dakika dakika - Turco Inglés Diccionario

dakika dakika

Significados de "dakika dakika" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
dakika dakika minute-by-minute adj.
dakika dakika minutely adv.

Significados de "dakika dakika" con otros términos en diccionario inglés turco: 284 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
dakika minute n.
I will now use my second minute to talk about Slovenia.
Şimdi ikinci dakikamı Slovenya hakkında konuşmak için kullanacağım.

More Sentences
General
son dakika eleventh hour n.
This is his eleventh hour.
Bu onun son dakikası.

More Sentences
dakika time n.
I therefore suggest that you wait and I shall let you know when you may take your two minutes' speaking time.
Bu nedenle beklemenizi öneriyorum ve iki dakikalık konuşma sürenizi ne zaman kullanabileceğinizi size bildireceğim.

More Sentences
son dakika last minute n.
Nor can we support the amendments lodged by the Verts/ALE Group at the last minute.
Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı Grubu tarafından son dakikada yapılan değişiklikleri de destekleyemeyiz.

More Sentences
bir dakika a minute n.
As a mark of respect for those who died, I ask you to rise in a minute's silence.
Ölenlere saygının bir göstergesi olarak, sizlerden bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı rica ediyorum.

More Sentences
dakika minute n.
I have to say that I was expecting every group to ask me for this minute of speaking time.
Şunu söylemeliyim ki, her grubun benden bir dakikalık konuşma süresi istemesini bekliyordum.

More Sentences
bir dakika one minute n.
Providing a comprehensive overview of the report in just one minute now is impossible.
Raporun kapsamlı bir özetini şu anda sadece bir dakika içinde sunmak mümkün değil.

More Sentences
dakika minutes n.
You did not even use the full five minutes you were entitled to, which is greatly to your credit.
Hakkınız olan beş dakikanın tamamını bile kullanmadınız ki bu sizin için büyük bir övünç kaynağıdır.

More Sentences
(bir şey için) bir dakika ayırmak take a moment (for something/to do something) v.
That may be our problem rather than yours, but could we just take a moment to clarify?
Bu sizin değil de bizim sorunumuz olabilir ama bir dakikanızı ayırıp açıklığa kavuşturabilir miyiz?

More Sentences
son dakika last-minute adj.
Do you have any last-minute advice?
Son dakika tavsiyen var mı?

More Sentences
her dakika every minute adv.
These events are occurring every day, every hour and perhaps every minute.
Bu olaylar her gün, her saat ve belki de her dakika meydana gelmektedir.

More Sentences
birkaç dakika sonra few minutes later adv.
President Jackson left a few minutes later.
Başkan Jackson birkaç dakika sonra gitti.

More Sentences
bir dakika just a minute interj.
But joking apart, what can I say to you in just a minute?
Ama şaka bir yana, bir dakika içinde size ne söyleyebilirim?

More Sentences
Colloquial
bir dakika one moment n.
Would you excuse us one moment?
Bize bir dakika izin verir misin?

More Sentences
bir dakika lütfen one moment please interj.
One moment please, someone knocks on the door.
Bir dakika lütfen, biri kapıyı çalıyor.

More Sentences
bir dakika (bekle) just a moment expr.
No, sorry, just a moment.
Hayır, üzgünüm, bir dakika.

More Sentences
bir dakika bekleyin wait a minute expr.
Could you please wait a minute?
Lütfen bir dakika bekler misin?

More Sentences
durun bir dakika wait a minute expr.
Wait a minute, this one, with the dagger.
Dur bir dakika, işte bu, hançerli olan.

More Sentences
her dakika önemli every minute counts expr.
Every minute counted.
Her dakika önemliydi.

More Sentences
üç dakika içinde in three minutes expr.
If you don't finish your plate in three minutes, you won't get dessert.
Tabağını üç dakika içinde bitirmezsen tatlı almayacaksın.

More Sentences
Speaking
bekle bir dakika wait a minute expr.
Wait a minute, Mary!
Bekle bir dakika, Mary!

