Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | disorienting adj. | kafa karıştıran | ||
The disorienting lights created a surreal atmosphere at the party. Kafa karıştırıcı ışıklar, partide gerçeküstü bir atmosfer yaratıyordu. More Sentences |
||||
General | disorienting adj. | yönünü şaşırtan | ||
He was lost in the disorienting maze. İnsana yönünü şaşırtan labirentin içerisinde kaybolmuştu. More Sentences |
||||
General | disorienting n. | kafa karıştırma |