|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
(daha basit bir hale) dönüştürmek |
reduce v.
|
|
2 |
Common Usage |
bir daha |
again adv.
|
|
3 |
Common Usage |
bir kez daha |
once again adv.
|
|
4 |
Common Usage |
bir kez daha |
once more adv.
|
|
5 |
Common Usage |
bir daha |
once more adv.
|
|
6 |
Common Usage |
bir kere daha |
once more adv.
|
|
7 |
Common Usage |
bir kere daha |
once again adv.
|
|
8 |
Common Usage |
bir defa daha |
once again adv.
|
|
General |
|
9 |
General |
saati standart zamanın bir saat ilerisine geçirerek akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma |
daylight saving n.
|
|
10 |
General |
daha aşağı bir nitelikte olma |
deteriority n.
|
|
11 |
General |
35 mm'lik veya daha dar bir film kullanan fotoğraf makinesi |
miniature camera n.
|
|
12 |
General |
daha aşağı bir nitelikte olma |
inferiority n.
|
|
13 |
General |
daha ayrıntılı bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
14 |
General |
ışık hızından daha büyük hızlarla hareket eden teorik bir tanecik |
tachyon n.
|
|
15 |
General |
kaba veya ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz söyleyen |
euphemist n.
|
|
16 |
General |
kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması |
erotomania n.
|
|
17 |
General |
daha uzun bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
|
18 |
General |
bir misli daha |
as much again n.
|
|
19 |
General |
daha detaylı bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
20 |
General |
daha iyi bir duruma getirme |
uplift n.
|
|
21 |
General |
kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması |
clerambault's syndrome n.
|
|
22 |
General |
bir kitapta konuyla ilgili daha geniş açıklama için oluşturulmuş ek kısım |
excursus n.
|
|
23 |
General |
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet |
protectorate n.
|
|
24 |
General |
daha üst bir sınıfa vb geçme |
promotion to n.
|
|
25 |
General |
daha üst seviyede bir güç kaynağı dolayısıyla görevini yapamayacak durumda olma |
shadowing n.
|
|
26 |
General |
daha kuvvetli bir ışık altında mum ışığının görülememesi durumu |
shadowing n.
|
|
27 |
General |
beklenenden daha düşük bir performans sergileme |
underperforming n.
|
|
28 |
General |
daha yüksek bir mahkemeye başvuru |
appeal n.
|
|
29 |
General |
oyuncuların diğer oyunculardan daha yükseğe zıplamaya çalışıtıkları bir tür çocuk oyunu |
leap-frog n.
|
|
30 |
General |
hangi seçeneğin daha iyi olduğu hiç belli olmayan bir durum |
toss-up n.
|
|
31 |
General |
bir kez olan ve bir daha tekrarlanmayan olay |
one-off n.
|
|
32 |
General |
bir kere daha |
encore n.
|
|
33 |
General |
bir kişinin kendi hayatı hakkında daha önceden farkına varmadığı ya da bilinçaltına ittiği bir gerçeği öğrenmesi |
anagnorisis n.
|
|
34 |
General |
bir fincan kahve daha |
one more cup of coffee n.
|
|
35 |
General |
bir adım daha |
one more step n.
|
|
36 |
General |
bir basamak daha |
one more step n.
|
|
37 |
General |
doyurulacak bir boğaz daha |
another mouth to feed n.
|
|
|
38 |
General |
daha önce aranmamış bir yerde petrol/maden arayan |
wildcatter n.
|
|
39 |
General |
daha iyi bir açı |
a better angle n.
|
|
40 |
General |
anlatılan konuyu dinleyicilerin daha iyi anlamasına yardımcı olmaya yönelik işaretlerin kullanıldığı bir teknik |
signposting n.
|
|
41 |
General |
kutlama için bir neden daha |
one more reason to celebrate n.
|
|
42 |
General |
yabancı bir dilin karmaşık/anlaşılmaz kullanımı (daha çekici göstermek için) |
flowery n.
|
|
43 |
General |
Bakılan görüntü ortadan kalktıktan sonra görsel alanda bir süre daha izlenebilen ardışık görüntü |
after image n.
|
|
44 |
General |
insan çabasıyla dünyanın daha yaşanılabilir bir yer haline getirileceğine inanan görüş |
meliorism n.
|
|
45 |
General |
bir sene daha |
another year n.
|
|
46 |
General |
bir yıl daha |
another year n.
|
|
47 |
General |
bir sene daha |
one more year n.
|
|
48 |
General |
bir yıl daha |
one more year n.
|
|
49 |
General |
bir veya daha fazla kişiye seçim yapma hakkı verilmesi |
compromission n.
|
|
50 |
General |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorization n.
|
|
51 |
General |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorisation n.
|
|
52 |
General |
atom bombasında patlayan malzemenin genişlemesini geciktiren, ve daha şiddetli bir patlamayı mümkün kılan bir nötron reflektörü |
tapmer n.
|
|
53 |
General |
oyuncuya yeni bir rol daha verme |
recast n.
|
|
54 |
General |
daha sonra ülkesine geri dönmek şartıyla abd'de geçici bir süre ikamet eden kimse |
nonimmigrant [usa] n.
|
|
55 |
General |
daha önceden saat 15:00'de yapılan, şimdilerde roma katolik kilisesi'nde biraz daha erkene alınmış bir ayin |
noon [obsolete] n.
|
|
56 |
General |
belirli bir faaliyette daha önce eğitimi veya deneyimi olmayan kimse |
newcomer n.
|
|
57 |
General |
daha erken bir tarih |
antedate n.
|
|
58 |
General |
daha büyük bir işten önce tamamlanması gereken ufak, nispeten önemsiz işler |
yak shaving n.
|
|
59 |
General |
bir kurumda daha fazla güç kazanmak isteyen bir kimsenin yaptığı eylemler |
empire-building n.
|
|
60 |
General |
bir şeyin görünen yüzünden daha az makbul olan diğer yüzü |
underside n.
|
|
61 |
General |
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme |
zhoosh n.
|
|
62 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme |
zhoosh n.
|
|
63 |
General |
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme |
zhuzh n.
|
|
64 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme |
zhuzh n.
|
|
65 |
General |
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak |
lap n.
|
|
66 |
General |
tartışma ve münazaralarda kullanılan, karşı tarafın gerçek önermesini daha zayıf bir sav ile değiştirip çürüterek üstün gelindiği yanılsamasını yaratan bir taktik |
man of straw n.