More Sentences
kaç dakika how many minutes expr.
If you convert 48 hours into minutes, how many minutes does that make?
48 saati dakikaya çevirirseniz, kaç dakika eder?

More Sentences
Automotive
dakika minutes n.
The sitting will be suspended for two minutes.
Oturuma iki dakika ara veriyorum.

More Sentences
Math
dakika minute n.
You have one minute each in which to ask your question.
Sorularınızı sormak için birer dakika süreniz var.

More Sentences
General
dakika instant n.
tam on dakika ten minutes by the clock n.
onbeş dakika quarter n.
son dakika golü last minute goal n.
birkaç dakika a couple of minutes n.
son dakika uçuşu last minute flight n.
dakika min n.
son dakika haberi newsbreak n.
son dakika haberi newsflash n.
son dakika golü last-minute goal n.
dakika kolu minute hand n.
bir son dakika gelişmesi a last minute development n.
bir son dakika gelişmesi a breaking news n.
bir son dakika gelişmesi a flash news n.
son dakika değişikliği last-minute change n.
son dakika anlaşması last minute deal n.
yay dakika arcminute n.
son dakika haberleri breaking news n.
son dakika bilgileri late-breaking information n.
günün yüzde birine denk gelen 14 dakika 24 saniyelik dilim centiday n.
son dakika nick n.
on dakika mola ten n.
son dakika eleventh hour n.
miliamper dakika mam (milliampere minute) n.
saat başını on beş dakika geçe quarter-hour n.
saat başına on beş dakika kala quarter-hour n.
yarım dakika half-minute n.
kelime/dakika words per minute n.
dakika başına kelime words per minute n.
kelime/dakika wpm (words per minute) n.
dakika başına kelime wpm (words per minute) n.
bir dakika içinde alınabilecek mesafe minute n.
dakika yayı minute n.
(abd geleneksel ölçü biriminde) 745.7 vat/dakika horsepower n.
son dakika işi rush job n.
dakika başı frekans count per minute n.
dakika başı frekans counts/minute n.
son dakika bilgisi scoop n.
son dakika bilet bulmaya çalışan yolcu standby n.
bir dakika durup düşünmesini sağlamak give someone pause v.
30 dakika geç kalmak be 30 minutes late v.
programın ... dakika gerisinde kalmak be ... minutes behind schedule v.
on beş dakika mola vermek take a fifteen minute break v.
on beş dakika ara vermek take a fifteen minute break v.
zamanı beş dakika daha uzatmak extend the time by 5 minutes v.
beş dakika mola vermek take five v.
beş dakika süren five-minute adj.
son dakika rezervasyonu ile ilgili standby adj.
birkaç dakika sonra after a couple of minutes adv.
her geçen dakika every passing minute adv.
birkaç dakika önce a few minutes ago adv.
birkaç dakika içinde in a matter of minutes adv.
bir kaç dakika daha a couple of more minutes adv.
5 dakika sonra five minutes later adv.
her dakika minutely adv.
her dakika momently adv.
bir dakika! wait a minute! interj.
kelime/dakika wpm abrev.
dakika başına kelime wpm abrev.
inç/dakika ipm (inches per minute) abrev.
Phrasals
(son dakika sınava) çalışmak/hazırlanmak cram for (something) v.
son dakika vazgeçmek poop out v.
Phrases
sadece iki dakika içinde in two minutes flat expr.
tam iki dakika içinde in two minutes flat expr.
son dakika çağrısı üzerine at (very) short notice expr.
Colloquial
gergin geçen beş dakika 5 white-knuckled minutes n.
korku dolu beş dakika 5 white-knuckled minutes n.
son dakika golü fire drill n.
yarım dakika half a minute n.
son dakika daveti fiddler's bidding n.
on dakika mola vermek take ten v.
on dakika ara vermek take ten v.
bir dakika geç kalmak be a minute late v.
