.
History
(hanedan armalarında) kalkanın dışındaki dar iç kenarlık tressure n.
Religious
meryem ana dışındaki mary isimli başka birinin destekçisi marian n.
Philosophy
fiziksel arzular dışındaki her şeye ilgisizlik animalism n.
benliğin dışındaki alter adj.
benliğin dışındaki alterum adj.
Environment
ormanda fidanlar dışındaki tüm bitkiler groundcover n.
Geography
atmosfer ve dışındaki boşluk aerospace n.
yeryüzünün, atmosfer, hidrosfer ve biyosfer dışındaki katı, cansız bölümü geosphere n.
londra dışındaki bölgeler the provinces n.
Geology
ilk jeolojik ufuk dışındaki bir yerde yeniden ortaya çıkan recurrent adj.
Military
tören giysileri dışındaki giysiler undress n.
(ingiltere'de) hem yurt içinde hem de dışındaki tüm karargahlarda hizmet vermeye uygun alay marching regiment n.
abd dışındaki bir hükümet organına veya kuruluşa ait olan silahlı kuvvet foreign armed force n.
fransız ordusunun yabancı uyruklu gönüllüleri de içeren ve ülke dışındaki askeri operasyon ve görevlere gönderilen özel birimi foreign legion n.
ulusal sınırlar dışındaki savaş veya operasyonlara ortak anlaşmalar çerçevesinde sağlanan sivil veya askeri yardım foreign nation support n.
Sport
ragbide temas çizgileri dışındaki alan touch n.
yarışın süre dışındaki kısmıyla ilgili away adj.
Football
(amerikan futbolu) dizilme çizgisinin en dışındaki oyunculardan biri end n.
Chess
(piyonlar dışındaki) satranç taşları chesspiece n.
Music
ingilizce ve ispanyolca dışındaki dillerde yapılan rap müziği foreign language rap n.
Painting
klasik sanat anlayışının dışındaki bir tarzda naivist adj.
Theatre
new york'ta broadway dışındaki küçük tiyatrolarda sahnelenen profesyonel oyunlar off broadway n.
Cinema
stüdyo dışındaki çekim yeri location n.
başrollerin dışındaki oyuncu kadrosu ensemble n.
film şirketinde çalışan, oyuncular ve yapımcılar dışındaki ekip film crew n.
Bookbindery
kitabın kapağı dışındaki kalınlığı bulk n.
Abbreviation
yurt içi veya yurt dışındaki ingiliz askeri personeli için kantin, dükkan vb. hizmet sağlayan kurum naafi (navy, army, and air force institutes) n.
çok hücreli bir organizmanın hücre dışındaki tüm sıvılarına verilen ad ecf (extracellular fluid) n.
Archaic
dini mülkiyeti bulunan ruhban sınıfı dışındaki kimse impropriator n.
dini mülkiyeti bulunan ruhban sınıfı dışındaki kadın impropriatrix n.
ofis, okul, fabrika veya laboratuvar dışındaki pratik uygulamaya ayrılmış alan field n.
papaz dışındaki halk folk n.
Slang
cezaevinin dışındaki hayat free world n.
normalin dışındaki bir yol greek way n.
evin dışındaki tuvalet craphouse n.
çizginin dışındaki kimse offbeat n.
evin dışındaki tuvalet shit-house n.
sosyal egemenliği, istediğiyle yatıp kalkma özgürlüğünü, saldırganlığı, şiddete meyilli olmayı ve öfke dışındaki duygularını bastırmayı içeren olumsuz maskülen davranışlar toxic masculinity n.
Modern Slang
nesneleri gerçekte olduğundan daha büyük ya da küçük veya daha uzak ya da yakın algılama veya görsel dışındaki diğer duyuların bozulmasıyla gelişen bir algı bozukluğu alice in wonderland syndrome n.
bitcoin dışındaki kripto para birimleri altcoin n.
doğal saç renkleri dışındaki pembe, mavi, mor gibi saç rengi alternative hair color n.
tablet, video oyunu gibi teknolojik oyuncaklar dışındaki futbol topu, bisiklet gibi fiziksel/geleneksel oyuncaklar analog toys n.
Paleontology
50 milyon yıl önce yaşamış olan balinaların su dışındaki atası pakicetus n.