|
|
67 |
General |
kendisinden daha becerikli bir işçiye yardım eden kimse |
mate n.
|
|
68 |
General |
bir veya daha fazla sayıdaki sivri uçlu oval taştan meydana gelen yüzük seti |
marquise n.
|
|
69 |
General |
yaban mersini kırmızısı veya orta ton nar kırmızısından daha sarımsı ve daha mat olan koyu bir kırmızı |
marroon n.
|
|
70 |
General |
daha iyi bir izlenim yaratmak için kılıf uydurma |
window-dressing n.
|
|
71 |
General |
bir şeyi bilmemenin daha iyi olması |
blissful ignorance n.
|
|
72 |
General |
özellikle bir eli daha kabiliyetli olan kimse |
-hander n.
|
|
73 |
General |
geyik postundan daha koyu, zeytin ağacındansa daha sarı ve daha açık olan grimsi ve sarımsı bir kahverengi tonu |
meadowlark n.
|
|
74 |
General |
(gemiler arasında) ağır bir halatı çekmek için kullanılan daha hafif halat |
messenger n.
|
|
75 |
General |
ulus veya dünya gibi daha büyük bir oluşumun özeti niteliğindeki topluluk, kuruluş gibi birim |
microcosm n.
|
|
76 |
General |
daha yumuşak bir metaldeki tasarımın ters kopyasını basmak için kullanılan sertleştirilmiş kabartmalı çelik silindir |
mill n.
|
|
77 |
General |
hile yoluyla daha değerli bir çeşidine dönüştürülmeye çalışılan hakiki posta pulu |
fake n.
|
|
|
78 |
General |
bir başkasının daha küçük veya daha genç haline benzeyen kimse |
mini-me n.
|
|
79 |
General |
çıkar amacıyla daha güçlü veya kıdemli bir kimseyi kopya eden kimse |
mini-me n.
|
|
80 |
General |
tüccarları bir malı sattıkları fiyattan daha yüksek fiyata almaya zorlayan ani piyasa değişimi |
hug n.
|
|
81 |
General |
klasik baleden daha gayri resmi olan bir modern bale türü |
modern dance n.
|
|
82 |
General |
bir kez daha tekrarlanan olay |
reoccurrence n.
|
|
83 |
General |
bir kez daha bölümlendirme |
repartotion n.
|
|
84 |
General |
bir grubun veya organizasyonun yeni fikirleri, becerileri ile onu daha verimli kılan üyeleri |
fresh blood n.
|
|
85 |
General |
azur mavisinden daha kırmızı ve koyu bir mavi tonu |
liberty n.
|
|
86 |
General |
azur mavisinden daha kırmızı ve koyu bir mavi tonu |
regatta n.
|
|
87 |
General |
daha önce görülmemiş bir kuş türünün görülmesi |
lifer n.
|
|
88 |
General |
ayrı ayrı üflenip daha sonradan birleştirilen bir çift şişe |
gemel n.
|
|
89 |
General |
ayrı ayrı üflenip daha sonradan birleştirilen bir çift şişe |
gemmel n.
|
|
90 |
General |
kiraz kırmızısından daha mavimsi olan bir kırmızı tonu |
gladiolus n.
|
|
91 |
General |
kumarda özel kullanım için bir veya daha fazla deste kartını saklama |
holdout n.
|
|
92 |
General |
daha avantajlı koşullar elde etme umuduyla bir sözleşmeyi imzalamayı geciktiren kimse |
holdout n.
|
|
93 |
General |
(amerika erkek izcileri'nde) iki veya daha fazla yavru kurt grubunu kapsayıp tek bir devriyeyi oluşturan alt grup |
den n.
|
|
94 |
General |
kendinden daha büyük veya üstün bir rakibi yenen taraf |
giant-killer n.
|
|
95 |
General |
daha büyük bir şeye dahil etme |
hedging [obsolete] n.
|
|
96 |
General |
daha önemli bir şeye sokma |
hedging [obsolete] n.
|
|
97 |
General |
bir veya daha fazla oyuncunun diğer oyuncuları öldürmekle görevli olduğu ve karşılığında geri kalan oyuncuların katilleri bulmaya çalıştığı oyun |
murder mystery n.
|
|
98 |
General |
(bir mil veya daha uzun) at yarışı |
route n.
|
|
99 |
General |
iki veya daha fazla şeyin fiziksel olarak bir araya gelmesi |
impinging n.
|
|
100 |
General |
daha eski bir döneme ait olan şey |
old style n.
|
|
101 |
General |
daha eski bir döneme özgü şey |
old style n.
|
|
102 |
General |
dürtü veya duyguyu esas nesnesinden daha kabul gören bir şeye yönlendirme |
displacement n.
|
|
103 |
General |
daha büyük veya önemli bir şeye bağlı olan şey |
incident n.
|
|
104 |
General |
daha büyük veya önemli bir şeyin sonucu olan durum |
incident n.
|
|
105 |
General |
daha önemli bir şeyin sonucu olarak meydana gelen durum |
incident n.
|
|
106 |
General |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock [obsolete] n.
|
|
107 |
General |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock-boat [obsolete] n.
|
|
108 |
General |
daha büyük bir serginin parçası olan seçkin pul sergisi |
court of honor n.
|
|
109 |
General |
daha güçsüz bir rakibe sürekli ve kolayca yenilen oyuncu |
cousin n.
|
|
110 |
General |
boruyu daha geniş çaplı bir boruyla birleştiren bağlantı |
increaser n.
|
|
111 |
General |
yapılmaması daha iyi olan bir şeyi yapma dürtüsü |
irresistible impulse n.
|
|
112 |
General |
daha büyük bir kanalın içine kazılan kanal |
cunette n.
|
|
113 |
General |
bir kenarı daha ince olan tahta |
featheredge n.
|
|
114 |
General |
belirli bir hayvan grubunun daha küçük veya önemsiz üyeleri |
people n.
|
|
115 |
General |
izleyiciyi daha sonraki bir olaya hazırlamak için oyuna kasıtlı eklenen sahne |
plant n.
|
|
116 |
General |
bir diğerini daha parlak gösteren örnek |
foil n.
|
|
117 |
General |
daha önemli bir gazete makalesi ile ilişkili olup genellikle ona ek olarak basılan gazete makalesi |
follow n.
|
|
118 |
General |
mercan renginden daha açık bir pembe tonu |
gayety n.