son dakika (golü, sayısı) clutch adj.
bir dakika lütfen one minute please interj.
bir dakika/saniye half a mo expr.
bir dakika/saniye hang on a mo expr.
bir dakika bekle hang on a minute expr.
bir dakika/saniye just a mo expr.
dur bir dakika not so fast expr.
her dakika önemli every moment counts expr.
geçen her dakika önemli every moment counts expr.
geçen her dakika önemli every minute counts expr.
on dakika bekle wait 10 minutes expr.
kırk dakika önce forty minutes ago expr.
on beş dakika önce fifteen minutes ago expr.
10 dakika bekle wait 10 minutes expr.
15 dakika önce fifteen minutes ago expr.
(çok kısa bir süre sonra/hemen) bir dakika içinde in just a minute expr.
bir dakika, bir dakika now, now expr.
bir dakika! (bir konuşma esnasında araya girip birinin dikkatini çekmek için söylenir) stop the music! hold everything! expr.
bir dakika bile not for a minute expr.
bir dakika bile not for one minute expr.
bir an/dakika bile not for one moment expr.
bir iki dakika a moment or two expr.
birkaç dakika a moment or two expr.
(belli bir zamandan/saatten) 15 dakika önce (a) quarter of (a given hour in time) [us] expr.
birkaç dakika içinde any minute now expr.
birkaç dakika içinde (at) any minute/moment (now) expr.
tam iki dakika içinde in two minutes flat expr.
son dakika this just in expr.
bir dakika hold the phone exclam.
bir dakika bekle hold the phone exclam.
bir dakika hold the phone exclam.
dur bir dakika hold the phone exclam.
bir dakika! hold the phone! exclam.
bir dakika bekle! hold the phone! exclam.
bir dakika sus/susun! time (out)! exclam.
Idioms
son dakika 11th hour n.
son dakika kararı eleventh-hour decision n.
son dakika zaferi garrison finish n.
birkaç dakika a few ticks n.
son dakika last gasp n.
son dakika the eleventh hour n.
bir dakika durmamak/oturmamak not let the grass grow beneath (one's) feet v.
dakika bir gol bir olmak fall at the first hurdle v.
son dakika golü atıp eşitliği sağlamak pounce at the death [uk] v.
son dakika golü atmak beat the gun v.
(son dakika) ineklemek cram for a test v.
(son dakika) sınava çalışmak cram for a test v.
(son dakika) ineklemek cram for the test v.
(son dakika) sınava çalışmak cram for the test v.
(son dakika) ineklemek cram for the exam v.
(son dakika) sınava çalışmak cram for the exam v.
(son dakika) ineklemek cram for an exam v.
(son dakika) sınava çalışmak cram for an exam v.
(birine) bir dakika vermek give (someone) a minute v.
(birine) bir dakika müsaade etmek give (someone) a minute v.
(birine) bir dakika/dakikalığına izin vermek give (someone) a minute v.
bir dakika durup düşünmesini sağlamak give pause v.
bir dakika durup düşünmesini sağlamak give pause for thought v.
(birinin) bir dakika durup düşünmesini sağlamak give (somebody) pause for thought v.
(birinin) bir dakika durup düşünmesini sağlamak give (somebody) pause v.
(birinin) bir dakika durup düşünmesini sağlamak give pause to (one) v.
birinin bir dakika durup düşünmesini sağlamak give pause to someone v.
birinin bir dakika durup düşünmesini sağlamak give pause to someone (for thought) v.
birinin bir dakika durup düşünmesini sağlamak give someone pause (for thought) v.
bir dakika bile düşünmeden in a heartbeat expr.
bir dakika boş duramazsın never a dull moment expr.
bir dakika boş duramazsın there is never a dull moment expr.
bir an/dakika bile sıkıcı geçmez never a dull moment expr.
bir an/dakika bile sıkıcı geçmez there is never a dull moment expr.
dakika sektirmeden at the dot expr.
