davalı - Turco Inglés Diccionario

davalı

Significados de "davalı" en diccionario inglés turco : 24 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
davalı defendant n.
The defendant will please rise.
Davalı lütfen ayağa kalkın.

More Sentences
General
davalı defendant n.
The defendant was sentenced to death.
Davalı idama mahkûm edildi.

More Sentences
Law
davalı defendant n.
The defendant will appeal to a higher court.
Davalı bir üst mahkemeye itiraz edecek.

More Sentences
General
davalı libellee n.
davalı respondent n.
davalı defense n.
davalı libelee n.
davalı defence n.
davalı contested adj.
davalı in dispute adj.
davalı litigious adj.
Law
davalı respondent n.
davalı defender n.
davalı libellee n.
davalı libelee n.
davalı conisor [obsolete] n.
davalı connusor [obsolete] n.
davalı cognisor n.
davalı cognizor n.
davalı conusor n.
davalı litiginous adj.
davalı litigious adj.
davalı litigatious adj.
Latin
davalı reus n.

Significados de "davalı" con otros términos en diccionario inglés turco: 47 resultado(s)

Turco Inglés
General
temyizde davalı taraf appellee n.
davalı ya da tutuklunun teşhis için tanığa gösterilmesi showup n.
mumaileyh davalı aforementioned defendant n.
davalı avukatı counsel for the defense n.
kan davalı kimse feudist n.
davalı olmak be engaged in a lawsuit v.
Law
bir istirdat davasında haklı olduğunu iddia eden davalı avowant n.
davalı vekili defendant's counsel n.
davalı malların idaresi receiver ship n.
davalı konu object at issue n.
davalı yeminli beyanı affidavit of defense n.
davacı ve karşı davalı plaintiff and counter-defendant n.
dahili davalı added defendant n.
davacının davaya devam etmeyeceğini bildirmesi üzerine davalı lehine verilen karar judgment of nolle prosequi n.
davalı lehine yemin ile doğrulanan beyan affidavit of merits n.
davalı vekili defendant's attorney n.
davalı ve karşı davacı defendant and counter-plaintiff n.
davalı koltuğu defendant's seat n.
davacının davaya devam etmeyeceğini bildirmesi üzerine davalı lehine verilen karar nol pros n.
hem davalı hem de davacıdan rüşvet alan jüri üyesi ambidexter n.
istirdat davasında davalı defendant in replevin n.
ihzar kararı (davalı için) writ of mandate n.
karşı davalı counter-defendant n.
müşterek davalı codefendant n.
mutlak ihzar kararı (davalı için) peremptory writ of mandate n.
müşterek davalı joint defendant n.
mutlak ihzar kararı (davalı için) peremptory writ n.
müşterek davalı co-defendant n.
temyiz davasında davalı appellee n.
temyizde davalı taraf appellee n.
temyiz mahkemesinde davalı olma defendant in court of appeal n.
(davalı tarafından) suçlamaya ilişkin beyan ve dava idaresi oturumu plea and case management hearing n.
iki veya daha fazla kişinin müşterek davalı/davacı olarak birleştirilmesi joinder n.
hakimin karar sonrası davalı huzuruna geri dönmesi postea n.
ortak davalı corespondent n.
aldatma ile itham edilen müşterek davalı corespondent n.
zina ile suçlanan müşterek davalı corespondent n.
aldatma ile itham edilen müşterek davalı co-respondent n.
zina ile suçlanan müşterek davalı co-respondent n.
davalı lehine şahitlik yapmak testify for the defense v.
(mübaşir aracılığıyla davalı ve davacıları) çağırmak call a party v.
hem davacı ve hem de davalı sıfatıyla mahkeme önüne çıkmak ester in judgment v.
hem davacı ve hem de davalı sıfatıyla mahkeme önüne çıkmak enter an appearance v.
Latin
davalı veya davacı causator n.
davanın her iki tarafının hem davacı hem de davalı olduğu dava actiones duplices n.
Slang
müşterek davalı crimey n.
Star Wars
davalı vadi contested valley n.