|
|
119 |
General |
bir kasın daha sabit, merkezi veya büyük olan parçası |
origination n.
|
|
120 |
General |
beklenenden daha önemsiz bir zafer kazanmış bir general roma'ya girerken yapılan kutlama |
ovation n.
|
|
121 |
General |
komünist ülkelerde daha büyük bir organ tarafından seçilen daimi bir yürütme komitesi |
presidium n.
|
|
122 |
General |
bir veya daha fazla aday isminin çizildiği oy pusulası |
scratched ticket n.
|
|
123 |
General |
yaşadığı evin dışında bir eve daha sahip olan kimse |
second-homer n.
|
|
124 |
General |
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması |
moral licensing n.
|
|
125 |
General |
daha büyük bir yapıyı destekleyen küçük parça |
bearer n.
|
|
126 |
General |
daha iyi duyabilmeyi sağlayan borumsu bir cihaz |
sonifer n.
|
|
127 |
General |
küçük bir çizimin karelere ayrılarak daha geniş alana aktarılması işlemi |
squaring n.
|
|
128 |
General |
(kısa not) daha geniş bir konunun alt maddesi |
subitem n.
|
|
129 |
General |
daha büyük bir projenin parçası olan küçük proje |
subproject n.
|
|
130 |
General |
daha makul bir hedefe yönelme |
substitution n.
|
|
131 |
General |
daha ilkel bir ifade biçimine geçme |
substitution n.
|
|
132 |
General |
boş bardağı çevirdiğinde bardağın dibindeki damlaların tırnaktan akması halinde oyuncunun daha fazla içki içtiği bir oyun |
supernaculum [obsolete] n.
|
|
133 |
General |
(daha güçlü bir argüman oluşturmak için) bir argümanın kabulü |
synchoresis n.
|
|
134 |
General |
toplamak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri) |
pick up v.
|
|
135 |
General |
bir şeyi daha canlı bir hale getirmek |
liven something up v.
|
|
136 |
General |
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak |
do something the hard way v.
|
|
137 |
General |
daha önceki bir tarihten itibaren geçerli kılmak |
backdate v.
|
|
138 |
General |
daha iyi bir pozisyona tayin olmak |
be promoted v.
|
|
139 |
General |
almak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri) |
pick up v.
|
|
140 |
General |
çöküp daha sıkışık olmak (kuru bir madde) |
settle v.
|
|
141 |
General |
daha çekilir bir hale sokmak (zor/tatsız bir şeyi) |
sugarcoat v.
|
|
142 |
General |
daha hoş bir hale getirmek |
sweeten v.
|
|
143 |
General |
daha önemli saymak (birini/bir şeyi başkasından) |
subordinate to v.
|
|
144 |
General |
daha iyi bir duruma getirmek |
uplift v.
|
|
145 |
General |
hayatını daha iyi bir yola koymak |
turn over a new leaf v.
|
|
146 |
General |
bir yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışmak |
jockey for position v.
|
|
147 |
General |
daha hoş ve sevimli bir hava vermek |
brighten v.
|
|
148 |
General |
baharat katarak bir yemeği daha lezzetli yapmak |
spice a food up v.
|
|
149 |
General |
daha kötü bir hale getirmek |
worsen v.
|
|
150 |
General |
daha üst (bir sınıfa/lige) geçirmek |
promote to v.
|
|
151 |
General |
daha güzel ve daha çekici bir hale sokmak (bir yeri) |
freshen up v.
|
|
152 |
General |
birini daha aşağı bir yere koymak |
put someone down v.
|
|
153 |
General |
bir sesi daha yüksek bir sesle bastırmak |
drown out v.
|
|
154 |
General |
daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak |
enlarge upon v.
|
|
155 |
General |
daha aşağı fiyat teklif etmek (başka bir kimse veya firmadan) |
underbid v.
|
|
156 |
General |
akşamdan kalıp da sabah bir duble daha içmek |
hair of the dog v.
|
|
157 |
General |
bir daha incelemek |
review v.
|
|
158 |
General |
daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak |
keep something on the back burner v.
|
|
159 |
General |
bir şey yüzünden daha beter durumda olmamak |
be none the worse v.
|
|
160 |
General |
kaldırmak (daha aşağı bir yerde duran birini/bir şeyi) |
pick up v.
|
|
161 |
General |
bulunduğu makama bir daha aday olmamak |
stand down v.
|
|
162 |
General |
kanunu daha etkili bir hale getirmek |
tighten up on v.
|
|
163 |
General |
daha kötü bir duruma sokmak |
exacerbate v.
|
|
164 |
General |
bir daha gözden geçirmek |
review v.
|
|
165 |
General |
maddi olarak daha iyi bir duruma gelmek |
get ahead v.
|
|
166 |
General |
daha başlangıçta bir şeyin önünü almak |
nip in the bud v.
|
|
167 |
General |
daha başlangıçta bir şeyin önünü almak |
nip something in the bud v.
|
|
168 |
General |
daha erken bir tarihe almak |
put forward v.
|
|
169 |
General |
bir daha bölmek |
subdivide v.
|
|
170 |
General |
daha önceki bir tarihten geçerli kılmak |
backdate v.
|
|
171 |
General |
bir daha gözden geçirmek |
revise v.
|
|
172 |
General |
-den çok daha iyi bir performans göstermek |
outdo v.
|
|
173 |
General |
bir aşama daha kaydetmek |
take yet another turn v.
|
|
174 |
General |
bir aşama daha kaydetmek |
take yet another twist v.
|
|
175 |
General |
daha mühim başka bir iş yüzünden yapmamak |
overslaugh v.
|
|
176 |
General |
basitten daha karmaşık bir biçime) dönüşmek |
evolve into v.
|
|
177 |
General |
daha bir güzel olmak |
become even more beautiful v.
|
|
178 |
General |
daha öte bir anlam taşımak |
mean more than (that) v.
|
|
179 |
General |
daha öte bir anlam taşımak |
have meaning beyond v.
|
|
180 |
General |
daha öte bir anlam taşımak |
have a further meaning v.
|
|
181 |
General |
daha da kötü bir hale getirmek |
make worse v.
|
|
182 |
General |
daha da kötü bir hale gelmek |
become worse v.
|
|
183 |
General |
bir adım daha ileri gitmek |
go a step further v.
|
|
184 |
General |
bir şeyi her şeyden daha çok sevmek |
love something more than anything v.