son dakika one minute to midnight expr.
her dakika from one moment to the next expr.
Speaking
birkaç dakika oturun lütfen take a seat for a few minutes please interj.
bir dakika önce söylediği bir dakika sonrasını tutmuyor what he says one minute doesn't mean anything the next expr.
bize bir dakika izin verir misin? can you give us a minute? expr.
bir dakika wait up a minute expr.
bir dakika konuşabilir miyiz? can I talk to you for a minute? expr.
bir dakika önce söylediğin bir dakika sonrasını tutmuyor what you say one minute doesn't mean anything the next expr.
bir dakika bekler misin could you wait a second expr.
bir dakika konuşabilir miyiz? can I speak to you a minute? expr.
bir dakika içinde yağmur başlayacak it's gonna start raining in one minute expr.
bir dakika düşüneyim let me think for a minute expr.
bize bir dakika müsaade edin give us a minute expr.
bir dakika bekle! hold on a minute! expr.
bir dakika önce söylediği bir dakika sonrasını tutmuyor what she says one minute doesn't mean anything the next expr.
bir dakika! hold your horses! expr.
bir dakika bile sürmez (geliyorum hemen) I won't be a minute expr.
bir dakika hang on expr.
beş dakika içinde oradayız we will be there in five minutes expr.
bir dakika düşünmeme izin ver let me think for a minute expr.
bize bir dakika izin verir misiniz? can you give us a minute? expr.
bekle bir dakika! hold on a minute! expr.
bize bir dakika izin verebilir misiniz? can you give us a minute? expr.
bu sadece birkaç dakika sürer it just takes a few minutes expr.
bize bir dakika izin verebilir misin? can you give us a minute? expr.
bir dakika hatta bekler misiniz? hang on a while expr.
bir dakika bekle! hold on for a minute! expr.
beş dakika içinde orada olacağız we will be there in five minutes expr.
bize bir dakika izin verin just give us a minute expr.
bekle bir dakika! hold on for a minute! expr.
bu sadece birkaç dakika sürer it takes just a few minutes expr.
geldim sayılır iki dakika sonra oradayım I'm almost there I'll be two minutes expr.
on dakika sonra mahkemede olmalısın you're due in court in ten minutes expr.
masanız birkaç dakika içinde hazır olacak your table will be ready in a few minutes expr.
lütfen bana beş dakika verin please give me five minutes expr.
ona birkaç dakika ver give him a few minutes expr.
onu beş dakika önce gördüm I saw him five minutes ago expr.
onu beş dakika önce gördüm I saw her five minutes ago expr.
onunla birkaç dakika yalnız kalmam mümkün mü? do you mind if I have a couple of minutes alone with him/her? expr.
kaç dakika kaldığını öğrenmek find out how many minutes left expr.
kütüphane beş dakika içinde kapanacaktır the library will be closing in five minutes expr.
ona birkaç dakika ver give her a few minutes expr.
onunla birkaç dakika yalnız kalmamın bir mahsuru var mı? do you mind if I have a couple of minutes alone with him/her? expr.
otuz dakika oldu been thirty minutes expr.
sadece 5 dakika sürer/sürüyor it only takes 5 minutes expr.
15 dakika sonra 15 minutes later expr.
Chat Usage
bir dakika bbiab (be back in a bit) expr.
Trade/Economic
adam dakika man-minute n.
adam dakika manit n.
dakika gün hafta aylık bazda grafikler tick by tick n.
son dakika risk analizi last minute risk analysis (lmra) n.
dakika başına gelir rpm (revenue per minute) abrev.
Politics
sürekli aydınlık için bir dakika karanlık one minute darkening for incessant enlightening n.
Tourism
son dakika satışları last minute sales n.
