Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | ettiği halde | in case that conj. |
General | ettiği halde | enaunter [obsolete] conj. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | yatırımcının kar ettiği halde normal gelir vergilerine tabi olmak için yatırımını satmak istememesi | locked-in n. |
Technical | ||
Technical | içindeki asılı halde bulunan bobinin manyetik alanda serbestçe hareket ettiği (elektromekanik cihaz) | moving-coil adj. |
Computer | ||
Computer | çevrimiçi ortamları düzenli takip ettiği halde etkileşim vermeyen kimse | lurker n. |