|
|
185 |
General |
daha büyük bir eve taşınmak |
move to a bigger house v.
|
|
186 |
General |
birisini (daha aşağıda bir bölgede olan) evine davet etmek/çağırmak |
ask someone down v.
|
|
187 |
General |
daha iyi bir iş çıkartmak |
do a better job v.
|
|
188 |
General |
(haritada/rakım olarak) daha yüksek bir yere uçmak |
fly up to something v.
|
|
189 |
General |
oyunculuk işini bir kez daha gözden geçirmek |
give acting a second thought v.
|
|
190 |
General |
daha iyi/ucuz bir fiyat aramak |
look for a better price v.
|
|
191 |
General |
bir şans daha vermek |
give a second chance v.
|
|
192 |
General |
ikinci bir şans daha vermek |
give a second chance v.
|
|
193 |
General |
bir şeye ek olarak başka bir şey daha yapmak/yaptıklarını çeşitlendirmek |
diversify from something into something else v.
|
|
194 |
General |
bir daha seyretmek |
watch again v.
|
|
195 |
General |
bir daha izlemek |
watch again v.
|
|
196 |
General |
bir şeye gerçek değerinden daha fazla ödemek |
pay more for something than it is really worth v.
|
|
197 |
General |
daha güvenli bir yer bulmak |
find a safer place v.
|
|
198 |
General |
iyi maaşlı bir işi bırakıp daha az stresli olan bir işi seçmek |
downshift v.
|
|
199 |
General |
iyi maaşlı bir işi bırakıp daha az kazandıran ve stressiz bir işi tercih etmek |
downshift v.
|
|
200 |
General |
bir şeyi daha yenisiyle değiştirmek |
replace something with a newer one v.
|
|
201 |
General |
termostatı daha düşük bir ısıya ayarlamak/sabitlemek |
set the thermostat at a lower temperature v.
|
|
202 |
General |
daha erken saate bir uçuş bulmak |
get an earlier flight v.
|
|
203 |
General |
daha erken saate bir uçuş bulmak |
find an earlier flight v.
|
|
204 |
General |
daha iyi bir gelecek oluşturmak |
carve out a better future v.
|
|
205 |
General |
dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek |
make the world a better place v.
|
|
206 |
General |
daha küçük (önemsiz) bir rol oynamak |
play a smaller role v.
|
|
207 |
General |
Bir durumu olduğundan daha acınası göstermek |
catastrophize v.
|
|
208 |
General |
bir veya daha fazla rakamı çıkartarak sayıyı kısaltmak |
truncate v.
|
|
209 |
General |
daha hoş bir hale getirmek |
addulce [obsolete] v.
|
|
210 |
General |
ertelenme dolayısıyla daha başka bir zamanda bilet almayı kabul etmek |
take a rain check v.
|
|
211 |
General |
kişisel hedef ve hayalleri sorgulayıp daha basit bir yaşam tarzına geçmek |
cash out v.
|
|
212 |
General |
oyuncuya yeni bir rol daha vermek |
recast v.
|
|
213 |
General |
bir daha kutlamak |
recelebrate v.
|
|
214 |
General |
daha kötü bir hale getirmek |
pejorate v.
|
|
215 |
General |
oy pusulasından bir veya daha fazla adayın ismini çıkarmak |
scratch a ticket v.
|
|
216 |
General |
daha iyi bir konuma gelmek |
ascend v.
|
|
217 |
General |
daha erken bir tarihte yapmak |
earlierize v.
|
|
218 |
General |
daha erken bir tarihte yapmak |
earlierise [brit] v.
|
|
219 |
General |
bir tarafı daha ağır olan zarla oynamak |
play with loaded dice v.
|
|
220 |
General |
iki veya daha fazla şeyin bir araya gelmesiyle oluşmak |
make v.
|
|
221 |
General |
daha iyi bir hale getirmek |
embetter [obsolete] v.
|
|
222 |
General |
(başka bir şeyden) daha kötü performans göstermek |
underperform v.
|
|
223 |
General |
(bir işi) başkalarından daha ucuza yapmak |
underwork v.
|
|
224 |
General |
(bir işi) aynı alanda çalışanlardan daha ucuza yapmak |
underwork v.
|
|
225 |
General |
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirmek |
zhoosh v.
|
|
226 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirmek |
zhoosh v.
|
|
227 |
General |
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirmek |
zhuzh v.
|
|
228 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirmek |
zhuzh v.
|
|
229 |
General |
(bir şeyin destekçisine) daha az çekici gelmesini sağlamak |
unsell v.
|
|
230 |
General |
bir alet veya ekipmanı daha kullanışlı hale getirmek için geliştirmek, iyileştirmek |
macgyver v.
|
|
231 |
General |
daha iyi bir yere gelmeye çalışmak veya taktik değiştirmek |
manoeuver v.
|
|
232 |
General |
yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışmak |
manoeuver v.
|
|
233 |
General |
bir anlaşmaya veya uzlaşıya varmak için ihtilaf yaratan iki veya daha fazla tarafla çalışmak |
mediate v.
|
|
234 |
General |
(bir şeyi) daha büyük veya önemli bir şeye bağlamak |
bootstrap v.
|
|
235 |
General |
(remi kart oyununda) her oyuncu bir el daha oynadıktan sonra oyunun biteceğini duyurmak |
break v.
|
|
236 |
General |
daha büyük bir yapının parçası olarak dahil etmek |
model v.
|
|
237 |
General |
daha büyük bir yapının parçası olarak kullanmak |
model v.
|
|
238 |
General |
daha büyük bir su kütlesine akmak |
mouth v.
|
|
239 |
General |
(bir şeyi veya kimseyi) daha fazla takip edememek |
lose v.
|
|
240 |
General |
siyasi bir kampanya için (diğer adaydan) daha fazla mali destek toplamak |
outraise v.
|
|
241 |
General |
(birini veya bir şeyi) daha cazibesiz hale getirmek |
deglamorize [us] v.
|
|
242 |
General |
(birini veya bir şeyi) daha cazibesiz hale getirmek |
deglamorise [uk] v.
|
|
243 |
General |
(birini veya bir şeyi) daha cazibesiz hale getirmek |
deglamourize v.
|
|
244 |
General |
daha düşük bir konuma getirmek |
deject [obsolete] v.
|
|
245 |
General |
daha kapsamlı bir önermeden gelmek |
descend v.
|
|
246 |
General |
(birinden veya bir şeyden) daha iyi olmak |
ding [dialect] v.