Media
(haber) son dakika breaking adj.
Technical
atış/dakika (ateşli silah) rounds per minute n.
açısal dakika minute of angle n.
amper dakika ampere minute n.
bir dakika teli one-minute wire n.
dakika başı vuruş sayısı bpm-beat per minute n.
dönüş/dakika rounds per minute n.
dönü/dakika revolutions per minute n.
on beş dakika quarter-hour n.
sınır dakika değeri limit minute value n.
dakika başına fit feet per minute n.
açısal dakika moa (minute of angle) abrev.
Computer
bir saat ve bir dakika one hour and one minute expr.
dakika bekle minutes expr.
sayfa/dakika pages per minute expr.
yüklemek için lütfen 39 dakika bekleyiniz please wait 39 minutes to download expr.
sayfa/dakika ppm abrev.
Telecom
dakika hatırlatıcı minute minder n.
müşterinin cep telefonunun günlük, aylık veya yıllık kullanım miktarının dakika cinsinden toplamı mou (minutes of use) abrev.
Automotive
devir/dakika revolutions per minute n.
devir/dakika revolution per minute n.
litre/dakika liters per minute n.
fit küp/dakika cubic feet per minute expr.
galon/dakika gallons per minute expr.
Transportation
tren on dakika geç kalkıyor/geliyor the train is running ten minutes late expr.
tren on dakika rötar yapıyor the train is running ten minutes late expr.
Medical
altı dakika yürüme testi 6-min walk test n.
altı dakika yürüme testi six-minute walking test n.
dakika hacmi minute volume n.
maksimum dakika ventilasyonu maximum minute ventilation n.
Food Engineering
devir/dakika revolution per minute n.
Physics
metre/dakika meters per minute n.
Astronomy
365 gün, 5 saat, 48 dakika, 45.5 saniyelik süre tropical year n.
365 gün, 5 saat, 48 dakika, 45.5 saniyelik süre equinoctial year n.
365 gün, 5 saat, 48 dakika, 45.5 saniyelik süre true time n.
365 gün, 5 saat, 48 dakika, 45.5 saniyelik süre astronomical year n.
365 gün, 5 saat, 48 dakika, 45.5 saniyelik süre solar year n.
365 gün, 5 saat, 48 dakika, 45.5 saniyelik süre equinoctial year n.
365 gün, 5 saat, 48 dakika, 45.5 saniyelik süre astronomical year n.
parlaklık artışı ani ve beklenmedik olup yalnızca birkaç dakika süren yıldız flare star n.
Geography
ortalama güneş zamanında 27 gün, 7 saat, 43 dakika ve 4.7 saniye süren tropik ay tropical month n.
dünya'nın güneş etrafında 365 gün 6 saat 13 dakika 53.1 saniye süren tam dönüşü anomalistic year n.
Sport
bir mili iki dakika kırk saniyede kat etme two-forty n.
kalp dakika hacmi cardiac output (co) n.
son dakika mağlubiyeti heartbreaker n.
(poloda) genellikle yedi dakika süren kesintisiz oyun süresi chukka n.
(kürek/yüzme yarışında) dakika başına vuruş sayısı beat n.
beş dakika içinde bulunamayan (golf topu) lost adj.
Basketball
dördüncü çeyrekte oynanan son birkaç dakika crunch time n.
Football
son dakika golü last-minute goal n.
2 dakika kayıp zaman işaret etmek give 2 minutes extra time v.
Chess
tüm hamlelerin oyuncu başına 15 dakika gibi kısa sürelerde tamamlanması gereken satranç türü rapid chess n.
Wagering
at yarışında (tebeşirle ilan edilen) son dakika bahisleri chalk n.
Music
dakika başına vuruş ile ölçülen müzik hızı metronome marking n.
her bir yüzü en fazla beş dakika kayıt alan plak single n.
Archaic
hemen geliyorum (bir dakika bile sürmez) I shan't be a moment expr.
Slang
beş dakika dinlenmek take five v.
dur bir dakika hold you hard expr.
bir dakika dur bakalım hold you hard expr.
British Slang
bir kaç dakika tick n.
bir dakika just a mo expr.
bir kaç dakika two ticks expr.
Star Wars
standart dakika standard minute n.