|
|
247 |
General |
daha hoş bir hale gelmek |
grow on v.
|
|
248 |
General |
daha büyük bir şeye dahil etmek |
hedge [obsolete] v.
|
|
249 |
General |
daha önemli bir şeye sokmak |
hedge [obsolete] v.
|
|
250 |
General |
bir veya daha çok seçenekte karar kılmak |
optate v.
|
|
251 |
General |
(başka bir şeyden) daha kötü kokmak |
overstink v.
|
|
252 |
General |
(başka bir şeyden) daha iğrenç kokmak |
overstink v.
|
|
253 |
General |
daha önceki bir mahkeme kararına atıfta bulunmak |
cite (to) v.
|
|
254 |
General |
daha rahat ve sıcak bir hale getirmek |
cozy (up) v.
|
|
255 |
General |
daha küçük bir eve taşınmak |
downsize v.
|
|
256 |
General |
güç kesildikten sonra bir süre daha momentumu korumak |
drift v.
|
|
257 |
General |
bir şeyi daha detaylı araştırmak |
drill v.
|
|
258 |
General |
daha büyük veya önemli bir şeyle birlikte kurup çalıştırmak |
piggyback v.
|
|
259 |
General |
daha genç birini terfi ettirmek için kıdemli bir çalışanı es geçmek |
deadhead v.
|
|
260 |
General |
(hafif bir malzemeyi) birkaç nazik karıştırma hareketiyle daha ağır bir karışıma yedirmek |
fold v.
|
|
261 |
General |
(bir diğerinden) daha uzun yüzmek |
outfloat v.
|
|
262 |
General |
(bir diğerinden) daha uzun süzülmek |
outfloat v.
|
|
263 |
General |
(bir şeyden) daha fazla kazanmak |
outgain v.
|
|
264 |
General |
daha güçlü ve kararlı bir çaba sarf etmek |
outhustle v.
|
|
265 |
General |
(bir diğerinden) daha çok tekmelemek |
outkick v.
|
|
266 |
General |
(bir diğerinden) daha uzağa tekmelemek |
outkick v.
|
|
267 |
General |
(bir diğerinden) daha fazla gece öyküsü anlatmak |
outnight v.
|
|
268 |
General |
daha büyük bir izleyici kitlesini çekmek |
outpull v.
|
|
269 |
General |
(bir şeyden) daha iyi puanı olmak |
outrate v.
|
|
270 |
General |
(bir şeyden) daha iyi dereceye sahip olmak |
outrate v.
|
|
271 |
General |
(bir şeyden) daha kırmızı olmak |
outred v.
|
|
272 |
General |
(bir şeyin) süresinden daha uzun süre oturmak |
outsit v.
|
|
273 |
General |
daha çarpıcı bir anlatıma sahip olmak |
outtell v.
|
|
274 |
General |
daha büyük bir değere dönüştürmek |
parlay v.
|
|
275 |
General |
(bir şey ekleyerek) daha makul hale getirmek |
season v.
|
|
276 |
General |
daha iyi bir malzeme ile koruma/süsleme amaçlı kaplamak |
shoe v.
|
|
277 |
General |
bir veya daha fazla sömürgeye ait veya onunla ilgili olan |
colonial adj.
|
|
278 |
General |
daha az önemli olan (başka bir şeye göre) |
subordinate adj.
|
|
279 |
General |
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı) |
naturalized adj.
|
|
280 |
General |
bir tarafı diğerine göre daha ağır veya büyük olan |
lopsided adj.
|
|
281 |
General |
bir daha ele geçmez |
irretrievable adj.
|
|
282 |
General |
daha zayıf bir şekilde |
weaklier adj.
|
|
283 |
General |
beklenenden daha düşük bir performans sergileyen |
underperforming adj.
|
|
284 |
General |
bir adım daha yakın |
one step closer adj.
|
|
285 |
General |
gerçek değerinden daha düşük bir fiyata satılan |
underpriced adj.
|
|
286 |
General |
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı) |
naturalised adj.
|
|
287 |
General |
nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu |
post-truth adj.
|
|
288 |
General |
üyeliği/bilgileri silinmiş (bilgisayarı bir daha kullanmayacak olan) |
deprovisioned adj.
|
|
289 |
General |
("birkaç" veya belli bir sayının önüne) … daha |
another adj.
|
|
290 |
General |
daha yüksek bir rütbe veya statüye sahip |
elevated adj.
|
|
291 |
General |
daha az önemli olan (başka bir şeye göre) |
understrapping adj.
|
|
292 |
General |
iç mekanizması kuarts kristalinden bir elektronik aksamla değiştirilerek zamanı daha doğru olarak gösteren |
quartzed adj.
|
|
293 |
General |
bir veya daha fazla yüzünde ince melamin tabakası bulunan |
melamine-faced adj.
|
|
294 |
General |
stresten kaynaklı olarak normalden veya beklentilerden daha az bir cinsel aktivite ilgisi veya katılımına sahip olan |
hyposexual adj.
|
|
295 |
General |
bir tarafı diğerinden daha ağır olan |
lobsided adj.
|
|
296 |
General |
bir tarafı diğerinden daha büyük olan |
lobsided adj.
|
|
297 |
General |
bir tarafı diğerinden daha yüksek olan |
lobsided adj.
|
|
298 |
General |
(belirtilen akrabalık derecesinden) bir nesil daha yaşlı veya genç |
great adj.
|
|
299 |
General |
beşten daha fazla ince levha ile kaplı bir iç yüzü olan (kemer) |
multifoil adj.
|
|
300 |
General |
bir tarafı daha büyük olan |
one-sided adj.
|
|
301 |
General |
bir tarafı daha gelişmiş olan |
one-sided adj.
|
|
302 |
General |
bir tarafı diğerine göre daha ağır veya büyük olan |
one-sided adj.
|
|
303 |
General |
nispeten küçük olup daha çok sosyal ve şahsi yazışmalarda kullanılan (zarf)mal zarflardan daha küçük ve kare şeklinde bir zarf |
baronial adj.
|
|
304 |
General |
belirli bir süre daha dayanması kesin olan |
good (for) adj.
|
|
305 |
General |
(bir şeyden) daha küçük boyutta olan |
downsize adj.
|
|
306 |
General |
(bir şeyin) daha küçük versiyonu olan |
downsize adj.
|
|
307 |
General |
bütünün tek tek parçalarının toplamından daha fazlası olan karmaşık bir yapıyı oluşturan |
organic adj.
|
|
308 |
General |
bir ucu diğerinden daha dar bir yumurta şeklinde olan |
ovato-oblong adj.
|
|
309 |
General |
bir veya daha fazla bağlı kuruluşun sermaye çoğunluğuna sahip olan (şirket, girişim) |
parent adj.
|
|
310 |
General |
profesyonel bir işe benzeyip daha az teorik bilgi, yaratıcılık, özgünlük veya muhakeme gücü gerektiren (iş) |
semiprofessional adj.
|
|
311 |
General |
(üst gövdede bulunan bir bölüm) daha yukarıda bulunan |
superior adj.
|
|
312 |
General |
bir karakterin yanına eklenen (daha küçük karakter) |
superscript adj.
|
|
313 |
General |
bir daha |
once again adv.
|
|
314 |
General |
daha az mücadeleci bir şekilde |
adversarially adv.
|
|
315 |
General |
daha iyi bir şekilde |
better adv.
|
|
316 |
General |
daha ağır bir biçimde |
preponderantly adv.
|
|
317 |
General |
bir daha |
one more adv.
|
|
318 |
General |
bir kez daha |
once more again adv.
|
|
319 |
General |
daha önce (bir yazıda) |
above adv.
|
|
320 |
General |
daha kuvvetli bir şekilde |
superiorily adv.
|
|
321 |
General |
bir daha |
once more adv.
|
|
322 |
General |
bir kat daha |
still more adv.
|
|
323 |
General |
bir kez daha |
yet again adv.
|
|
324 |
General |
bir daha |
over adv.
|
|
325 |
General |
daha kuvvetli bir sebebten |
a fortiori adv.
|
|
326 |
General |
iki bin yıldan daha fazla bir süredir |
for more than two thousand years adv.
|
|
327 |
General |
bir daha |
second adv.
|
|
328 |
General |
daha kuvvetli bir sebepten |
a fortiori adv.
|
|
329 |
General |
bir daha |
over again adv.
|
|
330 |
General |
daha belirgin bir biçimde |
more specifically adv.
|
|
331 |
General |
daha açık bir ifadeyle |
more clearly adv.
|
|
332 |
General |
bir daha |
anew adv.
|
|
333 |
General |
bir kez daha |
one more time adv.
|
|
334 |
General |
bir kere daha |
one more time adv.
|
|
335 |
General |
bir müddet daha |
a little more time adv.
|
|
336 |
General |
bir müddet daha |
for another while adv.
|
|
337 |
General |
bir müddet daha |
a while more adv.
|
|
338 |
General |
bir müddet daha |
some more time adv.
|
|
339 |
General |
daha derin bir biçimde |
more deeply adv.
|
|
340 |
General |
bir daha |
no more adv.
|
|
341 |
General |
daha ayrıntılı bir şekilde |
in more detail adv.
|
|
342 |
General |
bir şey daha |
one more thing adv.
|
|
343 |
General |
bir kere daha |
again adv.
|
|
344 |
General |
bir kere daha |
over again adv.
|
|
345 |
General |
daha uzun bir süre |
for a longer time adv.
|
|
346 |
General |
bir daha asla |
never ever adv.
|
|
347 |
General |
daha da büyük bir dereceye kadar |
all the more so adv.
|
|
348 |
General |
bir defa daha |
one more time adv.
|
|
349 |
General |
daha az bir dereceye kadar |
to a lesser degree adv.
|
|
350 |
General |
en az bir yarım saat daha |
at least for another half-hour adv.
|
|
351 |
General |
bir yarım saat daha |
for another half hour adv.
|
|
352 |
General |
bir yarım saat daha |
for another 30 minutes adv.
|
|
353 |
General |
bir kez daha |
againward adv.
|
|
354 |
General |
bir daha |
againward adv.
|
|
355 |
General |
bir kaç dakika daha |
a couple of more minutes adv.
|
|
356 |
General |
bir daha asla |
nathemore [obsolete] adv.
|
|
357 |
General |
daha iyi bir sebepten dolayı |
the rather adv.
|
|
358 |
General |
daha sonraki bir zamanda |
upward adv.
|
|
359 |
General |
daha sonraki bir yaşta |
upward adv.
|
|
360 |
General |
bir metnin daha sonraki bölümünde |
below adv.
|
|
361 |
General |
daha düşük bir rütbede |
below adv.
|
|
362 |
General |
daha düşük bir sınıfta |
below adv.
|
|
363 |
General |
diğerlerinden daha iyi bir şekilde |
best adv.
|
|
364 |
General |
daha uygun bir şekilde |
better adv.
|
|
365 |
General |
daha şeytani bir şekilde |
worse adv.
|
|
366 |
General |
daha sert bir şekilde |
worse adv.
|
|
367 |
General |
daha zararlı bir biçimde |
worse adv.
|
|
368 |
General |
daha dezavantajlı bir şekilde |
worse adv.
|
|
369 |
General |
daha kötü bir şekilde |
worse adv.
|
|
370 |
General |
daha kötü bir derecede |
worse adv.
|
|
371 |
General |
daha kötü bir şekilde |
worser adv.
|
|
372 |
General |
daha fena bir şekilde |
worser adv.
|
|
373 |
General |
bir kez daha |
renewedly [us] adv.
|
|
374 |
General |
daha özel bir yerde |
offline adv.
|
|
375 |
General |
daha özel bir yere doğru |
offline adv.
|
|
376 |
General |
daha özel bir yere doğru |
off-line adv.
|
|
377 |
General |
daha özel bir yerde |
off-line adv.
|
|
378 |
General |
daha özel bir ortamda |
off-line adv.
|
|
379 |
General |
bir adım daha yaklaşarak |
on the way adv.
|
|
380 |
General |
bir daha |
ower [geordie] adv.
|
|
381 |
General |
daha yüksek bir yerde |
in a higher place adv.
|
|
382 |
General |
daha kötü bir duruma doğru |
downhill adv.
|
|
383 |
General |
daha önceki bir kaynaktan sonrakine doğru |
downwards adv.
|
|
384 |
General |
daha kilolu bir şekilde |
preponderatingly adv.
|
|
385 |
General |
bir tane daha |
one more adv.
|
|
386 |
General |
bir daha asla |
nevermore adv.
|
|
387 |
General |
daha kolay bir şekilde |
sooner adv.
|
|
388 |
General |
daha iyi bir şekilde |
superiorly adv.
|
|
389 |
General |
daha fazla bir şekilde |
superiorly adv.
|
|
390 |
General |
daha gelişmiş bir şekilde |
superiorly adv.
|
|
391 |
General |
daha aşağı bir nitelikte olan |
inferior to prep.
|
|
392 |
General |
(başka bir şeyden) daha yakın |
within prep.
|
|
393 |
General |
(başka bir şeyden) daha uzakta olmayan |
within prep.
|
|
394 |
General |
bir (şey) daha |
another pron.
|
|
395 |
General |
bir tane daha |
another pron.
|
|
396 |
General |
(sahne alan kişiye) bir daha! |
bis interj.
|
|
397 |
General |
bir daha |
re- pref.
|
|
398 |
General |
daha kapsamlı anlamı veren bir ön ek |
meta- pref.
|
|
399 |
General |
daha az veya daha küçük anlamlarını veren bir ön ek |
mio- pref.
|
|
400 |
General |
daha az veya daha küçük anlamlarını veren bir ön ek |
mi- pref.
|
|
401 |
General |
daha az veya daha küçük anlamlarını veren bir ön ek |
meio- pref.
|
|
402 |
General |
normal bas sesten daha pes sese sahip anlamını veren bir ön ek |
contra- pref.
|
|
403 |
General |
daha fazla anlamını veren bir ön ek |
pleio- pref.
|
|
404 |
General |
daha fazla anlamını veren bir ön ek |
pleo- pref.
|
|
405 |
General |
daha fazla anlamını veren bir ön ek |
plio- pref.
|
|
406 |
General |
daha fazla anlamına gelen bir ön ek |
super- pref.
|
|
407 |
General |
daha yukarısında anlamına gelen bir ön ek |
supra- pref.
|
|
408 |
General |
maddi açıdan daha iyi bir duruma girmek |
get ahead v.
|
|
Phrasals |
|
409 |
Phrasals |
daha büyük bir bütünden pay olarak alıp çıkarmak |
carve out v.
|
|
410 |
Phrasals |
daha alçak bir konuma getirmek |
pluck down v.
|
|
411 |
Phrasals |
(pazarlık yaparak) daha yüksek bir fiyata zorlamak |
beat up v.
|
|
412 |
Phrasals |
(birisinden ya da bir şeyden) daha iyi olmak |
tower over v.
|
|
413 |
Phrasals |
daha hareketli/gürültülü bir yere gitmek |
go up v.
|
|
414 |
Phrasals |
(birini veya bir şeyi başka birinden veya bir şeyden) daha arkaya/aşağıya koymak |
place behind (someone or something) v.
|
|
415 |
Phrasals |
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az sevgi ve saygı göstermek |
place behind (someone or something) v.
|
|
416 |
Phrasals |
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az önem vermek |
place behind (someone or something) v.
|
|
417 |
Phrasals |
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az değer vermek |
place behind (someone or something) v.
|
|
418 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) daha alt sıraya koymak/yerleştirmek |
place someone or something behind someone or something v.
|
|
419 |
Phrasals |
(biri/bir şey belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak |
exceed (someone or something) by (something) v.
|
|
420 |
Phrasals |
(biri/bir şey belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak |
exceed someone or something by something v.
|
|
421 |
Phrasals |
bir şeyi daha küçük/kısa bir şey haline getirmek |
condense (something) to (something) v.
|
|
422 |
Phrasals |
bir olaydan sonra ...(ay/yıl vb) daha yaşamak |
stay on after something v.
|
|
423 |
Phrasals |
bir şeyi (daha avantajlı) başka bir şekle dönüştürmek |
parlay something into something v.
|
|
424 |
Phrasals |
bir sesi daha yüksek bir sesle bastırmak |
drown something out v.
|
|
425 |
Phrasals |
bir olaydan sonra ...(ay/yıl vb) daha yaşamak |
linger on after something v.
|
|
426 |
Phrasals |
başkalarına bilgilerinin ya da statülerinin daha yüksek olmalarından ötürü (fikirlerine katılmasanız bile) sizinle ilgili karar almalarına ya da size bir şey yaptırmalarına müsaade etmek |
defer to someone v.
|
|
427 |
Phrasals |
daha yüksek bir konumda olmak |
be above v.
|
|
428 |
Phrasals |
daha yüksek bir düzeyde olmak |
be above v.
|
|
429 |
Phrasals |
daha yüksek bir rütbede olmak |
be above v.
|
|
430 |
Phrasals |
daha yüksek bir standarda sahip olmak |
be above v.
|
|
431 |
Phrasals |
daha basit ve anlaşılır bir hale getirmek |
dumb down v.
|
|
432 |
Phrasals |
daha karmaşık bir hale getirmek |
muck up something v.
|
|
433 |
Phrasals |
daha yüksek bir pozisyonda olmak |
be above v.
|
|
434 |
Phrasals |
daha ciddi bir hal almasını sağlamak |
precipitate into something v.
|
|
435 |
Phrasals |
daha karmaşık bir hale getirmek |
muck something up v.
|
|
436 |
Phrasals |
daha yüksek bir mevkide olmak |
be above v.
|
|
437 |
Phrasals |
(kuzeyde/daha yüksek bir yerde) bir yeri ziyaret etmek |
drop up (some place) v.
|
|
438 |
Phrasals |
(rakım olarak daha alçakta) bir yere gelmek |
come down to v.
|
|
439 |
Phrasals |
(bir seyircileri) başka bir (daha sonra çıkacak olan ünlü) gruba hazırlamak |
warm someone up v.
|
|
440 |
Phrasals |
(bir derece vb daha) azalmak |
notch down v.
|
|
441 |
Phrasals |
birinin daha hafif bir suç işlediğini resmi olarak kabul ve beyan etmek |
plead down to (something) v.
|
|
442 |
Phrasals |
daha hafif bir suçlamayla cezalandırılmak |
plead down to (something) v.
|
|
443 |
Phrasals |
daha hafif bir suçtan daha düşük bir ceza almak |
plead down to (something) v.
|
|
444 |
Phrasals |
savcıyla birinin daha hafif bir suçtan ceza almasını sağlayacak bir anlaşma yapmak |
plead down to (something) v.
|
|
445 |
Phrasals |
bir veya daha fazla bilgisayar dosyasını başka bir formatta kaydetmek/başka bir formata dönüştürmek |
render down v.
|
|
446 |
Phrasals |
birini/bir şeyi daha iyi bir pozisyona terfi ettirmek |
elevate someone or something to something v.
|
|
447 |
Phrasals |
bir şeyi (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında bölüştürmek/paylaştırmak |
split between (two or more people or things) v.
|
|
448 |
Phrasals |
bir şeyi (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında pay etmek |
split between (two or more people or things) v.
|
|
449 |
Phrasals |
bir şeyi (iki veya daha fazla kişi) paylaşmak/bölüşmek |
split between (two or more people or things) v.
|
|
450 |
Phrasals |
iki ya da daha fazla kişiyi bir durum/aktivite için bir araya getirmek/birleştirmek |
yoke together v.
|
|
451 |
Phrasals |
birinden/bir şeyden bir miktar daha baskın olmak |
exceed someone or something by something v.
|
|
452 |
Phrasals |
birinden/bir şeyden bir miktar daha üstün olmak |
exceed someone or something by something v.
|
|
453 |
Phrasals |
birinden/bir şeyden belli bir oranda daha iyi olmak |
exceed someone or something by something v.
|
|
454 |
Phrasals |
birinden/bir şeyden belli bir oranda daha |
exceed someone or something by something v.
|
|
455 |
Phrasals |
birinden/ bir şeyden bir konuda daha iyi olmak |
exceed someone or something in something v.
|
|
456 |
Phrasals |
birinden/bir şeyden bir konuda daha çok parlamak |
exceed someone or something in something v.
|
|
457 |
Phrasals |
bir konuda durumu birinden/bir şeyden daha parlak olmak |
exceed someone or something in something v.
|
|
458 |
Phrasals |
daha kötü bir duygusal duruma girmek |
fall in v.
|
|
459 |
Phrasals |
daha kötü bir duygusal duruma girmek |
fall into v.
|
|
460 |
Phrasals |
birini daha yüksek veya kuzeyde bir yere götürmek |
drive someone up v.
|
|
461 |
Phrasals |
bir aracı daha yüksek bir yere doğru sürmek |
drive up v.
|
|
462 |
Phrasals |
bir araçla daha yüksek bir yere doğru seyahat etmek |
drive up v.
|
|
463 |
Phrasals |
aracı daha yüksek bir yere doğru sürmek |
drive up v.
|
|
464 |
Phrasals |
araçla daha yüksek bir yere doğru seyahat etmek |
drive up v.
|
|
465 |
Phrasals |
bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe almak |
push forward v.
|
|
466 |
Phrasals |
bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe çekmek |
push forward v.
|
|
467 |
Phrasals |
bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe almak |
push forward v.
|
|
468 |
Phrasals |
bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe çekmek |
push forward v.
|
|
469 |
Phrasals |
bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe almak |
push forward v.
|
|
470 |
Phrasals |
bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe çekmek |
push forward v.
|
|
471 |
Phrasals |
bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe almak |
push forward v.
|
|
472 |
Phrasals |
bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe çekmek |
push forward v.
|
|
473 |
Phrasals |
birini, bir şeyi veya bir sayıyı bir gruptan veya daha büyük bir şeyden çıkarmak |
subtract from (something) v.
|
|
474 |
Phrasals |
daha düzensiz bir hale geçmek |
dissolve into v.
|
|
475 |
Phrasals |
daha fazla (bir şey) kazanmak |
gain in (something) v.
|
|
476 |
Phrasals |
daha fazla (bir özellik) kazanmak |
gain in (something) v.
|
|
477 |
Phrasals |
daha yumuşak bir tavır sergilemek |
ease back v.
|
|
478 |
Phrasals |
(birine) bir daha danışmak |
refer back to (someone or something) v.
|
|
479 |
Phrasals |
(biri/bir şey) için daha belirgin bir hal almak |
grow upon (someone or something) v.
|
|
480 |
Phrasals |
(biri/bir şey) için daha aşikar hale gelmek |
grow upon (someone or something) v.
|
|
481 |
Phrasals |
(biri/bir şey) için daha belirgin bir hal almak |
grow on (someone or something) v.
|
|
482 |
Phrasals |
(biri/bir şey) için daha aşikar hale gelmek |
grow on (someone or something) v.
|
|
483 |
Phrasals |
daha alt kademede/aşağıda kalan birine veya bir şeye gitmek |
go down to someone or something v.
|
|
484 |
Phrasals |
bilgisayar dosyasını daha küçük bir pakete dönüştürmek |
zip up v.
|
|
485 |
Phrasals |
şartlarını daha iyi bir düzeye getirmek |
raise to (some state) v.
|
|
486 |
Phrasals |
şartlarını daha iyi bir düzeye yükseltmek |
raise to (some state) v.
|
|
487 |
Phrasals |
(birinden) bir şeyden daha az önemli kabul edilmek |
rank below (someone or something) v.
|
|
488 |
Phrasals |
(birinden) bir şeyden daha az önemli kabul etmek |
rank below (someone or something) v.
|
|
489 |
Phrasals |
oyuncuya yeni bir rol daha vermek |
recast in (something) v.
|
|
490 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) daha ilgi çekici bir hale getirmek |
refresh (someone, something, or oneself) with (something) v.
|
|
491 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) daha düşük/önemsiz bir konuma, sıralamaya, yere, sınıfa, duruma getirmek |
relegate (someone or something) to (something) v.
|
|
492 |
Phrasals |
birini daha alt kademede bir şeye atamak |
relegate someone to something v.
|
|
493 |
Phrasals |
birine veya bir şeye birinden veya bir şeyden daha çok değer/önem vermek |
set someone or something above someone or something v.
|
|
494 |
Phrasals |
birini veya bir şeyi birinden veya bir şeyden daha üstün/yukarıda tutmak |
set someone or something above someone or something v.
|
|
495 |
Phrasals |
bir şeyde birinden bir şeyden daha iyi olmak |
surpass someone or something in something v.
|
|
496 |
Phrasals |
(birine bir şeyden) daha çok yemesi için ısrar etmek |
stuff into (something) v.
|
|
497 |
Phrasals |
daha ciddi bir hal almak |
precipitate into (something) v.
|
|
498 |
Phrasals |
daha ciddi (bir şeye) dönüşmek |
precipitate into (something) v.
|
|
499 |
Phrasals |
daha ciddi (bir şeye) dönüştürmek |
precipitate into (something) v.
|
|
500 |
Phrasals |
birine/bir şeye daha yakın hissetmek |
incline toward someone or something v.
|
|